Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/593 E. 2020/445 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/593 Esas
KARAR NO : 2020/445
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2015
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı sigorta şirketi arasında 29/07/2011 tarihinde Acentelik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin davalı sigorta şirketi tarafından gerekçe bildirmeksizin haksız olarak feshedildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle meydana gelen kar mahrumiyetinin, denkleştirme tazminatının ve hukuka aykırı olarak müvekkilinden kesilmiş bulunan danışmanlık ücretlerinin şimdilik 10.000 TL’sinin fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, huzurdaki yargılamada davacı tarafın denkleştirme ( portföy tazminatı) talep edemeyeceğini, müvekkil şirketin, davacının kendi sorumlu olduğu bölge dışında poliçe düzenlemesi nedeniyle haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, davacının münhasır bir acente olmadığını, dolayısıyla davacı şirketin portföyündeki müşterilerin sigortalarını başka bir şirkette yenilemesi mümkün olduğundan kar kaybının söz konusu olmadığını, ayrıca hem kar kaybı hem da portföy tazminatının aynı anda talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir … ile sigortacı … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 08/12/2016 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacı taraf 2013 yılı yevmiye ve kebir defterini,2014 yılı yevmiye ve kebir defterini,2015 yılı yevmiye defterini tarafımıza ibraz etmiştir. Tutulması ve ibrazı zorunlu olan envanter defteri tarafımıza ibraz edilmemiştir. İbraz edilen ticari defterlerinin davacı lehine delil olarak değerlendirilmesi sayın mahkemenin takdirindedir.
Davacı davalıdan komisyon geliri elde etmektedir. İbraz edilen ticari defter yevmiye açıklamalarına göre davacının 2013 yılından davalıdan ve dava dışı … sigortadan komisyon geliri elde ettiği tespit edilmiştir. İbraz edilen ticari defter yevmiye açıklamalarına göre davacının 2014 yılında davalıdan ve dava dışı … sigortadan komisyon geliri elde ettiği tespit edilmiştir.
Davacı 2015 yılı yevmiye defterini 30.09.2015 tarihine kadar ibraz etmiştir. 2015 yılı kebir defteri ibraz edilmemiştir. İbraz edilen davacı 2015 yılı yevmiye defterine göre 01.01.2015 ile 10.04.2015 tarihleri arası brüt 6.363,84.-TL davalıdan komisyon geliri elde ettiği tespit edilmiştir. Yine ibraz edilen davacı 2015 yılı yevmiye defterine göre davacının; davalı ile sözleşme fesih tarihi olan 10.04.2015 tarihine kadar davalıdan ve dava dışı … sigortadan komisyon geliri elde ettiği, fesih tarihinden sonra ise davalıdan komisyon geliri elde etmediği, ancak dava dışı … sigortadan, dava dışı Ak sigortadan, dava dışı Ankara sigortadan, dava dışı Koru sigortadan, komisyon gelirleri elde ettiği tespit edilmiştir.
Şu halde davacının sözleşme fesih tarihi olan 10.04.2015’i ile sözleşme bitiş tarihi olan 29.07.2015 tarihi arası brüt kar kaybı 12.811,96.-TL olarak hesaplanmıştır.
Davalı taraf;2011,2012,2013,2014,2015 yılları ticari defterlerini tarafımıza ibraz etmiştir. Davalının İbraz edilen ticari defteleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu görülmüş olup, mevcut tespitlere göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşımakla birlikte nihai karar sayın mahkemeye aittir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme ile başladığı görülmektedir. Davalı taraf sigorta komisyon belgelerini davacı tarafa göndermiş olup davalı tarafta bunu kabul etmiştir. Davalının ibraz edilen ticari defterlerinde fesih tarihi itibariye davacıya borçu 3.483,27.-TL dava tarihi itibariyle ise davacıya borçu 4.108,32.-TL olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından yapılmakta iken sözleşmenin yenilenmemesi sonucu başka acentelere yaptırılan poliçe listesinin tamamının zorunlu trafik sigortası ve kasko branşı’dan olduğu tespit dilmiş olup bu poliçeler ait acente prim tutarı toplamının 33.932,94.-TL olduğu görülmüştür. Davacı tarafından sayın mahkemeye veya tarafımıza davacı tarafından yapılmakta iken sözleşmenin yenilenmemesi sonucu başka acentelere yaptırılan poliçe listesi hakkında herhangi bir belge veya bilgi ibraz edilmemiştir.
Taraflar arasında 29.07.2011 tarihli sözleşme yapılmıştır. Sözleşme şartları ile birlikte tarafların hak ve yükümlülükleri ortaya çıkmıştır. Davalı vekilinin sözleşmeyi fesih gerekçesinde temel olarak davacı acentenin görev bölgesi dışında özellikle diğer bölgelerde Bartın ilinde ve çalışma alanı dışında diğer bölgelerde poliçe tanzim etmesi üzerinde davalı taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı sebeple fesih edildiği beyan edilmiştir. Konu hakkında ilgili sözleşme maddesi şu şekildedir;
Madde 20- Çalışma Sahası:
ACENTE ’nin çalışma bölgesi İSTANBUL il sınırları içidir. ACENTE ‘nin çalışma bölgesi dışında sigorta yapabilmesi ve sigortacılık faaliyetlerini sürdürebilmesi, … GENEL Sigorta ’m buna yazılı izin vermesine bağlıdır. ACENTE, çalışma bölgesi içinde hiç iş yapamaz veya tatminkâr bir faaliyet göstermezse, … GENEL SİGORTA işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak ve hiçbir koşul aranmaksızın feshedebilir. Bu durumda ACENTE, herhangi bir hak, zarar, ziyan ve tazminat talebinde bulunmamayı kabul ve taahhüt eder. … GENEL SİGORTA, ACENTE ‘nin çalışma sahasında, ACENTE ‘nin onayına gerek kalmaksızın ve herhangi bir bildirim veya ihbarda bulunmaksızın başka acenteler de nasp ve tayin edebilir. Şeklindedir.
Davalı tarafın ibraz edilen poliçe örneklerinde davacının 2014 yılı içinde çalışma alanının dışında Bartın ilinde sigorta yaptığı tespit edilmiştir. Diğer taraftan da sözleşme süresi içinde iş yerini Bartın iline nakil ettiği tespit edilmiştir.( 06.05.2015 tarihli ticaret sicil gazetesinin 1292 sayfası)
Şu halde davacının denkleştirme tazminatı talebinin yerinde olabilmesi için taraflar arasındaki sözleşme şartlarına uygun davranma şartına bağlıdır. Ancak davacının çalışma bölgesi İSTANBUL il sınırları içinde olduğu ve davalının herhangi bir yazılı onayını almadan sözleşme süresi içinde Bartın ilinde Poliçe tanzim ettiği görülmektir. Şu halde davacı denkleştirme tazminatı için sözleşmeye uygun hareket ettiğini ispatlama mecburiyetindedir. ( davacı sadece İstanbul, ili içinde çalıştığını başka bölgelerde sözleşme kapsamındaki hizmetlerden ( Bartın vb.) faaliyeti olmadığını veya başka bölgelere hizmet vermediğini ispat etmeye mecburdur.) Davacı bu ispatı yapabiliyorsa denkleştirme tazminatı talep edebilecektir. Dosya kapsamında bu ispat ile ilgili herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Diğer taraftan denkleştirme tazminatının hesaplanabilmesi için talep eden taraf olan davacının son beş yılına ait 2011-2012-2013-2014-2015 yılı ticari defterinin ve belgelerinin tam olarak ibrazı gerekmektedir. ( TTK 122/2) Ancak bu yönde tam olarak bir ibraz gerçekleşmemiştir.
Davacının davalıdan kar mahrumiyeti talebinin olduğu görülmektedir. Kurulumuz tarafından yapılan hesaplama sonucunda brüt kar kaybı 12.811,96.-TL olarak hesaplanmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 22 maddesinde …
GENEL SİGORTA, işbu sözleşmeyi her zaman, tek taraflı olarak ve hiçbir koşul aranmaksızın feshetmeye yetkilidir. ACENTE’ nin , Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliğince tutulan Levhaya kayıt olmakla birlikte Levhadan silinmesi durumlarında … GENEL SİGORTA, iş bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilecektir. Her ne sebeple olursa olsun, işbu sözleşme gedilir misali ederse yahut yürürlük süresinin bitiminde sonra yenilenmezse; ACENTE, … GENEL SİGORTA DAN dan herhangi bir nam ve unvan altında herhangi bir hak, zaaftır, ziyan, tazminat, komisyon, portföy hakkı, mahrum kalınan kar, maddi ve manevi zarar karşılığı kar kaybı ve benzeri taleplerde bulunmayacağını şimdiden beyan, kabul ve taahhüt eder Tüm fesih masrafları da ACENTE/ye. Aittir. Ayrıca, işbu sözleşmenin feshi üzerine ACENTE, … GENEL Sigorta olan borcunu en geç beş gün içinde tamamen ödemediği takdirde temerrüde düşmüş olur. ACENTE, temerrüde düşmesi halinde, TC. Merkez Bankasının avans işlemlerinde uyguladığı avans faiz oranının iki katı oranında hesaplanacak temerrüt ikizini, temerrüt tarihînden itibaren mürekkep olarak hesaplanmak suretiyle Ödeyeceğini ve her türlü mahkeme masraflarının da kendisine ait olacağını kabul beyan ve taahhüt eder…. Şeklindedir.
Şu halde davacı sözleşme şartları ile mahrum kalman kar veya kar kaybını davalıdan talep etmeyeceğini beyan ve taahhüt etmiştir. Diğer taraftan davacı sözleşme sona ermesinden sonrada dava dışı Ak sigortadan dava dışı Ankara sigortadan, dava dışı Koru sigortadan, komisyon gelirleri elde ettiği tespit edilmiştir. Bu durumda davacının sözleşme fesih tarihinden sonra dava dışı diğer sigorta şirketlerinden komisyon geliri elde ettiği görülmüştür. Şu halde davacının mahrum kalınan kar veya kar kaybını talep etmesi sözleşme şartlarında ispata muhtaç olarak değerlendirilmiştir.
Davalı firmanın davacı firmadan danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti hakkedişi açısından; taraflar arasındaki sözleşmede düzenlemeye rastlanmamıştır. Davalı tarafından tanzim edilen davacıya ait sigorta gider belgeleri davacı tarafından kabul edilmiş olup herhangi bir itiraz gelmemiştir. Mevcut duruma göre davacı firmadan danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti hakkedişinin tutarı, miktarı, davalı tarafından neden ve niçin kesildiği hakkında davacı tarafından ispatlı olarak açıklama yapılması gerekir.” şeklinde mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizin 2015/569, 2017/75 esas sayılı dosyasında icra edilen yargılama neticesinde; davacı yanın sözleşme sonrası davalı onayının almaksızın şirket merkezini İstanbul ilinden Bartın iline naklettiği ve sözleşme ile tanımlanan faaliyet bölgesi olan İstanbul il sınırları dışında Bartın ilinde poliçe düzenlediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı,dolayısıyla davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği dosya kapsamıyla sabit olup mahkememizce de benimsenmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 22 maddesi uyarınca davacı yanın sözleşmeye aykırı davranışı ve feshin haklı nedene dayandığı sabit olmakla kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminatı istemi sözleşmenin 22. maddesi de nazara alınarak yerinde görülmemiştir.
Tartışılması gereken diğer husus davacıdan kesilen danışmanlık ücretlerine ilişkindir. Dava konusu edilen bu alacak kalemi yönünden her ne kadar sözleşmede hüküm yok ise de; davalı tarafından tanzim edilen davacıya ait sigorta gider belgeleri davacı tarafından kabul edilmiş olup herhangi bir itiraz gelmemiştir. Taraflar arasında danışmanlık ücreti tahsili bu anlamda uygulama ile sözleşme hükmü haline gelmiş ve davacı tarafça tarafça danışmanlık ücreti itirazı kayıt olmaksızın ödenmek suretiyle benimsenmiş olmakla istirdadı talep edilemez.” gerekçesi ile mahkememizce verilen davanın reddine dair hüküm davacı vekilinin İstinaf talebi üzerine İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 2017/548 esas, 2018/548 karar sayılı ilamı ile;
“Taraflar arasındaki 29/07/2011 tarihli acentelik sözleşmesinin davacı tarafından … Noterliğinin 25 Aralık 2014 tarih ve … no.lu ihtarnameyle feshedildiği sabittir. (3 ay sonra geçerli olacak şekilde) İhtarnamede fesih nedeni gösterilmemiştir. Bununla birlikte davalı yetkilisinin davacı acente yetkilisiyle yaptığı 30/10/2014 tarihli görüşme formunda davacı acentenin faaliyet sahası dışında Bartın’da sözleşme ürettiği bu nedenle (acentelik sözleşmesinin feshedilebileceği konusunda) uyarıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim 25 Aralık 2014 tarihinde de fesih iradesi gelmiştir. Davacı daha sonra faaliyet merkezini 17/03/2015 tarihinde Bartın’a nakletmiştir.Bu durumda feshin taraflar arasındaki sözleşmenin çalışma sahası başlıklı 20. Maddesine aykırılık nedeniyle gerçekleştiği, bu nedenle haklı ve geçerli olduğu kabul edilmek durumundadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. Maddesinde yer alan ve davacının (acente) … Sigorta’dan herhangi bir nam ve ünvan altında herhangi bir hak, zarar, ziyan tazminat, komisyon, portföy hakkı, mahkum kalınan kar maddi ve manevi zarar karşılığı kar kaybı ve benzeri taleplerde bulunmayacağını şimdiden beyan, kabul ve taahhüt eder. şeklindeki bölümün, davacı tüzel kişiliğin haklarından doğmadan vazgeçmesi anlamında geçersiz olduğu kabul edilmelidir. Bu kapsamda danışmanlık ücreti adı altında kesildiği kabul edilen tutarların dayanağının ne olduğu belli olmamakla birlikte davalı cevabında komisyon oranlarının sözleşme ekinde ve her yıl belirlenerek davacıya aktarıldığını savunmuş olup komisyon ücreti ile danışmanlık ücreti kesintilerinin aynı anlama gelip gelmediği anlaşılamamaktadır.
Bu durumda davacının ürettiği poliçeler kapsamında davalı tarafından yapılan kesintilerin yapıldığı tüm belge, makbuz ve dekontlar getirtilerek, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile kesintilerin miktarı ve dayanağı belirlenmeye çalışılmalı, sözleşmesel bir dayanağı olup olmadığı belirlenerek çıkacak sonuç dairesinde karar verilmelidir. Bu talep yönünden mahkemece tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması karşısında ilk derece mahkemesince verilen hükmün kaldırılarak anılan eksikliklerin giderilmesini temine yönelik olarak yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile kaldırılarak mahkememize yeniden tevzi olmuş, 2018/593 esasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde İstinaf mahkemesi kararına uygun olarak gerekli incelemenin yapılması için dosya bilirkişilere tevdi olmuş ve konuya ilişkin 08/01/2020 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 08/01/2020 tarihli raporlarında özetle;
“Davacı ile davalı arasında 29.07.2011 tarihinde Acentelik Sözleşmesi imzalanmıştır. Davalının sözleşmeyi erken fesih etmesi nedeni ile davacının yoksun kalınan karı, portföy tazminatı ve haksız alınan danışmanlık ücretini davalıdan talep etmesi üzerine huzurdaki dava açılmıştır.
Davalı taraf, ,2011,2012,2013,2014,2015 yılları ticari defterlerini tarafımıza ibraz etmiştir. Davalının İbraz edilen ticari defteleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu görülmüş olup, mevcut tespitlere göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşımakla birlikte nihai karar sayın mahkemeye aittir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme ile başladığı görülmektedir. Davalı taraf sigorta komisyon belgelerini davacı tarafa göndermiş olup davalı tarafta bunu kabul etmiştir.
Davalı firmanın davacı firmadan danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti hakkedişinin değerlendirilmesi..
Davalı şirket tarafından davacı tarafa tanzim edilmiş olan komisyon belgelerinden yazılı olan ve davacının hak ettiği komisyon tutarları belgeli olarak ibraz edilmiştir.
Davacı davalıdan çalışma dönemi içinde (2012,2013,2014 yıllarında) 96.654,94.-TL sigorta komisyonuna hak kazandığı, davalı firmanın; davacı firmadan danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti hakkediş talebine ilişkin taraflar arasındaki sözleşmede böyle bir bilgiye rastlanmamıştır. Diğer taraftan ibraz edilen bilgi ve belgelere göre davacıya yapılan ( mahsup edilen ) ödemelerde danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti hakkedişinin kesinti yapıldığına dair herhangi bir tespit yapılamamıştır.
Diğer taraftan davacının elde ettiği komisyon tutarları yukarıda ifade edilmiş olup davalının ürettiği ve davacının da acente olarak hizmet verdiği poliçelerden elde edilen primlerden davacı tarafın hak kazandığı komisyon tutarlardan hangi tutarda , hangi oranda ne zaman kesinti yapıldığı belgeye dayalı olarak davacı tarafından ortaya koyması gerekir.
Davacı elde ettiği komisyon tutarlarında danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti kesildiği ifade ediyorsa somut bilgi ve belgeye dayalı olarak bu iddiasını ispat etmesi gerekir.
Sonuç olarak; Dava dosyası, ibraz ticari defterler, poliçeler, cari hesap dökümleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
Davalı firmanın davacı firmadan danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti hakkedişinin gerek taraflar arasındaki sözleşmede böyle bir böyle bir düzenlemeye rastlanmadığı, Davalı tarafından tanzim edilen davacıya ait sigorta gider belgeleri davacı tarafından kabul edildiği, herhangi bir itiraz gelmediği, Diğer taraftan ibraz edilen bilgi ve belgelere göre davacıya yapılan ( mahsup edilen ) ödemelerde danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti hakkedişinin kesinti yapıldığına dair herhangi bir tespit yapılamamıştır.
Davacı elde ettiği komisyon tutarlarında danışmanlık ücreti altında %1 – %2,5 arasında danışmanlık ücreti kesildiği ifade ediyorsa somut bilgi ve belgeye dayalı olarak bu iddiasını ispat etmesi gerektiği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; sigorta acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyeti, denkleştirme tazminatının tahsili ile hukuka aykırı olarak tahsil edilen danışmanlık ücretinin istirdadı istemine ilişkindir. Davalı yan;davacının faaliyet bölgesi dışında poliçe düzenlemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ve müvekkilinden alacak talebinde bulunamayacağını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında; 29/07/2011 tarihli davalının İstanbul il sınırları içinde poliçe düzenlemesine ilişkin olarak acentelik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin davalı tarafca 10/04/2015 tarihinde feshedildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve davacının davalıdan alacak talebinde bulunup bulunamayacağı ve bulunabilecekse miktarı hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizin önceki kararı ve istinaf kaldırma ilamı ile de tespit edildiği üzere, davalı sigorta şirketince yapılan feshin davacı acentenin sözleşmenin çalışma sahasına ilişkin 20. maddesine aykırı davranması nedeniyle haklı fesih olduğu, bu nedenle davacı yanın herhangi bir kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminatı talebinde bulunamayacağı, sözleşmenin 22. maddesindeki fesih nedeniyle acentenin tazminat talebinde bulunamayacağına ilişkin düzenleme doğmamış haktan feragat anlamına geldiğinden, hukuk düzenimizce kabul edilmeyen bu durumun sözleşmenin anılı maddesinin geçersiz olduğunun kabulünü gerektirdiği, davacı şirketin danışmanlık ücreti adı altında hakedişinden kesinti yapıldığı iddiasına ilişkin istinaf kaldırma ilamı kapsamında yapılan inceleme neticesinde alınan rapor gereğince, davalı sigortanın davacı acentenin iddia ettiği gibi kesinti yaptığına dair herhangi bir kaydın tespit edilemediği gibi davacı yanca bu hususu ispatlar dosyaya delil ibraz edilemediği anlaşılmakla, davacı yanın ilk bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi talepli mazeret dilekçesi içeriği nazara alındığında son rapora herhangi bir itiraz ileri sürülmediği hususu da gözetildiğinde, açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harçtan alınması gerekli 54,40 TL harcın mahsubu ile arda kalan 116,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 3.400 TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza