Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/569 E. 2019/1032 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/569 Esas
KARAR NO : 2019/1032
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2017 Nisan ayında açılan, başarılı ve itibar görmüş bir şirket olduğunu, davalıların haksız ve mesnetsiz şekilde müvekkili şirketi noterden gönderilen ihtarnameler ile sürekli taciz ettiğini, hem müşterilerini hem de çalışanlarını mesaj ve telefon yoluyla taciz ederek müvekkilinin irtibarını zedelediklerini, haksız rekabet yaptıklarını ve bu durumu müvekkil şirketin ve çalışanlarının üzerine yıkmaya çalıştıkların, davalıladan …’ın müvekkil şirketin eski ortağı olduğunu, müvekkilinin tam karşısına dükkan açtığını, huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar davalıların müvekkil şirket yetkilileri, çalışanları ve müşterilerine yapmış oldukları rahatsız edici ve gerçek dışı fiillerin engellenmesi için teminatsız ihtiyati tedbir taleplerinin olduğunu ve şimdilik 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.000 TL tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davacı çalışanlarını ve müşterilerini taciz ettiği ve davacı şirketin karşısına dükkan açtığı gibi iddialarının soyut ve hakikat hilafında olup esasında davacı yanın ticari faaliyetleri ve müvekkillerini zarara uğrattığını, … Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi ve … Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinde açılan değişik iş dosyaları ile davacının müvekkilerinin tescilli faydalı modellinden doğan kullanım haklarını ihlal ettiklerinin tespit edildiğini, asıl zarar görenin müvekkileri olduğunu, davacının müvekkilinin kurduğu sistemden ve Know-Howdan haksız olarak faydalandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce iddia, savunma ve dosya kapsamı çerçevesinde, haksız rekabet alanında uzman ticaret hukukçusu … ve tıbbi cihaz uzmanı bilirkişi … marifetiyle bilirkişi incelemesi icra edilerek konuya ilişkin bilirkişi raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler 03/09/2019 tarihli raporlarında özetle;
“Dava konusu uyuşmazlık davalıların eylemlerinin davacıyı kötülemek suretiyle haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkindir. Faydalı model üzerindeki hakkın kime ait olduğu veya bu hakkın ihlal edilip edilmediği ayrı bir davanın konusu olup heyetimizce bu hususa ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır.
Haksız rekabet 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54 ile 63. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Haksız rekabete ilişkin bu düzenlemelerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (TTK m54/1) Bütün katılanlar ifadesi ile tedarik edenler (rakipler), müşteriler ve kamu üçlüsü kastedilmektedir.
TTK m. 54/2’de ise bireylerin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin belirlenmesinde istifade edilebilecek genel ilke düzenlenmiştir. Buna göre “ rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Bununla beraber kanun koyucu bir eylemin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin belirlenmesinde kolaylık sağlaması adına uygulamada sıklıkla rastlanan başlıca haksız rekabet eylemlerini TTK m.55’te örnekleyici şekilde saymıştır. Bir davranış veya ticari uygulama TTK m.55’te sayılan hallerden birisinin kapsamına giriyorsa haksız rekabet teşkil eder. Bu eylemler yönünden TTK m.54/2’ye göre ayrıca bir inceleme yapılması gerekmez (Nomer Ertan N. Füsun, Haksız Rekabet Hukuku, İstanbul 20196, s, 97 )
Somut olayda davacı tarafın talepleri TTK m.55/1a/1’de düzenlenen kötüleme suretiyle haksız rekabet iddiasına dayanmaktadır. TTK m.55/1/a/ 1’e göre, “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” haksız rekabet teşkil eder.
Bu haksız rekabet eyleminin gerçekleşebilmesi için şu unsurların varlığı aranır:
Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini kötüleyici bir beyanın bulunması,
Beyanın yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olması,
Bu beyanın rekabet ortamını etkilemeye elverişli olması.
Kötüleyici beyan; karalamayı, perdelemeyi, değerini küçümsetmeyi ve düşürtmeyi kapsar. Ancak her kötüleme haksız rekabet teşkil etmez. Bunun için beyanın yanlış yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olması gerekir. Beyanın objektif olarak gerçeklere aykırı olması halinde bu beyan yanlış olarak nitelendirilir. Yanıltıcı beyanın ise gerçeğe aykırı olması gerekmez. Gerçek olsa dahi sunuluş şekli itibariyle muhattaplarda yanlış bir izlenim yaratabilecek beyanlar yanıltıcıdır. Gereksiz yere incitici beyan ise maksadını aşan, ölçüsüz ve mahatabı incitebilecek beyanlardır ( PEKDİNÇER TAMER , “kötüleme suretiyle haksız rekabet eylemi ve bazı özel durumlar” , Prof. Dr. Merih Kemal Omağ’a Armağan, Cilt 2, s. 516-520) Öte yandan, beyanın haksız rekabet oluşturması için rekabet eylemi ve bazı özel durumlar “
Prof. Dr. Merih Kemal Omağ’a Armağan cilt 2, s. 514/516)
Somut olayda davacı, davalıların kendisine ihtarname göndererek ve müşterilerine ve çalışanlarına mesaj göndererek / arayarak kendisi hakkında kötüleyici ifadeler kullandığını belirtmiştir.
Davavcı vekili tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan, 4 mayıs 2018 tarihinde davalılardan … San. Ve Tic. Ltd . Şti. Ve … tarafından keşide edildiği anlışılan ve 11 haziran 2018 tarihinde davalılardan … san. Ve Tic. Ldt. Şti. Tarafından keşide edildiği anlaşılan iki adet ihtarname incelenmiştir. İhtarnamelerde davacının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği belirtilmiş ve bu eylemlerine son vermesi istenmiştir.
Bir kimseye haksız eylemlerine son vermesi için ihtarname göndermek, şikayette bulunmak veya dava açmak tek başına haksız rekabet teşkil etmez. Aksini kabul Anayasal olarak korunan hak arama özgürlüğünün ihlali anlamına gelir. Bu tür bir eylemin rakibi rahatsız etmek, onun itibarını sarsmak amacıyla yapılması halindeyse haksız rekabet değerlendirmesi yapmak mümkündür.
Ne var ki, somut olayda, davalıların bu amaçla hareket ettiğini gösteren bir bilgi veya belgeye rastlanmamıştır. Davalılar makul bir şekilde iddialarını ileri sürmüşlerdir. Ayrıca davacıya gönderilen ihtarnameler rekabet ortamını etkilemeye elverişli de değildir. Zira bu ihtarnamelerin içeriği yalnızca davacı tarafından öğrenilmektedir. Bu sebeple de davalıların gönderdiği bu ihtarnamelerin kötüleme suretiyle haksız rekabet oluşturmayacağı kanaatindeyiz.
Davacının taleplerine dayanak oluşturan bir diğer iddia ise davalılardan … ve …’ın davacı şirketin müşterilerine ve çalışanlarına mesaj ve telefon yoluyla uluşarak davacı şirkete kötüleyen ifadeler kullandığıdır. Bu iddiaya ilişkin dosyada yer alan tek kanıt hala davacı şirkette müdür olarak çalışmakta olan …’ın 26.03.2019 tarihli duruşmada, davacı tanığı olarak,Sayın Mahkemenize sunduğu beyanlardır. Bu beyanların delil olarak kabulü Sayın Mahkemenizin takdirindedir.
Bununla beraber, bu tanık beyanı delil olarak kabul edilse dahi tanığın beyanları kötüleme suretiyle haksız rekabet eyleminin gerçekleştiği ispata yeterli değildir. Çünkü davalıların davacı şirket hakkında kötüleyici ifadeler kullanması tek başına haksız rekabet teşkil etmez. Bu kötüleyici ifadelerin yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olması gerekir. Bunun değerlendirilebilmesi için de davalılar tarafından kullanıldığı iddia edilen ifadelerin açıkça belirtilmesi gerekir. Oysa ki tanık beyanında davalıların davacı şirket hakkında ne tür bir ifade kullandıkları belirtilmemiştir. Davacı tarafından bu husus ispatlamaya elverişli başkaca bir kanıt da dosyaya sunulmamıştır. Dolayısıyla bu bilgi ve belgeler çerçevesinde davalılardan … ve …’ın davacı şirketi kötülemek suretiyle haksız rekabet eyleminde bulunduğunun söylenemeyeceği kanaatindeyiz.
Davacı 18/06/2018 dava dilekçesinde davalıların haksız rekabet oluşturarak davacı şirketi uğrattıkları maddi ve manevi zararın zararı talepli olmak üzere davacı şirketin müşteri kaybı, kazanç kaybı ve itibar kaybı nedeniyle uğramış olduğu zarar sebebiyle zararın tam kaybın uğramış olduğu zarar sebebiyle tazmini zararın tam miktarının bilirkişi incelmesinde belirlen mesaini talip etmişlerdir.
Takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere ; Bu işyerinde … cahızı için; Seans alan kişinin sadece haftada 1 kez ve 1 saat cihazı kullanması gerekmekte olup bu cuhaz için kullanım süresi 1 kişi için maksimum 1,5 aydır ve günde en fazla 8 kişi alınabilmektedir ( Günlük çalışma saati 8 saat olarak hesaplanırsa) Bu cihaz içih seans ücreti 2017 yılı için 200/300 TL arasında talep edilmektedir.” şeklinde mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkemece icra edilen yargılamada davacı tanığı …’ın tanık olarak dinlenmesine karar verilmiş, adı geçen tanık beyanında;
“Ben davacı şirkette Kasım 2017 yılından beri müdür olarak çalışıyorum davalılarla da iş yerinde tanıştım, beni bir kısım müşterilerimiz arayarak davalı …a hanım hakkında benden bilgi istedirler, cihaz satışı yapıp yapmadığını sordular ve …a hanımdan cihaz aldıklarını, bizimde 2017/ Aralık ayına kadar …a hanımla ortak olmamız sebebiyle bizi aradılar, bana gelen müşterilerim davalı …a hanımın bizim müşetrileremize karşı bize kötüler nitelikte onlara gitmeyin bize gelin onlar işi bilmiyor şeklinde beyanda bulunmuş, bunları bize müşterilerimiz söyledi ve … hanım şirket telefonumuzu evine almıştı oradanda müşterilerimizi arayarak kendi firmalarına yönlendirdiğini biliyorum ortaklık bittikten sonra davacı şirkette çalışan ekibimizi kendi firmasına alarak iş yeri açtı ve bu konuda da davacı şirketi mağdur ettiler, bölgesel zayıflama cihazı diye bir cihaz vardı, bu cihaz ayda bir kapanıyordu kapanma sebebinin taksitlerinin ödenmemis olduğunu öğrendik ama davalı taraf bunun bakım olduğunu ileri sürüyordu, bu cihazın kapalı olması sebebiyle mağdur olundu ve müşterilere işlem yapılamadı, bu cihaz 1,5 2 ay kapalı kalması sebebiyle müşterilerin satın aldığı paket işlemlerinin geri iadesi gerekti. Dedi. Bunun dışında davaya konu olaya ilişkin bilgim yoktur, tanıklık ücreti talebim yoktur,” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dava; haksız rekabet iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir. Davacı yan, davalıların davacı şirket çalışanları ve müşterilerine mesaj ve telefon yoluyla tacizde bulunarak, haksız şekilde ihtarnameler çekerek davacı şirketin itibarını zedeleyecek davranışlarda bulunmak suretiyle haksız rekabette bulunduğu iddiasını ileri sürmektedir.
TTK’nun 54/2. maddesinde haksız rekabet rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. TTK’nun 55. maddesinde haksız rekabet fiiline örnek eylemler sayılmıştır. TTK’nun 55. maddesindeki eylemlerden birinin varlığı halinde 54. maddedeki koşulların varlığı ayrıca aranmaz.
Davacı yanın haksız rekabet iddiaları TTK’nun 55/1-a-1 bendinde sayılan kötüleme suretiyle haksız rekabet fiili kapsamındadır. Haksız rekabet iddiasına konu eylemlerden ihtarname çekilmesi hususu yalnızca davalı ve davacı arasındaki iletişimden ibaret olup, üçüncü kişilere yöneltilmiş bir irade açıklaması teşkil etmediğinden söz konusu ihtarnameler haksız rekabet fiili teşkil etmezler. Nitekim haksız rekabetin oluşabilmesi için bir beyanın bulunması, bu beyanın rekabet ortamını etkilemeye elverişli olması ve yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici bir şekilde başkasını veya onun mallarını vs. kötüleyici nitelikte olması gerekmektedir. İhtarname çekilmesi ile bir beyanda bulunulmuş ise de bu beyan tek başına rekabet ortamını etkilemeye elverişli olmadığından haksız rekabet fiili olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Haksız rekabet iddiasına konu bir diğer eylem ise telefon ve mesaj yoluyla müşterilerin ve çalışanların taciz edildikleridir. Bu hususu ispatlar yazılı delil bulunmamaktadır. Davacı tanığı davacı şirket çalışanı … bu iddialar hakkında mahkememizde dinlenmiş ise de tanıklığı duyuma dayalı olup, somut olarak hangi ifadeler ile mesaj atılıp telefon edildiği konusunda beyanda bulunmamıştır. Yukarıda sayılan haksız rekabetin oluşması için aranan koşullardan hangi beyanın haksız rekabet oluşturduğu ortaya konulamamış olduğundan genel olarak taciz etmek ifadesi altındaki fiillerin haksız rekabet teşkil ettikleri hususu ispata muhtaç kalmıştır. Gerekçeli yazılmakla itibar edilir bulunan alanında uzman, ehil bilirkişilerce düzenlenen rapor benimsenmiştir. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 256,17 TL peşin harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 211,77 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat yönünden, davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden, davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza