Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/55 E. 2020/175 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/55 Esas
KARAR NO : 2020/175

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 22/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Mahkememizin … esas sayılı dosyasının 21/12/2017 tarihli celsesinde davacılar A.Ş ve …A.Ş’nin iflas ertelemeye ilişkin davaların tefrikine karar verilmiş ve mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizde görülmekte olan iflas (iflasın ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin aktiflerinin şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediğini, borçlarının aktifinden fazla olduğunu, borca batık durumda bulunduklarını, ancak imkan tanınması ve iyileştirme projesinin uygulanması halinde bir yıl içinde aktif pasif dengesinin düzeleceğini belirterek TTK. 377 maddesi ile İİK.179. ve devamı mad. gereğince müvekkili şirketlerin bir yıl süre ile iflaslarının ertelenmesini ve muhafaza tedbirlerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce ihtiyati tedbir istemi değerlendirilmiş; dosya içeriği ve delillere göre davacıdan teminat alınmaksızın İİK’nun 179 ve devamı maddeleri ve yasanın amir hükmü gereğince; ihtiyati tedbir isteminin kabulüne, davacı şirketler hakkında İİK’nun 206/1. maddesinde yazılı alacaklar hariç olmak üzere) (6183 sayılı yasaya dayalı olanları da kapsar şekilde, hangi sebebe dayanırsa dayansın yapılan icra takipleri ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulamalarının, erteleme istenen şirketin borç altına girmesini sağlayacak çek keşide etmesinin, senet düzenlemesinin önlenmesine, şirketlerin mal varlığındaki taşınır ve taşınmazların, araçların üçüncü kişilere devir ve temliklerinin, bunlar üzerindeki her türlü şahsi ve aynı hak tesisinin engellenmesine, davacı şirketlerin bankalardaki paralarına ilişkin hesaplarının niteliği ile numaralarının liste halinde bildirilmesi için davacı vekiline 5 gün süre verilmesine, bildirilecek banka hesaplarındaki para ve mevduatların ikinci bir emre kadar kimseye ödenmemesi ve mevduatların bloke edilmesi yönünde tedbir konulmasına, iflasın ertelenmesi talep edilmekle ve davacı şirketin yönetim kurulunun TTK’daki görev ve sorumlulukları devam etmek koşuluyla temsil ve idaresinin sağlanması için İİK’nun 179/a maddesi gereğince davacı şirketlere kayyum olarak bankacı …ile mali müşavir …’ün aylık 2.000’er TL aylık ücretle atanmasına, giderin davacı tarafça karşılanmasına, kararın kayyumlara tebliğine, 3’er aylık dönemler halinde envanter düzenleyerek şirketlerin faaliyetleri ve işletmesinin durumunu gösterir şekilde rapor verilmesine, şirketin faaliyetlerinin kayyumun gözlem ve izni doğrultusunda devamına karar verilmiştir.
Mahkememizce davacı şirketin ticaret sicil dosya örneği celp edilmiş, bir kısım şirketler açısından iflas avansı davacı tarafça karşılanmış ve gerekli ilanlar yaptırılmıştır.
Mahkememizce; İflasının ertelenmesi talep edilen şirket/şirketlerin hali hazırdaki aktif ve pasifleriyle şirkete art demirbaşların, stokların, gayrimenkullerin keşfen kaydi ve rayiç değerlerinin tespiti, şirketin mali durumunun analizi ile borca batık olup olmadığının belirlenmesi, borca batık ise; iyileştirme projesinin uygun olup olmadığı, şirketi devamlı bir iyileştirmeye götürüp götürmeyeceği, finansal kaynakların ne kadar süre içinde ne şekilde elde edilebileceği, iyileştirme projesinin revizyon gerektirip gerektirmediği ve hangi zaman dilimi içinde sonuç vereceği hususlarının tartışılıp değerlendirilebilmesi açısından davacı şirket ticari defter ve belgeleri ile işyeri ve malları üzerinde mali bilirkişi Prof. Dr. …, Turizm mevzuatı ve Konaklama Uzmanı …, hukukçu bilirkişi Prof. Dr…., inşattaçı …ile …ı ve makine mühendisi Prof. Dr. … marifetiyle keşif ve inceleme icra edilerek konuya ilişkin rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce müdahale talep edenlerin usulüne uygun talepleri yerinde görülmekle, müdahilliklerine karar verilmiştir.
Müdahil vekillerinden … bankası vekili haricindeki müdahil vekilleri, davacı şirketlerin iflasına karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler 27.01.2015 tarihli raporlarında özetle;
-… A.Ş. yönünden;
30.06.2014 tarihi itibariyle tamamı ödenmiş durumda görünen 12.250.000,00 TL’lik ödenmiş sermayenin (-) 2.552.584,44 TL olarak raporlanan negatif öz kaynaklar içeresinde tamamen yitirilmiş durumda göründüğü;
Teknik tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde ve aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre; davacı şirketin 30.06.2014 tarihi itibariyle 13.651.187,95 TL tutarında borca batık durumunda göründüğü;
Sunulan iyileştirme projesinin ise ciddi ve inandırıcı nitelikte bir proje olarak mütalaa edilmediği,
-… A.Ş. yönünden;
30.06.2014 tarihi itibariyle tamamı ödenmiş durumda görünen 7.500.000,00 TL ‘lik ödenmiş sermayesinin (-) 658.203,00 TL olarak raporlanan negatif öz kaynakları içerisinde tamamen yitirilmiş durumda göründüğü;
Teknik tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde ve aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre; davacı şirketin 30.06.2014 tarihi itibariyle aktif toplamı, toplam borçlarını 839.497,72 TL kadar aşıyor görünmekle birlikte, birinci şirketin kredi borçlarına kefaleti nedeniyle toplam finansal risklerinin, toplam aktiflerini 19.385.433,90 TL tutarında aştığı, dolayısı ile de bu şirketin de borca batık durumda göründüğü;
Sunulan iyileştirme projesinin ise ciddi ve inandırıcı bir proje olarak görünmediği;
-…A.Ş. yönünden;
30.06.2014 tarihi itibariyle tamamı ödenmiş durumda görünen 1.500.000,00 TL’lik ödenmiş sermayesinin (-) 3.588.885,20 TL olarak raporlanan negatif öz kaynakları içerisinde tamamen yitirilmiş durumda göründüğü;
Teknik tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde ve aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre, davacı şirketin 30.06.2014 tarihi itibariyle 3.600.957,70 TL tutarında borca batık durumda göründüğü
Sulunan iyileştirme projesinin ise, ciddi ve inandırıcı nitelikte bir proje olarak görünmediği,
Sonuçta; şirketler yönünden sermaye arttımı ve doğrudan ve yeterli düzeylerde öz kaynak açığına katkı sağlayacak önlemlerin uygulamaya sokulmasının çok önemli göründüğü, fakat bu bağlamda somut gelişmelere de rastlanmadığı da dikkate alındığında iflasın ertelenmesi için gerekli maddi koşullarda borkca batık olma koşulunu 30.06.2014 tarihi itibariyle sağlamış durumda görünen her üç şirketin de ciddi ve inandırıcı bir proje sunulması koşulunu ise sağlayamamış durumda olduğu” yönünde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce denetim kayyımı olarak atanan emekli Banka Müdürü Müf. … ve Emekli Banka Müdürü Mali Tahlil Uzmanı… 19.03.2015 tarihi kayyım raporunda özetle;
“Grup şirket aktiflerin kaydi değeri esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre, grup şirketlerin 31.12.2014 tarihi itibariyle de toplam borçlarının toplam aktiflerini 8.624.608,44 TL tutarında aştığı, dolayısı ile aktif toplamının şirket borçlarını karşılamadığı, diğer bir ifade ile de borca batıklık durumunun devam ettiği; bir kısım alacaklarına ilişkin olarak tahsili baabında gerekli davaların açıldığı, anılan grup firmalar mali olarak kontol ve gözetimimiz altında bulunduğu, bu itibarla; grubun büyük montanlı alacaklarına tahsil kabiliyeti sağlanması başta olmak üzere, gerek bir kısım bankalarla yapılmakta olan müzakereler, gerekse grup firmalarının mevcut iyileştirme ve revizyon projeleri ile muhtelif ortaklık projeleri kapsamında atacağı adımların borçlarının ödenmesi yönünde olumlu etkilerinin görülmesinin süreç içinde mümkün olabileceği” kanaatini mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davacı taraf vekileri; yargılama aşamasında rapora ilişkin itirazlarını da içeren dilekçelerinde iyileştirme projesini revize ettiklerini, bu kapsamda yeniden rapor alınmasını, ayrıca Müdahil …iştiraklarından İş Girişim ile ortaklık görüşmelerinin bulunduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkememizce davacı vekillerinin beyanı doğrultusunda İş girişim’e gerekli müzekkere yazılmış ve cevabı yazı da davacı şirketlerden… ve… ile 2013 yılı sonunda 2014 yılı başında bir kısım ortaklık görüşmelerinin yapıldığını, ancak görüşmelerin 06/06/2014 tarihinde sonlandırıldığını ve bu tarihten sonra herhangi bir ilişki, görüşme ve mutabakat olmadığını, diğer davacı …ile ilgili herhangi bir görüşmelerinin olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
Dava; TTK 377 ile İcra İflas Kanunu 179. Ve devamı maddeleri gereğince iflas erteleme istemine ilişkindir.
6102 TTK’nun 376.maddesinde düzenlenen ” sermayenin kaybı, borca batık olma durumu” akabinde, 377.maddede iflasın ertelenmesi düzenlenmiş ve ” yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı nakit sermaye konulması dahil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir, bu halde icra ve iflas kanunun 179 ila 179b maddeleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılı maddenin atıfta bulunduğu İcra iflas kanununun 179 ve 179a ve 179b maddelerinde ise; iflas ertelemenin koşulları, erteleme tedbirleri ve erteleme kararının etkileri düzenle konusu yapılmıştır. Anılı yasanın 179. maddesinde sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktiflerinden fazla olduğu, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan veya mahkemece tespit edilirse önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir, şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesi mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belerin de mahkemeye sunulması zorunludur” şeklinde düzenleme yer almıştır.
Bu kapsamda davacı taraf dava dilekçesi ekinde iyileştirme projesi sunmuş ise de; ekinde mali ve teknik bilirkişilerin bulunduğu bilirkişi heyetince şirketlerin ticari defter ve belgeleri, mahalinde yapılan fiyatlamalar doğrultusunda yapılan inceleme de, sunulan iyileştirme projelerinin uygulanabilir olmadığı, inandırıcı olmadığı, davacı şirketlerin imkan tanınması halinde mevcut iyileştirme projesi ile makul süre içinde borçlanabilirliğini, aktif- pasif dengesini tuttarabilmesinin mümkün olmadığı, mütalaa edilmiştir. Her ne kadar kayyım raporunda borca batıklığın tespiti yanında davacı şirket alacaklarının tahsili için bir takım davaların açıldığı, girişimlerde bulunulduğu beyan edilmiş ve grubun büyük montanlı alacaklarına tahsil kabiliyeti sağlanması başta olmak üzere gerek bir kısım bankalarla yapılmakta olan müzakereler gerekse grup firmaların mevcut iyileştirme ve revizyon projeleri ile muhtelif ortaklık projeleri kapsamında atacağı adımların borçların ödenmesi yönünde olumlu etkilerinin görülmesinin, süreç içinde mümkün olabileceği mütalaa edilmiş ise de; anılı ifadelerin soyut ifadeler olarak kaldığı, makul süre içinde iyileştirme projesinin uygulanabilirliği yönünde somut veriler içermediği, ayrıca kayyım raporunda da belirtildiği üzere davacı şirketlerin mevcut pasiflerinden (borçlarından) mahsup edilen alacaklarının dahi şüpheli alacak olduğu, bunların blançoya yansımadığı, dolayısıyla dava konusu edildiği, bu alacakların da şüpheli alacak olarak nazara alınması halinde borçluluk halinin daha da artacağı, davacı şirketlerin ise borçluluk halini azaltacak nitelikte ortaklık, sermaye girişi gibi yargılama aşamasının geldiği hal üzere herhangi bir somut veri ortaya koyamadıkları, yine müdahiller ile borcun yapılandırılmasına yönelik protokol yaptıklarına ilişkin herhangi bir bilginin dosyaya sunulamadığı, şirket ortaklarının gayri menkul satarak sermaye girişi yapacaklarına dair beyanının şirketin geldiği borca batıklık hali de nazara alındığında inandırıcı olmadığı, alacaklıların alacaklarına kavuşmalarının gecikmesine ve sürüncemede kalmasına sebebiyet vereceği dolayısıyla ucu açık böyle bir talebin mahkememizce değerlendirmeye alınamayacağı, bunun yanında davacı şirketlerin grup şirketi olmaları, hakim hisse yapısı itibariyle borca batıklığın tamamına sirayet ettiği ve birbirinden bağımsız olarak borca batıklıktan kurtulmamalarının mümkün bulunmadığı, neticeten iflas erteleme koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya kapsamından edilen vicdani kanaat gereğince; dosyada mübrez bilirkişiler Prof. Dr. …, Turizm mevzuatı ve Konaklama Uzmanı …, hukukçu bilirkişi Prof. Dr…., inşattaçı …ile …ve makine mühendisi Prof. Dr. …tarafından hazırlanan rapor, davacı şirketlerin kayıtlarında tedbir kararından sonra meydana gelen gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde davacı şirketlere ilişkin iflas erteleme talebinin reddine, davacılar …Ticaret Sicil Memurluğu’nun… sicil numarasında kayıtıl … A.Ş. İle …Ticaret Sicil Memurluğunun… sicil numarasında kayıtlı …A.Ş. ve …Ticaret Sicil Memurluğu’nun … numarasında kayıtl…A.Ş’nin ayrı ayrı iflaslarına, iflasın 21.05.2015 günü saat 15:05 itibariyle açılmasına, iflasın…İflas Müdürlüğü’ne derhal bildirilmesine, davacı şirketlere ilişkin mahkememizce verilen tedbir kararlarının kaldırılmasına, kayyumların görevlerine son verilmesine dair kararın davacılar vekilince vaki temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/7437 esas ve 2017/87 Karar sayılı ilamı ile;
” …A.Ş. yönünden; Grup şirketlerde kefalet ilişkisi borca batıklığın tespiti açısından kötüye kullanılabilmekte ve bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bu şirketler borca batık olmasa da şeklen borca batık hale gelebilmektedir. Bu durumda grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi kefalet veren şirketin pasifinde ayrıca yer verilmemesi ve bu şekilde borca batıklığın belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda, bilirkişi raporunda … A.Ş.’nin bilançoda yer alan aktiflerin rayiç değerlerine göre yapılan incelemede borca batık olmadığının tespit edildiği ancak …A.Ş.’nin kredi borçları dolayısıyla 20.224.931,62 TL kefalet borcu bulunduğundan (-) 19.385.433,90 TL borca batık olduğunun belirlendiği, kefalet borcunun şirketin pasif hesabında gösterilmemesi durumunda şirketin borca batık olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde davacı …A.Ş.’nin borca batık olmadığı anlaşıldığından iflas erteleme davasındaki borca batıklık şartının adı geçen davacı şirket açısından oluşmadığı gerekçesiyle iflas erteleme talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
…A.Ş. yönünden; …A.Ş. … A.Ş.’nin hakim ortağıdır. Bu nedenle bu şirketin sahip olduğu Edirne ilindeki taşınmazın işletme değeri, isim hakkı vb. ekonomik değeri olan/olabilecek unsurlar dikkate alınmalı ayrıca …A.Ş.’ye ait bazı arsa ve arazilerin rayiç değerlerinin tespit edilmediği anlaşıldığından değerlemesi yapılmayan aktiflerin uzman bilirkişiler marifetiyle değerleri tesbit edilerek davacı şirketin borca batık olup olmadığı belirlenmelidir.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu durumda mahkemece, borca batık olduğunun tesbiti halinde … A.Ş ve … A.Ş yönünden somut olarak gerçekleşmiş bir iyileşme olup olmadığının tespiti ve davacılar vekilinin itirazlarını değerlendiren ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmakla dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2017-347 esasında kayda alınan dava dosyasında usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda borca batık olmadığı sabit olan …Ticaret A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilerek, davacılar … A.Ş ve …A.Ş yönünden dava dosyası tefrik edilerek mahkememizin 2018-55 esasına kaydedilmiş ve bu şirketler yönünden bozma ilamı doğrultusunda tahkikata devam edilmiştir.
Bu kapsamda mahkememizin 29/03/2018 tarihli celse ara kararı gereğince; davacı şirketler yönünden malvarlıkların Edirne’de bulunması nedeniyle dosyada bozma öncesi görev yapan ve talimat mahkemesince resen seçilen değerlemeye ilişkin teknik bilirkişi heyetinden görevlendirme yapılmak ve güncel değerleme için ek inceleme icra edilemesi maksadıyla Edirne …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…talimat sayılı dosyasından alınan rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler 16/07/2018 tarihli talimat raporlarında özetle;
“Yapılan incelemeler sonucu dava konusu taşınmaz 5196,59 m2 parsel alanına sahip olup 5 bloklu bir yapıdır, herbir blok üzerinde Bodrum+ 1 zemin ve 4 Normal kat olmak üzere 5 katlı bir bina olduğu tespit edildi. Betonarme bina olarak inşa edilmiş olan binanın inşaat alanı 16.651,00 m2 olup fonksiyon olarak apart otel olarak görülmektedir. Yapı içinde çeşitli kafeteryalar, lokanta, spor salonu, çok amaçlı salon vb. mekanların olduğu görülmektedir. Yapı apart otel olması sebebiyle odalar 2 çeşit olarak planlanmıştır. Birinci tip odalar stüdyo tipi yapılar tek oda, banyo-wc ve mutfaktan oluşmakta olup, ikinci tip odalar 2 oda, salon, banyo-wc ve mutfaktan oluşmaktadır. Odaların içinde mutlak dolapları, yalakları, dolapları, tv, sandalye, masa vb. eşyalan mevcuttur. Yapının projesi incelendiğinde birinci tip odalardan 82 adet olduğu, ikinci tip olan iki kişilik odalardan ise 241 adet olduğu görülmektedir.
Rayiç değer tespiti yapılacak yapının mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak 2014 yılı yapı yakiaşık birim maliyetleri hakkında tebliğliğinde belirtilen liste incelendiğinde yapmm özelliklerinden dolayı 4C sınıfından hesaplanması gerektiği görülmektedir. Yapının üzerinde bulunduğu arsanın alanı büyük olduğu ve merkezi bir alanda olduğu görülmektedir.
Taşınmazın 2018 yılı fiyatları ile güncellenmesi istenildiğinden yeni güncellenmiş tespitimizi aşağıda belirtmekteyiz.
Mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak 2018 yıiı yapı yaklaşık birim maliyetlerinin 4C sınıfına bakıldığında m2 fiyatı 1.308,00 TL. dir. Yapı inşaat alanı Proie üzerinde 16.651.00 m2 olduğu görülmektedir. Yanı yaklaşık maliyetini hesaplayacak olursak;
Yapı Yaklaşık Maliyeti =1.308,00 TL x 16.651 m2 = 21.779.508,00 TL.
Yıpranma Payı = yaklaşık % 12 civarında = -2.613.541.00 TL
Toplam = 19.165.967,00 TL
Yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucu arsa değerinin son yıllarda büyük artış olması ve arsa alanmm büyük olması sebebiyle piyasa rayiçlerine göre 2018 yılı itibariyle m2 değerinin 2.500.00 TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Arsa Değeri = 5196,59 m2 x 2.500,00 = 12.991.475.00 TL
Toplam 12.991.475,00 TL
Yine Yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucu yapının içinde yapılmış olan oda içi düzenlemeler, dekorasyon vb. malzemelerin değerinin piyasa rayiçlerine göre 2018 yılı itibariyle m2 değerinin tahmini 5.500.000,00 TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Yapı içi oda düzenlemesi, dekorasyon vb. malzemelerin değeri = 5.500.000,00 TL
Toplam Değer =
1-Yanı Değeri = 19.165.967,00 Tl,
2-Arsa Değeri = 12.991.475,00 TL
3-İç Dekorasyon
Değeri. = 5.500.000,00 TL
Toplam = 37.657.442,00 TL
Sonuç olarak rayiç değer tespite konu taşınmazın üzerinde bulunan konutların, iç dekorasyonun ve arsanın değeri hesaplanarak 37.657.442,00 TL (otuzyedimilyon altıyüzelliyedibindörtyüzkırkikilira) bulunmuştur.” şeklinde hesaplamada bulunmuşlardır.
Yine mahkememizin 29/03/2018 tarihli celse 2 nolu ara kararı gereğince talimat raporunun ikmalini müteakip mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetince; davacı şirketler yönünden borca batıklığın devam edip etmediği, iflas erteleme koşullarının oluşup oluşmadığı yine iflas şartlarının bulunup bulunmadığı hususlarında inceleme icra edilerek konuya ilişkin 24/12/2019 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.

Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
… A.Ş yönünden;
Davacı şirketlerden “…” ile ilgili olarak bilirkişi kurulumuzca inceleme olanağı bulunan süreçte, objektif denetime elverişli güncel tarih olarak ikinci geçici vergi dönemini kapsayan 30.06.2019 tarihi belirlenmiş olup, bu tarih itibarıyla ibrazı istenen ticari defler kayıtları ve finansal tablolardan hareketle öncelikle kaydi öz kaynakları ile ilgili tespitler gerçekleştirilmiştir,
Şirketin özellikle “aktiflerin muhtemel satış değerleri” esasına göre güncel borca batıklık durumunun 30.06.2019 tarihi itibarıyla tespiti yönünden, iflas tarihi öncesinde en son borca batıklık tespitinin yapıldığı 30.06.2014 tarihinden itibaren varlık ve kaynak yapısındaki gelişimin incelenmesi gerekli görülmektedir. Çünkü iflas süreci dikkate alındıftında. aradan gecen sürçcj takiben davacı şirket aktiflerinin muhtemel satış defterlerinin tespitinde hangi varlıkların esas alınılabileceğinin belirlenmesi önem taşımaktadır. Sayın Mahkemece davacı şirket ile ilgili iflas kararının 2015 yılının Mayıs ayında verildiği de dikkate alınmakla, bilirkişi kurulumuzca bu çerçevede davacı şirket yetkililerinden şirketin ilk borca batıklık tespitinin yapıldığı tarihten itibaren 2014, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerin ibrazı talep edilmiştir.
Davacı şirketin 30.06.2014 ve 31.12.2014 tarihleri ile 31.12.2018 ve 30.06.2019 tarihlerine ilişkin karşılaştırmalı fınansal tabloları, Ek-1 ve Ek-2 olarak sunulmuştur. Davacı… A.Ş.’nin karşılaştırmalı gelir tablolarına göre, ilk borca batıklık tespitinin yapıldığı 30.06.2014 tarihi itibarıyla kaydi değerler üzerinden-3.588.885,20 TL olarak raporlanan öz kaynakları toplamı. 30.06.2019 tarihi itibarıyla 1.351.727,42 TL düzeyinde raporlanmış durumdadır. Dolayısıyla da şirket kaydi değerler üzerinden borca batık durumda görünmemektedir. Bu noktada davacı şirketin TTK m.376 hükümleri çerçevesinde, “aktiflerin muhtemel satış değerleri” esasına göre borca batık durumda bulunup bulunmadığına ilişkin tespitler önem kazanmakta olup, bu çerçevede yaptığımız tespit, analiz ve değerlendirmelerimiz de aşağıda maddeler halinde sunulmuştur.
Davacı şirket yetkililerince, şirket aktifinde “Ticari Alacaklar” ile “Diğer Alacaklar” hesap gruplarında raporlanan tutarların, ilgili borçlular itibarıyla fiili bakiye durumunu yansıttıkları beyan edilmiş olup; bilirkişi kurulumuzun inceleme sürecinde ilgili kişi ve kuruluşlarla yazılı mutabakat yapılmasına, dolayısıyla da şüpheli alacak analizine olanak bulunmadığından, şirket bilançosunda raporlanan tularlar kaydi değerleri üzerinden aynen dikkate alınmıştır.
Davacı şirket aktifinde raporlanan “Stoklar” hesap grubunda, muhtemel satış değeri tespit cdilcbiiecek herhangi bir stok kalemine rastlanmamış olup, sadece ‘Verilen Sipariş Avansları” hesabında raporlanmış görünen alacak bakiyesi bulunmaktadır. Davacı şirket yetkilileri tarafından, bu hesap bakiyelerinin de fiili durumu yansıttıkları beyan edilmiştir. İnceleme sürecinde ilgili kişi ve kuruluşlarla yazılı mutabakat yapılması olanağı bulunmadığından, şirket bilanvosunda raporlanan kaydi lularlar aynen dikkate alınmıştır.
Davacı şirket aktifinde “Maddi Duran Varlıklar” hesap sınıfı altında raporlanan “Demirbaşlar” kaleminin, iflas kararı öncesindeki mevcutlar olup, şirket yetkililerince, bu demirbaşlarım tamamının hurda niteliğinde oldukları vc Edirne’deki depoda bulundukları beyan edilmiştir. Şirket Aktifinde toplam 33.956.79 TL tutarında görünen demirbaşların, aradan geçen süre de dikkate alınmakla, teknik vönden tekdir edilecek bir satış değeri bulunduğundan söz edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Dolayısıyla da “aktiflerin muhtemel satış fiyatı” esasına göre. bu hesapta raporlanan kaydi tutarın tamamı aktiften düşülmek suretiyle dikkate alınmıştır.
Aynı şekilde davacı şirket aktifinde raporlanan “Maddi Olmayan Duran Varlık” kalemlerinin herhangi bir satış değerlerinin bulunduğundan da söz edilemeyeceği değerlendirilmiş olup 10.051,19 TL olarak raporlanan net bakiye, aktiften düşülmek suretiyle dikkate alınmıştır.
Yukarıda Sayın Mahkemenin takdirlerine sunulan tespit, analiz ve değerlendirmelerimizden hareketle, davacılardan … A.Ş.’nin 30.06 2019 tarihi itibarıyla borca batıklık durumu aşağıda karşılaştırmalı olarak sunulu bilançolarda görüldüğü gibi bilirkişi kurulumuzun inceleme sınırları içerisinde olmak üzere, … A.Ş. aktiflerinin muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre, şirketin 30.06.2019 tarihi itibariyle öz kaynakları toplam 12.777.825,91 TL olarak hesaplanmış olup, davacı şirket borca batıklıktan çıkmış durumda görünmektedir.
…A.Ş yönünden;
Davacı şirketlerden “…” ile ilgili olarak da objektif denetime T elverişli güncel tarih olarak ikinci geçici vergi dönemini kapsayan 30.06.2019 tarihi belirlenmitir. Bu tarih itibarıyla ibrazı istenen ticari defter kayıtları ve fınansal tablolardan hareketle öncelikle kaydi öz kaynakları ile ilgili tespitler gerçekleştirilmiştir.
Sayın Mahkemece bu davacı şirket ile ilgili iflas kararının da 2015 yılının Mayıs ayında verildiği de dikkate alınmakla, bilirkişi kurulumuzca bu çerçevede davacı şirket yetkililerinden şirketin ilk borca batıklık tespitinin yapıldığı tarihten itibaren 2014, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerin ibrazı talep edilmiştir. Bu çerçevede davacı şirketçe ibraz edilen ticari defterler ve onay durumları aşağıdaki tabloda listelendiği gibidir:
Davacı şirketin 30.06.2014 ve 31.12.2014 tarihleri ile 31.12.2018 ve 30.06.2019 tarihlerine ilişkin karşılaştırmalı fınansal tabloları ise, Ek-3 ve Ek-4 olarak sunulmuştur. Davacı … A.Ş.’nin karşılaştırmalı gelir tablolarına göre, ilk borca batıklık tespitinin yapıldığı 30.06.2014 tarihi itibarıyla kaydi değerler üzerinden -2.552.584,44 TL olarak raporlanan öz kaynakları toplamı 30.06.2019 tarihi itibarıyla 9.712.426.46 TL düzeyinde raporlanmıs durumdadır. Dolayısıyla da bu davacı şirket de kaydi değerler üzerinden borca batık durumda görünmemektedir. Diğer şirkette olduğu gibi …A.Ş.’nin de TTK m.376 hükümleri çerçevesinde, “aktiflerin muhtemel satış değerleri” esasına göre borca batık durumda bulunup bulunmadığına ilişkin tespitler önem kazanmakta olup, bu çerçevede yaptığımız tespit, analiz ve değerlendirmelerimiz de aşağıda maddeler halinde sunulmuştur.
Davacı şirket yetkililerince, şirket aktifinde “Ticari Alacaklar” hesap grubunda raporlanan tutarların, fiili durumu yansıttıkları beyan edilmiş olup; inceleme sürecinde ilgili kişi ve kuruluşlarla yazılı mutabakat yapılması olanağı bulunmadığından, şirket bilançosunda raporlanan tutar kaydi değerleri üzerinden aynen dikkate alınmıştır.
Davacı şirket aktifinde “Stoklar” hesap grubunda raporlanan stok kalemleri ve “muhtemel satış değerleri” aşağıda listelendiği gibi tespit edilmiştir. Aşağıdaki tabloda, büyük bölümü iflas tarihinden önce raporlanan ve tamamına yakınına “Değer Düşüklüğü Karşılığı” ayrılmış durumdaki stokların, çok az miktarda bölümünün hurda niteliğinde Edirne’deki depoda bulunduğu hususu davacı şirket yetkililerince beyan edilmiş olup, borca batıklık tespitinde, “Verilen Sipariş Avansları” haricindeki net bakiye tutar olan 149.144,01 TL’nin tümü aktiften düşülerek dikkate alınmıştır.
Davacı şirket aktifinde “Mali Duran Varlıklar” hesap sınıfı altında raporlanan “Bağlı Ortaklıklar” iştirak payları tutarlarının, Yargıtay bozma ilamında da belirtilen … A.Ş. de dahil olmak üzere, üç grup şirketi itibarıyla dağılımı davacı şirketlerden …A.Ş.’nin diğer, davacı şirket…A.Ş. ile iki dava dışı grup şirketindeki iştirak paylarının muhtemel satış değerlerinin ilgili şirketler itibarıyla “aktiflerin muhtemel satış değerleri” esasına göre tespit edilecek Öz Kaynakları üzerinden iştirak payları oranında tespitine ilişkin açıklama ve hesaplamalarımız da Sayın Mahkemenin takdirlerine aşağıda ayrı ayrı sunulmuştur.
… A.Ş.’deki İştirak Paylarının Muhtemel Satış Değeri:
…A.Ş. ile ilgili olarak yukarıda raporumuzda; aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre hesaplanan öz kaynakları toplamı 1.307.719,44 TL’dir. Buna göre, diğer davacı … A.Ş.’nin bu şirketteki iştirak payı olan %99,46 oranına karşılık hesaplanan muhtemel satış değeri de (1.307.719,44 x %99,46=) 1.300.657,76 TL olarak bulunmaktadır.
Bu durumda davacı şirket aktifinde,…A.Ş. iştirak payı olarak I “Bağlı Ortaklıklar” hesabında raporlanan tutarın 1.492.000,00 TL olduğu dikkate alındığında, şirket aktifinden düşülerek dikkate alınması gereken değerleme farkı da (1.492.000.00 – 1.300.657.76=) 191.342,24 TL olarak bulunmaktadır.
(13c-b) … A.Ş.’deki İştirak Paylarının Muhtemel Satış Değeri:
Dava dışı iştirak şirketlerinden…A.Ş.’nin30.06.2019 tarihli bilançosu sunulmuştur.
Dava dışı şirketin diğer iki davacı şirket ile birlikte başvuruda bulunduğu iflas -iflasın ertelenmesi davası ile ilgili süreçte, iflas kararı ve sonrasında Yargıtay bozma ilanına dayalı olarak ortaya çıkan gelişmeler çerçevesinde, şirketlerin marka değeri ya da ayrıca işleyen değerlerinin, alternatif fınansal yöntemler ile tespitine elverişli veriler sunulu bulunmamaktadır.
Bu nedenle ve takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, dava dışı şirket öz kaynaklarının 30.06.2019 tarihi itibarıyla değeri, “rayiç değerlere göre düzeltilmiş öz kaynak yöntemi olarak” da ifade edebileceğimiz “aktiflerin muhtemel satış değerleri” esasından hareketle tespit edilmiştir. Tespit ve hesaplamalarımız ile ilgili açıklamalar da aşağıda maddeler halinde sunulmuştur.
Dava dışı şirket yetkililerince, şirket aktifinde “Ticari Alacaklar” hesap grubunda raporlanan tutarların, ilgili borçlular itibarıyla fiili bakiye durumunu yansıttıkları beyan edilmiş olup; dava dışı şirket bilançosunda raporlanan tutarlar kaydi değerleri üzerinden aynen dikkate alınmıştır.
Dava dışı şirket aktifınde”Stoklar” hesap grubunda, muhtemel satış değeri tespit edilebilecek herhangi bir stok kalemine rastlanmamış olup, sadece “Verilen Sipariş Avansları” hesabında raporlanmış görünen alacak bakiyesi bulunmaktadır. Davacı şirket yetkilileri tarafından bu hesap bakiyelerinin de fiili durumu yansıttıkları beyan edilmiş olup şirket bilançosunda raporlanan kaydi tutarlar aynen dikkate alınmıştır.
Dava dışı bu şirket aktifinde de …A.Ş. iştirak payı olarak “İştirakler” hesabında raporlanan tutar söz konusu olup, 5.000,00 TL’lik bu iştirak tutarının…A.Ş. sermayesi içindeki payı %0,33 düzeyinde bulunmaktadır. Buna göre, dava dışı şirketin bu şirketteki iştirak payı oranına karşılık hesaplanan muhtemel satış değeri de (1.307.719,44 x %0,33=) 4.315,47 TL olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla da dava dışı şirket aktifinden dikkate alınması gereken değerleme farkı (5.000,00 – 4.315,47=) 684,53 olmaktadır.
(iv) Dava dışı şirket aktifinde “…hesap grubunda ve “Arazi ve Arsalar… hesabında raporlanan arsa vasfındaki arsanın “Edirne İli, Merkez İlçe, Hacılarezanı Mahallesinde55 bulunan … da, … parsel numarasında kayıtlı 8.267,01 m2 yüzölçümlü arsa olduğu anlaşılmıştır. Bu arsanın muhtemel satış (rayiç) değeri ile ilgili olarak, mahallinde bir tespit söz konusu olmadığından, dava dışı şirket yetkililerince bilirkişi kurulumuza … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasına sunulduğu anlaşılan 30.09.2019 tarihli bilirkişi tespit raporu sunulmuştur. Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, anılan raporda tespit edilen değer 12.400.000,00 TL düzeyindedir. Buna göre dava dışı şirket aktifinde raporlanan kaydi değer olan 635.000,00 TL ile arasındaki pozitif fark 11.765.000,00 TL olup, şirket aktifine eklenmek suretiyle dikkate alınmıştır.
“… hesap grubunda raporlanan diğer bir tutar ise, 4.667.880,00 TL’lik “… hesabı bakiyesi olup, dava dışı şirket yetkililerinin beyanlarına dayalı olarak hesaplamamızda aynen dikkate alınmıştır:
Maddi Duran Varlıklar Kaydi Değer (Net) Muhtemel Satış Değeri Fark
(A) (B) (C=B-A)
Arazi ve Arsalar 635.000,00 12.400.000,00 11.765.000,00
Verilen Avanslar 4.667.880,00 4.667.880,00 0,00
TOPLAM 5.302.880,00 17.067.880,00 11.765.000,001
Dava dışı şirket aktifinde “… hesap grubunda raporlanan net 2.870,65 TL tutarındaki bakiyenin ise, bilgisayar yazılımı ile ilgili olduğu anlaşılmakla, aktif toplamından düşülmek suretiyle dikkate alınmıştır.
Yukarıda Sayın Mahkemenin takdirlerine sunulan tespit, analiz ve değerlendirmelerimizden hareketle, dava dışı…A.Ş.’nin 30.06.2019 tarihi itibarıyla Öz Kaynakları bilirkişi kurulumuzun inceleme sınırları içerisinde olmak üzere davacı şirketlerden … A.Ş. aktifinde “…” hesabında raporlanan …A.Ş. aktiflerinin muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlediğimiz ara bilanço sonuçlarına göre, şirketin 30.06.2019 tarihi itibariyle Öz Kaynakları toplam 10.975.597,53 TL olarak hesaplanmıştır. Buna göre, davacı … A.Ş.’nin bu şirketteki iştirak payı olan %99,99 oranına karşılık hesaplanan muhtemel satış değeri de (10.975.597,53 x %99,99=) 10.974.500,00 TL olarak bulunmaktadır.
Bu durumda davacı şirket aktifinde,… A.Ş. iştirak payı olarak “…” hesabında raporlanan tutarın 7.499.500,00 TL olduğu dikkate alındığında, şirket aktifine eklenerek dikkate alınması gereken değerleme farkı da (10.974.500.00 – 7.499.500.00=’) 3.475.000.00 TL olarak bulunmaktadır.
…A. S.’deki İştirak Paylarının Muhtemel Satış Değeri:
Dava dışı iştirak şirketlerinden…A.Ş.’nin30.06.2019 tarihli bilançosu da Ek-6 olarak sunulmuştur.Bilanço kalemlerinden görüldüğü üzere, şirket aktiflerinin muhtemel satış değerlerinin tespitine elverişli nitelikte varlıkları bulunmamakta ve Öz Kaynakları da negatif düzeyde görünmektedir. Bu nedenle davacılardan …A.Ş.’nin bu şirketteki 50.000,00 TL tutarındaki iştirak değerinin aktif toplamından düşülerek dikkate alınması gerekmektedir.
Davacılardan …A.Ş.’nin aktifinde raporlanan iştirak değerlerinin, ilgili şirketlerin “aktiflerin muhtemel satış değerleri esesına göre” yukarıda hesapladığımız Öz Kaynak değerleri dikkate alınmak suretiyle, 30.06.2019 tarihi itibarıyla “… Varlıklar” hesap grubunda raporlanan kalemlerin kaydi ve muhtemel satış değerlerinin karşılaştırmalı durumu ile değerleme farkları da aşağıdaki tabloda özetlendiği gibi bulunmuştur:
Böylelikle toplam 3.234.157,76 TL tutarındaki olumlu değerleme farkı; … A.Ş. aktifine eklenmek suretiyle dikkate alınmıştır.
Davacı şirket Aktifinde “…” hesap sınıfı altında raporlanan ve “İzmir” İlindeki taşınmaz kalemleri dışında, “Makine Tesis ve Cihazlar”, ile “Taşıtlar” ve “Demirbaşlar” hesaplarında raporlanan kalemlerin, iflas kararı öncesindeki mevcutlar olup, şirket yetkililerince, bu duran varlıkların tamamının hurda niteliğinde oldukları ve Edirne’deki depoda bulundukları beyan edilmiştir. Bilirkişi Kurulumuzun görev tanımı sınırları içerisinde İzmir’de mahallinde herhangi bir inceleme olanağı bulunmayan Taşınmazlar ile ilgili olarak davacı şirket yetkililerin beyanları ise, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere muhtemel toplam satış değerlerinin 200.000,00 TL düzeyinde olabileceği yönündedir. Buna göre aşağıdaki tabloda özetlendiği gibi hesapladığımız toplam 133.180,87 TL tutarındaki olumlu değerleme farkı, şirket aktifine eklenmek suretiyle dikkate alınmıştır:
Davacı şirket aktifinde raporlanan “Maddi Olmayan Duran Varlık” kalemlerinin nitelikleri itibarıyla herhangi bir satış değerlerinin bulunduğundan söz edilemeyeceği değerlendirilmiş olup, 152.794,77 TL olarak raporlanan net bakiye, aktiften düşülmek suretiyle dikkate alınmıştır.
Yukarıda Sayın Mahkemenin takdirlerine sunulan tespit, analiz ve değerlendirmelerimizden hareketle, davacılardan…A.Ş.’nin 30.06.2019 tarihi itibarıyla borca batıklık durumu aşağıda karşılaştırmalı olarak sunulu bilançolarda görüldüğü üzere bilirkişi kurulumuzun inceleme sınırları içinde olmak üzere,…A.Ş. aktiflerinin muhtemele satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre, şirketin 30/06/2019 tarihi itibariyle öz kaynakları toplam 12.777.825,91TL olarak hesaplanmış olup, davacı şirket borca batıklıktan çıkmış durumda görünmektedir.
Bilirkişi görev tanımı ve bilirkişi kurulumuza sunulan kayıt ve belge sınırları çerçevesinde yapılan incelemelere dayalı olarak;
1- … A.Ş yönünden-
a)30.06.2019 tarihi itibarıyla tamamı ödenmiş durumda görünen 1.500.000,00 TL’lik Ödenmiş Sermayenin, kaydi değerler üzerinden 1.351.727,42 TL olarak raporlanan öz kaynaklar içerisinde %90 oranında korunuyor durumda göründüğü;
b)Raporumuz içerisinde ayrıntıları sunulduğu üzere ve aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre, davacı şirket Öz Kaynaklarının 30.06.2019 tarihi itibarıyla 1.307.719,44 TL olarak bulunduğu, dolayısıyla da davacı şirketin borca batıklıktan çıkmış durumda göründüğü;
2- … A.Ş. yönünden;
a)30.06.2019 tarihi itibarıyla tamamı ödenmiş durumda görünen 12.250.000,00 TL’lik Ödenmiş Sermayenin, kavdi değerler üzerinden 9.712.426,46 TL olarak raporlanan öz kaynaklar içerisinde %79,3 oranında korunuyor durumda göründüğü;
b)Raporumuz içerisinde ayrıntıları sunulduğu üzere ve aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre, davacı şirket Öz Kaynaklarının 30.06.2019 tarihi itibarıyla 12.777.825,91 TL olarak bulunduğu, dolayısıyla da davacı şirketin borca batıklıktan çıkmış durumda göründüğü”şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dava; Türk Ticaret Kanunu’nun 377.maddesi ile İcra İflas Kanunu’nun 179.ve devamı maddeleri gereğince iflas erteleme istemine ilişkindir.
Davacı şirketlerin 30.06.2019 tarihi itibariyle borca batıklıktan çıktıkları yeterli incelemeye haiz mahkememizce de denetlenen ve benimsenen mübrez ek raporla belirlendiğinden iflas ertelemenin ön koşulu olan borca batıklık şartının somut olayda davacı şirketler yönünden ortadan kalktığı sübuta ermekle her iki şirket yönünden iflasın ertelenmesine ilişkin davanın reddine ve iflas şartları bulunmadığından her iki şirket yönünden iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davacılar …A.Ş. ve…A.Ş. Tarafından açılan iflasın ertelenmesine ilişkin davanın reddine, davacı şirketler yönünden borca batıklık sona ermekle iflas şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına, davacı şirketler yönünden verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davacılar …A.Ş. Ve …A.Ş. Tarafından açılan iflasın ertelenmesine ilişkin davanın REDDİNE,
Davacı şirketler yönünden borca batıklık sona ermekle iflas şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
Davacı şirketler yönünden verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına,
2-Alınması gerekli harç peşin alınmakla, harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
5-Davacı tarafça ve müdahiller tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/03/2020

Başkan

Üye

Üye

Katip