Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/549 E. 2021/77 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/549 Esas
KARAR NO : 2021/77
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’un …’da … perakende ayakkabı satış yaptığını, davalı şirket ile toptan ayakkabı bağlantısı yapıp sipariş verdiğini, bu siparişler karşılığında da 12 adet çeki keşide ederek verdiğini, bu çeklere ilişkin 8.12.2016 tarih 00176 ve 29.03.2017 tarih … nolu makbuzlar düzenlediğini , davalı tarafa verilen çeklerin tarihi, bankası, miktarı ve tutarlarının ,
… bankası … şubesi … seri no 31.01.2018 tarih 11.000 TL
… bankası … şubesi … seri no 30.04.2018 tarih 11.000 TL
… bankası … şubesi … seri no 31.05.2018 tarih 12.000 TL
… bankası … şubesi … seri no 30.06.2018 tarih 12.000 TL
… bankası … şubesi … seri no 31.07.2018 tarih 12.000 TL
… bankası … şubesi … seri no 30.08.2018 tarih 12.000 TL
… bankası A.Ş … şubesi … seri no 30.06.2017 tarih 10.500 TL
… bankası A.Ş … şubesi … seri no 30.07.2017 tarih 10.500 TL
… bankası A.Ş … şubesi … seri no 30.08.2017 tarih 10.500 TL
… bankası A.Ş … şubesi … seri no 30.09.2017 tarih 10.500 TL
… bankası A.Ş … şubesi … seri no 30.10.2017 tarih 10.500 TL
… bankası A.Ş … şubesi … seri no 30.11.2017 tarih 10.500 TL şeklinde olduğunu, davalı tarafa bu çekler verilmiş olmasına rağmen şu ana kadar hiçbir mal teslimin yapılmadığını, çeklerin bir kaçı davalı tarafa ödenmiş fakat yine de sipariş konusu ayakkabıların gönderilmediğini, şu haliyle davalı tarafın ayakkabı göndermesi de mümkün gözükmediğini, yapılan sözlü görüşmelerden de hiçbir sonuç alınmadığını, davalı taraftan toptan ayakkabı alımı için verilen bu çekler şu anda karşılıksız kaldığını, davalı ile davacı arasında hukuki ilişki de kalmadığını, bu sebeple borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iptaline karar verilmesini istediklerini, davalı taraf bu çeklerden 30.08.2017 tarihli 10.500 TL tutarlı çek için …. İcra müdürlüğünde 2017-… E. sayılı dosya ile icra takibi başladığını, bu takibinde durdurulmasına karar verilmesini istediklerini, ayrıca vadesi gelmemiş çeklerin kaşelenerek icra takibine konulmasının önlenmesi ve banka nezdinde itibar kaybına yol açmaması için de vadesi gelmeyen çekler bakımından ödenmelerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek ilgili banka şubelerine durumun bildirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini bildirdiklerini, müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine ,Sipariş kapsamında verilen çeklerin iptaline, Vadesi gelmemiş ve henüz ibraz edilmemiş aşağıdaki çeklerin ödenmemeleri yönünden ihtiyatı tedbir kararı verilmesine, bu hususun ilgili banka şubelerine bildirilmesini, … icra müdürlüğü 2017-… E. sayılı takip dosyasının durdurulmasını, davalı alacaklının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yapmış olmasından ötürü %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasının haksız ve mesnetsiz olup, müvekkilinin alacağının tahsilini engellemek adına kötü niyetli açıldığını, davacının, davaya konu çekleri ayakkabı siparişine istinaden keşide edildiği ancak ayakkabıların teslim edilmediği iddiasını kabul etmediklerini, dava konusu çeklerin tamamı ödeme amacıyla müvekkili şirkete keşide edildiğini , 30/08/2017 tarihli 10.500,00-TL bedelli çek ödenmeyince taraflarınca ….icra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyası ile takibe konulduğunu ancak tahsil edilmediğini, davacının, daha önceki tarihlere ait başka çekleri olmasına karşın icra takibinden sonra huzurdaki davayı açmasının gerçek niyetini gösterdiğini , davacının çekleri ayakkabı siparişine ilişkin verildiği iddiası gerçek dışı olup taraflar arasında bu yönde herhangi bir anlaşma veya sipariş bulunmadığını, davacını buna dair belge ibraz etmemesinin de bu hususu doğruladığını, ispatlanamayan davanın reddini talep ettiklerini, davaya konu çeklerin ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi durumunda Müvekkili şirketin alacağına kavuşmasının güçleşeceğini ve mağduriyetinin artacağını, zira icra takibine konulan bir adet çek dahi tahsil edilemediğini bildirdiğini, davanın reddini, davacının tedbir talebinin öncelikle reddini, tedbire karar verilmesi durumunda Müvekkil lehine İİK 72/4 uyarınca alacağın %20 si oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; çeklerin bedelsizliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… esas, 2018/… karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit istemine konu çeklerin ödeme ve ibraz bilgileri ile çek görüntüleri muhatap bankalardan celp edilmiştir.
Davaya konu çeklerin betimlendiği tahsilat makbuzlarının ibraz edildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali maüşvir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 02/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı ve davalı arasında ticari ilişki mevcut olduğu, bu ticari ilişkide önce davaya konu 63.000 TL tutarındaki çeklerin davalıya verildiğini, 2016 yılındaki bu ilişki kapsamında çekler verildikten sonra 2016 yıl sonunda 37.300,72 TL tutarda 2017 yılına devreden davacının fazla vermiş olduğu çek tutarı alacaklı kaldığı kayıtlarda davalıda görüldüğünü, davalıda 2017 yılında 43.858,84 TL toplam fatura ile davacı ilave borçlandığını, buna mukabil davacının 5.646,35-TL’lik iade faturası tanzim etmesi neticesinde davacının 63.000-TL’lik çekler karşılığında alınan fatura ve iade neticesinde 911,77-TL tutar daha davalıya ödemesi gereken tutarda borçlu kaldığı belirlendiğini, dolayısıyla davacının 63.000-TL’lik çeklerden dolayı davalıya borçlu olduğu hesaben belirlendiğini, icraya konu edilen aşağıdaki çek sebebiyle davacının borçlu olduğu bu kapsamda değerlendirildiğini, yine taraflar arasında devam eden ilişkide 2017 yılında davacı tarafından davaya konu 70.000-TL toplam tutarda daha yukarıdaki çeklerin verildiği belirlendiğini, bu çekler sebebiyle davalı taraf mal ve hizmet teslimine ilişkin herhangi bir fatura düzenlememiş olup, kayıtlarında bu yönde alacaklandığına dair herhangi bir husus içermediği belirlendiğini, dolayısıyla 911,77-TL , 63.00 TL’lik çeklerden sonra kalan davalı alacağının bulunması kapsamında 69.088,23 TL’sinden davacının borçlu olmayacağı hesaben sunulan kayıtlar bilgi belge kapsamında belirlendiğini, dosya, davacı sunulanları ve davalının ticari defterleri kapsamında, keşideci davacının davalıya vermiş olduğu çekler sebebiyle davalı ticari kayıtlarında temel ilişki kapsamında borç alacak hususunda tespit edilenler neticesinde, davacının 63.000-TL tutarındaki çeklerden borçlu olduğunu, Davacının 70.000-TL tutarındaki çeklerden 911,77-TL kısmından borçlu olduğunu, 69.088,23-TL kısmından borçlu olmadığı davalı kayıtları kapsamında belirlendiğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 10/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…Dava tarihinde davaya konu 133.000,00-TL’lik çekler sebebiyle davalı kayıtlarında davacının 63.911,77-TL borçlu olduğunu, 69.088,23-TL ise borçlu olmadığı ve kayıtlanan çeklerden kaynaklı 69.088,23-Tl davalıda davacının fazla verdiği çek sebebiyle alacak bakiyesinin kaldığını, davacı tarafından 133.000,00-TL çekler’in 63.000 TL’lik 6 adet 2016 yılında verildiğini, davacının borçlu olduğu 63.000 TL’lik 6 adet çekten 1 adedi ödendiğini, 1 adedi bankaya iade edildiğini ,4 adet 42.000 TL tutardaki çek ise ödenmediğini, ödenmeyen çeklerin tahsil edilen çek tazmin tutarları 4.230,00 TL’ olduğunu, tahsil edilen 4.230,00 TL tazmin tutarları kalan ödenmeyen bu çekler sebebiyle düşüldüğünde ödenmeyen 4 adet çeke ilişkin 37.770,00 TL kalan borç hesaplandığını, davacının 133.000 TL’lik çeklerden 63.911,77 TL borçlu olduğu, borcunun 63.000 TL’sinin 2016 yılında verilen 6 adet çeke ilişkin olduğu ve 911,77 TL kalan borcun ise 2017 yılında verilen 70.000 TL’lik çeklere ilişkin olduğu, davacının 911,77-TL borcu düşüldükten sonra 70.000 TL ‘lik çeklere ilişkin 69.088,23 TL borçlu olmadığı, bu çeklerin de keşide tarihi 2018 yılı olup, dava tarihinden sonra, davalı bu çekleri de bankaya ibraz ederek 9.600,00 TL çek tazmin bedeli tahsil edildiği, 911,77 TL ‘lik borç tutarı çek tazmin bedellerinden düşüldüğünde 8.688,23 TL tazmin bedelinden kalan hesaplandığını, davacının borçlu olduğu 63.000 TL’lik 6 adet çek sebebiyle ödenen ve tazmin edilen sonrası dava tarihinde 37.770,00 TL borçlu olduğu kısıma ilişkin dava tarihinden sonra 8.688,23 TL davalının 2018 yılındaki tazmin tarihlerinde düşümü gereken kısım olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davanın İİK’nın 72. maddesine dayalı ikame edilip ticari ilişki kapsamında avans olarak verilen çekler karşılığı mal tesliminin yapılmadığı iddiası ile davalı lehtara karşı bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit isteminde bulunulduğu görülmüş olup meselenin hem kambiyo hukuku hem de ispat hukuku açısından ele alınıp değerlendirilmesi gerekmiştir. Dava konusu olan toplam 133.000,00-TL bedelli on iki adet çekin tetkikinde ise davacı keşideci, davalı lehtar olup çeklerin ödeme vasıtası olmakla, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu noktada uyuşmazlığın niteliği ve davanın hukuksal temeli gereğince öncelikle menfi tespit istemine konu çekler kapsamında davadaki ispat yükü üzerinde değerlendirme yapılmıştır. Bilindiği üzere kambiyo senedi niteliğinde olan çek, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahhüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkini ifade etmektedir. Menfi tespit davalarında ise kural olarak; hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü hak iddia eden davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Ancak, borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş; ancak, bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu, ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 17/12/2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12/10/2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04/12/2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14/05/2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamları). Bu durumda, davacı bu iddiasını HMK’nın 200. maddesi uyarınca, senet ile aynı nitelikteki yazılı delliler ile ispatlanmalıdır. Çek ise bir ödeme vasıtası olup bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davasında bunun aksini iddia eden davacının, çekin bedelsiz kaldığı iddiasını yazılı belge ile ispatlaması gerekmektedir. (Emsal ilam: Yargıtay 19. HD.’nin 18/06/2015 tarihli, 2014/15921 E. 2015/9050 K.)
Anılı açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu olan çeklerde davacı keşideci, davalı taraf ise lehtar olup TBK’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmekle çeklerin ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, bu karinenin aksini yani çekin verilip karşılığında mal alınmadığı iddiasını yazılı delille ispatla yükümlü olan tarafın davacı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılamaya konu somut olayda davaya konu çeklerin betimlendiği 2 adet tahsilat makbuzu davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafın isticvap edileceği duruşmada hazır olduğu gibi tahsilat makbuzu ve içeriklerini kabul ettiği anlaşılmıştır. Ayrıca ispat yükü altında olan davacı tarafın yazılı delil olarak münhasıran davalı yanın ticari defterlerine dayandığı görülmüş olup davalı ticari defterleri ibraz edilmekle kök ve ek rapor temin edilmiştir. Kök rapor tespitleri ve banka cevabi yazıları ile ara karara uygun inceleme içeren ek bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davalı ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, taraflar arasındaki mal alım/ satım ilişkisine dayalı çek ve faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan belgeleri ışığında 2017 yılına ait çeklerden dolayı ( 6 adet , toplam bedeli 63.000-TL) davacının davalıya borçlu olarak göründüğü, ancak 2018 yılına ait ( 6 adet, toplam bedeli 70.000-TL) … Bankası … Şubesi … numaralı 31/01/2018 tarihli 11.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 30/04/2018 tarihli 11.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 31/05/2018 tarihli 12.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 30/06/2018 tarihli 12.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 31/07/2018 tarihli 12.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 30/08/2018 tarihli 12.000TL bedelli çekler yönünden davacının 69.088,23-TL yönünden borçlu olmadığı, 2018 yılına ait 6 adet çekin kanuni sorumluluk bedellerinin banka tarafından davalıya ödenmesi nedeni ile 1.600x 6= 9.600-TL ile 2017 yılından kalan davacı borcu 911,77-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.688,23-TL’nin istirdadının gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, kötüniyetin sübut bulmadığı görülmekle koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… Bankası … Şubesi … numaralı 31/01/2018 tarihli 11.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 30/04/2018 tarihli 11.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 31/05/2018 tarihli 12.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 30/06/2018 tarihli 12.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 31/07/2018 tarihli 12.000TL bedelli, … Bankası … Şubesi … numaralı 30/08/2018 tarihli 12.000TL bedelli çekler yönünden davacının davalıya 69.088,23-TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile 8.688,23-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya istirdadına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.719,42-TL ilam harcından peşin alınan 2.271,31-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.448,11-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.271,31- TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.302,71-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.781,47-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.108,53-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7- Davacı tarafça yapılan 1.213,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 630,11-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır