Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/536 E. 2019/662 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/536
KARAR NO : 2019/662

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … adına … nolu tesisatta abonelik sözleşmesi yapıldığını, söz konusu tesisatın … adresine ait olduğu ve ödenmemiş elektrik tüketim bedellerinin mevcut olduğunu, müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilken muhtelif tarihlerdeki faturalardan doğan ve ödenmeyen elektrik kullanım bedellerinin tahsili için davalı borçlu adına … 22. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile 15/06/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, faturaların birer örneklerinin yazı ekinde verildiğini, …’ın takibe 03/08/2017 tarihinde haksız bir şekilde itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkil şirketin alacağının borç ekstereleri ve mevcut deliller ile sabit olduğunu, sözleşme gereği ödenmeyen elektrik faturaları için asıl alacağa 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden işletilecek gecikme zammının usul ve yasaya uygun olduğunu, sonuç olarak, tespitin ve tahakkukun Elektik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. Ve devam maddelerine göre yapıldığından herhangi bir hata olmadığını, kaçak elektrik faturasını ödemeyerek itiraz eden davalının itirazının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacaklı … tarafından hakkında başlatılan icra takibine ait ödeme emrini 03/08/2017 tarihinde aldığını, yasal süre içinde takibe itiraz ettiğini, alacaklı şirketin hukuksuz olarak cezai şart tahsili için işbu takibi başlattığını, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 6. Maddesine göre tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartların tüketici için bağlayıcı olmayacağının belirtildiğini, 6502 sayılı kanunun 52. Maddesinin 4. Fıkrasını aynen tekrar ettiğini, bu sebeple alacaklı elektrik şirketine herhangi bir borcunun bulunmadığunu, açıklanan gerekçelerle borca ve icra takibine kadar yapılan faiz borcuna itiraz ettiğini, takibin durdurulması gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 22. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası celp edilmiştir. Takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.954,07-TL enerji bedeli, 37,39-TL gecikmiş gün faizi, 6,73-TL faizin KDV’si ile toplamda 1.998,19-TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) asıl alacağa işleyecek yıllık %16,80 faiz ile birlikte, %18 KDV tahsili talebinde bulunduğu, davalı tarafın takibe itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen elektrik mühendisi bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 18/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Dosyadaki bilgi ve belgelere göre … adresinde bulunan dükkanı kira sözleşmesi karşılığı kiraladığını, işlettiği ve …’ın özelleştirilmesinden sonra davacı ve perakende işlerden sorumlu … ile 18/03/2014 tarihinde sözleşme yenilediğinin görülmekte olduğunu, sözleşme maddeleri incelendiğinde iki yıl sürelik abonelik sözleşmesinin fesh edilebilmesi için sözleşme bitiş tarihinden en az 90 gün önce yazılı şekilde bildirim yapılması gerektiği aksi durumda abonenin başka bir tedarikçi ile sözleşme imzalaması halde sözleşmenin zamanında önce sözleşmeye aykırı biçimde fesh edilmesi sonucu, kendisine tahakkuk ettirilecek cezai şart fesih bildirim faturasını ödemekle yükümlü olduğunu belirttiğini, dosyadaki bilgilere göre davalı tarafın 12/07/2016 tarihinde sözleşmeyi sonlandırdığının görüldüğünü, dosyanın konusu 2017/01 döneme ait 16/02/2017 son ödeme tarihli 847,80-TL’lik fesih tazminatı faturasının olduğunu, sözleşmede fesih tazminatının son üç döneme ait tüketimlerin toplamının fesih tarihindeki birim fiyatla çarpılması sonucu hesaplanacağının bildirildiğini, dosyadaki bilgilere göre, bu faturanın ve davalı …’ın dosyaya dahil edilmiş … 22. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasıyla bir ilgisinin olmadığı görüldüğünü, anılan fesih bildirim faturasının tahsilatı içinde bir icra takibine başlanıldığına dair bir bilgide yok olduğunu, davalı taraf …’ın fesih uygulamasını fesih uygulamasını haksız şart olarak nitelendirsede sözleşmede zamanından önce başka bir tedarikçi ile anlaşma imzalamak suretiyle fesih yapılması halinde abonenin fesih tazminatı ödeme yükümlülüğü altında gireceği belirtildiğinden davacı …’ın güvence bedelini mahsup ettikten sonra bakiye 613,80-TL fesih tazminatı talep etmesinin sözleşme gereği olduğunun görüş ve kaanatine varıldığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın; elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı alacak istemi ile davacının davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu bedeli talep etme hakkının olup olmadığı, davalının itirazının iptaline karar verilip verilemeyeceği hususunda toplandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki abonelik ilişkisinin 29/12/2011 tarihinde tesis edildiği, sözleşmenin 18/03/2014 tarihinde yenilendiği, davalı tarafın sözleşmeyi 12/07/2016 tarihinde sonlandırdığı, abonelik sözleşmesinin feshedilebilmesi için sözleşmenin bitiş tarihinden en az 90 gün önce yazılı şekilde bildirim yapılmasının gerektiği tespit edilmiştir. Davaya konu faturanın 2017/ 01 dönemine ait fesih tazminatı faturası olduğu, sözleşme bitiminden önce başka bir tedarikçiyle anlaşma imzalamak suretiyle fesih yapılması hali nedeni ile davacı yanın 613,80 TL fesih tazminatı talebinde haklı olduğu sonucuna varılmış ise de dava açıldıktan sonra davalı tarafın fesih bedeli tahakkuku dahil olmak üzere davacı kuruma toplam 1.190,30-TL ödeme yapmış olduğunu belgelendirdiği, böylece uyuşmazlığın davalı tarafın vaki ödemesi nedeniyle ortadan kalktığı tespit edilmiş olmakla konusu kalmayan davanın esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus, yargılama giderleri ile yükümlü olan tarafın belirlenmesi noktasındadır. Davacı taraf izah edilen gerekçelerle davanın açıldığı andaki mevzuata göre dava açmakta haklıdır. Dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet veren taraf, davalıdır. Tüm bu nedenlerle; davacı yararına vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar tesisine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 35,90-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 8,50-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan toplam 573,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 613,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı,dava miktarı ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır