Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/531 E. 2021/401 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/531 Esas
KARAR NO : 2021/401
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatarak ödeme emri gönderdiğini, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin müteahhit olan davalının Kasımpaşa’da yapmış olduğu binanın basamaklarının mermerleri, döşemesi, kaplaması, süpürgeliklerinin takılması, ve dış cephe giydirilmesi için anlaştıklarını, anlaşma gereği davacının üstlendiği edimini yerine getirdiğini ve işini teslim ettiğini, alacağının bir miktarını davalının keşide etmiş olduğu çek ile 10.000TL sini tahsil ettiğini, takibe konu faturayı ise davalı şirketin ödemekten imtina ettiğini, takibe dayanak irsaliyeli fatura kesildiğini ve şirkete gönderildiğini beyanla davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu tek faturanın 13/08/2015 tarihli 23.600,00 TL (KDV Dahil) değerindeki fatura olduğunu, fatura uyarınca, davacı tarafa, müvekkili firma tarafından 3 adet çek verildiğini, bu çeklerin 5.000,00 TL, 5.000,00 TL ve 10.000,00 TL değerinde olduğunu, müvekkilinin firmanın, davacı tarafa yapmış olduğu işlerin karşılığı olarak toplamda 20.000 TL değerinde 3 adet çek verdiğini ve kalan parayı da elden ödeyerek, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu kalmadığını,takibe konulan icra dosyasında borcun temel sebebi olarak 30/01/2017 tarih ve 22.538,00 TL bedelli faturanın dayanak gösterildiğini, takip ve dava konusu edilen faturaya ilişkin, müvekkili şirkete herhangi bir hizmet ve iş davacı tarafça yapılmadığını, faturanın müvekkili firma ile herhangi bir ilgisi ve alakası bulunmadığını, davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenen ve taraflarıyla hiç bir ilgisi olmayan bu faturayı kabul etmediklerini, davaya konu edilen fatura ve buna ilişkin belgelerin kendilerine tebliğ olunmadığını, fatura uyarınca müvekkilinin borcu bulunmadığından davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak şartıyla kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER , TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava, davacı yanın faturaya dayalı olarak başlattığı takibe davalı yanın yapmış olduğu itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli deliller de celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan … İcra Dairesi ‘nin 2018/… sayılı dosyasında özetle; … tarafından … Limited Şirketi aleyhine takip başlatıldığı, 22.538,00 TL fatura , 6,02 TL (%9,75) değişen oranlarda ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam 22.544,02 TL tutarındaki toplam alacağın tahsilde tekerrür olmamak şartıyla takip tarihinden itibaren asıl alacağı, yıllık %9,75 oranında ve değişen oranlarda işleyecek ticari temerrüt faizi, icra gideri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 17.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“..
Davacı ve davalı ticari defterlerinin TTK md.64-66 ve V.U.K.madde 220-226’ya göre uygun olarak tutulduğu,
Davaya konu faturanın TTK hükümlerine uygun olarak düzenlendiği ve davacı kayıtlarında yer aldığı, davalı kayıtlarında yer almadığı,
Davaya konu faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğine dair herhangi bir belgeye yada evrak üzerinde imzaya rastlanmadığı, irsaliyeli fatura altında teslime ilişkin imzanın bulunmadığı,
Davaya konu faturanın davalı aleyhinde delil teşkil etmesi mahkemenin takdirinde olduğu,
Davacının iddia ettiği işlerle ilgili bir belge sunulmadığından değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı … ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahallinde keşif yapılarak tarafların itirazları da değerlendirmek üzere dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 24.02.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“..
27.01.2020 tarihinde mahallinde yapılan incelemede;
… Mahallesi, … Caddesi, No: … Beyoğlu adresinde bulunan binanın bina merdiven basamakları ve sahanlıkların mermer işlerinin, merdiven kovası ve sahanlıklar etrafındaki süpürgeliklerin, dış cephe mermer işlerinin yapılmış olduğu , yapılan işlerin miktarları ve değerinin dava konusu fatura ile uyumlu olduğu, davalının yapılan bu işlerle ilgili herhangi bir eksik veya ayıp ihbarının olmaması veya bu işleri 3.kişilere tamamlattırdığına dair bir belgenin dosyaya sunulmamış olması nedeni binadaki mermer işlerinin davacı tarafından yapıldığı kanaatine varıldığı ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilerek keşifte incelenen hususların işin niteliğinin ve yapılan işlerin ayrıntılı olarak rapora yansıtılması talep edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 30.11.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“..
Davalı … Ltd. Şti. Tarafında incelenmesi talep edilen 13.08.2015 tarih 8 nolu faturanın dava konusu olmadığı davacının bu fatura üzerinden bir alacak talebinin bulunmadığı,
Mermer işlerinin yapıldığı binanın iskanının 27/01/2016 tarihinde alındığı, davacının davaya konu faturayı 30/01/2017 tarihinde düzenlediği,
Davacı … tarafından düzenlenen ve davaya konu edilen 30.01.2017 tarih 25 nolu 22.538 TL tutarlı faturanın TTK hükümlerince süresi içinde düzenlenmediği, yine TTK hükümlerince davalı firmaya tebliğ edilmediği ve davalı … Ltd. Şti. kayıtlarında bulunmadığı, mali açıdan yapılan değerlendirmede davaya konu faturanın bu hali ile alacak davasına delil teşkil edemeyeceği ve davacı … nın Davalı … Tic. Ve Ltd. Şti. Alacağı bulunmadığı …” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesine göre; fatura, emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Vergi Usul Kanunu’nun 231/5. maddesine göre; fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. 6102 sayılı TTK 21. maddesi uyarınca ise; ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir…Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden…” denilmektedir.
Somut olayın incelenmesinde, davaya konu işlerin yapıldığı iddia edilen binanın tamamlanarak iskan ruhsatının 27/01/2016 tarihinde alındığı, bu durumda VUK uyarınca davacının yapmış ise, son işi en geç iskan ruhsatı alımına kadar yapmış olması gerekeceğinden , faturayı da en geç iskandan sonra 7 gün içinde düzenlemiş olması gerekirken faturanın düzenlenme tarihinin 30/01/2017 olduğu ve bu faturanın kanunen hiç düzenlenmemiş hükmünde bulunduğu, bunun dışında davaya konu faturanın davalı tarafa tebliğ edilmediği ve davalı kayıtlarında yer almadığı, yine davalı tarafça davacı tarafın yapması gereken işlerin yapılmadığının belirtildiği, o halde faturaya konu işlerin yapıldığını davacı tarafın ispat etmesi gerektiği, ancak buna ilişkin bir belge sunulamadığı gibi davacının hangi işi ne kadar yaptığı, işi tamamlayıp tamamlamadığı, taraflar arasındaki anlaşmanın şartlarının ne olduğu hususlarında dinlenen tanık beyanlarıyla da işin yapıldığının ispatlanamadığı; böylece süresinde düzenlenmeyen ve düzenlenmesine sebep olan ilişki de davacı tarafça ispat edilemeyen faturaya dayalı olarak davacı tarafın alacak talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı tarafça peşin yatırılan 236,28 TL’den 59,30 TL karar ve ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 176,98 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır