Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/53 E. 2019/1062 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/53
KARAR NO : 2019/1062
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı firma ile ürün satımından kaynaklanan cari hesap ilişkisi ve alacağının mevcut olduğunu, bu alacak sebebiyle … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile davalı aleyhinde 31.678,67-TL miktar için ilamsız icra takibi yapıldığını, lakin cari hesap dökümü incelenirken, sehven sadece 2016 carisi gözetildiğini, 2017 yılında davalının müvekkile tevdi ettiği 20000TL’lik çek görülmediğini, icra takibine esas cari asıl alacak 11.678,67-TL olması gerekirken takip 31.678,67-TL alacak iin başlatıldığını, borçlu takibe itirazında, müvekkil şirkete 20.000-TL tutarlı çekin verildiğini ve KDV dahil 11.678,67-TL bedelli fatura kesilerek bakiyenin sıfırlandığını bildirerek itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, haklı davanın kabulüne, icra dosyasına konu alacağın vaki itirazının haksız olması sebebiyle iptaline ve takibin 11.678,67-TL üzerinden devamına, yargılama masrafları, faiz ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip alacaklısı (davacı) şirketle müvekkil şirketin adına bir müşterisine Led Işıklandırma işlerini yapması hasebiyle bir ticari ilişki doğduğunu, davacı … Elektronik firması taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş ve müvekkil adına müşterisi … ‘ya yapmış olduğu led ışık uygulamalarının devamlı arıza göstermesi, müvekkile vaat edilen kaliteden düşük kalitede malzeme kullanımı, ürünlerin hatalı konumlandırılması, teknik yetersizlikler eksik ve hatalı uygulama yapılması gibi nedenlerden dolayı müvekkil şirket bu uygulamaları kendi imkanlarıyla tamir ettirmek ve yeni personel ile malzeme tedarik etmek zorunda kalmış dolayısıyla bir hayli zarar ettiğini, müvekkil şirket tarafından sorunun çözümü için görüşülen davacı şirket yetkilileri sorunu çözmek yerine sanki eksiksiz ve tam bir iş yapmış gibi faturalandırma yaparak müvekkil şirketi borçlandırdığını, müvekkil şirketin bu faturalara itirazı üzerine de mağduriyetlerin giderilmesi hedefli ikili görüşmeler yapılmış ve davacı şirket yetkilileri 31.678,67TL’lik borcun 20.000.-TL’sinin vadeli çekle ödenmesini bakiye 11.678,67 TL’sının da müvekkil şirket tarafından düzenlenecek iade faturası gönderilmesi şeklinde ödenmesini, muhasebe kayıtlarının ve borcun karşılıklı olarak bu şekilde sıfırlanmasını kararlaştırdığını, davacı şirketin yetkilileri 21 Eylül 2017 tarihinde müvekkil şirketten alacakları olmadığına dair “Sayın yetkili 31.08.2017 tarihi itibarıyla cari hesap bakiyeniz sıfır(0) TL dir. Mutabık olup olmadığınızı yanıtlamanızı rica ederiz.” şeklinde mutabakat maili atmalarına rağmen 01 Haziran 2017 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkil şirket tarafından bu haksız ve hukuka aykırı ilamsız takibe yasal süre içerisinde 19 Haziran 2017 tarihinde itiraz edilmiş, itiraz dilekçesi ekinde de 1 adet iade faturası, 1 adet imza sirküleri, 1 adet tahsilat makbuzu, 1 adet çek fotokopisi sunulmak suretiyle haklı itiraz gerekçelendirildiğini, huzurdaki dava tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğundan dolayı aşağıda detaylı şekilde açıklanacak sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri, harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında özetle; 31.678,67-TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile birlikte tahsilini talep ettiğini, davalı tarafça takibe ve borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 13/06/2017 takip tarihi itibariyle davacı alacağının 11.678,67-TL asıl alacaktan ibaret olduğunu, 31.678,67-TL takip miktarı ile karşılaştırıldığında fazla talebin söz konusu olduğunu, bu fazlalığın 20.000,00-TL’lik çek ödemesinin dikkate alınmadığından kaynaklandığını, bu itibarla davalının mütemerrit ve tarafların tacir olduğu nazara alınmak suretiyle ispatlanmış davacı asıl alacağı 11.678,67-TL’sine 13/06/2017 takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 2.maddesi uyarınca Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine dönemde uygulanan faiz oranı üzerinden basit usulde temerrüt faiz tahakkukunun uygun olacağını mütalaa etmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; Taraflar arasında ürün satımından kaynaklanan cari hesap ilişkisinin ve davacı yan alacağının mevcut olduğu, bu alacak sebebiyle … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile davalı aleyhinde 31.678,67-TL miktar için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı yanca tevdi edilen 20.000,000-TL’lik çekin mahsubu sonucu asıl alacak miktarının 11.678,67-TL olduğu, bu miktar yönünden fatura kesilerek bakiyenin sıfırlandığı iddia edilerek bu miktara vaki itirazın iptali ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yan ise savunmasında; Taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden doğan yükümlülüklerini davacı yanın tam olarak yerine getirmediğini, buna rağmen davacı şirket yetkililerinin eksiksiz ve tam bir iş yapmış gibi faturalandırma yaparak 31.678,67TL’lik borcun yapılan görüşmeler sonucunda 20.000,00-TL’sinin vadeli çekle ödenmesini bakiye 11.678,67-TL’sinin de davalı şirket tarafından düzenlenecek iade faturası gönderilmesi şeklinde anlaştıklarını, bunun üzerine davacı şirketçe 21.09.2017 tarihinde davalı şirketten alacakları olmadığına dair; “Sayın yetkili 31.08.2017 tarihi itibarıyla cari hesap bakiyeniz sıfır(0) TL dir. Mutabık olup olmadığınızı yanıtlamanızı rica ederiz.” şeklinde mutabakat maili atmalarına rağmen 01.06.2017 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını iddia ederek davanın reddine karar verilemesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 08.04.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Davacı tarafça tutulan ve ibraz edilen yasal defterlerin yaptırılması gereken açılış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırıldığı, kayıt nizamı ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri hükümleri ile usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini tamamladığı ve teyit ettiği nazara alındığında; davacı yanın ticari defterlerinin sahibi lehine delli niteliğinin bulunduğu, davacı tarafça tanzim edilen faturaların yasal defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı borç bakiyesine karşılık gelen 11.678,46-TL’lik 14/06/2017 tarih ve 878569 nolu davacı adına kesilen iade faturasının 14/06/2017 tarih … nolu … A.Ş. kurye gönderi formu ile davacı şirkete gönderilmiş ve ilgili gönderi davacı şirket çalışanı Sevil Kaplan tarafından teslim alındığı; ancak 14/06/2017 tarih … nolu 11.678,46-TL’lik iade faturasının davacı kayıtlarında bulunmadığı, davalı tarafça tutulan ve ibraz edilen yasal defterlerin yaptırılması gereken açılış tasdiklerinin ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırıldığı, kayıt nizamı ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri hükümleri ile usulüne uygun olduğu, defterlerin birbirini tamamladığı ve teyit ettiği, davalı yan ticari defterlerinin HMK’nın 222. maddesi uyarınca sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı tarafça, davacı yana gönderilen 14/06/2017 tarih … nolu 11.678,46-TL’lik bakiye sıfırlamak üzere kesmiş olduğu iade faturasının davalı kayıtlarında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı yanca dosya kapsamına sunulan ve davacı şirket tarafından kendilerine gönderildiği beyan edilen 21.09.2017 tarihli e-mailin; “Sayın yetkili 31.08.2017 tarihi itibarıyla cari hesap bakiyeniz sıfır(0) TL dir. Mutabık olup olmadığınızı yanıtlamanızı rica ederiz.” şeklinde mutabakata ilişkin beyan içerdiği, davacı yanca e-mailin sistem tarafından gönderildiği, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığından davaya konu alacağın şüpheli alacak hesabına aktarıldığından bakiyenin “0” olarak göründüğünü beyan ettiği, bu bağlamda davacı yanca e-mailin varlığı ve davacı şirketten sadır olduğu hususunun reddedilmediği, her ne kadar davacı yanca mutabakat beyanının sistemsel olarak gönderildiği ve davaya konu olan alacağın şüpheli alacaklar hesabına alınması sebebiyle bakiyenin (0) TL göründüğü iddia edilmişse de; şirket mail adresinden yazıldığı anlaşılan e-maillerin davacıyı bağladığı, kaldı ki tarafların tacir olması sebebiyle davacı yanca ileri sürülen hususların kabulünün mümkün olmaması sebebiyle davacı yanca gönderilen e -mail içeriğiyle mutabakatın sağlandığı ve davacı yan alacağının bulunmadığı hususunda anlaşıldığının belirlendiği, bu nedenle dava tarihi olan 12.01.2018 tarihinden önce 31.08.2017 tarihinde cari hesap bakiyesinin “0” olduğuna ilişkin mutakabat yazışması gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 199,45-TL harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 155,05-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen 14,00-TL masrafın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2019

Katip …

Hakim …