Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/517 E. 2018/656 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/517 Esas
KARAR NO : 2018/656
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2014
KARAR TARİHİ: 03/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 01/01/2011 tarihinde imzalanan “Alacağın temliki, Sulh. İbra ve Feragat Sözleşmesi” dava dışı … … Kurumu A.Ş’deki kar- zarar katılım hesabından kaynaklı alacağın davalıya temlik edildiğini ancak davalının sözleşmenin geri ödeme şartlarına uymadığını ve ödemeleri gününde yapmadığını, müvekkilinin icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla alacağın tahsili için yapılan takibe vaki davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını, davalının % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında tanzim olunan “Alacağın temliki, Sulh. İbra ve Feragat Sözleşmesi”yle davacının tasfiye halinde … … Kurumu A.Ş. Nezdindeki kar ve zarar katılım hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata varıldığını, söz konusu takip dayanığı alacağın temliki sözleşmesine istinaden takip alacaklısının, Tasfiye halinde … … Kurumu A.Ş.nezdinde henüz vadesi gelmeyen, mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen kar ve zarar katılım bakiyesi temlik aldığını, müvekkilinin temlik sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmiş olduğunu, müvekkilinin davacılara takip miktarı kadar günü geçmiş bir borcu bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı ile dava dosyası İstanbul …. ATM’ye aktarılmış,akabinde HSYKkararına istinaden anılı mahkemenin kapatılması ve mahkememizle birleştirilmesi neticesinde dosya mahkememize devredilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesinden kaynaklı alacağına istinaden 2.800 USD’si asıl alacak olmak üzere toplam 6.095,52 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının itiraz ettiğini, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 24/12/2014 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi anılı kök raporunda özetle;
“Dava ve icra dosyasının tetkiki sonucunda; taraflar arasında 01/01/2011 tarihinde 5.695,00 USD değerinde bir alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesinin akdedilmiş olduğu, davacıya ait Türkiye … Bankası A.Ş. … şubesinin hesap ekstresine göre davalı tarafından çeşitli tarihlerde davacı hesabına 1.493,32 TL ödeme yapılmış olduğu, bunun USD karşılığının toplam 800 USD’ye tekabül ettiği, bu durumda gecikmeyle olsa dahi takip tarihi 14/01/2014 tarihine kadar davalının ödediği taksit sayısının 8 olduğu, geriye takip tarihine kadar 22 taksit, ondan sonra da 6 taksit kaldığı, sözleşmenin toplam bedelinin 5.695 USD olduğu, davacı takip tarihine kadar ödenmemiş olan 22 adet taksit bedeli 2.200 USD ve sözleşme maddesine göre ileriye dönük 6 aylık taksit bedeli 600 USD olmak üzere toplam 2.800 USD üzerinden dava açmış olup, davalı yanın herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı görülmekle, hesap ekstrelerinden ve dosyada yapılan tetkiklere göre davacı talebinin mümkün olduğu” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce sözleşmenin 4.3 ve 4. Son maddeleri gereğince muaccel olan taksitlerin belirlenerek ödeme yönündeki TBMM döviz satış kuru TL karşılığının ve toplam TL alacak miktarının tespiti baabında bilirkişiden ek rapor alınarak konuya ilişkin 16/04/2015 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına katılmışır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi anılı ek raporunda özetle;
“Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.3 maddesi ” Temlik alan, muhatabın kendisine temlik ettiği tutarı, muhataba aşağıda belirtilen vadelerde taksitler halinde ödeyecek olup, her bir taksit ödeme günündeki TCMB döviz alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödeyecektir. Temlik alan ve muhatap iş bu durumu gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt eder. ” şeklindedir.
Sözleşmenin 4.5. Mad. İse” Temlik alan mad. 4.3.’te ödeme miktarları belirtilen 5.695,00 USD’yi muhatabın Iban numaralı hesabına mad. 4.3.’te belirtilen vadelerde havale ederek ödeyecektir. Her bir ödeme birbirinden bağımsızdır. Bu madde makbuz hükmündedir. Ödemelerden birinin gününde yapılmaması bakiye ödemelerini muaccel kılmaz. Ancak ardışık altı taksitin gününde ödenmemesi halinde, takip eden altı aylık ödeme muacceliyet kesp edilecektir.” şeklindedir.
Buna göre davalı tarafından ilk sekiz taksitin zamanında ödenmemiş olduğu ve akabinde başkaca bir ödeme yapılmamış olduğu kök raporumuzda tespit edilmiş olup, davacnın takip tarihine kadar muaccel hale gelen tutar aşağıdaki gibidir. Her ne kadar ara kararda döviz satış kuruna göre hesap yapılması gerektiği yazılmış ise de sözleşmedeki düzenleme döviz alış kuru olduğundan, döviz alış kurları esas alınmıştır. Buna göre davacının icra takibinden talep ettiği, muaccel hale gelen 2.800 USD’nin gerek ödeme tarihlerindeki ve gerekse sözleşmeye göre ödenmeleri gereken tarihlerdeki TL karşılığı 5.411,85 TL olup, davacının davalıdan talep edebileceği tutarın 5.411,85 TL olduğu” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dışı … … Kurumu A.Ş’ye dava ve temlik konusu alacağın temlik alana ödenip ödenmediği yönünde yazılan verilen 14.11.2014 tarihli cevabi yazıda temlik konusu alacağın davalı … Bas.Yay…San.Ticaret A.Ş’nin kuruluşlarına olan borçlarından mahsup edilmek süretiyle ödendiği yönünde yanıt verildiği görülmüştür.
Dava;taraflar arasında aktedilen 01/01/2011 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat Sözleşmesi kapsamında davalıya temlik edilen ve sözleşme hükümleri doğrultusunda geri ödenmeyen alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacının dava dışı … kuruluşundan kar-zarar katılım hesabından kaynaklı alacağının davalıya temlik edildiği hususlarında yanlar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur.Yanlar arasındaki ihtilaf;davacının anılı sözleşme gereğince davalıdan alacak talebinde bulunup bulunamayacağı hususlarında toplanmaktadır.
Dava ve temlik konusu alacağın dava dışı … kuruluşunca davalı şirketin kendilerine olan borçlarından mahsuplaşma süretiyle ödendiği dosya kapsamıyla sabittir. Davalı yan;temlik konusu alacağın davacıya geri ödendiğini iddia ve ispat etmiş değildir. Dolayısıyla davalı yan sözleşmenin geri ödemeyi düzenleyen hükümlerine riayet etmeği ve karz aktini de içeren temlik sözleşmesi ile temlik aldığı alacağı geri ödemediğinden davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; davanın kısmen kabulü ile, İst. …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacının davalıdan 5.411,85 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalının likit olan alacak nedeniyle alacağın %20 icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemine reddine, dair hüküm davalı vekilinin vaki temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/397330 esas, 2018/4765 karar sayılı ilamı ile;
“6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, somut olayda uyuşmazlık, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan edimin yerine getirilmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davacı, tacir olmadığı gibi eldeki dava da Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda, mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozularak mahkememize devrolmuş … esasına kaydedilmiş ve yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
İzah edilen nedenlerle, bozma ilamı doğrultusunda; davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesini müteakip, bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddi kesinleşmesine müteakip iki haftalık kesin süre içinde talep halinde dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesini müteakip, bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddi kesinleşmesine müteakip iki haftalık kesin süre içinde talep halinde dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Mahkememizin görevsizlik kararına konu talepler yönünden HMK’nın 331. Maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine, dosyanın yasal süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/07/2018

Katip Başkan