Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/499 E. 2021/87 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/499 Esas
KARAR NO:2021/87

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/11/2016
KARAR TARİHİ:16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sektörde tanınmış bir inşaat firması olduğunu, davalı … A’nin sahibi olduğu televizyon kanalında 07/09/2016 tarihinde yayınlanan ana haber programında gerçek dışı haberlere yer verildiğini, bu nedenle davacının ticari itibarının sarsıldığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL maddi, 100.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline diğer davalılar ile birlikte açılan maddi ve manevi tazminat davasında müvekkilinin projeden daire satın almak için gelen biri olarak lanse edildiğini ve alıcı olarak geldiğini beyan eden kişi olarak program ekibi ile geldiği aslında alıcı değil … Platformu kurucu üyelerinden olduğu alıcı rolü üstlenerek projenin durumunu öğrenince yıkılma ihtimali nedeniyle alıcı olmaktan vazgeçtiğini beyan ettiğini gerekçeleri ile kendilerini maddi ve manevi zarar verdiği iddia edildiğini, müvekkilinin anılan şekilde ne bir program ekibi ile inşaat alanına gelmesi ne de bu konuda verdiği herhangi bir beyanatı olmadığını, uzun yıllardır … ilçesinde oturduğu ve duyarlı bir vatandaş olduğu için ülke genelinde olduğu gibi … özelinde de tüm olumsuzlukları takip ettiğini, anılan projenin inşaatın davalılardan … tarafından açılan dava sonucu idare mahkemesince durdurulduğunu ve ÇET ruhsatının iptal edildiğini kamuoyundan takip etmekle ve projenin dere yatağı olarak bilinen yere yapılmasından rahatsız duymakla birlikte bu konuda kamuoyuna yansıyan herhangi bir beyanı olmadığını, muhtemelen kendisine benzetilen başka bir kişi yerine geçmiş dönem kişilikli siyasi duruşu dikkate alınarak davalı olarak seçildiğini, müvekkilinin görüntülerin incelenmesi sonucu herhangi bir görüntüsü ve iddia edildiği gibi bir beyanının olmadığının ortaya çıkacağını, bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın reddinin gerektiğini, müvekkili hakkındaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine yargılama giderleri ve müvekkili yönünden ayrı olarak avukatlık ücretinin de davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu haberin yayınlandığı … kanalının … AŞ bünyesinde hizmet verdiğini, davanın pasif husumet yolduğu nedeni ile reddi gerektiğini, manevi tazminat talebine konu olan haberin resmi kaynaklardan edinilen bilgiler doğrultusunda hazırlandığını, yanının objektif habercilik anlayışı ile görünün gerçekliğe uygun olarak ve basın özgürlüğü sınırlan içerisinde hazırlandığını, ÇED raporu alınmadan inşaat başlandığı için projenin sahibi davacı …’ye… … tarafından 7.9 milyon TL ceza kesildiğini, Adli makamlara da yansıyan olayların kamuoyuna görünen gerçeklikler kapsamında sunulmasında hukuka aykırı herhangi bir unsur bulunmadığı, dava konusu haberde davan şirketin tüzel kişiliğine ana haber bülteninde yayınlanan haber nedeniyle bir zarar verildiği hususunun ispat edilebilmiş olmadığı, gerek haberi hazırlayanlar gerekse yaşanan durumdan rahatsız olduğunu dile getiren vatandaşlar tarafından ne davam şirketin isminin zlkredildiğini ne de tabelasının gösterildiğini, davacı şirket ile ortak olarak dava konusu yayında yer alan inşaat işinde yer alan …. Belediyesi yetkililerine de Yayın öncesi söz hakkı verildiği, ancak herhangi bir somut delil ibraz etmemeleri nedeniyle inşaat ile ilgili açıklamaları “iddia” olduğu belirtilerek kamuoyu ile paylaşıldığını; …, … ve …’nun … Platformu üyeleri olduğu, haberde bahsi geçen yapıdan daire almayı düşünüp yaşanan hukuksuzluktan fark edince bunu başkalarının da mağdur olmasını engellemek amacı ile paylaşma ihtiyacı hisseden duyarlı vatandaşlar olduğunu, haberde davacının manevi haklarına halel getirecek herhangi bir ifadeye yer verilmemiş olduğunu, davacının maddi tazminat talebinin dayanaksız olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının üzerine düşen tüm yükümlülükleri kusursuz ve zamanında yerine getirdiği hususunun doğru olmadığını, yasalar ve yönetmelikler kapsamında Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir kararını aldığı hususunun doğnı olmadığını, ÇED gerekli değildir kararı alınmadan inşaat faaliyetine başlanmış olduğu ve Çevre Kanununun 20. Maddesi gereği …A.Ş’ye 7.900.000 TL idari para cezası uygulanmış olduğunu; davacının basın kuruluşlanna yaptığı açıklamalarda 1156 adet konut ve 39 adet cadde mağaza yapacağını açıkladığı halde ÇED başvurusunda 1032 konut ve 75 adet işyeri yapacağım beyat ettiğini, yapı nıhsatlannda ise konut sayısının 1189, iş yeri sayısının 31 adet görüldüğünü, gerçekte yapılan konut ve işyeri sayısının çok daha fazla olduğunu, davacının “ilgili inşaatların yıkılması ve inşaat alanlanmn eski hali olan yeşil atana dönüştürülmesi gerektiğini beyan etmişlerdir ki inşaat alanlarının müvekkil şirket inşaata başlamadan önce yeşil alan olmadığı sabittir” ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı; … Belediyesi Büyükşehir Konut Yapı Kooperatifinin Park/Yeşil alan olarak tapudan terkin ederek kamu yararına terk ettiği ve ifraz folyosunda B-14 Park olarak görünen yeşil alam eşdeğer yer ayırmadan imara açtığım ve sonrasında özel şahısların mülkiyetindeki 142 ada 19-20 parseller ve 143 ada 35-36-37-38 parsellerle takat ettiğini; dolayısıyla B-14 ada 19-20 ve 143 ada 35-36-38-38 parsellerin yeşil alan olarak ayrılması gerektiğini; … İdare Mahkemesinin 21.8.2017 tarihinde “davalı İdarelerin savunması alındıktan ve ara kararına cevap verme süresi dolduktan sonra verilecek karara kadar yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne” karar verdiğini, daha sonra 6.10.2017 tarihinde “mahallinde keşif ve bilirkişi İncelemesi yaptırıldıktan sonra bu konuda yeniden bir karar verilinceye kadar” yürütmenin durdurulması kararının süresini uzattığını; … Valiliği tarafından faaliyetin durdurulması karan verildiğini ancak … AŞ’nin mühür fekki yaparak inşaat faaliyetine devam ettiğini; Proje alanının yapılaşmaya uygun olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda;
“1.a) Dosyada mübrez Çevresel Etki Değerlendirme Belgesi TC… Çevre ve Şehircilik İi Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş ve 16/09/2015 Karar tarihli olduğu;
b)Belgede, “…ÇED Raporu hazırlanmasına gerek bulunmadığı tespit edilmiş olup, söz konusu projeye ÇED Yönetmeliğinin 17. Maddesi gereğince Valiliğimizce “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir”karan verilmiştir.” ifadesinin yer aldığı;
c) İlgili Çevresel Etki Değerlendirme Raporu ile Yapı Ruhsatında belirtilen yapıların aynı yapılar olup olmadığı uzmanlık alanımız dışında kalması sebebiyle tarafımızca tespit edilemediği; ÇED Raporunda “…”, Yapı Ruhsatında ise “… …” ifadesinin yer aldığı;
2.TV’de yayınlanan haber programlarında doğrudan marka /üretici/ işletme adı verilmek suretiyle yapılan eleştirilerin ve beyanların halkı bilgilendirme amaçlı yapılması, bilimsel verilere veya idari makamlar tarafından verilmiş kararlara veya idari makamlarca yapılmış açıklamalara dayanması durumunda haksız rekabet teşkil etmeyeceği;
3.TV’de yayınlanan haber programlarında uzmanlık gerektiren konularda, ancak uzman kişilerin/resmi makamların beyanlarının esas alınabileceği;
4.a) Haksız rekabet davalarının haksız rekabeti gerçekleştiren kişiye karşı açılabileceği;
b)Dava konusu haber program … logosu altında yayınlandığı; RTÜK tarafından Sayın Mahkeme’ye gönderilen yazıda “……” unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun “…” logosunu kullandığı anlaşılmıştır” İfadesinin yer aldığı;
c)Haberde sunucu dışında konuşan … (… Platformu Sözcüsü) ve ismi haberde verilmemiş olan 2 kişinin daha bulunduğu;
d)Bu çerçevede davalı sıfatının Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu;
5.Dava konusu 7 Eylül 2016 tarihli …’de yayınlanan haber ile ilgili olarak;
a) Haberde davacı şirket olan …’nin adı geçmediği, ancak haberde sözü edilen inşaatı yapan işletmenin … olduğu hususunun kamu tarafından bilindiği, dolayısıyla, haberde davacının ticari unvanının geçmiyor olmasının haksız rekabeti engelleyen bir durum olmadığı,
İdari bir cezanın mevcut bir inşaatın yıkılması ihtimalini beraberinde getirip getirmeyeceği konusunda, ancak “uzman hukukçuların” beyanlarının esas esas alınabileceği; haberde uzman-hukukçu olup olmadığı belli olmayan bir kişinin beyanına dayanarak haber yapıldığı intibaının uyandığı; ancak beyanda bulunan kişinin hukukçu olup olmadığı hususunun belirlenemediği; uzman- hukukçu olmayan kişilerin beyanlarının esas alınarak haber yapılmasının ilgili haberin “gerekli araştırma” yapılmadan yayınlandığı ve dinleyicileri “yanıltabileceği” anlamına geleceği;
c)Haberde … konuşurken, bu kişinin … Platformu Sözcüsü olduğu altyazıda açıkça beyan edildiği; Bu çerçevede bu kişinin beyanda bulunmasının ve kendi fikrini söylemesinin haksız rekabet teşkil etmeyeceği; ancak uzman olmayan kişinin beyanlarının habere esas alınması durumunda, haberin “yanıltıcı” olacağı,
d)Prensip olarak sokaktan geçen herhangi birisinin kendi fikirlerini söylemesinin haksız rekabet teşkil etmeyeceği; buna karşılık haber yapan kişilerin beraberinde getirdiği ve mizansen yaratıldığı bir durumda haberi yapanlar bakımından haksız rekabetin söz konusu olabileceği;
e)İsmi belirsiz konuşan İkinci kişi (ikinci kadın) bakımından: Haksız rekabet/kötüleme içeren herhangi bir ifadeye rastlanmadığı;
f)”İnşaat alanının kritik bir alana sahip olması” bilgisinin hangi resmi belge/bilgi’ye dayandığı ve hangi gerekçe İle kritik bir alan olduğu hususlarının belgelendirilmesi gerektiği; aksine bir tutumun dinleyiciler bakımından “yanıltıcı” olacağı;
g)Haberde verilen inşaat alanının bir milyon m2 bilgisinin gerçeği yansıtmadığı bir durumda haksız rekabetin mevcut olacağı; Bilirkişi Kurulunun uzmanlık alanı çerçevesinde inşaatın gerçekten net olarak kaç m2 olduğu konusunda beyanda bulunmasının mümkün olmadığı;
h)Dosya İçerisinde yer alan belgeler arasında İdari Yaptırım Karar Tutanağı bulunduğu, Tutanakta “2872 sayılı Çevre Kanununa istinaden çıkarılan 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği Madde 6 (3)’ya göre Çevresel Etki Değerlendirmesi ÇED Gerekli Değildir Kararı olmadan faaliyete başlamış olmak” gerekçesi ile İdari para cezası uygulandığı hususunun belirtildiği. Karar Tutanağında herhangi bir imzaya ve/veya karar tarihine rastlanmadığı; eğer gerçekten ceza, kesilmiş ise, haberde bu İfadeye yer verilmesi kötüleme teşkil etmeyeceği,
6. Manevi tazminat talebi konusunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu Sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 01/12/2020 tarihli ek raporda;
“1-Davaya konu inşaata 22.06.2015, 04.09.2015 ve 09.10.2015 tarihlerinde Yapı Ruhsatlarının alındığı, davaya konu parseller için 16.09.2015 tarihinde ÇED Raporu Gerekli Değildir kararı alındığı,
2-Dava konusu haberin yayınlandığı 07.09.2016 tarihinde Yapı Ruhsatları alınmış, 142 ada 19 – 20 parseller ve 143 ada 35 36-38 parseller İçin ÇED Raporu Gerekli Değildir kararlarının alınmış olduğu,
3-T.C. Çevre ve Şehircilik II Müdürlüğü’nün 20.05.2016 tarihli kararında …A. Ş. ye ÇED Raporu olmadan inşaata başlanması nedeni ile 7.900.000 TL İdari Para Cezası kesildiği,
4-Kök raporda bilirkişi müteveffa …’nın kendi uzmanlık alanlarında gerekli açıklamaları yapmış olduğu,
5-Haksız fiil sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususu ile ilgili olarak;
a)Haksız rekabetin hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olduğu;
b)Haksız fiil çerçevesinde bir sorumluluğun doğabilmesi için eylem (fiil), hukuka aykırılık, zarar, illiyet bağı ve kusur unsurlarının bulunması gerektiği;
c)Sayılan bu unsurlardan hukuka aykırılığın dava konusu olay bakımından Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümleri arasında yer alan ve “Başkalarını veya onların mallarım, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari İşlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemeyi” yasaklayan düzenleme çerçevesinde tartışılması gerektiği (TTK m.55/l-a-l);
d)Dava konusu haberin yayınlandığı 07.09.2016 tarihinde Yapı Ruhsatları alınmış, 142 ada 19 – 20 parseller ve 143 ada 35-36-38 parseller için ÇED Raporu Gerekli Değildir kararlarının alınmış olması karşısında, Takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, dava konusu haberin TTK m.55/l-a-l çerçevesinde haksız rekabet/haksız fiil teşkil edebileceği;
e)Haksız fiilin bir görünümü olan haksız rekabete ilişkin detaylı açıklamaların kök bilirkişi raporunda yapıldığı;
6-Davacının TBK m.50/1 uyarınca maddi tazminat talebi ile ilgili olarak hem zarara uğradığını hem de uğradığı zararın miktarım ispatlamakla yükümlü olduğu;
7-Manevi tazminat talebi ile ilgili takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu hususlarındaki görüş ve kanaatimizi sayın Mahkemeye saygı ile sunarız.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava, davalı şirketin televizyon kanalında 07.09.2016 tarihinde yapılan ana haber yayınında davacı şirketin Vira İstanbul isimli inşaat projesi hakkında gerçeğe aykırı ve kamuyu yanıltıcı haber yapıldığı ile diğer davalıların yayında söz alarak onların da davacı şirket aleyhine yapılan habere katılmasının sağlandığı iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat davasından ibarettir.
Dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davaya konu haberin içeriğinde inşaatın davacı şirket tarafından yapıldığı ve proje adı belirtilmemekle birlikte, haberde …’nde bir milyon metrekarelik alanda 1000 dairelik toplu konut inşaatında Çevresel Etki Değerlendirme raporu olmadan projeye başlanması sebebiyle belediye ve şirkete yaklaşık 8 milyon lira ceza kesildiği ve inşaatın yıkılma ihtimalinin bulunduğu ifadelerine yer verildiği, ayrıca … halkı olarak bir kısım vatandaş ile röportaj yapıldığı görülmekle, davalılardan …, … ve …’ın röportaj yapılan kişiler olduğundan bahisle davalı olarak gösterildiği, davalılardan …’nun haberde görüntüsü bulunmadığından bahisle davanın reddini talep ettiği, dosya kapsamına yansıyan belgeler ve dökümü yapılan haber içeriğinden anlaşıldığı üzere haberde konuşmasına yer verilen gözlüklü kadın ile … Platformu’na ilişkin internet sayfasındaki …’na ait fotoğraf arasında benzerlik olmadığı gibi haber içeriğinde konuşan kişinin isminin verilmediği, dolayısı ile davalı …’nin röportajdaki kişi olduğu hususunun davacı yanca ispatlanamadığı, bu nedenle bu davalıya yöneltilen husumetin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalı … yönünden açılan davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, davalılardan …’nın haberde adının geçtiği, davalı …’ın ise haberin röportajına katıldığını inkar etmediği gibi … Platformu’na ilişkin internet sayfasındaki fotoğrafı ile haber röportajındaki kişinin aynı kişi olduğunun anlaşıldığı, bu kapsamda davalı yayın sahibi şirket ile davalı diğer gerçek kişiler yönünden yapılan esastan incelemede; İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından davalı şirkete 20/05/2016 tarihinde idari yaptırım kararı uygulandığı, anılı idari yaptırım kararında ÇED gerekli değildir kararı olmadan inşaat faaliyetine başlamak kabahati işlendiğinden bahisle 7 miyon 900 bin TL ceza kesildiği, kabahatin işlendiği tarihler olarak 09/08/2015, 17/08/2015, 19/08/2015, 11/09/2015 ve 14/09/2015 tarihlerinin gösterildiği, 16/09/2015 tarihli ilk ÇED gerekli değildir kararı alınmadan önce projenin D1 D2 ve D3 bloklarında temel atıldığı ve D1 bloğun inşaatına başlanması sebebiyle idari yaptırım kararının uygulandığı, 07/09/2016 haber tarihi itibarıyla 16/09/2015 ÇED gerekli değildir kararı öncesine ilişkin dönemde yapılan ihlaller nedeniyle 20/05/2016 tarihinde idari yaptırım kararının uygulanmış olduğu, böylece haber içeriğinde ÇED kararı alınmadan inşaata başlanması nedeniyle yaklaşık 8 milyon lira ceza kesildiğine ilişkin ibarenin doğru olduğu, Çevre Kanunu’nun 10. maddesinde ÇED kararı alınmadan inşaata başlanamayacağı, aynı yasanın 20. maddesinde ÇED sürecine başlamadan ve süreci tamamlamadan inşaata başlayanlara proje bedelinin %2’si oranında idari para cezası verileceği ve cezaya konu durumlarda yatırımcının faaliyet alanını eski hale getirmekle yükümlü olduğu hususları düzenlenmekle haber içeriğinde geçen inşaatın yıkılabileceğine ilişkin ifadelerin yasal sonuca olduğu, davalı gerçek kişilerin davalı yayın sahibi şirket ile ortak hareket ettiği hususu ispatlanamadığı gibi haber içeriğinin haber tarihi itibarıyla görünür gerçeğe uygun ve güncel olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, özle biçim arasındaki dengenin korunmuş olduğu, her ne kadar bilirkişi ek raporunda yayın tarihi itibarıyla yapı ruhsatının alınmış olduğu ifade edilerek yayının TTK’nun 55/1-a-1 kapsamında haksız rekabet teşkil edebileceğine ilişkin değerlendirmede bulunulmuş ise de yukarıda açıklandığı üzere, anılı ÇED gerekli değildir kararı öncesine ilişkin dönemde ÇED kararı alınmaksızın inşaata başlanmak suretiyle ihlalde bulunulduğu sabit olduğundan ve haberin konusu bu ihlal sonucu davacı şirket aleyhine idari yaptırım kararı uygulanmasına ilişkin olduğundan mahkememizce benimsenen gerekçe ile yayının TTK’nun 54. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet fiilini de teşkil etmediği kanaatinin edinildiği, bu nedenlerle davacı yanın anılı haber nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığından da bahsedilemeyeceği, maddi zarar kapsamında alıcıların fesih yazıları gönderdiği beyan edilerek bu belgeler dosya kapsamına sunulmakla, bir an için anılı haber nedeniyle davacı yanın zarara uğradığı düşünülse dahi fesih yazılarının tetkikinde bir kısmının haberin yayınlandığı tarihten önce olduğu bir kısmının ise haberin etkisinin ortadan kalktığı tarihten sonra gönderildiği anlaşıldığından zararın ispatı noktasında da yeterli olmamakla açıklanan gerekçelerde diğer davalılar yönünden açılan davanın esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden açılan davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Diğer davalılar yönünden açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.878,53 TL peşin harçtan 59,30-TL’in mahsubu ile fazla yatan 1.819,23 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden davalı …… Şirketi kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
6-Manevi tazminat talebi yönünden davalı …… Şirketi kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır