Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/497 E. 2020/590 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/497 Esas
KARAR NO : 2020/590
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete kasko sigortalı bulunan … plakalı aracın, 15/11/2015 tarihinde 2,3 ve 4 nolu davalıların murisi ve %100 kusurlu bulunan … ‘nın sevk ve idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMS/Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu hasarlandığını, … plakalı aracın hasar tutarı olan 86.500,00-TL’nin müvekkil şirkete 04/03/2016 tarihinde sigortalısına ödenmiş olduğunu, TTK’nun 1472. Maddesi gereğince sigortalısının hakların halef olan müvekkil şirketin davalılar aleyhine icra takibi yapmışsa da haksız olarak takibe yapılan itiraz sonucunda takibin durduğunu, davalıların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptalini, takibin devamını ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurda yapılmakta olan yargılamada, müvekkil nezdinde ZMS/Trafik Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı kaza sebebiyle araçta oluşan hasarın talep edildiğini, mağdurun hasar departmanına başvurup ödemesini aldığını ve bu nedenle dosyanın kapatılmış olduğunu, kaldı ki söz konusu hususun mahkemece araştırma gerektirdiğinden itirazının haklı olup olmadığı hususun da mahkemece belirlenmesini, anılan nedenle talep edilen icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının araçta oluştuğunu iddia ettiği hasar bedelinin ve değer kaybının bilirkişi kanalı ile tespit edilmesi gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmasının mesnetsiz olduğunu, müvekkil şirket aleyhine bir tazminata hükmedilecekse dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazası nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Poliçe ile hasar dosyasının ibraz edildiği, mirasçılık belgesi ile araç tescil kayıtlarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/… esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 86.500,00-TL asıl alacak, 13.840,00-TL gecikmiş gün faizi, toplam 100.340,00-TL’ye alacağın takip tarihinden (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, davalı yanların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … marifetiyle hazırlanan 18/04/2019 tarihli raporda özetle; ”…Hasar fotoğrafları incelendiğinde sadmenin şiddetine, açısına, hızına, temas eden yüzeylerin katılığına ve yakın civarda bulunan komponentlerin yapısal ve malzeme özellikli davranışlarına bağlı olarak hasarın esasen çekicinin kupa kısmının ön, sol yan ve tavan vb komponentlerinde değişik derecelerde ezilme, çökme, eğilme, kırılma çatlama vb deformasyon şeklinde etkili olduğunu, hasarın kaza ile uyumlu ve oluşması beklenen muhtemel hasarlardan olduğunu, davacı … Sigorta A.Ş’nin açtığı … numarası hasar dosyası kapsamında hazırlanan kasko ekspertiz raporunda belirtilen 104.634,69-TL’si orjinal vasıfta parça bedeli, 6.250,00-TL’si yetkili servis şartlarında işçilik bedeli olmak üzere toplam KDV hariç 110.884,69-TL onarım bedelinin hasar ile örtüştüğü, bedellerin piyasa rayicinde olduğunu, davalı sigorta şirketinin araç başına maddi teminat limiti olan 29.000,00-TL ile sınırlı ise de, tarafların sorumluluk miktarının net olarak belirlenmesi açısından davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından dava dosyasına ibraz edilmemiş olan tüm deliller ile mağdur araç sahibine ödeme yapıldığında ilişkin banka dekontu yahut belge dahil tüm hasar dosyasının dava dosyasına ibraz edilmesi gerektiğini, … plaka numaralı kamyonun müteveffa sürücüsü … Kaycı’nın %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğunu, … plaka numaralı çekici sürücüsü Selim Bozkur’un kusursuz olduğunu, … plaka sayılı çekicinin onarımının ekonomik olmadığını, pert total kabulünün uygun olduğunu, ikinci el piyasa değeri 149.000,00-TL hasarlı halde sovtaj değeri 62.500,00-TL olmak üzere kasko sigortacısı davacı … Sigorta A.Ş’nin uğradığı net zararın 86.500,00-TL olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 15/11/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazlarının iptaline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği hüküm altına alınmış olup somut olayda davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına yapmış olduğu tazminat ödemesi kapsamında sigortalının haklarına halef sıfatı ile kazanın meydana gelmesinde davalıların kusurlu ve müteselsilen sorumlu oldukları iddiasına dayalı olarak huzurdaki davayı ikame ettiği görülmüştür. Bu kapsamda davalıların kazanın meydana gelmesinde kusurlu olup olmadıkları meselesi üzerinde durulmuş olup teknik bilirkişiler marifeti ile düzenlenen raporlar ile ceza dava dosyasının muhteviyatı tetkik edilmiştir. Bu noktada yapılan inceleme neticesinde ceza dosyası kapsamında mübrez olan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu ile mahkememiz dosyasında mübrez rapor arasında çelişki bulunmadığı, davalı şahısların murisi olan müteveffa sürücü … …’nın sevk ve idaresindeki kamyonu ile seyrini kontrollü sürdürmediği, karşı istikametten seyreden araç trafiğini kontrol etmeden kontrolsüz şekilde önündeki aracı sollamaya geçtiği esnada karşı istikamet şeridine girmek sureti ile karşı istikametten seyreden çekicinin seyir şeridini kapatması ile gerçekleşen kazada asli (%100) kusurlu olduğu saptanmıştır.
Somut uyuşmazlığa tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi ise; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlenmiş olup davalı sigorta şirketinin ZMSS poliçesi kapsamında sigortalı araç sürücüsünün kusuru kapsamında davacıya karşı sorumlu olduğu görülmüştür.
TBK’nın 49. maddesi ise; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup bu maddeye göre; gerek kasten gerek ihmal yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Somut olayda ise davalıların Türk Medeni Kanununun 599. maddesi gereğince miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları ve müteveffanın tam kusuru ile meydana gelen kaza neticesinde davacı yanın net zararını tazminle yükümlü oldukları anlaşılmıştır.
Yargıtay’ın istikrar kazanan içtihatlarında da belirtildiği üzere (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/469 esas, 2019/3505 karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17840 esas, 2019/7750 karar sayılı kararı) rücuen tazminat/alacak davalarında ödeme tarihinden itibaren faiz isteminin yerinde olduğu saptanmış olup tüm bu gerekçeler ışığında; davacı sigorta şirketinin kaza kapsamında pert olan araç nedeni ile davalılardan 86.500-TL asıl alacak, 13.840-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 100.340-TL rücuen alacak isteminde haklı olduğu, bu nedenlerle davalıların takip tarihi itibari ile bu miktar yönünden borçlu olup takibe vaki itirazlarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Son olarak icra inkar tazminatı istemi tetkik edilmiş olup gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının talepte bulunması için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmekle alacak likit olmadığından icra inkar tazminat taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalılardan (davalı sigorta şirketine 29.000,00-TL teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) 86.500,00-Tl asıl alacak, 13.840,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 100.340,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 86.500,00-TL takip tarihinden itibaren yıllık %9, oranını geçmemek üzere değişen oranlarda yasal faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.854,23-TL ilam harcından peşin alınan 1.211,86-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.642,37-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.211,86-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.247,76-TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.482,30-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.926,10-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır