Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/487 E. 2019/1122 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/464 Esas
KARAR NO : 2019/1197
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline davalı bankanın … şubesinden 3 adet çekin ticari ilişkide bulunduğu firmalar tarafından verildiğini, bankaya ibraz edilen çeklere işlem yapılamadığını, bankaların birer güven kurumu olarak çek karnesi verirken şirketler hakkında kredi değerliliği olup olmadığı yönünde araştırma yapmaları gerektiği, kredi notunun yüksek olması halinde çek karnesi vermeleri gerektiği, belirtilen nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmamakta olduğu, Söz konusu çeklelrn gerekil araştırma yapıldıktan sonra imza karşılığı teslim edildiğini, çek karnesi verirken çek karnesi isteyen hakkında gerekti araştırmayı yaptıktan sonra çek karnesi verdiğini, nitekim karşılıksız çek sorumluluk bedelinin ödendiğini, açıkladıkları nedenlerle haksız ve hukuka aykın davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde; 500,00 TL olan dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda 146.936,50 TL arttırılarak toplam 147.436,50 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda;
“Davalı bankaca çek hesabı açılması esnasında ve çek defteri/defterleri verilmeden önce TCMB tarafından yapılan çek duyuruları çerçevesinde arşiv vb. araştırmalann yapılmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan çek karnesi talebinde bulunan dava dışı … Ltd. Şti. hakkında yapılması gereken ekonomik ve sosyal durum araştırmasının da yapılmadığı, Şirket ve ortaklarının karakteri (moralite) , kapasitesi ve Kapitali (sermayesi) hakkında yeterli veriye sahip olmadan sahtecilik yapan ve “sözde” ticari faaliyetine yeni başlayan dava dışı şirkete çek karnesi verilmek suretiyle davacının zararının oluşmasına sebebiyet verildiği, davacının da basiretli bir tacir olarak hamili bulunduğu çeki aldığı keşideci hakkında yapması gereken araştırmayı yapmadan çeki kabul etmiş olup bu nedenle müterafık kusurunun bulunduğu, netice itibariyle karşılıksız çıkan çeklerle ile ilgili olarak davalı bankanın basiret ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarından dolayı kusurunun %50 oranında olduğu, takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla Yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu nazarı dikkate alındığında davacının da basiretli bir tacir olarak hamili bulunduğu çeki aldığı keşideci hakkında yapması gereken araştırmayı yapmadan çeki kabul etmiş olmasından dolayı %50 oranında müterafık kusurunun bulunduğu, davalı bankanın sorumlu olduğu tutarın 294.873,00 TL *% 50=147.436,50 TL olarak hesaplandığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor yazmıştır.
Dava, keşideci hakkında davalı bankanın çek hesabının açılışı sırasında mevzuatın gereklerini yerine getirmediği, yeterli araştırma yapmadan keşideciye çek karnesi verdiği ve çekin karşılığının bulunmadığı iddialarına dayalı olarak, banka aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir.
Bir banka, çek hesabı açarken müşterisinin kimliği, ekonomik durumu ve ikameti v.s konularında gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadan çek karnesi vermiş ve çek karşılıksız çıkmış ise çek hesabının açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Çek Kanunu’nun 2. maddesi ile TTK’nın 18/2. maddelerinde öngörülen basiret ve itinayı göstermemek suretiyle birinci derecede ve daha ağır bir biçimde kusurlu olduğunun ve bu davranışının sonuçlarına katlanması gerektiğinin kabulü icap eder. Çekin hamili de ticari ilişkide bulunduğu kişilerin ekonomik durumu ve ödeme kabiliyetini araştırıp sonucuna göre ilişki kurmak, bu suretle özenli davranmak durumundadır. Ayrıca Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince karşılıksız çek için davacının evvela kendi akidinden alacağını tahsil yoluna gitmesi, tahsil edememesi halinde davalı bankaya müracaat etmesi gerekmektedir. (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/11117 E- 2018/2991 K sayılı kararı.)
Bankanın sorumluluğuna dayanılarak açılan başka bir davada; ilk derece mahkemesince verilen “davacı davaya konu çekin ciro yolu ile hamili olduğundan öncelikle kendinden önceki cirantalara başvuru hakkını kullanarak alacağını elde etmesi, ancak tüm hukuki yollara başvurulduğu halde alacağını keşideci ve cirantalardan alamadığı veya almasının mümkün olmadığı anlaşılır ise, bu durumda uğrayacağı zarar için davalı bankaya başvurması gerektiği, davacı tarafın kendinden önceki cirantalara, lehtara ve keşideciye müracaat etmediğini bildirdiği de dikkate alınarak, davanın reddine ve davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin de reddine” dair verilen kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E- … K sayılı kararı ile onandığı görülmüştür.
Her ne kadar zararın tespiti açısından dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmış ise de açıklanan tüm bu hususlar doğrultusunda mahkememizde oluşan yeni kanaat gereğince, davacı vekiline 22/10/2019 tarihli celse 1 nolu ara karar ile “karşılığı tahsil edilemeyen çeklerin keşidecisi/cirantalarına karşı herhangi bir takipte bulunulup bulunulmadığı yahut dava açılıp açılmadığı konusunda beyanda bulunmak üzere” süre verilmiştir. Davacı vekili 24/10/2019 tarihli dilekçesi ile, yalnızca çek lehtarı ve ikinci ciranta hakkında iflasın açılması davası açtığını, iflas kararı nedeniyle bunlar aleyhine takip ya da dava yoluna gitmediğini beyan etmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince, bankadan çek tutarının talep edilebilmesi için çek keşidecisi ve cirantalarına karşı alacağın tahsili amacıyla tüm yolların tüketilmiş olması gerekir. Buna rağmen alacak elde edilememiş ise bankanın sorumluluğuna gidilebilir. Davacı vekilince 24/12/2019 tarihli celsede keşideci yönünden karşılıksız çek şikayetinde bulunulduğu ifade edilse de, dosya kapsamına yansıyan beyanlarında keşideciye yönelik herhangi bir takip yahut davası olduğu, lehtar ve ikinci cirantaya karşı iflas masasına başvuru yaptığı yahut kayıt kabul davası açtığı beyanı da mevcut olmadığından, çekler nedeniyle zararının henüz gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı yanın davalı bankanın sorumluluğu bulunduğundan bahisle açtığı iş bu davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ile 2.509,30 TL ıslah harcından alınması gereken 44,40-TL’nin mahsubu ile fazla yatan 2.500,80 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 32,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 14.544,92 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza