Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/453 E. 2019/631 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/453
KARAR NO : 2019/631

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 03/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin düğün sektöründe faaliyet gösteren işletmelere … portalı üzerinden reklamasyon ve tanıtım hizmeti verdiğini, müvekkil davalıdan alacağının tahsili talebi ile … 9. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, davalı vekilinin 06/04/2018 tarihinde ilgili icra takibinde borca, faize ve yetkiye itiraz etmiş olup itiraz ile icra takibini durdurduğunu, müvekkilin alacağının sözleşmeye ve cari hesaba dayandığını, müvekkil ile davalı arasında imzalanan 25/01/2018 tarih … sözleşme nolu sözleşme ile toplam 5.310,00-TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, bunun üzerine 29/01/2018 tarihinde 5.310,00-TL tutarında e-faturanın … adına müvekkili şirket tarafından tanzim edildiğini ve davalıya ait e-posta adresine 30/01/2018 tarihinde gönderildiğini ve aynı tarih de iletildiğini, faturanın herhangi bir itiraza uğramadığını, davalı vekilince icra takibine verilen itiraz dilekçesinde; borçlunun müvekkili şirkete yayınlanması için fotoğraf göndermediğini müvekkilin bu fotoğrafları izinsiz kullandığını ve herhangi bir hizmet almadıklarını beyan ettiğini, müvekkili şirketin ayrıca firmalarla müşterilerinin iletişime gecileceği bir alan olarak bir kullanıcı paneli oluşturmakla ve bu panel üzerinden internet sitesini ziyaret eden kişilerle reklamasyon ve tanıtım hizmeti alan firmalar ile iletişim kurabilmekte olduğunu, müvekkil şirketin davalının işletmesi adına bir kullanıcı paneli oluşturduğunu ve davalıya bu sayfa üzerinden teklifler de geldiğini, müvekkil şirketin sözleşmeye uygun olarak sözleşme imzaladıktan sonra davalının işletmesi olan … adı altında … portalı üzerinden reklamasyon ve tanıtım hizmeti verdiğini, müvekkil şirketin internet sitesinde davalı şirketin işletmesinin yer aldığı sayfanın 06/02/2018 – 14/05/2018 tarihleri arasında toplam 245 kullanıcı tarafından görüntülendiğini, Türkiye’de ticari işletmesi bulunan bir tacirin, üzerinde tüm bilgilerinin, 5.310,00-TL ibaresinin ve kendi kaşe ve 2 tane imzasının olduğu metni tanıtım formu olarak algılamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü bulunan tacirin 5.310,00-TL’nin sözleşme bedeli olduğunu bilmesinin düşünülemeyeceğini, itirazın iptalini, takibin devamını, kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, … 9. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilin dosya alacaklısına herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle de yasal süresi içinde borca karşı itirazda bulunduklarını, davacı tarafın, müvekkil ile aralarında bir sözleşme imzalandığını iddia ettiğini, bahse konu iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın böyle bir sözleşmeyi dosyaya ibraz edip müvekkiline tebliğe çıkarmamasının böyle bir sözleşmenin hiç imzalanmadığını açıkça ortaya koyduğunu, asla kabul manasına gelmemek üzere bir an içinm böyle bir sözleşmenin imzalandığı varsayılsa bilke; müvekkilin Türkçeyi çok az bildiğini, Türkçe karakterlerle okuyup yazmayı ise hiç bilmediğini, bu nedenle de varsa dahi böyle bir sözleşmenin geçerli olmadığını, zira bir insanın yeterince bilmediği bir dil ile ve hiç bilmediği yazı karakteriyle yazılmış bir sözleşmeyi imzalamasının mümkün olmadığını, imzalansa dahi bu sözleşmesinin hükümsüz olduğunu, davacı tarafından tanıtım formu olduğunu beyan ederek müvekkiline bir yazı imzalatıldığını, bu yazının sözleşme olup olmadığını bu aşamada bilemediklerini, davacı tarafın varlığını iddia ettiği sözleşmenin müvekkilie tebliğ edilmediğini, bahse konu sözleşmenin müvekkiline tebliğ edilinceye kadar sair itirazları sunma haklarını saklı tuttuklarını, davacı tarafın müvekkilin internet üzerinde sayfalarında Türkçe karakter kullandığını beyan ettiğini, müvekkilin internet yazışmalarının tamamına yakınının Rusça ve İngilizce olduğunu, Türkçe internet yazışmalarında ise yakınlarından yardım aldıklarını, davacı tarafın hususa dair dava dilekçesinde bahsettiği Yargıtay kararlarının ise somut işin bu dava ile hiçbir alakasının bulunmadığını, müvekkilin asla yayımlanması için dosya alacaklısına fotoğraf göndermediğini, dosya alacaklısından herhangi bir hizmet talep etmediğini, yine dosya alacaklısının da müvekkiline herhangi bir hizmet vermediğini, bu nedenle de asla kabul manasına gelmemek üzere, bir an için taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin bulunduğu varsayılacak olsa dahi, sözleşme konu hizmetlerin müvekkilile verilmediği için yine borç doğmadığını, faturanın usulüne uygun tebliğ edilse ve buna itiraz edilmese dahi, faturanın ancak münderecatı konusunda delil teşkil edeceğini, sırf faturaya itiraz edilmemesinin alacağın varlığına delil teşkil emyeceğini, alacaklı olduğunu iddia eden tarafın faturaya konu malları karşı tarafa teslim ettiğini ayrıca ispatlamasının gerektiğini, somut olayda ise davacı tarafın iddialarını ispat edemediğini, kaldıki faturayla ilgili olarak mutabakata varılmadığını ve mutabakat zaptının imzalanmadığını, davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gidelerleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya dayalı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından takibe konu alacağa dayanak sözleşme ve fatura ibraz edilmiştir.
Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine itiraz ileri sürülmüş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca para borçları yönünden ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması bağlamında davacının ikametgahı icra dairelerinin yetkili olması (Beyoğlu/İstanbul) nedeniyle (İstanbul) İİK 50, HMK 10, TBK 89. maddeleri uyarınca İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler mali müşavir … ve bilişim uzmanı … tarafından hazırlanan 20/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2018 yılı yasal defterlerinin E-deftere tabi olduğunu, e-deftere tabi olan 2018 yılı envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, e-defter beratlarının ise yasal süresinde verildiğini, davalı firmanın 2018 yılında işletme defteri tutmakta olduğunu, incelemeye ibraz edilen 2018 yılına ait işletme defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığını, kapanış tasdik zorunluluğunun bulunmadığını, dava konusu alacak dayanağı faturanın davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ve yasal defterlerinde takip tarihi itibariyle 5.310,00-TL tutarında alacaklı olarak göründüğünü, davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde dava konusu faturanın davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığının görüldüğünü, davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu e-arşiv faturasının davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim ediliğ edilmediği hususunda davacı tarafça dosyaya bu yönde herhangi bir belgenin sunulmadığını, davacı tarafça davalıya kesin fatura muhteviyatı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; fatura muhteviyatı internet hizmetlerinin davacı tarafça davalıya verildiği anlaşılmış olup davalının imzaya olan itirazlarının mahkemenin takdirinde olduğunu, açıklamalar neticesinde dava konusu fatura muhteviyatı reklamasyon ve tanıtım hizmetinin davacı tarafça davalıya verildiği tespit edilmiş olup davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği asıl alacak tutarının 5.310,00-TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davacı vekili tarafından talebe dayanak üyelik sözleşmesinin ibraz edilmekle anılı sözleşme davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş ancak; davalı tarafın isticvap edileceği duruşmada hazır bulunmadığı görülmüştür. HMK’nın 171/2 maddesi gereğince sözleşme ve içerikleri bu nedenle davalı tarafça kabul edilmiş sayılmıştır.
Huzurdaki davada tarafların arasındaki uyuşmazlığın; üyelik sözleşme ilişkisine ilişkin faturaya dayalı alacak istemiyle başlatılan icra takibine davalı yanın itirazın iptaline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; bilirkişi incelemesine ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı ticari defterlerinde takibe dayanak faturanın kayıtlı olup davalının cari hesabının kapanış fişinin 5.310-TL olduğu, davalı defterlerinde ise faturanın kayıtlı olmadığı ve borç kaydının görünmediği, talebe dayanak anılı e- faturanın e- fatura portalı üzerinden davalıya tebliğ edildiği, davalının 8 gün içerisinde sistemde herhangi bir itirazının bulunmadığı, böylece fatura içeriğinin kesinleştiği, davacı tarafın sözleşmede yer alan reklamasyon ve tanıtım hizmetleri noktasında davalı tarafa hizmeti ifa ettiğinin teknik bilirkişi marifetiyle tespit edildiği, dosyada mübrez sözleşme, ticari defterler, isticvap, tüm belge ve kayıtların irdelenmesi sonucunda sözleşme ve faturaya konu hizmetin verildiği sonucuna ulaşıldığı, bu noktadan sonra faturaya dayalı hizmet bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalı/borçlunun fatura bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 5.310-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, davanın asıl alacak üzerinden ikame edildiği, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… 9. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 5.310,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin 5.310,00-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranında avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 362,72-TL harçtan peşin alınan 90,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 272,03-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 90,69-TL peşin harç, 1.000-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 130,50-TL olmak üzere toplam 1.257,09-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır