Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/452 E. 2019/1219 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/452 Esas
KARAR NO : 2019/1219

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı..TİC. LTD. ŞTl üzerine kayıtlı, şirket yetkilisi … TC Kimlik numaralı… yönetimindeki … plakalı araç ile 06.10.2017 tarihli …Sigorta tarafından tanzim edilen Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi kapsamındaki sigortalı …adına kayıtlı … TC Kimlik numaralı … yönetimindeki … plakalı araçın kazası sebebiyle ortaya çıkan değer kaybının hesaplanması ve tarafa ödenmesi talebine ilişkin olduğunu, bu kapsamda 13.10.2017 tarih ve 10:00 saatli kaza sonrasında tutulan kaza tespit tutanağı kapsamında … Sigorta tarafından sigortalanmış …plakalı aracın tam kusurlu olduğu kaza kapsamında, müvekkile ait araç ağır hasar görmüş olduğunu, bu sebeple müvekkile ait araç, BMW markasına ait yetkili servis olan … A.Ş. tarafından servis ve onarım hizmetine alınmış olup; aracın onarımı kapsamında tarafa toplam 33.753,24-TL’lik onarım ve servis faturası kesildiğini, müvekkile ait … plakalı araç 09.06.2017 tarihinde satın alınmış olup; fatura bedeli 380.886,00 -TL olduğunu, ilgili kaza sonrasında çekilen her iki araca ait fotoğraflar ile müvekkile ait aracın kaza sonrası hasarlı kısımlarına ilişkin fotoğraflar da ayrıca dilekçe ekinde sunulduğunu , bu kapsamda ilgili sigorta şirketine yapmış olduğumuz başvuru sonucunda, sigorta şirketi “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Tebliğinin Kapsamına Giren Teminat Türleri” başlıklı .4.5/a maddesi uyarınca; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsanuna araç değer kaybı da dahildir. İlgili tebliğ uyarınca Sigortacı Karayolları Trafik Kanunu*na göre sigortalıya düsen hukuki sorumluluk çerçevesinde tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür, ” hükümleri kapsamında tarafa 4.950,00-TL ödeme yapmış olduğunu, işbu kapsamda sigorta şirketinin tarafa ödemin olduğu tutar; yasal sorumluluklarının üst sının olup; müvekkile ait araçta oluşan gerçek değer kaybını karşılamamakta olduğunu, bu sebeple eksik kısım için aracın maliki davalı …A-Ş.’ye ve araç ile kazayı yapan sürücü…aleyhlerine işbu davayı ikame etmek elzem hale geldiğini, işbu davanın kapsamında, müvekkil şirketin maliki olduğu araç …marka 525d Xdrive model araç, lüks araç sınıfına girmekte olduğunu, işbu sebeple de müvekkile sigorta şirketince ödenen 4.950,00-TL tutar, aracın piyasa bazındaki değer kaybı noktasında çok düşük kaldığı tartışmasız bir gerçek olduğunu, davaya konu edilen hasar kayıtlı aracın piyasa rayici ile aynı marka model aracın hasar kaytısız halinin piyasa rayiçleri karşılaştırılması müvekkilin aracındaki değer kaybına emsal teşkil edebilecek nitelikte olup; işbu hususta konusunda uzman bilirkişi tarafından İnceleme yapılması gerekmektiğini, yapılacak incelemede …marka 52Sd Xdrive model piyasasındaki hasarlı-hasarsız araçların defterleri ile dava konusu aynı marka modeldeki aracın görmüş olduğu tamirat işlemleri birlikte değerlendirilerek: işbu dava konusu aracın değer kaybının tesbiti gerekmektedir, Bu kapsamda aracın hasar almış olduğu Ön Tampon ve Izgara bölgesi ile aracın aydınlatma sistemleri üzerinde oluşan hasarlar, araçtaki değer kaybını ciddi anlamda artırmakta olup: işbu kazada ortaya çıkan hasar ve değişimi yapılan parçalar, standart bir kazadaki vuruk ya da çizikten farklı olarak aracın değerinin çok daha fazla azatmasına sebep olur, şimdilik 500 TL bedelin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak tarafa verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket adına kayıtlı, …Operasyonel Kiralama Sözleşmesi ile …A.Ş.’ye kiralanan ve diğer davalı …’in kullanımında bulunan …plakalı araç ile davacı …ye ait …plakalı araç arasında meydana gelen kaza neticesinde meydana geldiği iddia olunan değer kaybı talepli olarak huzurdaki davanın açıldığını, müvekkil şirket … uzun dönem araç ve filo kiralama işiyle iştigal etmekte olduğunu, mülkiyeti kendisine ait olan araç olan 3. kişilere kiralayarak gelir elde etmekte olduğunu, davaya konu, mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan …plakalı araç 01.10.2015 tarihli …Araç Kiralama Sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş.’ye kiralandığını, bu sebeple davanın dava dışı … A.Ş.’ye ihbarı gerekmekte olduğunu, müvekkil ile kiracı şirket arasında akdedilen Uzun Dönem Operasyonel Araç Kiralama Sözleşmesi hükümleri gereğince Kiracı Araç’ ı gerekli özeni göstererek kullanmayı ve Araç’ a herhangi bir zarar gelmemesi için gerekli ve makul tüm önlemleri almayı kabul ve taahhüt etmekte olduğunu, kiracı aracı kullanırken gerekli özeni göstermek zorunda olduğunu, sözleşmede kiralama süresince, kiralanan malın zilyedinin kiracı olduğu ve sözleşmenin amacına uygun, Bu kapsamda 13.10.2017 tarih ve 10:00 saatli kaza sonrasında tutulan kaza tespit tutanağı kapsamında …Sigorta tarafından sigortalanmış …, müvekkil şirketin işleten sıfatı olmamakla beraber, davacı taraf, değer kaybına ilişkin yeterli açıklamada bulunmamış olduğunu, davacı yanın delil listesi ve delilleri tarafa tebliğ edilmemiş olup bu hususta beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, işleten sıfatına sahip olmadıklarından sorumluluklarının bulunmaması ile beraber kazaya karışan araç 06.10.2017 Tarih …poliçe no’lu Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ve 16.11.2016 tarih ve…no’lu Kasko Sigorta Poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını, bu sebeple davacı yan taleplerin muhatabı hiçbir şekilde müvekkil şirket olmadığını, davanın Uzun Dönem Operasyonel Araç Kiralama Sözleşmesi ile davaya konu aracın kiralanmış olması nedeniyle, aracın işleteni sıfatını haiz olan… A.Ş.’ye ve aracın sigortacısı MAPFRE SİGORTA A.Ş’ye ihbarını, müvekkil şirket açısından davanın öncelikle usul açısından inceleme yapılarak husumetten reddini, davacı yanın ihtiyati tedbir taleplerinin reddini, bu talepleri haklı görülmezse yapılacak yargılama neticesinde hukuki dayanaktan yoksun haksız davanın esastan reddini, yargılama harç ve masrafları ile kanuni vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … plakalı aracında 13.10.2017 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde oluştuğu iddia edilen değer kaybının tespiti ile davalılar …ve … A.Ş.’den bu bedelin tahsili talep edilmiş olup davalılardan… A.Ş’nin talebi Özerine müvekkil şirkete davanın ihbarı sağlandığını, bu cihetiyle beyanlarını , öncelikle belirtmek gerekir ki müvekkil şirket davaya taraf olmadığından müvekkil yönünden davada hüküm kurulması mer’i mevzuat hükümleri çerçevesinde olanaksız olduğunu, bu bağlamda husumet yönünden itirazlarımızı sunduğunu, yine davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte değinmek gerekir ki söz konusu kaza neticesinde öncelikle kusur tespitinin sağlanması akabinde ise araçta değer kaybının bulunup bulunmadığı saptanması gerektiğini, her ne kadar davacı şirket kaza hadisesi dolayısıyla 33.753,4 TL’lik onarım masrafı olduğu iddiasında bulunmuş ise de aracın kaza sonrası fotoğrafları incelendiğinde dahi bu bedelin fahiş olduğu ve uyuşmazlık konusu değer kaybının ise bu bedelden çok daha az olacağı aşikar olduğunu, bu bakımdan aracın olay tarihindeki hasarsız hali ile 2. el piyasası rayici arasındaki farkın belirlenmesi ile yetinilmeden davaya konu aracın onarılmış halinin 2. el piyasa değeri arasındaki farkın da 1 bilirkişi incelemesi ile tespiti gerektiğini, böylece sigorta şirketi tarafından değer kaybı sebebi ile ödenen 4.950,00 TL’nin üstünde bir değer kaybı olmadığı ortaya çıkacağını, ayrıca Karayolları Trafik Kanunu’nunda araç malikinin sorumluluğu doğrudan düzenlenmiş olup somut uyuşmazlıkta davacı yanın taleplerinin bir diğer muhatabı ise sigorta şirketi olduğunu, davacı yanın delil listesi ve delillerinin müzekkere ekinde müvekkile tebliğ edilmemiş olması sebebi ile diğer hususlarda beyanda bulunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla beyanlarını sunduğunu, açılmış bulunan davaya ihbar yoluyla dahi sureti ile husumet tevcih edilemeyeceğinden müvekkil açısından davanın husumet yönünden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; ‘Müvekkil şirket işbu davada taraf olmadığını, bu nedenle kendisi hakkında herhangi bir şekilde hüküm kurulması mümkün olmadığını, bununla beraber dava ve ihbar dilekçesine yazılı beyanlarda bulunmak zorunluluğunda kalındığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde 13.10.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını belirttiği …plakalı araç, 06.10.2017 başlangıç 06.10.2019 bitim tarihli ve … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile … adama maddi hasarda araç başına kaza tarihi itibarı ile 33.000 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu maddî teminat miktarı davalı müvekkil sigorta şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, iş bu poliçe kapsamında, dava konusu kaza sonucu davacının aracında meydana gelen hasar, davacının KASKO sigortacısı oian …SİGORTA A.Ş. tarafından tespit edilmiş ve onarımı yaptırılmış, devamında ise sigorta şirketi tarafından müvekkil şirkete sigortalımızın kusuru oranında RÜCU edilmiş ve … numaralı hasar dosyasının açıldığını, anılan hasar dosyası kapsamında, davacının KASKO şirketi tarafından görevlendirilen eksperler aracılığı ile tespit edilen hasar bedelinden müvekkil şirkete rücu edilen 27.331,98 -TL hasar bedeli müvekkil şirketçe davacının KASKO şirketine 27.12.2017’de ödendiğini, ihbar edilen konumunda olduklarından dolayı haklarında hüküm kurulmasına yer olmadığına, değer kaybı talebi ile ilgili olarak belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı değer kaybına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…esas ve 17 karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Tacirler arasındaki haksız fiil hükümleri kapsamında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla davalı yanın mahkememize vaki görev itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava dışı ihbar olunan sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
Tramer kaydı ve araç tescil kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememize görevlendirilen bilirkişiler…ve … tarafından hazırlanan 09/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Olayla ilgili olarak araç sürücüleri tarafından “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” tanzim olunmuş» kroki çizilip imzalandığını, çizilen krokiye göre İlk Belediye caddesinden Küçükhendek caddesine giriş yapan davalı aracının girişe bir yakın yerde durakladığı ve geri manevraya başlayıp arkasında bulunan davacı aracının ön kısmına çarptığı işaretlendiğini, davalı sürücü … tutanaktaki yazılı ifadesinde sokaktan geri geri çıkarken arkasındak… plakalı aracı görmeyip hızlı bir şekilde çarptığını, tüm sorumluluğun kendine ait olduğunu beyan ettiğini, davacı aracı sürücüsü … ise tutanaktaki yazılı ifadesinde caddeye giriş yapıp 10 m. gittikten sonra geri geri gelen aracı görüp durduğunu, fakat aracın fark etmeyip hızlı bir şekilde önden aracına vurduğunu beyan ettiğini, kaza krokisine ve sürücü ifadelerine göre davalı sürücünün geri manevra yapmadan önce arkasındaki trafiği gereği gibi ve dikkatle kontrol etmediği, ayrıca geri manevra hareketini hızlı yaptığı ve arkasında duran davacı aracının önüne, kendi aracının arkası ile çarptığı anlaşılmakta olduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin araç manevralarını düzenleyen 137. maddesine göre sürücülerin geri giderken ve bunlara benzer hallerde karayolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamaları» araçların etrafını kontrol etmeleri» yavaş ve dikkatli hareket etmeleri, görüş alanları dışında kalan yerler varsa tehlikesizce hareket edebilmeleri ve uyarılmaları için bir gözcü bulundurmaları zorunlu olduğunu, olayda aksine davranan ve yolu iyice kontrol etmeden ve arkasını görmeden hızlı geri manevra yaparak kendisini görüp arkasında duran davacı aracına çarpan davalı sürücü manevraları düzenleyen genel şartlar« uymama (KTK Mad.S4/j) nedeniyle asli ve tamamen kusurlu olduğunu, olay sırasında Küçükhendek caddesine girdikten sonra önünde buluna ve durup geri gelmeye başlayan davalı aracını görüp duran davacı aracı sürücüsüne olayda atfı kabil kusur bulunmamakta olduğunu, Davalı sürücü … % 100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğunu, aracı sürücüsü … kusursuz olduğunu, başvuruyu yapan tarafa ait … plakalı aracın, kaza tarihindeki piyasa rayiç değerinin 350.000 TL. (Üçyüzellibin Türk Lirası) olduğunu, başvuruyu yapan tarafa ait … plakalı araçta, 13.10.2017 tarihli kaza sonrası oluşan değer kaybı miktarı tespiti için, 01/06/2015 talihinde yürürlüğe giren 29355 sayılı “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası GeneJ Şartları Ek-1″ çerçevesinde ve iptal edilen 2, 3, 4 ve 6 madde hükümleri de göz önüne alınarak yapılan değerlendirme ve hesaplamaya göre, araçta oluşan değer kaybı miktarının 6.825 TL (Altıbinsekizyüzyirmibeş Türk Lirası) olduğu» muhatap şirketçe ödendiği anlaşılan 4.950 TL değer kaybı bedelinin tenzili akabinde talep edilebilecek bakiye »arar tutarının 1.875 TL olduğunu…” trafik poliçe limiti : 33,000,00 TL ödenen hasar: 27,331,98 TL , ödenen değer kaybı :4.950,00 TL, bakiye poliçe limiti :718,02 TL olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ibraz ettiği, dilekçenin davalı taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 13/10/2017 tarihinde davacı şirkete ait araç ile davalı …’in sevk ve idaresindeki davalı şirketin maliki olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile tarafların kazanın meydana gelmesinde kusurlu olup olmadıkları, davalı malik şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacı yanın değer kaybı isteminin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.” şeklinde düzenlenmiş olup Kanunun 85/son maddesi gereğince işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu tutulmuştur.
TBK’nın 49. maddesi ise; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup bu maddeye göre; gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararı tazmin etmekle yükümlü tutulmuştur.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dosyada mübrez trafik kazası tespit tutanağı ve anılı bilirkişi raporundaki kusura vaki tespitler konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık olması nedeni ile mahkememizce itibar edilir tespitlere göre davalı sürücünün geri manevra yapmadan önce arkasındaki trafiği gereği gibi ve dikkatli kontrol etmediği, ayrıca geri manevra hareketini hızlı yaptığı ve arkasında duran davacı aracının önüne kendi aracının arka kısmı ile çarptığı, bu suretle Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/j maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kazanın meydana gelmesinde asli (%100) kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Değer kaybı istemi yönünden yapılan teknik değerlendirme kapsamında ise değer kaybının, kaza tarihi ve poliçe başlangıç tarihi (2017) nazara alınarak 01/06/2015 tarihli yeni genel şartlar ekindeki değer kaybı tablosu da nazara alınarak talebi mümkün değer kaybı alacağının mevcut ise tespiti noktasında anılı bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere; tazminat istemine konu … plakalı aracın değer kaybının genel şartlar kapsamında 6.825-TL olarak hesaplandığı, bu miktardan dava dışı sigorta şirketi tarafından ödenen 4.950-TL ‘nin düşümü yapılmak sureti ile davacı yanın talep edebileceği değer kaybına dayalı maddi tazminat miktarının 1.875-TL olduğu anlaşılmıştır. Anılı kanuni düzenlemeler kapsamında davalı araç sürücüsü …’in haksız fiil sorumluluğu kapsamında davacı yanın işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Her ne kadar davalı araç maliki tarafından işleten sıfatına yönelik itiraz ileri sürülmüş ise de 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, yine aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Bununla birlikte somut olayda davalı yanca ibraz edilen kiralama kontratı ile aracın ihbar olunan şirkete kiralandığı görülmekle birlikte tanzim edilen kira sözleşmesinin kısa yahut uzun süreli olup olmadığının belirsiz kaldığı, ayrıca 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olmadığı, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği hususlarının ispata muhtaç kalması nedenleri ile davalı yanın sorumluluğa vaki itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle anılı davalının, davacının değer kaybından kaynaklı maddi zararını araç maliki/işleten sıfatı ile tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır.

Son olarak dava dilekçesinde faiz istemi yer almamakla birlikte ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunulduğu anlaşılmış olup HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi ile usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahının mümkün olduğu, ancak her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmasının şart olduğu, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağının bulunmadığı, böylece ıslahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınmasının mümkün olamayacağı, (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/21272 esas, 2018/9316 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) bu hali ile davacı yanın faiz istemine itibar edilemeyeceği anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
1.875,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 128,08-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 92,18-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı ve 23,50-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 95,30-TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.875,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.615,00-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yargılama giderinin üzerilerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilli, davalı …vekili ve İhbar olunan … vekilinin yüzlerine karşı, dava miktarı itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır