Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/449 E. 2018/873 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/449
KARAR NO:2018/873

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/09/2018
KARAR TARİHİ:03/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı 2006 yılında 179.354,00 TL’lik ticaret gerçekleştirildiğini, davalının o dönem müvekkile KDV istisnasına sahip olduğunu ifade ettiğini ve bu nedenle kendisine tüm faturalar KDV den istisnai olarak kesildiğini, davalıya kesilen faturaların tamamının 2006 yılı 4-5-6 ayları içerisinde olduğunu, KDV istisnası belgesinin sehven verildiğinden bahisle idare tarafından iptal edildiğini, vergi dairesince müvekkiline tarhiyatların gerçekleştirildiğini bu nedenle 12/03/2012 tarihinde 703,54 TL, 12/03/2012 tarihinde 1.096,22 TL, 26/06/2013 tarihinde 2.039,76 TL, 26/06/2013 tarihinde 6.737,17 TL, 26/06/2013 tarihinde 12.089,92 TL, 30/07/2013 tarihinde 1.600,00 TL, 29/08/2013 tarihinde 3.241,00 TL, 29/08/2013 tarihinde 0,01 TL, 08/11/2013 tarihinde 5.000,00 TL , 17/12/2013 tarihinde 6.000,00 TL ve 28/01/2014 tarihinde 1.350,52 TL olmak üzere toplam 39. 858,14 TL olarak vergi dairesine ödeme yaptığını, 03/07/2014 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamenin keşide edildiğini, daha sonra …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını takibe yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptalini ve davalının %20 inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia olunan tarihler nazara alınarak taleplere öncelikle zamanaşımı yönünden itiraz ettiğini, müvekkil şirket ile davacı arasında gerçekleşen ticaret nedeniyle davacı şirket yükümlülüklerini yerine getirmiş olup müvekkil şirket de tüm hak edişleri davacıya ödediğini, 09/09/2005 gün ve … sayılı KDV istisna belgesi müvekkil şirket adına düzenlenerek verildiğini, müvekkil şirket adına düzenlenmiş olan KDV istisna belgesi 22/09/2005 gün ve … sayılı yazı ile iptal edildiğini, bu iptal üzerine müvekkil şirket …. Vergi mahkemesinde … esas sayılı dosya tahtında görülmekte olan bir dava ikame ettiğini, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere 02/03/2012 tarihli ihtarname ile tarafa bildirildiğini, dava değerine de itiraz etmekte olduğunu, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava ve takibe dayanak faturalar, Galata vergi dairesi yazısı, … Noterliğinin … sayılı ve 02/03/2012 tarihli ihtarı, …. Noterliğinden 19/03/2013 tarih ve … yevmiye ile ihtar, …. Vergi mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası, ödeme dekontları, … Noterliğinin 01/07/2014 tarih … yevmiyeli ihtarı, vergi dairesi kayıtları, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının dosyamız arasında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi Suna Öztürk marifetiyle hazırlanan 18/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Fatura tarihlerinde davalı istisna kapsamında olmadığı, 3065 sayılı KDV kanunu madde 10/a’ya göre vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin yapılması ile gerçekleştiği, davalının faturaları kabul ettiği ve muhasebe kayıtlarına aldığından hareketle mal teslimi gerçekleşmiş olduğu, satın alan davalı fatura tarihlerinde istisna kapsamında olmadığından davacının vergi dairesine ödediği 39.858,14 TL’yi davacı …’e ödenmesi gerektiğini…” mütalaa ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas ve … karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/551 esas ve 2016/9837 karar sayılı bozma ilamı ile; “…Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 2006 yılında toplam 179.354,00 TL tutarlı faturalı mal satımının gerçekleştirildiğini, davalının o dönem müvekkiline KDV istisnasına sahip olduğunu ifade ettiğini ve bu nedenle kendisine tüm faturaların KDV’den istisnai olarak kesildiğini, ancak davalıya KDV istisnası belgesinin sehven verildiğinden bahisle idare tarafından iptal edildiğini, vergi dairesi tarafından müvekkiline tarhiyatların gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkilinin faturaların KDV’si olan toplam 39.858,14 TL’yi vergi dairesine ödemek zorunda kaldığını, davalıya ihtarnamenin keşide edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığını, davalı tarafından takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddia ettiği tarihler nazara alındığında öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket ile davacı arasında gerçekleşen ticaret nedeniyle müvekkili şirketin tüm hak edişleri davacıya ödediğini, müvekkili şirket adına düzenlenmiş olan KDV istisna belgesinin iptal edildiğini, bu iptal üzerine müvekkili şirketin vergi mahkemesinde dava ikame ettiğini, bu hususunda 02.03.2012 tarihli ihtarname ile davacı tarafa bildirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda, davalının KDV istisnasına sahip olmamasına rağmen KDV istisnasına sahip olduğunu öne sürmesi nedeni ile davacıyla KDV’siz alışveriş yaptıkları, mali müşavir bilirkişiden alınan rapora göre, toplam 179.354,00 TL’lik faturalarda istisna uygulanması nedeni ile faturalarda KDV’nin belirtilmediği, vergi dairesinin istisna yazısının 09.09.2005 tarihli olduğu, istisna yazısının iptal tarihinin ise 22.09.2005 olduğu, davalı tarafından açılan vergi dairesi kararının iptaline ilişkin davanın da reddine karar verildiği, bu nedenle davalının KDV istisnasına tabi olmadığı halde bu durumu saklamak suretiyle ticari ilişkide bulunduğu, ancak davacı tarafın yargılama sırasında takipteki faiz alacağından feragat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 38.058,58 TL asıl alacak yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine ve davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı temyizi yönünden ise, davacı asıl alacağının 39.858,14 TL olduğu, icra takibinde de talebin bu miktar olmasına rağmen, mahkemece gerekçesi açıklanmaksızın 38.058,00 TL’ye karar verilerek eksik miktarda alacağa hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeple hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.” gerekçeleri ile bozulmasına karar verildiği, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davalı tarafın dava ve takibe konu faturaları defterlerine kayıt etmekle mal teslimi olgusunun sabit olup, tarafların ticari ilişkisinin saptandığı, davalının KDV istisnasına sahip olmamasına rağmen KDV istisnasına sahip olduğunu öne sürmesi nedeni ile KDV’siz alışveriş yapılması, devamında vergi dairesince KDV tarhiyatı yapıldığı iddiasıyla davacının ödediği KDV bedellerini talep ettiği, uyuşmazlığın anılı gerekçe ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bozma öncesinde temin edilen bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunduğu, anılı rapor kapsamında 179.354-TL’lik faturalarda istisna uygulaması nedeni ile faturalarda KDV’nin belirtilmediği, Vergi Dairesi’nin istisna yazısının 09/09/2005 tarihli olduğu, istisna yazısının iptal tarihinin ise 22/09/2005 olduğu, …. Vergi Mahkemesi’nin 30/01/2006 tarihli kararında vergi dairesi kararının iptaline ilişkin davanın reddine karar verildiği, bozma üzerine bu kez 15/06/2009 tarihinde yeniden ret kararının verildiği, bu nedenlerle davalının KDV istisnasına tabi olmadığı halde ticari ilişkide bulunmakla KDV tutarı gecikme cezasını ödeyen davacı taraf aleyhine sebepsiz zenginleştiği hususlarının sübut bulduğu, neticeten davacının takibe ve davaya konu 39.858,14-TL kadar davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kabulüne, alacak likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsanmında davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 39.858,14-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 7.971,62-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.722,70-TL harçtan peşin alınan 454,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.268,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 454,70-TL peşin harç, bilirkişi, tebligat ve posta masrafından 940-TL olmak üzere toplam 1.419,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.734,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı tarafın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/10/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza