Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/441 E. 2020/594 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/441 Esas
KARAR NO : 2020/594
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/05/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay günü olan , 27/01/2018 tarihinde sürücü … …’in sevk idaresindeki … plaka sayılı hususi otomobil ile durağan ilçesi istikametinden … ilçesi istikametinde doğru seyir halinde iken yeni otogar kavşağını geçtiten sonra … No: … önünde geldiği sırada aracının direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve dava konusu kazanın meydana geldiğini, müvekkil … söz konusu araçta yolcu konumunda ve kaza sonucu yaralandığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 3.500,00-TL maluliyet, ve 100,00-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.600,00-TL tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 20/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafın kanuni süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı geçici/ sürekli iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davalı … Hesabına yazı yazılarak hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacıya davaya konu trafik kazası nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin kurum kayıtları celp edilmiştir.
Davacıya ait tedavi evraklarının celbine müteakip maluliyet raporu temin edilmiştir.
Temlik sözleşmelerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen aktüer bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 05/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…27/01/2018 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limitleri sakatlık ve tedavi gideri bakımından ayrı ayrı 360.000,00-TL olduğunu, davacı tarafından davalıya 20/03/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 30/03/2018 tarihinde cuma günü mesai saati bitimi sona ermekte olduğunu, bu durumda temerrüdün bir sonraki iş günü olan 02/04/2018 tarihinde gerçekleşeceğini, 27/01/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’nun; Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 8.705,46-TL olduğunu, %20 hatır taşıması indirimli tutarının 6.964,37-TL olduğunu, davacının kaza tarihinde 16 yaşında ve öğrenci olması, gelir getiren bir işte çalışıyor olmaması nedeniyle bu konudaki son Yargıtay kararlarına göre belirlenen tutarın hüküm altına alınıp alınmayacağının takdirinin mahkemede olduğunu, sürekli iş göremezlik dönemine ait %24 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 226.278,42-TL olduğunu, %20 hatır taşıması indirimli tutarının 181.022,74-TL olduğunu, davacının maddi zararlarının poliçe limitini aşmadığını, başvuru tarihine göre temerrüdün 02/04/2018 tarihinde gerçekleşmiş olduğunu, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar kapsamında ıslah dilekçesi ibraz ettiği, dilekçenin davalı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından ıslah dilekçesine yönelik olarak zamanaşımı savunması ileri sürülmüş ise de 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK kapsamında öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında kaza tarihi ve dava/ıslah tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Somut olaydaki uyuşmazlığın; 27/01/2018 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası nedeni ile davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe düçar olup olmadığı, dava ve ıslah sureti ile talep edilen maddi tazminatın davalı … hesabından tahsiline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken … Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alınmış olup somut olayda; davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri kapsamında geçici iş göremezlik süresinin 6 aya kadar uzayacağı ve meslekte kazanma gücünden %24 oranında kaybettiği anlaşılmış olup ayrıca davacı vekilinin ve temlik alan vekilinin 09/10/2020 yürürlük tarihli 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı kapsamında yeniden inceleme taleplerinin bulunmadığı, dosyanın mevcut hali ile karara bağlanmasını talep ettikleri görülmüştür. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan rapor kapsamında ve HMK’nın 26. maddesi gereğince taleple bağlılık ilkesi ışığında ilk olarak geçici iş göremezlik yönündeki talep incelenmiş olup davacının kaza tarihi itibari ile 16 yaşında ve öğrenci olmakla gelir getiren bir işte çalışmasının olmadığı, bu kapsamda tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancının da bulunmadığı göz önüne alındığında, geçici işgöremezlik zararının mevcut olmadığı sonucuna varılmış, bu nedenlerle geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir. (Emsal karar: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/4671 esas, 2018/12410 karar sayılı ilamı) Devamında sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat istemi tetkik edilmiş olup 2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.” düzenlemesine yer verilmiş ve aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğunun belirtildiği görülmüştür. Huzurdaki davaya bakıldığında ise kazaya neden olan sigortasız araçta yolcu olan davacı ile araç sürücüsü arasında akrabalık bulunmadığı, tarafların arkadaş oldukları, aracın ticari/ yolcu taşımaya özgülenmiş bir araç olmaması hususları da göz önüne alındığında somut olayda hatır taşımasının mevcut olduğu saptanmış olup bu nedenle belirlenen tazminattan yerleşik içtihatlar gereğince %20 oranında indirim yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun hazırlanan aktüer bilirkişi raporundaki tespitler ve taleple bağlılık ilkesi ışığında davacı yanın sürekli iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 181.022,74-TL olduğu görülmüş olup bu kapsamda anılı kanuni düzenlemeler gereğince davalı … Hesabının işbu maddi zararı tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yargılama sırasında toplam 80.000TL’lik tazminat alacağının iki ayrı temlik sözleşmesi ile temlik edildiği görülmekle 181.022,74-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın 80.000,00-TL’si temlik alan … San. Ltd. Şti’ne, 101.022,74-TL’sinin ise davacı tarafa ait olmak üzere davacı ve temlik alana ödenmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü noktasında inceleme yapılmış olup 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacı tarafın dava öncesinde 20/03/2018 tarihinde yapmış olduğu başvuru kapsamında temerrüt tarihinin 29/03/2018 olarak belirlendiği ve ıslah dilekçesi ile temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği, zararın tamamı için temerrüt tarihinin esas alınması gerektiği ( Emsal ilam:Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/1750 esas, 2020/4456 karar sayılı ilamı) anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-181.022,74-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın 80.000,00-TL’si temlik alan … San. Ltd. Şti’ne, 101.022,74-TL’sinin ise davacı tarafa ait olmak üzere 29/03/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı ve temlik alana ödenmesine,
B-Geçici iş göremezlikten kaynaklı istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 12.365,66-TL ilam harcından peşin alınan 643,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 11.721,76-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 643,90-TL peşin harç (ıslah harcı) ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 679,80-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacı ve temlik alana verilmesine,
4-Davacı temlik alan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile temlik alana verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı ve temlik alan tarafından yapılan 1.323,07-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile 730,89-TL’nin davacıya, 592,18-TL’sinin temlik alan tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT … ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekili ve temlik alan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır