Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/437 E. 2020/70 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/437
KARAR NO : 2020/70
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu şirketi hakkında takip başlatıldığını ve 06/06/2016 tarihinde borçla ilgisi bulunmayan 3.şahsı olduğu öne sürülen davacı şirketinin adresien hacze gelindiği ve haczedilen malların değerinin 2.600,00-TL olduğunu, işbu işlemlerin üzerine …. İcra Hukuk mahkemesinin … esas ve … Karar sayılı istihkak davası açılmış olduğunu, bu karar karşı … Hukuk Dairesi … esas ve … karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun usul yönünden reddine karar verildiğini, davacı şirket avukatı dava dışı Av. …. İcra Müdürlüğü memuru ile yaptığı görüşmede takip için tekrar hacze gelineceği tehdidi altında ferileriyle beraber istinaf mahkemesinin kararına aykırı olarak 2.600,00-TL+masraf kalemlerini ödemesi gerekirken, önceden yaptırılmış olan teminat+masraf kalemleri olmak üzere toplamda 29.681,53-TL ödediğini, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının istenmesi durumunda davacı yanın takibin borçlusu olan taraf ile ilgilerinin olmadığını ortaya çıkacağı ve bunun unvan benzerliğinin bir sonucu olduğunu, ayrıca … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan takipte borçlu şirketin unvan adresinin davacı yandan ayrı olduğunun açıkça görüldüğünü, tüm bu gerçekler göz önündeyken sehven fazla ödenen 27.000,00-TL’nin davalıdan reeskont faizi ile birliket tahsilini, ayrıca masraf ve ücreti vekalet ile tarafların tacir olması sebebiyle haksız ve yersiz alınan miktar üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Aynı iddialar ile davacı taraf istihkak davası açtığı ve kesin hükme bağlandığını bu sebeple dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davacı şirketin borçlu … şirketi ile bir ilgisinin olmadığını öne sürse de …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında davacı ve borçlu arasında bir organik bağ olduğunun ispatlandığını, davacı yan şirket ile takip borçlusu şirket yetkilileri arasında yakın akrabalık ilişkisi olduğunu, anılı bu iki şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davacı vekili tarafından kendi rızası ve muvafakatı ile … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasına ödeme yaptığını ve işbu ödemenin borç ödemesi olduğunu, ayrıca davacının istinaf mahkemesinni kararına aykırı olarak sehven fazla ödeme yaptığı iddiasının hukuki temeli olmadığını, davacı şirket ile borçlu şirketin muvazaalı olarak hareket ettiğini ve haczin borçlunun muvazaalı bir şekilde faaliyetlerine devam ettiği adreste uygulandığının mahkeme kararı ile sabit olduğunu, işbu ödemenin borç ödemesi olduğundan ve haklı bir sebebe dayandığından geri istenemeyeceği ve bu geri alma girişiminin yasaya uygun olmadığını, davacının haksız talepleri ile davasının reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında; 18/07/2017 tarihinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında özetle; 21.225,61-TL alacağın takip tarihinden itibaren, icra giderleri, vekalet ücreti ve asıl alacağın %10,50 faizi ile birlikte BK’nın 100.maddesine göre tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalının cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, her iki taraf ticari defterlerinde diğer tafra ilişkin kayıta rastlanılmadığı hususunun tespit edildiği, davacı tarafın davalıya cari hesap borçlusu olduğuna dair somut verilere ulaşılamadığının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 25/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile dava dışı takip borçlusu arasında organik bağın mevcut olduğunu, organik bağın söz konusu olduğu hallerde aralarında organik bağ bulunan kimseler arasında müteselsil sorumluluğun bulunduğunu, bu konuda Yargıtay kararlarının istikrarlı olduğunu, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar numaralı ilamında geçen ifadelerden davacı ile dava dışı takip borçlusu arasındaki organik bağın Mahkeme kararı ile tespit edilmiş olduğu dikkate alındığında davacı yanın istirdadını talep edilebileceği herhangi bir ödemenin bulunmadığını mütalaa ettiği anlaşılmıştır.
Dava; İstirdat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından aleyhlerine haksız ve yersiz olarak haciz uygulandığını, dosya borçlusu ile unvan benzerliği dışında hiçbir bağlantılarının bulunmadığını, haczedilen malların değerinin 2.600,00-TL olduğunu, bunun üzerine istihkak davası açtıklarını, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyasında davanın reddedilmesi üzerine yapmış oldukları istinaf başvurusunun kararın kesin olması nedeni ile reddedildiğini, davacı şirket Avukatı Av. …’ün yanılgıya düşerek tekrar hacze gelineceği tehdidi altında ve istinaf mahkemesinin kararına aykırı olarak 2.600,00-TL ve masrafları ödemesi gerekirken; evvelce yatırmış olduğu teminat+masraflar olmak üzere cem’an 29.681,53-TL’nin ödendiğini, bu sebeple sehven fazla ödendiği iddia edilen 27.000,00-TL’nin istirdadı ve kötü niyet tazminatı talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyasında; davacının … Ticaret Ltd. Şti. olduğu, davalının ise; … A.Ş. olduğu, davanın 3.kişinin istihkak iddiasına ilişkin olduğu, ilgili Mahkemenin davanın reddine ilişkin ilamında; “Tüm dosya kapsamı ve dosya içerisinde bulunan icra dosyası ile tüm bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … Turizm Ltd. Şti. aleyhine takip kapsamında davacı 3. kişi … İnşaat Ltd. Şirketine ait şirket merkezinde 06/06/2016 tarihinde yapılan haciz sırasında istihkak talebinde bulunulmuş ise de; borçlu … Turizm Ltd. Şirketinin eski ortağı olan …’ın davacı … İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şirketinin yetkilisi olduğu, borçlu şirketin yetkilisi olan …’ın ise; davacı şirketin eski ortağı olduğu, yine davacı şirket yetkilileri ortakları … ile …’ın borçlu şirket ortakları olduğu, davacı 3. kişi şirket ile borçlu şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği yine mahalde yapılan evrak araştırılması sonucunda; borçlu şirkete ait evrakların bulunduğu, her ne kadar davacı şirket, borçlu şirket ile herhangi bir bağının bulunmadığını beyan etmişse de; Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında her iki şirketin hukuki ve fiili irtibatının bulunduğu, aralarında organik bağ bulunduğu belirlendiğinden ayrıca faturanın her zaman düzenlenen belgelerden olması sebebiyle 3.kişinin istihkak talebinin reddine” karar verildiği anlaşıldığından; takip borçlusu ile eldeki davanın davacısı arasında organik bağın bulunduğu ilgili Mahkemece belirlendiği anlaşılmıştır. Organik bağın söz konusu olduğu hallerde, organik bağın mevcut olduğu şirketler ya da kimseler arasında müteselsil sorumluluğun bulunduğu, başka bir ifade ile; alacaklı tarafından borçluya karşı girişilen bir takipte, borçlu ile organik bağı olan 3. kişi alacaklıyı zarara uğratmaya yönelen bir işlem ya da eylem gerçekleştirirse; bu halde söz konusu 3. kişi bağımsız bir tüzel kişilik olarak değerlendirilmediğinden mevcut takip bakımından takip borçlusu ile 3. kişiyi müteselsil sorumlu olarak dikkate almaktadır.
Her ne kadar davalı vekilince yukarıda ayrıntısı verilen Mahkeme kararının eldeki davada kesin hüküm teşkil ettiği iddia edilmişse de; İİK’nın 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına dayalı dava takip hukukuna ilişkin bir dava olup etkisini yalnızca takip hukuku alanında gösterebileceği, üçüncü kişinin bu davada konu yaptığı hakkının sadece derdest takip bakımından ön sorun olarak tespitine ve bunun sonucunda söz konusu mal üzerinde cebri icranın caiz olup olmadığının belirlenmesi nihai amacına yönelik olduğundan, davalı yanın kesin hüküm itirazının reddine karar vermek gerekmiştir; ancak icra mahkemesinde görülen dava eldeki davada kesin hüküm teşkil etmese de; kuvvetli delil niteliğinde olduğu açıktır.
Davacı yan vekilince; … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında; 26.04.2018 tarihinde takip borcunun dosya kapsamında bulunan teminatlardan alınmasına muvafakat ettiği ve buna ilişkin icra dosyasına dilekçe ibraz ettiği, davacı yanın ödemeye ilişkin muvafakati nazara alındığında ödemenin icra tehdidi altında yapıldığından da bahsedilemeyeceği, bu bağlamda davacı yanın teminat olarak yatırdığı tutardan dosya borcunun ödenmesini talep ettiğinden ve herhangi bir ihtirazı kayıt da ileri sürülmediğinden dosya borcunu ödeme amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği, ayrıca … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyasında da her iki şirketin hukuki ve fiili irtibatının ve aralarında organik bağ bulunduğu belirlendiğinden borcu ödemiş olan 3. kişinin alacaklıya karşı açtığı istirdat davasının açıklanan gerekçelerle reddine karar vermek gerekmiş ve buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 461,10-TL harçtan, 54,40-TL karar ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, karar kesinleştiğinde kalan 406,70-TL harcın davacıya iadesine,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.050,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair ; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …

Hakim …