Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/414 E. 2022/298 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/414 Esas
KARAR NO : 2022/298
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2014
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, takibin kesinleşmesi üzerine müvekkili kooperatif adına kayıtlı taşınmazların … İcra Müdürlüğü’nün 2013/… talimat sayılı dosyası üzerinden yapılan ihale ile satıldığını, müvekkilinin bonoda lehtar gözüken …’ne borcu bulunmadığı gibi ciranta olan diğer davalı … ve …’ın bonoyu müvekkilinin zararına bilerek ciro silsilesi ile devraldıklarını, müvekkilinin aldığı 26/06/2011 tarih ve 52 nolu kararda, kooperatifi temsil etme yetkisinin … …, … ve … … isimli kişilere verildiğini, kooperatif adına işlem yapma yetkisinin de bu üç kişiden iki kişinin imzası ile olabileceğinin karara bağlandığını, takip konusu bononun kooperatif adına … … ve … … tarafından imzaladığını, bononun imza tarihinin 14/06/2011 olduğu dikkate alındığında, bonoyu imzalayan kişilerin bu tarihte kooperatif adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili olmadıklarını, bononun düzenlediği tarihten 12 gün sonra kooperatif adına yetkili hale geldiklerini, bonoyu imza edenlerden … … ile senet lehtarı …’nin bononun düzenlenme tarihindeki yetkilisi olduğunu, bu şahsın müvekkilinden haksız kazanç ve haksız daireler elde edebilmek için kendisinin yetkili temsilcisi olduğu şirkete bono düzenlenmesi yoluna gittiğini, parayı tahsil edebilmek için de bu senedi diğer cirantalara devrettiğini, bononun hiçbir mal ve hizmet karşılığında düzenlenmediğini beyanla …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı takip dosyasından dolayı müvekkili kooperatifin borçlu olmadığının tespitine ve davalıların % 20 kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmalarına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın icra takibinden neredeyse 2 yıl sonra açıldığını, süresinde olmadığını, yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin adresi itibariyle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının bu davayı açmakta herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, senedi elinde bulunduran müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi olduğunu, müvekkilinin gerek keşideci ile lehdar arasındaki … ilişkiyi ve gerekse kooperatifin imza yetkililerini bilebilecek durumda olmadığını, bu nedenle dava dilekçesinde bahsedilen nispi defilerin iyi niyetli 3. kişi konumundaki müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, borçlu davacının bedelsizlik iddiasının bulunduğunu, bu iddiasını yazılı delil ile ispat yükünün borçlu davacıda olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine konu edilen senet ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davalı … tarafından davacı kooperatif aleyhine, 18/10/2012 tarihli ve 281.000 TL bedelli senet dayanak yapılmak suretiyle asıl alacak 281.000 TL, işlemiş faiz 18.756,75 TL ve komisyon 843 TL olmak üzere toplam 300.599,75 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Takibe konu 281.000 TL bedelli ve malen kayıtlı senedin keşidecisi davacı, lehtarı davalı … Tic. Ltd. Şti., keşide tarihi 14/06/2011, vade tarihi 18/10/2012 olup, davalı şirket tarafından ciro edilerek davalı …’a, davalı … tarafından da ciro ile davalı …’a verildiği görülmüştür. Davalı …’ın mernis adresinin bulunmaması, bildirilen adresine gönderilen tebligatın iade edilmesi ve adres araştırmasından da bir sonuç alınamaması sebebiyle davalıya ilanen tebligat yapılmıştır. Davalı … Ticaret Ltd. Şti.’nin 16/04/2015 tarihinde sicilden re’sen terkin edildiği anlaşılmakla, davacı vekiline şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilmiş, verilen süre içerisinde dava açılmamıştır. Davacı kooperatifin genel kurul toplantı tutanakları, ana sözleşmesi, sicil kaydı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/… soruşturma sayılı dosyası, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/… Esas sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar dosyaya celp edilmiş, savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına, Mahkemece de takip edilmeyen dosyada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmış, dosya toplanan deliller kapsamında inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti 25/11/2016 tarihli raporunda özetle; kooperatif üye pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı tutanakları sunulmadığından, senedin düzenlendiği tarihte davacı kooperatifin, senet hamili “… Tic. Ltd. Şirketi” ile ticari bir ilişkisinin olup olmadığı, ticari ilişkisi varsa adı geçen şirkete bir borcunun olup olmadığı, … ve … ‘nin, davacı kooperatifin yönetim kurulu üyeliği ve görevli olduğu dönemin tespit edilemediğini, dosyaya sunulan ticari sicil kayıtlarına göre, 281.000 TL bedelli çeki imzalayan … …’ın, aynı zamanda “… Ticaret Ltd. Şirketi’nin müdürü olduğunu, dava dosyası içinde mevcut bulunan 14/10/2011 tarihfi 53 nolu yönetim kurulu kararında, yönetim kurulu üyeleri olarak … …, … ve … …’ın gözüktüğünü, … …’un 14/10/2011 tarihinde üyelikten ayrıldığını ve yönetim kurulu üyeliğinin son bulduğunu, senedin tanzim tarihinin 14/06/2011 olduğu kabul edildiğinde yetkili iki yönetim kurulu üyesi tarafından imzalandığını ve kooperatifi bağlayacağını, ayrıca 53 nolu yönetim kurulu toplantısında, aslında bu senedin önce 500.000 TL’lik bir senet olduğu ancak 14/10/2011 tarihli bu toplantıda 500.000 TL’lik bu senedin … … tarafından alınarak yerine 281.000 TL’lik ve 67.000 TL’lik iki adet senet verildiğinin yazılı olduğunu, bu durumda davalı şirkete verilen 281.000 TL’lik senedin davacının yetkili yönetim kurulu kararı ile verilmiş olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Ek rapordaki tespitlerin denetime açık olmaması sebebiyle heyetten ikinci kez ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 2. ek raporunda özetle; davacı kooperatifin 19/06/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında …, … … ve … …’ın 3 yıllığına kooperatif yönetim kuruluna asil üye olarak seçildiklerini, 26/06/2011 tarihli olağan genel kurul toplantısında da aynı kişilerin bu kez 4 yıllığına, yönetim kurulu asil üyeliğine seçildiklerini, … …’ın davalı … Ticaret Ltd. Şti.’ne 10/06/2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürü olarak atandığını, davacı kooperatifin 26/06/2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu görev dağılımının yapıldığını ve borçlandırıcı işlemlerin üyelerden ikisinin imzası ile yapılacağının kabul edildiğini, dava konusu senedin düzenleme tarihinin 14/06/2011 olduğunu ve kooperatif ana sözleşmesinin 46. maddesine uygun şekilde 19/06/2010 tarihinde yönetim kurulu üyesi seçilen … … ve … … tarafından imzalandığını, diğer hususların Mahkememizin takdirinde olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı kooperatifin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle yemin metnini sunmak üzere süre verilmiş, davalı … duruşmada; … …’ı tanımadığı, senedi … isimli kişiden ticari ilişki kapsamında aldığı, davacı … bilmediği konusunda yemin etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; dava ve takip konusu senedin keşidecisi olan davacı kooperatif, senedin kooperatif adına yetkili olmayan kişiler tarafından imzalandığı, herhangi bir ticari ilişki olmaksızın, dava dışı yönetim kurulu üyesi … … tarafından müdürü olduğu davalı … Ticaret Ltd. Şti.’ye verildiği, diğer davalıların ise kötü niyetli olarak senedi aldıkları iddiası ile senet ve icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup öncelikle davalı … Ticaret Ltd. Şti. Yönünden değerlendirme yapılmış, dava tarihi itibariyle ticaret sicil kaydının re’sen terkin edilmiş olduğu ve davacı tarafça ihya edilmek üzere dava açılmaması sebebiyle pasif taraf ehliyeti bulunmadığından davanın, bu davalı yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Esasa ilişkin değerlendirmede, her ne kadar davacı kooperatif senedin yetkili olmayan kişilerce imzalandığını iddia etmiş ise de, senedi imzalayan … … ve … …’un, senet keşide tarihinde yönetim kurulu üyesi oldukları, kooperatif ana sözleşmesinin 46. maddesi uyarınca iki yönetim kurulu üyesi tarafından imzalanan senedin geçerli olduğu, davacı tarafın dayandığı yönetim kurulunun görev dağılımına ilişkin kararın ise senedin keşide tarihinden sonra olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf açık bir şekilde imzaların sahte olduğu iddiasına dayanmamıştır. Dava ve takip konusu senet malen kaydı ile düzenlenmiş olup davacı taraf senet karşılığında bir mal almadığını iddia ettiğinden, bu iddiası yalnızca davalı şirkete karşı ileri sürülebilecek şahsi bir defidir ve senede karşı senet kuralınca kesin bir delille ispat edilmesi gerekir. TTK’nın 825/2. maddesi uyarınca bu iddianın diğer davalılara karşı ileri sürülebilmesi için, senet karşılığında bir mal teslim edilmediği gibi, bu durumun davalılarca bilinmesine rağmen kendisini zarara uğratmak amacı ile senedin alındığının da ispat edilmesi gerekir. Senedi davacı adına imzalayan … …’ın, davalı … Ticaret Ltd. Şti.’nin müdürü olması senedin mal karşılığı verilmediği iddiasını ispat edecek bir delil değildir. Mahkememizce bu noktada, senedin bedelsizliği ile kötü niyet iddiası ispatlanmadığından davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış ve davalı … tarafından senedin ticari ilişki kapsamında alındığı konusunda yemin de edilmiş olup, davalı … ve … yönünden ispatlanamayan davanın esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 80,70 TL’nin peşin alınan 5.483,50 TL harçtan mahsubu ile kalan 5.402,80 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 29.491,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.. 21/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır