Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/39 E. 2020/257 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/590 Esas
KARAR NO :2020/229

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/06/2017
KARAR TARİHİ:16/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/06/2010 günü saat 18:30 sıralarında sürücü … idaresindeki … plakalı otomobil ile bölünmüş D.Karayolunda … istikametinden … istikametine seyrederken … çıkışında ilçe jandarma yanında karşı istikametten gelen araçların şeridine geçtiğini, burada aracının sağ yan kısmına … istikametinden gelen sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin ön kısmı ile çarpışması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada ağır yaralanan müvekkili eşi …’in beyin kanaması nedeniyle felç geçirdiğini ve bir süre sonra hayatını kaybettiğini, sigorta şirketinin trafik kazasından kaynaklanan zararları karşılamak zorunda olduğunu, davacıların herhangi bir gelirinin bulunmadığını, bu elim kaza sonucu eşinin hem maddi hem manevi desteğinden mahrum kaldığını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak talepli olarak, şimdilik davacı … için 500 TL, davacı … için 500 TL, davacı … için 500 TL olmak üzere toplamda 1500 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden alınıp davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, davacı müvekkilinin yargılama harç ve giderlerini karşılayacak maddi gücü bulunmadığından adli yardım kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sorumluluklarının poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, …’in trafik kazasının vuku bulduğu tarihten 5 yıl 1 ay 14 gün sonra ölmesi sebebiyle trafik kazası ile ölüm arasında illiyet/nedensellik bağının araştırılması gerektiğini, dosyanın Adli Tıp Kurumu …Adli Tıp İhtisas Kuruluna gönderilmesine karar verilmesini, …’in trafik kazası sebebiyle öldüğünün ispat edilemez ise davanın reddine karar verilmesini, ekli Yargıtay kararı gereğince dava tarihinden itibaren faize hüküm kurularak, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine karar verilmesini, davacı taraf müvekkilinin şirkete otopsi raporu sunmamış olup, talebin reddinin keyfi olmadığını, bu sebeple dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden müvekkili şirketin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememiz dosyasının delillerini tedavi evrakları, ATK raporu, bilirkişi raporları, cevabi yazılar oluşturmaktadır.
16/05/2018 tarihli Adli Tıp raporunda; “23/06/2010 tarihinde meydana gelen araç içi trafik kazası sonucu yaralandığı, buna bağlı çeşitli hastanelerde yoğun bakım ve servis yatışlarının olduğu, 03/08/2015 tarihinde evinde öldüğü bildirilen İlyas oğlu 20/01/1975 doğumlu … hakkında düzenlenmiş adli belgelerde ve otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde, Kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı yüz kemik kırıklarıyla birlikte beyin kanaması, beyin doku hasarı, iç organ yaralanması ve gelişen komplikasyonlar sonucunda meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği, Kişinin 23/06/2010 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanmasıyla ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Dr.Y.Müh…. ve … 20/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 23.06.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1-Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç sürücüsü müteveffa sürücü … trafik kazasında; trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç sürücüsü in % 100 (yüzde yüz) oranında tam asli kusurlu olduğu,
2- Dava dışı … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
Davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu kazaya bağlı olarak 03.08.2015 tarihinde vefat eden …’in geride kalan hak sahipleri
a) Davacı Eş …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının
b) Davacı Oğlu …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının davacı Oğlu …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının davacıların maddi zarar toplamı, davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu 175.000,00 TL.lık limitin üzerinde olduğundan, buna göre her bir hak sahibinin poliçe limiti ile sınırlı olarak davalıdan talep edebileceği destek zararlarının; eş … 149.725,24 TL, Oğlu … 17.749,17 TL, oğlu … 7.525.59 TL olmak üzere 175.000,00 TL olduğunu,
3- Dosya münderecatına göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 15.06.2017 olarak belirlendiği,
4- Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu, sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan İşbu raporu saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Davalı yanın itirazlarının değerlendirilmesi ve ayrıca desteğin anne ve babasının da yaşadıkları dönem boyunca tazminat almaya hakları olduğu gözetilerek yeniden hesaplama yapılması için dosya raporu sunan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve alınan bilirkişi Dr.Y.Müh…. ve … 06/03/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda;
“Davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu kazaya bağlı olarak 03.08.2015 tarihinde vefat eden …’in geride kalan hak sahipleri,
a) Davacı Eş …’in destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 285.649.87 TL,
b) Davacı Oğlu …’in destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının=9.798.61 TL,
c) Davacı Oğlu …’in destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının=10.563.15 TL. olduğu,
d) Davacılar ile birlikte tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı, davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu 175.000,00 TL.lık limitin üzerinde olduğundan, buna göre her bir hak sahibinin poliçe limiti ile sınırlı olarak davalıdan talep edebileceği destek zararlarının aşağıdaki gibi olduğu;
Hak sahipleri poliçe Limiti ile sınırlı olarak her bir hak sahibinin talep edebileceği destek zararı
Davacı Eş …=146.632,80 TL
Davacı Oğlu …=15.296,54 TL
Davacı Oğlu …=5.422,39 TL
Dava dışı baba … 7.648.27 TL
TOPLAM: 175.000,00 TL
4- Dosya münderecatına göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 15.06.2017 olarak belirlendiği,
5- Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu, sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu ek raporu saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Alınan ek raporda güncel içtihatlar ve Yargıtay 17. HD’nin 15/04/2019 tarihli 2016/10688 esas 2019/4744 karar sayılı ilamına uygun hesaplama yapılmadığı anlaşıldığından davalı itirazlarının da değerlendirilmesi için dosya raporu sunan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve alınan bilirkişi Dr.Y.Müh…. ve … 06/03/2019 tarihli 2. ek bilirkişi raporunda;
“Davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu kazaya bağlı olarak 03.08.2015 tarihinde vefat eden …’in geride kalan hak sahipleri,
a) Davacı Eş …’in destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının- 281.264.98 TL,
b) Davacı Oğlu …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının -27.441.15 TL,
c) Davacı Oğlu …’in destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 9.808.64 TL. olduğu,
D) Davacılar ile birlikte tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı, davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden kaza tarihî itibariyle sorumlu olduğu 175.000,00 TL.hk limitin üzerinde olduğundan, buna göre her bir hak sahibinin poliçe limiti ile sınırlı olarak davalıdan talep edebileceği destek zararlarının aşağıdaki gibi olduğu;
Hak sahipleri Poliçe Limiti ile sınırlı olarak her bir hak sahibinin talep edebileceği destek zararı
Davacı Eş …=142.276,42 TL
Davacı Oğlu … 13.880,96 TL
Davacı Oğlu …= 4.961,65 TL
Dava dışı baba …= 13.850.96 TL
175.000,00 TL
4- Dosya münderecatına göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 15.06.2017 olarak belirlendiği,
5- Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu 2.EK raporu saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Karar tarihi itibarıyla güncel asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması ve davalı yanın rapora itirazlarının karşılanması amacıyla dosya raporu sunan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve alınan bilirkişi Dr.Y.Müh…. ve … 05/02/2020 tarihli 3. ek bilirkişi raporunda;
“Davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna güre bu kazaya bağlı olarak 03,08,2015 tarihinde vefat eden …’in geride kalan hak sahipleri,
a) Davacı Eş …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının -281,264,98TL,
b) Davacı Oğlu …’in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının-27.441.15 TL,
c) Davacı Oğlu … destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 9,808.64 TL olduğu,
d) Davacılar ile birlikte tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı, davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu 175.000,00 TL.lık limitin üzerinde olduğundan, buna göre her bir hak sahibinin poliçe limiti ile sınırlı olarak davalıdan talep edebileceği destek zararlarının aşağıdaki gibi olduğu;
Hak sahipleri
Poliçe Limiti ile sınırlı olarak her bir hak sahibinin talep edebileceği destek zararı
Davacı Eş …=142.276,42 TL
Davacı Oğlu …=13,380,96 TL
Davacı Oğlu …=4.961,63 TL
Dava dışı baba …= 13,600.96 TL
TOPLAM : 175,900,00 TL
4- Dosya münderecatına göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 15.06,2017 olarak belirlendiği,
5- Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu, sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu 3, EK raporu saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Davacı vekili, 04.01.2019 tarihli dilekçesi ile 1.500 TL olan taleplerini 175.000 TL’ye artırdıklarına dair talep artırım dilekçesi sunmuş ve harcını ikmal etmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacıların meydana gelen kazada oğullarının ölümü nedeni ile destekten yoksun kalıp kalmadığı ve davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği ile tazminatın miktarına ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır.Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 53/3. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. BK’nın 53. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı )Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, BK’nın 45/1. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK’nın 15.06.2011 gün ve 2011/17-142-411 E., K. ve 20.04.2011 gün ve 2011/17-34-216 E., K. sayılı ilamları ). Yeri gelmişken, davacıların açıklanan sıfatı ve hukuki konumları karşısında, davacılar üzerinde doğan zararın niteliği belirlenmelidir: Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte sürücü üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın sürücünün kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan sürücünün zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. Sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir.
Bu genel açıklama çerçevesinde somut olay irdelendiğinde; davacıların destekleri ve aynı zamanda eşi/babaları olan …’in 23/06/2010 tarihinde sürücüsü olduğu … plakalı araç ile seyir halinde iken yaptığı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği, alınan adli tıp raporunda da tespit edildiği üzere davacılar desteğinin ölümü ile kaza arasında illiyet bağının bulunduğu, kaza nedeniyle davacıların SGK’dan rücuya tabi bir ödeme almamış olduğu, dava tarihi itibarıyla sigorta şirketine başvuru dava şartı yürürlükte olup davacı taraflarca dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığı, yerleşik Yargıtay içtihatları ve emsal alınan Yargıtay 17. HD’nin 15/04/2019 tarihli 2016/10688 esas 2019/4744 karar sayılı ilamına uygun olarak alınan ek bilirkişi raporunda babaya çocuklarla eşit oranda pay verilmesine ilişkin hesaplamanın mahkememizce hükme esas alındığı, hesaplanan tazminatın davalının sorumluluk limiti çerçevesinde oranlanmakla davalının teminat limitini aşmadığı, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında tazminat hukuku ilkeleri gereğince desteklerin olay tarihi itibarıyla bakiye ömür sürelerinin dikkate alınmasının gerektiği, hükme esas alınan 07/02/2020 tarihli raporun bu hususu karşıladığı, kazanın gerçekleştiği tarihin KZMSS Genel Şartlarının yürürlük tarihi olan 01/06/2015’ten önce olması nedeniyle Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar ve 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, ayrıca KTK’nun 99. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvurunun yapıldığı 05/06/2017 tarihine 8 iş günü eklendikten sonra 15/06/2017 tarihi itibarıyla davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü anlaşılmakla, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı … yönünden, 142.276,42 TL, davacı … yönünden 13.880,96 TL, davacı … yönünden 4.961,65 TL olmak üzere toplam 161.119,03 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın 15/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 11.006,04 TL karar harcından davacıların peşin yatırdığı 44,40 TL’nin ve 592,59 TL ıslah harcının mahsubu ile 10.369,05 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç ve 592,59 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 636,99 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 19.256,31 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 565,00 TL ATK fatura ödemesi, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 348,25 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 2.613,25 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.405,97 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza