Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/389 E. 2020/283 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/389 Esas
KARAR NO :2020/283

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : «…Davacı ile davalıların kurduğu … Ortaklığı arasında 01.06.2009 tarihli sözleşme ile buna bağlı 21.07.2009 ve 11.08.2009 tarihli ek protokollerin imzalandığını, söz konusu söleşme ile Esenyurt Kapadık Mevkiinde yapılacak olan … 1 inşaatlarının ince inşaat işlerinin üstlenildiğini, davalıların yaşadıkları finansman sıkıntısını aşmak için davacıdan yılbaşından önce hakediş faturasının kesilmesinin istenildiğini, davacı tarafından 1.770.000.-TL’.lik faturanın kesilerek davalılara verildiğini, ancak davalı taraf parayı ödemelerine rağmen 30.04.2010 tarihinde 480.656.-TL.lik fazla kesilen hakediş bedeli adında iade faturasının kesildiğini, ayrıca 26.04.2010 tarihli 342.000.-TL tutarlı faturanın tanzim edildiğini, teslim edilen 49 kalem malzeme bedelinin KDV’li tutarının 101.790,34.-TL ile sözleşme dışı yapıları işler toplamının 228.769,03,-TL davalıdan alacaklı olduğunu ayrıca fazla imalat ve nefaset farkı olan fazla iç ve dış sıva malzeme ve işçilik bedeli, fazla şap ve işçilik ile işin gecikmesi nedeniyle fazladan ödenen iskele, yük asansörü için fazladan ödenen kira paralarından kaynaklanan alacaklarının mevcut olduğunu, davalılar tarafından banka aracılığı ile 1.674.108,60.-TL ve elden yapılan ödeme 75.800,OO.-TL’nin kabullerinde olduğunu, ayrıca davalılar tarafından kesilen 71.553,64.-TL fatura ve hizmet bedelinin kabullerinde olduğunu ve alacaklarından mahsup edilmesinin gerektiğini, davalıca 775.113,01 -TL’nin adlarına 3 şahıslara ödendiğini ve … sözleşmesinden dolayıde 354.900.-TL daire bedelinin mahsup edilmesini kabul ettiklerini beyanla neticeten; davalıya teslim edilen malzeme bedelleri, sözleşme dışı yapılan işler ve fazla imalat ve nefaset farkları da dahil olmak üzere, sözleşmeler gereği müvekkili firmanın yaptığı tüm imalatların ve bu bağlamda toplam hak edişinin ortaya konarak ve davalı la rca yapılan ödemelerin alacaklarından mahsup edilerek müvekkili bakiye alacağının tespitine, davanın kabulü ile alçağın şimdilik 10.000-TL’sinin hüküm altına alınmasına, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesi…» talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalılardan … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: «…Davacı ile müvekkilimde ortak olduğunu, … Adi Ortaklığı arasından … l.etap konutlarının ince işlendiği konusunda sözleşme ve ek protokollerinin imzalandığını, yapılan sözleşme ve ek protokoller uyarınca ödemelerin tamamının yapıldığını, ek protokoldeki işlerin asıl sözleşmede kararlaştırılan usul ve esaslara tabi olduğunu, bankadan yapılan ödemelerin eksik hesaplandığını, kabul edilen SGK ödemesinin eksik olduğunu, davacının davalılardan herhangi bir alacağının olmadığını, tamamını aldığını beyanla neticeten; davanın reddine, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi…” talebin bulunduğu görülmektedir.
Davalılardan … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: «…Davacı ile müvekkilininde ortak oldu … Adi Ortaklığı arasında … 1 etap konutlarının ince işçiliği konusunda sözleşme ve ek protokollerin imzalandığını, yapılan sözleşme ve ek protokoller uyarınca ödemelerin tamamının yapıldığını, ek protokoldeki işlerin asıl sözleşmede kararlaştırılan usul ve esalara tabi olduğunu, bankadan yapılan ödemelerin eksik hesap edildiğini, kabul edilen SGK ödemelerinde eksik hesap edildiğini, davacının davalılardan hiçbir alacağının olmadığını beyanla neticeten; davanın reddine, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi.’ talebin bulunduğu görülmektedir.
Davalılardan … – Av vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: «…Taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacı şirket tarafından … … Konutları’na inşaat işlerinin sözleşme ve eklerinde öngörülen usul, süre ve esaslar dahilinde ve keşif özetinde belirtilen sabit birim fiyat ve anahtar teslimi fiyat karşılığında yapımı taahhüt edildiğini, davacı şirket legine doğan tüm hak ve alacakların müvekkili şirketin ortağı bulunduğu … Ak iş Adi Ortaklığı tarafından davacı şirkete ödendiğini beyanla neticeten; davanın reddine, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletil meşin e karar verilmesi…” talebin bulunduğu görülmektedir.
Dahili davalı …Ş. Vekili tarafından sunulan 07/01/2014 tarihli dilekçesinde ; Dahili davalı …Ş.’nin bu davada pasif husumet ehliyetinin olmadığını … Adi Ortakığı’nda ortak sıfatının olmadığı eski yıllardaki borç , alacak ve hukuki işlemlerden dolayı sorumlu tutulamıyacağını , davacı şirket ünvanı altında yönetim kurulu başkanı …’nın imzaladığı 03.12.2012 tarihli ibraname uyarınca davanın reddi gerektiği , işbu davanın davacı şirket yönetim kurulu başkanı …’ya ihbar edilmesi gerektiği 30/07/2013 tarihli İbraname deki davacı şirket kaşesinin altında imzası bulunan Davacı Şirket Yönetim Kurulu Başkanı … , ‘ya ihbar edilmesi gerektiğini , yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Heyetimizdeki Bilirkişiler Mali Müşavir …, İnşaat Mühendisi Doç. Dr. … ve Makine Mühendisi … tarafından Sayın Mahkemenize arz edilmiş olan 09.06.2014 tarihli kök raporun “İnceleme, Tartışma ve Değerlendirme” bölümünde, aynen;
III. İNCELEME .TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRME ;
A. MALİ İNCELEME :
“Huzurdaki dava bir alacak davası olup, davacı özetle, davalı iş ortaklığının bir kısım işlerinin yapımının kendilerince taşeron olarak üstlenildiğini, bu bağlamda protokol ve bu protokole bağlı ek protokoller yapıldığını, ancak taraflar arasında daha sonra ihtilaf çıktığını, davalının iade faturalarının haksız olduğunu, davalıya teslim edilen malzemelerin bedelinin ödenmediği, sözleşme dışı işlerin davalı tarafından kabul edilmediği, ayrıca sözleşme dışı fazla imalat ve nefaset farkı nedeniyle de alacaklı olduklarını beyanla, yapmış oldukları tüm imalatların ve hakedişlerin ortaya konarak bu tutardan davalının yaptığı ödemelerin tenzili ile nihai alacaklarının tespitini, kısmi davalarının kabulü ile bu alacağın şimdilik 10.000 -TL.sinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmektedir.
Taraflar arasında 01/06/2009 tarihinde akdedilmiş bir SÖZLEŞME’nin mevcut olduğu görülmüş olup, söz konusu sözleşmenin altında … Adi Ortağı ite davacı ….ve Tic.A.Ş.’nin kaşelerinin ve üzerinde imzaların mevcut olduğu görülmektedir.
Ayrıca … adlı şahsın sözleşmeyi Müşterek ve Müteselsil Kefil sıfatıyla imzaladığı görülmüştür.
Söz konusu sözleşmenin KONUSU VE İŞİN YERİ başlıklı 2.maddesi: “…Sözlesme’nin konusu işverenin taahhüdüne yapımı devam eden … ili, … ilçesi, … Mevkii, … Ada. 1 parselde bulunan arsa üzerinde yaptırılacak … 1. KONUTLARINA ait … Blok … 1.Bodrum Kat (Otopark ) ince inşaat işlerinin ekli proje, teknik şartname ve kesif özetinde belirtilen sabit birim fiyatlar ile yüklenici tarafından yapılmasıdır… ” şeklindedir.
Ayrıca taraflar arasında;
• 21/07/2009 tarihinde akdedilmiş bir Ek Protokol 1 ’in
• 11/08/2009 tarihinde akdedilmiş bir Ek Protokol 2’in mevcut olduğu görülmüş olup, söz konusu sözleşmenin altında … Adi Ortağı ile davacıda… Tic.A.Ş.’nin kaşelerinin ve üzerinde imzaların mevcut olduğu görülmektedir.
İnceleme esnaısında davacı tarafından sunulan ticari defterler üzerinde yapılan inceleme ile;
a. ) Davalı ile olan ticari münasebetini … nolu hesap altında takip etmekte olduğu,
b. ) Davalıya düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu, buna karşılık yapmış olduğu tahsilatlar ile davalı ortaklığın düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu,
c. ) Bu hesabın 198.770,26.-TL BORÇ bakiyesi verdiği,
d. ) Ayrıca davalı ortaklığa verilen teminat mektuplarını … nolu hesapta takip etmekte olduğu, … işlemlerini ise 258,01.262 nolu hesapta takip etmekte olduğu,
e. ) … nolu hesabın 119.639,67.-TL BORÇ bakiyesi verdiği, 258.01.262 nolu hesabın ise 598.199,95.-TL BORÇ bakiyesi verdiği tespit edilmiştir.
Buna göre davacı yanın kendi defterlerinde davalıdan 198.770.26.-TL + 119.639,67.-TL + 598.199.95.-TL =1 916.609.88.-TL ALACAKLI durumdadır.
Davalı yanın defterlerinde yapılan incelemede ise, davacı ile olan münasebetini … nolu hesap altında takip ettiği, davacıya yapılan ödemelenn, davacı adına yapılan ödemelerin, … ile daire tesliminin düşülmesi sonucu davacının nihai bakiyesinin 2,018,32 TL olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki hesabın işleyişini davalı kayıtlarına dayanarak aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür. Yine davacıya … yoluyla teslim edildiği anlaşılan 354.900-TL.lik daire de davacının kabulünde olup, bu konuda da ihtilaf kalmamaktadır.
Davacı yanca 27/11/2012 tarihli duruşmada, davalının banka aracılığıyla yaptığı ödemelerin 1.680.108,60.-TL olduğunu kabul ettikleri yönünde beyanı mevcut olup, bu konuda da ihtilaf kalmamaktadır.
Davalı deftelerine göre, davalının davacı adına ödediği damga vergisi tutan ile yemek firmasına ödediği rakamların toplamının 252.086,13.-TL olduğu anlaşılmıştır. Defterlere verilen kayıtlardan, bu tutarın Yemek firması olan Yiğit yemek firmasına verilen temliki açıklaması ile kaydedilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre taraf defterlerinin karşılaştırılması sonucunda taraflar arasındaki farkın oluşma sebepleri aşağıdaki gibidir.
a. ) 354,900,00 TL.lik … ödemesinin davacı defterlerinde kayıtlı olmaması,
b ) Davalı ortaklık tarafından yapılan 263.315,00.-TL tutarındaki SGK ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olmaması,
c. ) Davalı ortaklık tarafından yapılan 296.394,82.-TL tutarındaki Vergi ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde; davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacı defterlerinde kayıtlı olmayan …, Vergi ve SGK ödemeleri kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Davacının defterlerinde kayıtlı olmamasına rağmen kabulünde olan …, Vergi ve SGK ödemeleri de dikkate alındığında taraf defterlerinin karşılaştırılması aşağıdaki gibidir.
YERİNDE İNCELEME
30 Mayıs 2014 tarihinde 10.00-15.00 saatleri arasında davacı şirket ortakları, davalı şirket vekili ve kontrol sorumlusunun katılımı ile yerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafın fazla imalat yapıldığı iddiasının tespiti amacıyla, istediklen bölümlerden inceleme yapılmıştır. Davacı şirket ortakları tarafından 15. Kat sonrasında fazla imalatın yapıldığının ifade edilmesi üzerine özellikle bu bölümlerden ölçümler yapılmıştır. Davacı tarafından yapılan ince işçilik kapsamında, iç sıva, dış sıva, tavan sıvası ve şap betonu fazla imalatlarının tespiti yapılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde elde edilen İmalat miktarları aşağıdaki gibidir.
Davacı ve davalı tarafın gözetimi altında yapılan inceleme neticesinde;
• Davacı şirket ortaklarının 15. Kattan sonra fazla imalat yapıldığı iddiası üzerine birer kat atlayarak bütün katlardaki duvarlar kırılmış ve kınlan duvarlardan da ölçümler yapılmıştır. Yapılan ölçümler her iki tarafın huzurunda gerçekleştirilmiştir. Yapılan ölçümlere bakıldığında projeye uygun imalatın yapıldığı, fazla imalatın olmadığı görülmektedir.
• Davacı şirket ortaklarının 15.kattan alınan ölçümler sonrasında imalatı yapan ustalara hangi katta fazla imalatın yapıldığını sormaları ile 15.katın altındaki katlardan numune alınmasını istemişlerdir. Site yönetiminden bu bölgelere ait dairelerin anahtarları istenmiştir. Dairelerin içerisinde oturanların olması sebebi ile oturulan dairelerden numune alınamamıştır. Site yönetiminden boş dairelerin anahtarları istenmiş ve getirilen anahtarlardan davacı vekillerin ölçüm alınmasını istediği kısımdan sadece 14. Kata ait anahtar bulunmuştur. Burada yapılan ölçümlerde de projeden herhangi bir farklılık (fazla imalat) tespit edilememiştir,
• Yapılan imalatın iç mekanlarındakinin tespit edilmesi amacıyla 2. kattan itibaren farklı mekanlarda iç bölmelerin imalat ölçümleri yapılmıştır. Yapılan ölçümlerde 1,5 cm iç alçı sıvanın olduğu tespiti yapılmıştır.
• Bir diğer imalat olan şap ölçümlerinin de binanın farklı katlarından kalınlık tespiti yapılmıştır. Proje de 5 cm şap belirtildiği taraflar tarafından beyan edilmiştir. Yapılan ölçümlerde, 21. Katta 3 cm, 19. Katta 4 cm ve 17. Katta ise 4 cm şap ölçümü yapılmıştır. Yapılan ölçümlerde fazla imalatn olmadığı tespit edilmiştir.
Yerinde yapılan incelemeler neticesinde özet olarak aşağıdaki sonuçlara erişilmiştir.
a. Dava dilekçesinde müvekkiline tespit edilen kargas binaların cephe yüzeylerinin bozuk olması nedeniyle bu hataların düzeltilmesi esnasında fazla işçilik ve maliyetin gerçekleştiği iddia edilmektedir. Yerinde yapılan ölçümler neticesinde fazla imalatın yapıldığına dair bir emareye ulaşılamamıştır.
b) Fazla Şap ve İşçilik Maliyeti: Bina zeminlerinde hatalar olması sebebi ile bu hataların düzeltilmesi esnasında fazla imalat yapıldığı iddia edilmektedir. Umuma açık olan (ortak) mekanlarda yapılan ölçümlerde böyle bir imalat farkının olduğuna dair bir emareye ulaşılamamıştır.
c) Fazla Alçı, Alçıpan ve İşçilik Maliyeti. İç cephe yüzeylerinin bozukluğunun düzeltilmesi amacıyla fazla imalat yapıldığı iddia edilmektedir. Yerinde yapılan ölçümlerde fazla İmalat yapıldığına dair bir emareye ulaşılamamıştır.
ç) Davalının İşi Geciktirmesi Dolayısıyla İskele ve Yük Asansörü İçin Fazladan Ödenen Kira Parası: Davacı taraf bunu iddiasını şantiye defterleri vasıtası ile desteklemesi gerekmektedir. Dosyada yapılan incelemede bu durumu destekler nitelikte herhangi bir belge bulunmamaktadır. Davacı taraf ise şantiyeye girmeleri polis tarafından engellendiğinden şantiye defterlerine ulaşamadıkları, konteyneriarının içindeki evrakları alamadıkları bu yüzden destekleyici belge sunamadıklarım ifade etmektedirler,
Isınma sisteminde kullanılan dosyada faturaları bulunan panel radyatörler ve ekipmanları davacı şirket tarafından sadece satışı yapılmış ve herhangi bir anlaşmazlık yoktur.
Görüş ve kanaatine varılmıştır. Her türlü taktir yüce mahkemeye ait olmak üzere bilgilerinize arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizin 23/03/2015 tarihli … Esas, … Karar sayılı dosyasında; “Bilirkişi kurulu raporunda ; Dava dilekçesinde müvekkiline tespit edilen kargas binaların cephe yüzeylerinin bozuk olması nedeniyle bu hataların düzeltilmesi esnasında fazla işçilik ve maliyetin gerçekleştiği iddia edilmektedir. Yerinde yapılan ölçümler neticesinde fazla imalatın yapıldığına dair bir emareye ulaşılamamıştır .Fazla Şap ve İşçilik Maliyeti: Bina zeminlerinde hatalar olması sebebi ile bu hataların düzeltilmesi esnasında fazla imalat yapıldığı iddia edilmektedir. Umuma açık olan (ortak) mekanlarda yapılan ölçümlerde böyle bir imalat farkının olduğuna dair bir emareye ulaşılamamıştır.Fazla Alçı, Alçıpan ve İşçilik Maliyeti. İç cephe yüzeylerinin bozukluğunun düzeltilmesi amacıyla fazla imalat yapıldığı iddia edilmektedir. Yerinde yapılan ölçümlerde fazla imalat yapıldığına dair bir emareye ulaşılamamıştır. Davalının İşi Geciktirmesi Dolayısıyla İskele ve Yük Asansörü İçin Fazladan Ödenen Kira Parası: Davacı taraf bunu iddiasını şantiye defterleri vasıtası ile desteklemesi gerekmektedir. Dosyada yapılan incelemede bu durumu destekler nitelikte herhangi bir belge bulunmamaktadır. Davacı taraf ise şantiyeye girmeleri polis tarafından engellendiğinden şantiye defterlerine ulaşamadıkları, konteyneıiarının içindeki evrakları alamadıkları bu yüzden destekleyici belge sunamadıklarım ifade etmektedirler, Isınma sisteminde kullanılan dosyada faturaları bulunan panel radyatörler ve ekipmanları davacı şirket tarafından sadece satışı yapılmış ve herhangi bir anlaşmazlık olmadığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamından , bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere davacı talebini, iddiasını destekler somut delile ulaşılamadığından, davacı davasını ispat edemediğinden reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile davanın reddine dair verilen hüküm, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/5640 Esas, 2018/506 Karar sayılı 12/02/2018 tarihli ilamı ile;
“Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararları belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararın nasıl yazılacağı konusundaki şekil 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en önemlilerinden biri de kararların gerekçeli olmasıdır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukuki dinlenilme hakkına uygun bir karar olacaktır. İddia ve savunmaların kararda tartışılması, gösterilen delillerin incelenmesi, neden bir kısmının diğerine üstün tutulduğunun belirtilmesi ancak gerekçeyle mümkün olacaktır. Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtildiği gibi aynı zamanda Anayasa’nın 141. maddesinin de amir hükmü gereğidir. Bu nedenlerle; mahkeme kararları tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakılarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Gerekçe sayesinde kararların doğru olup olmadığı denetlenebilir. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi de mümkün değildir. Gerekçe, doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukuki gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermelidir. Bu hususları içermeyen kararların gerekçeli olduğundan bahsedilemez. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır. Tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız olduğunu anlayıp değerlendirilebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçenin bulunması bu yasal ve Anayasal düzenleme karşısında zorunludur. Aksi halde, kararın gerekçeli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Yeri gelmişken maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı açıklamayan sadece yapılan yargılamayı özetleyen gerekçenin de yeterli olmadığı ve doktrinde zahiri gerekçe (görünürde gerekçe) olarak adlandırıldığı unutulmamalıdır. Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere tarafların mahkemece hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Yargıtay’ın kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür. Gerekçesi olmayan ya da görünürde gerekçeli olan kararların Yargıtay’ca denetimi yapılamaz.
Bu anlatımlar ışığında somut olaya gelince; mahkeme kararının gerekçe bölümünde tarafların iddia ve savunmaları ile alınan bilirkişi raporundan söz edilmekte ancak bilirkişi raporunun hangi gerekçelerle hükme esas alındığı ve davanın reddinin maddi ve hukuki gerekçeleri izah edilmemektedir. Yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve Yasa hükümlerine açıkça aykırı şekilde bir gerekçe içermeyen kararın mahkeme ilâmı niteliğinde olduğunda söz edilemez. Gerekçesi olmayan bu kararın temyiz incelemesi de yapılamaz.
Gerekçesiz karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile bozularak dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2018/389 esas numarası altında yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 3 nolu celsesinde, mali müşavir bilirkişi …’ın heyete dahili ile 24/02/2020 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır. Anılı raporda özetle;
“Tarafımızca kök raporun tanzim aşamasında davacı ve davalıların ticari defterlerinin incelenmesi yapılmış, tarafımıza sunulan ticari defter kayıtları ile ilgili cari hesap ekstreleri vs. belgelerin yeniden incelenmesinde tarafların cari hesapları ve cari hesapları arasındaki farklara ait tablo aşağıda arz edilmiştir.
Davacı Defter Kayıtları Üzerinde Yapılan İnceleme :
Davacı şirket tarafından kök raporun tanzimi aşamasında ibraz edilen 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı ticari defterleri ile uyumlu olduğu tespit edilen aynı yıllara ait muavin hesapların incelenmesinde tespit edilen hususlar aşağıda arz edilmiştir.
Davacının, davalı şirket ile olan ticari ilişkisinin …-… Adi Ort. muhasebe kodlu müşteriler, …-… Adi Ort. (Hakedişlerden kesilen teminatlar) muhasebe kodlu verilen depozito ve teminatlar ile 258.01-… … Sözleşmesi muhasebe kodlu yapılmakta olan yatırımlar hesabında takip edildiği, hesabın incelenmesinde;
Aşağıdaki davacı şirkete ait icmal tablo ile detay muavin hesap hareketlerinden de görüleceği üzere; davacı tarafından davalı adına toplam 3.847.264,52 TL tutarında “satış faturası ve dekont bedelinin” hesaba borç olarak, davalıdan gelen toplam (-) 2.930.654,74 TL tutarında “alınan hizmet faturaları, gelen havaleler, nakit tahsilatlar, alacak dekontları bedellerinin” hesaba alacak olarak kaydedildiği, tüm bu kayıtlar sonucunda davacının ticari defterlerine göre; davacının davalıdan (120 hesap= 198.770,26 TL + 126 hesap= 119.639,67 TL + 258 hesap= 598.199,85 TL) 916.609,78 TL alacaklı olduğu görülmüştür.
Davalı Defter Kayıtları Üzerinde Yapılan İnceleme :
Davalı şirket tarafından kök raporun tanzimi aşamasında ibraz edilen 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı ticari defterleri ile uyumlu olduğu tespit edilen aynı yıllara ait muavin hesapların incelenmesinde tespit edilen hususlar aşağıda arz edilmiştir.
Davalının, davacı şirket ile olan ticari ilişkisinin …-…. Ve Tic. A.Ş. ve …-…. Ve Tic. A.Ş. (Teminat kesintisi) muhasebe kodlu satıcılar, 336.2.01.001-…. Ve Tic. A.Ş. (SSK Borcu) ve 336.2.02.001-…. Ve Tic. A.Ş. (Vergi Borçları) muhasebe kodlu diğer çeşitli borçlar, 136.1.02.1004-…. Ve Tic. A.Ş. muhasebe kodlu diğer çeşitli alacaklar, 159.1.01.01.188-…. Ve Tic. A.Ş. muhasebe kodlu verilen sipariş avansları, 340.2.03.1139-…. Ve Tic. A.Ş. ve 340.2.03.1140-…. Ve Tic. A.Ş. muhasebe kodlu alınan sipariş avansları hesabında takip edildiği, hesabın incelenmesinde ;
Aşağıdaki davalı şirkete ait icmal tablo ile detay muavin hesap hareketlerinden de görüleceği üzere; davalı tarafından davacı adına toplam 3.838.342,84 TL tutarında “alış faturaları ve dekont bedelinin” hesaba alacak olarak, davacıya giden toplam 3.840.361,16 TL tutarında “verilen hizmet faturaları, giden havaleler, nakit ödemeler, borç dekontları,iade faturaları bedellerinin” hesaba borç olarak kaydedildiği, tüm bu kayıtlar sonucunda davalının ticari defterlerine göre; davalının da davacıdan (136 hesaptan dolayı) 2.018,32 TL alacaklı olduğu görülmüştür.
Davacı ile Davalı Defter Kayıtları Arasındaki Farkın İncelenmesi :
Tarafların ticari defterlerinin ve muavin defterlerinde yer alan hareketlerin incelenmesinden görüleceği üzere dava tarihi itibari ile;
Davacının ticari defterlerine göre; davacının davalıdan (120 hesap= 198.770,26 TL + 126 hesap= 119.639,67 TL + 258 hesap= 598.199,85 TL) 916.609,78 TL alacaklı olduğu,
Davalının ticari defterlerine göre; davalının da davacıdan (136 hesaptan dolayı) 2.018,32 TL alacaklı olduğu,
Dolayısıyla tarafların cari hesapları arasında toplam 918.628,10 TL tutarında FARK olduğu, bu farkı oluşturan hareketlerin dökümü aşağıdaki icmal fark tablosunda arz edilmiştir.
Bu farkların aşağıdaki icmal fark tablosundan da görüleceği üzere;
(-) 0,04 TL’sinin; tarafların ticari defterlerine kaydettiği satış faturaları ile alış faturalarından kaynaklandığı,
(+) 296.394,82 TL’sinin; davalı taraf kayıtlarında 2011 yılında davacı şirket adına Kocamustafapaşa vergi dairesine ödenen vergi tutarının davacıda işli olmamasından kaynaklandığı, bu vergi ödemesinin davacı tarafından dava dilekçesinde kabul edildiği,
(+) 267.333,32 TL’sinin; davalı taraf kayıtlarında 2011 ve 2012 yılında davacı şirket adına SGK’ya ödenen ssk primi ve idari para cezası tutarının davacıda işli olmamasından kaynaklandığı, bu SGK ödemesinin davacı tarafından dava dilekçesinde kabul edildiği,
(+) 354.900,00 TL’sinin; davalı taraf kayıtlarında 2010 yılında davacı şirket Hakan İnci adına devir olan dairenin … tutarının davacıda işli olmamasından kaynaklandığı, … işleminin davacı tarafından dava dilekçesinde kabul edildiği görülmektedir.
Tarafların cari hesapları arasındaki farkı oluşturan davalı tarafından davacı adına yapılmış vergi ödemeleri, Sgk ödemeleri, ile … işleminin davacı tarafından kabul edilmesi neticesinde bu tutarların davacı tarafça kayıtlarına işlendiği düşünüldüğünde aşağıdaki tabloda görüleceği üzere ticari defter kayıtlara göre davacının davalıdan alacağının olmayacağı, davalının davacıdan 2.018,32 TL alacaklı olacağı Sayın Mahkemenizin takdirlerinizdedir.
Davacı vekili tarafından Sayın Mahkemenize sunulmuş 15.07.2014 tarihli 09.06.2014 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesine belirtilen hususlarla ilgili olarak yapılan incelemelerde ;
Dilekçesinde; “2009 yılı Aralık ayı sonlarında, adi ortaklık, yaşadığı finansal sorunlar nedeniyle dış kaynaklardan kredi arayışına girdiğini ve müvekkili firmaya bir öneride bulunduğunu, buna göre müvekkili firmanın, o tarihe kadar yaptığı ve Ocak-Şubat 2010 aylarında yapacağı işlere ilişkin olarak 2009 yılı bitmeden fatura düzenleyecek, ancak hakkedişin Şubat 2010 sonunda yapılacağını, böylece hem hakkediş düzenlenmesi için zaman kaybedilmeyeceğini, hem adi ortaklığın yeni mali yıldan önce KDV açığını kapatacağını ve bu faturayı kullanarak finans sağlayacağını, buna göre müvekkili şirketin 30.12.2009 tarihli, … no.lu, 1.770.000,00 TL bedelli faturayı tanzim ettiğini ve davalıya teslim ettiğini, ancak davalı tarafın bu faturaya ilişkin, 30.04.2010 tarihinde 480.656,00 TL bedelli bir iade faturası kestiğini, iade faturasının açıklamasında “… nolu faturanızda fazla hesaplanan hak ediş bedeli” ibaresinin bulunduğunu, halbuki bu iade faturasının haksız olup, yukarıda belirtildiği gibi Ocak-Şubat 2010 aylarına ilişkin taahhüt edilen imalatın bilahare tamamlandığını,.Yukarıdaki ihtilafın henüz daha çözülmemişken, bir yandan da imalat devam ettiği için, taraflar arasında hak ediş düzenlendiğini, bu hakedişe istinaden müvekkilinin, 26.04.2010 tarihli … nolu 342.000,00 TL tutarlı faturayı tanzim ettiğini ve davalı tarafa gönderdiğini, davalı tarafın bir yandan bu faturanın bedelini ödediğini, fakat bir yandan da aynı tutarlı iade faturasını kestiğini, iade faturasının açıklamasında “tarafınızca sehven fazla hesaplanan hak ediş bedeli iadesi” ve “… nolu faturanıza istinaden düzenlenmiştir” şeklindeki beyanları ile ilgili olarak dava dosyasında mevcut faturaların incelenmesinde aşağıda detayı arz edilen davacı tarafından dilekçesinde belirtilen faturaların ve bu faturalarla ilgili olarak da, davalı tarafından da iade faturalarının tanzim edildiği görülmektedir.
Davacı …. Ve Tic. A.Ş. Tarafından davalı … Adi Ortaklığı adına tanzim edilen 30/12/2009 … nolu 1.770.000,00 TL tutarlı faturanın içeriği;
Açıklama Tutar TL %18 KDV Toplam TL
Ak koza 1. Malz. İnce işler bedeli 1.500.000 270.000 1.770.000
İş bu faturaya karşılık;
Davalı … Adi Ortaklığı tarafından davacı …. Ve Tic. A.Ş. Adına tanzim edilen 30/04/2010 tarih … nolu 480.656 TL tutarlı İade faturasının içeriği;
Açıklama Tutar TL %18 KDV Toplam TL
44180nolufaturada fazla hesaplanan 407.335,59 73.320,41 480.656
Davacı …. Ve Tic. A.Ş. tarafından davalı … Adi Ortaklığı adına tanzim edilen 26/04/2010 tarih … nolu 342.000 TL tutarlı faturanın içeriği;
Açıklama Tutar TL %18 KDV Toplam TL
Ak koza 1. Malz. İnce işler bedeli 297.391,30 53.530,43 350.921,73
%3 Stopaj -8.921,74 42.000
İş bu faturanın bedeli davalı tarafından davacıya 27/04/2010 tarihinde 342.000 TL olarak ödenmiş olup ödeme kaydı her iki tarafta da işlidir.
İş bu faturaya karşılık;
Davalı … Adi Ortaklığı tarafından davacı …. Ve Tic. A.Ş. Adına tanzim edilen 26/04/2010 tarih … nolu 342.656 TL tutarlı faturanın içeriği;
Açıklama Tutar TL %18 KDV Toplam TL
44194nolu faturada fazla hesaplanan 297.391,30 53.530,43 350.921,73
%3 Stopaj -8.921,74
342.000.
Davacı vekilinin itiraz dilekçesinde ;
“Fazla imalat ve nefaset farkına ilişkin:
“Fazla iç ve dış sıva, fazla alçı, alçıpan malzeme ve işçilik maliyetine ilişkin olarak, kullanılan fazla hazır sıvanın miktarının, dava dilekçesi Ek-12 çizelgede sunulan irsaliyeli faturalar ile sabit olduğunu, söz konusu faturaların incelenecek belgeler arasında getirilmiş olup bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını,
Davalının işi geciktirmesi dolayısıyla iskele ve yük asansörü için fazladan ödenen kira parası: bu hususun dava dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıklandığını ve tanık anlatımlarıyla ispatlanacağının belirtildiğini, davalıdan kaynaklanan sebeplerle iş programının 01.01.2010’dan itibaren yaklaşık yedi ay sarktığını, bu sebeple müvekkilinin iskele kiraladığı firmaya 70.060,21 TL ve yük asansörünü kiraladığı firmalara da 52.610,00 TL fazladan kira ödemek zorunda kaldığını, bu hususa ilişkin faturaların dava dilekçesinin Ek-13’te sunulduğunu, söz konusu faturalar incelenecek belgeler arasında getirilmiş olup bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını,” beliriltildiği görülmüş olup,
Bu konu ile ilgili olarak Sayın Mahkemenize sunmuş olduğumuz 09.06.2014 tarihli kök raporun 7 ve 8. sayfalarında teknik yönden yerinde yapılan incelemeler neticesinde ;
Dava dilekçesinde müvekkiline tespit edilen kargas binaların cephe yüzeylerinin bozuk olması nedeniyle bu hataların düzeltilmesi esnasında fazla işçilik ve maliyetin gerçekleştiği iddia edilmektedir. Yerinde yapılan ölçümler neticesinde fazla imalatın yapıldığına dair bir emareye ulaşılamamıştır.
Fazla Şap ve İşçilik Maliyeti: Bina zeminlerinde hatalar olması sebebi ile bu hataların düzeltilmesi esnasında fazla imalat yapıldığı iddia edilmektedir. Umuma açık olan (ortak) mekanlarda yapılan ölçümlerde böyle bir imalat farkının olduğuna dair bir emareye ulaşılamamıştır.
Fazla Alçı, Alçıpan ve İşçilik Maliyeti: İç cephe yüzeylerinin bozukluğunun düzeltilmesi amacıyla fazla imalat yapıldığı iddia edilmektedir. Yerinde yapılan ölçümlerde fazla imalat yapıldığına dair bir emareye ulaşılamamıştır.
Davalının İşi Geciktirmesi Dolayısıyla İskele ve Yük Asansörü için Fazladan Ödenen Kira Parası: Davacı taraf bunu iddiasını şantiye defterleri vasıtası ile desteklemesi gerekmektedir. Dosyada yapılan incelemede bu durumu destekler nitelikte herhangi bir belge bulunmamaktadır. Davacı taraf ise şantiyeye girmeleri polis tarafından engellendiğinden şantiye defterlerine ulaşamadıkları, konteynerlarının içindeki evrakları alamadıkları bu yüzden destekleyici belge sunamadıklarını ifade etmektedirler.
Isınma sisteminde kullanılan dosyada faturaları bulunan panel radyatörler ve ekipmanları davacı şirket tarafından sadece satışı yapılmış ve herhangi bir anlaşmazlık yoktur.” yönünde görüş ve kanaat belirtilmiş olup, bu görüş ve kanaatimizi değiştirecek herhangi bir belge bilgi sunulmadığından bu görüşümüz aynen devam etmektedir.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı adi ortaklığı oluşturan şirketler, 08/04/2008 tarihli adi ortaklık sözleşmesinde dosyada davalı olarak gösterilmeyen … … A.Ş.’nin de içlerinde bulunduğu dört ticaret şirketinden ibaret olarak görünüyor ise de, davanın açıldığı 2012 tarihi itibarıyla 03/12/2010 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği üzere … … A.Ş. adlı şirketin davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye devredildiği anlaşıldığından, davaya dahil edilme işlemlerinin yapılması gerekli görülmeyerek dosyanın incelenmesine geçilmiştir.
Davalı …’in husumet itirazının incelenmesinde; adi ortaklığın tek başına tüzel kişilik sahibi olmadığı, bu nedenle tüzel kişiliğe sahip olan adi ortaklığı oluşturan şirketlerin tamamının davada davalı yahut davacı olmasının gerektiği, eldeki davada davalı adi ortaklığı oluşturan tarafların adi ortaklık şemsiyesi altında davacı ile uyuşmazlık konusu sözleşmeyi imzalayarak hak ve borç edinmiş oldukları, TBK’nun 638/3 maddesinin “Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü amir olduğu, anılı madde uyarınca ortakların, ortaklık ilişkisi içinde üçüncü kişilere karşı üstlendikleri borçlar nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları, davalılardan …’in 12/03/2013 tarihli Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi ile ortaklıktaki hissesinin tamamını …’ye devrederek adi ortaklıktan çıktığı, TBK’nun 634/2. maddesinde, “Diğer ortaklar, ortaklıktan çıkan veya çıkarılan ortağa, kullanımını ortaklığa bıraktığı eşyayı geri vermekle yükümlü oldukları gibi, kendisini ortaklığın muaccel borçlarından doğan müteselsil sorumluluktan kurtararak, ortak sıfatının sona erdiği tarihte ortaklık tasfiye edilmiş olsaydı ödenmesi gereken tasfiye payını ödemekle yükümlüdürler.” şeklinde düzenleme mevcut ise de bu düzenlemenin adi ortaklar arasındaki iç ilişkiye dair olduğu, üçüncü kişi davacıya karşı ortaklıktan çıkmış ise de … Yatırımı A.Ş.’nin müteselsil sorumluluğunun devam edeceği anlaşıldığından, mahkememizde görülmekte olan davada davalı …Ş.’nin taraf sıfatının devam ettiği anlaşıldığından, bu davalı yönünden husumet eksikliği bulunmadığından davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Tüm dosya kapsamında toplanılan delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda edinilen hukuki ve vicdani kanaat gereğince, davalı taraflarca davacının davalı … Adi Ortaklığını ibra ettiğine dair ibranamenin dosya kapsamına yer aldığı, davacı vekilinin ibranamenin sunulduğu ön inceleme duruşmasında savunmanın genişletilmesine muvafakatinin bulunmadığını ifade ettiği, ancak niteliği itibarıyla borcu sona erdirici nitelik taşıyan ödeme belgesi, makbuz veya ibraname gibi belgelerin yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar her zaman ileri sürülmesinin mümkün olduğu, bir diğer itiraz olarak davacı vekilince şirketlerinin 02/03/2009 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca üç kişinin müşterek imzası ile şirketin temsil ve ilzam yetkisinin kullanılacağının düzenlendiği beyan edilmekle bu şekilde imzalanmayan ibranamenin geçersiz olduğunun ileri sürüldüğü, ancak dava dosyasına yansıyan delillerde davacı yanın taraf olduğu birçok sözleşmede bu kurala uyulmaksızın imza atıldığı ve akabinde imzalı sözleşmeler uyarınca hak ve yükümlülüklerin yerine getirildiğinin görüldüğü, davacı tarafça üçüncü kişilerle yapılan sözleşmelerde dahi yönetim kurulu kararına uyulmaması nedeniyle tek şirket yetkilisi imzası ile yapılan işlemlerin benimsendiği ve karşı tarafta güven uyandırıldığı, daha önce bu şekilde imzalanarak yürütülen işlemler mevcut iken ibranamenin altındaki imzaya daha önce itiraz edilmediği şekilde itiraz edilmesinin dürüstlük kurallarına da uygun olmadığı anlaşıldığından bu itirazın kabulünün mümkün olmadığı, anılı belgeye ilişkin imza itirazı da yapılmadığından, mahkememizce davalı taraflarca dosyaya sunulan ibranamenin geçerli olduğu kabul edilmiştir.
Söz konusu 30/07/2010 tarihli “01.06.2009 tarihli sözleşme ile … – … Adi Ortaklığı’ndan başkaca Hiçbir alacak, hak ediş hak ve talebimiz kalmadığını bütün ilgililerin işbu olaydan dolayı mesuliyet zimmetlerini, her türlü hak, talep ve davadan suret, umumiyede mutlak, kesin gayri kabili rücu olmak üzere ibra eylediğimizi, tarafımıza yapılan iş bu ödeme nedeniyle hiçbir yasal başvuru yoluna müracaat etmeyeceğimizi işbu ibraname tahtında kesin ve gayri kabili rücu olmak üzere beyan kabul ve taahhüt ederiz” ifadelerinin yer aldığı ibranamede davacı şirket yetkilisinin imzasının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Nitekim tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme ve dava dilekçesinde kabul edilen alacak kalemleri dikkate alınarak hazırlanan kök ve ek raporda davacının alacaklı olduğu iddiasının aksine davalı adi ortaklığın davacıdan alacaklı olduğu tespit edilmekle, davacı yanın usulüne uygun olarak tutulmayan ticari defterlerinin HMK’nun 222. maddesi uyarınca lehine delil vasfını taşımadığı, ibraname mevcut ise de fazladan sıva, alçı vs. kullanıldığı iddiasına yönelik inşaat mahallinde yerinde inceleme yapılarak tespit edildiği üzere; fazla malzeme kullanımı ve bundan doğan bir alacağın bulunmadığının anlaşıldığı, davacı yanın bu alacak kaleminden doğan talebinin yerinde olmadığı, davalı yanın iade faturalarına ilişkin ek rapordaki tespitlere davacı tarafça itirazda bulunulmadığı gibi ek raporda tespit edilen fazla kiralama bedelinin yarısı kadar davanın ıslah edildiği görülmüş ise de, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerde davalı yanın kusuru nedeniyle iş süresinin uzadığına dair herhangi bir hususun yer almadığı, işe başlama ve bitirme tarihlerini gösterir herhangi bir kaydın dava dosyasına sunulu olmadığı bu nedenle bu alacak kalemi hakkında tarafların haklılık durumunun eldeki belgelerle tespit edilemeyeceği görüldüğünden bu talep ispata muhtaç olup bilirkişilerce hesaplanan bedele mahkememizce hükmedilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca zaten davacının davalıyı 30/07/2010 tarihli ibraname ile ibra ettiği, ibra etmemiş olsa dahi talep ettiği alacak kalemlerinin ispat edilemediği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın esastan reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 148,50 TL peşin harç ile 842,33 TL ıslah harcının toplamı olan 990,83 TL harcın, 54,40 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 936,43 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 8.511,18 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza