Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/356 E. 2021/990 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/356 Esas
KARAR NO : 2021/990

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Asıl davada davacı, karşı davada davalı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24.11.2016 tarihli … bina kuyu temel ve Uzun duvarlar altına yapılacak kiriş imalatı yapım sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeye istinaden davacı şirketin süresi içerisinde tüm yükümlülükleri ifa ederken, sözleşmede belirtilen işin hacminin ciddi oranda artması üzerine, davalı tarafa işin süresinin uzatılması talebinde bulunulduğunu, bu talebin de uygun görülmesi üzerine de sözleşmenin süresinin 24.04.2017 tarihli belge ile 30.10.2017 tarihine kadar uzatıldığını , davalı tarafın merkez yönetimi ile şantiye yetkilileri arasındaki iletişim sıkıntısından kaynaklı olarak, proje yönetimi 11.08.2017 tarihinde Davacı şirketin şantiye sorumluları ile toplantı yaparak, işin süresinde bitirilemediğini ve personel azlığından dolayı da işin sözleşmeye uygun ifa edilmediğinden bahsederek, sözleşmenin fesh edildiğini şantiyenin derhal boşaltılmasını ifade etmeleri üzerine Söz konusu toplantıda sözleşmede belirtilen sürenin uzatıldığı ifade edilmiş ise de davalı yönetimin davacıyı dinlemediğini , bunun üzerine de toplantıdan hemen sonra davacıya “fesih ve ibra protokolü” başlıklı protokol atarak 19.08.2017 tarihi itibariyle sözleşmenin karşılıklı fesh edileceğini ve buna ilişkin protokolün imzalanmasını istediğini, fakat davacı tarafça sözleşmede kendilerine yüklenecek bir kusurun olmadığını ve taraflarınca da sözleşmenin karşılıklı fesh edilmek istenmediği belirtilerek söz konusu protokolün davacı tarafça imzalanmadığı , davacı tarafın ayrıca kendilerinin yokluğunda 16.08.2016 tarihinde apar topar bir şekilde Geçici Kabul tutanağı tanzim edildiğini, söz konusu tutanaktan hemen sonra 21.08.2017 tarihinde de Müvekkili şirketin tüm personelinin şantiyeden çıkartıldığını, … 23. Noterliğinin … yevmiye nolu ve … tarihli ihtarname çekildiğini, Davalı tarafça, davacıya gönderilen ihtarname ekindeki faturaların da, davalı tarafça keşide edilen … 23. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı tarafa iade edildiğini, söz konusu faturaların müvekkilince keşide edilen 26.09.2017 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 28.09.2017 tarihinden bir gün sonrası olduğunu, bu hususun dahi davalının açıkça kötü niyetini ortaya koyduğunu, faturaların Özel idari şartnamesine aykırı düzenlendiğini, davacı şirketin dava konusu işte birim fiyatları üzerinden 415 kar oranı ile çalışmakta olduğundan Müvekkilinin zararı da hesaplanırken, yapılacak işin birim fiyatı üzerinden toplam rakamı hesaplanıp, bu rakamın 15’i de müvekkilin karı olduğundan, söz konusu kâr mahrumiyetinin müvekkili lehine tazminat olarak hükmedilmesi gerektiğini ifade ettiğini, devamla da sözleşmeye istinaden kesin teminat kesintileri ile nakit teminat kesintileri ve hakediş faturalarından kaynaklı alacaklarının olduğunu dolayısıyla müvekkilinin uğradığı kâr mahrumiyetinin hesaplanması ile tazminat olarak lehine hükmedilmesini, ayrıca Kesin ve nakit teminatlar ile hakedişlerden bakiye kalan meblağın alacak olarak hükmedilmesi talebinde bulunarak fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL tazminat ve alacağa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24.11.2016 tarihli Büyükyalı projesi Tarihi Uzun bina kuyu temel ve Uzun duvarlar altın yapılacak kiriş imalatı yapım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresinin 4 ay olarak belirlendiğini, 27 Kasımda imalat alanının tutanak ile davacı tarafa teslim edildiğini, 2017 yılı Nisan ayında işte gecikmeler meydana gelince şantiye uyarı yazıları gönderildiğini, davacı tarafı defalarca gecikmeden dolayı uyarıldığı, işte meydana gelen gecikmenin genel olarak işin yürütülmesini aksatacağı hususlarında uyarıldığını, uyarı yazıları ve yazılar uyarınca verilen süreler ve revize iş programları çerçevesinde gecikmelerin genel iş programı ve imalat kalemleri bazında giderilememesi nedeni ile sözleşmesel ve yasal haklarının bildirilmesi adına davacıya … 25 Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, 31.07.2017 tarihi itibariyle davacının iş programı ve imalat aşaması bakımından Tüm kuyu temel imalatları %100 olması gerekirken %65 seviyesinde olduğu, 3. Ano Kiriş İmalatlarının %73 olması gerekirken %21 olduğu, 4. Ano Kiriş İmalatlarının %48 olması gerekirken %11 olduğu, 5. Ano Kiriş İmalatlarının %29 olması gerekirken % 0 olduğunu, Gecikmeye konu işler bakımından temerrüde düşürüldüğünü, işin selameti ve zararlarının katlanmasının engellenmesi adına her türlü hakları saklı kalmak üzere Sözleşme konusu imalatların taşeron davacı namına ve hesabına 3. kişilere verilmek zorunda kalındığını, Bu gelişmeyi takiben de, daha evvel defalarca yazılı şekilde ihtar ettikleri haklarını kullanacağından hareketle kaygıya kapılan Davacı tarafından … 23. Noterliği kanalı ile … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, Davacı tarafından Taşeron Sözleşmesinin taraflarından fesih edildiğini, davacı tarafından yapılmamış, eksik veya ayıplı yapılan imalatın, %20 fazlası ile yansıtılmak üzere taşeron namı hesabına 3. kişilere yaptırılmakta olduğunu, bu kapsamda ihtarnamenin keşide edildiği tarihe kadar 3. kişilere yaptırılmış/yapılacak işlerin bedelini %20 fazlası ile taraflarına ödenmesi gerektiği, davacı taşeronun herhangi bir bakiyesi kalmadığı gibi giderek artan ayıplı/eksik imalat oranı sebebi ile ciddi zararlarının bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini,
Karşı dava bakımından ; Davacı şirkete yapmış oldukları gecikme bildirimleri uyarınca saklı tuttukları gecikmeden kaynaklı cezai şart tahakkuk ettirme hakları çerçevesinde Sözleşmenin 22. Maddesi uyarınca ihtarnamenin keşide edildiği tarihe kadar tahakkuk etmiş olan 426.300,00 TL’nin ödenmesini, daha evvelde yazılı ihtarnamede bulunulduğu üzere davacı tarafından yapılmayan/eksik veya ayıplı yapılan imalatların 20 fazlası ile yansıtılmak üzere taşeron namına 3. Kişilere yaptırılmakta olduğunu, bu kapsamda yaptırılan imalatın %20 fazlası ile kendilerine ödenmesi gerektiğini, Taşeron Sözleşmesi 22, ve 13. Maddesi uyarınca taşeron namına hesabına…’e, …,’ye ve …’a yaptırılan işlerin maliyeti 116.742,00 TL olup bu bedelin 420 fazlası ile kendilerine ödenmesi gerektiğini, Taşeron Sözleşmesi 22, ve 13. Maddesi uyarınca taşerona namına yapılan işlerin toplam maliyeti (mavi yaka / makine) şimdilik 65.760,06 TL olup; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bu bedel yine Sözleşme uyarınca 020 fazlası ile hesap edilmelisini, Taşeron Sözleşmesi 22, ve 13. Maddesi uyarınca tâşeron namına hesabına …’na yaptırılan işlerin toplam maliyeti şimdilik 764.894 TL olup fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak üzere bu bedel yine Sözleşme uyarınca 20 fazlası ile hesap edilmesini, dolayısıyla 1.128,455 TL Haklarının olduğunu fakat şimdilik 50.000,00 TL Maddi tazminat talep ettiklerini belirterek karşı davanın kabulünü, asıl davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl dava; eser sözleşmesine dayalı, davacı yüklenici tarafından açılmış olup haksız fesih iddiasına dayalı kar mahrumiyeti, hak ediş bakiye bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Karşı dava iş sahibi tarafından davacı yüklenici aleyhine eksik/ayıplı ifa, 3 . kişilere yaptırılan işler, gecikme cezası ve sair taleplerden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Yanlar arasındaki taşeron sözleşmesi, hak ediş dosyasına ait evraklar, ihtarname ve yazılı delillerin ibraz edildiği görülmüştür.
Taraf tanıklarının beyanları tetkik edilmiştir.
… 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı tespit dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…DEĞERLENDİRME; Bilirkişi görev tanımı doğrultusunda ve uzmanlık alanlarımız çerçevesinde olmak üzere gerek dava dosyası gerekse taraflarca ibraz edilen kayıt ve belgeler üzerinde yaptığımız incelemelere dayalı olarak;
Teknik yönden incelemeler çerçevesinde;
a-) Davacı-karşı davalı tarafından işte gecikip gecikmediği hususu ;
Taraflar arasında tanzim edilen 24.11.2016 tarihli … uzun bina temel ve uzun duvarlar altı yapılacak kiriş imalatı yapım sözleşmesine göre işin süresinin yer teslimi (27.11.2016) tarihinden itibaren 4 ay olarak belirlenmekle işin sözleşmeye göre bitim tarihi 27.03.2017 tarihidir. Fakat tarafların da inkar etmediği ve kabul ettikleri üzere, dosya içerisinde bulunan 24.04 2017 tarihli belge ile davacı-karşı davalı tarafa 30.10.2017 tarihine kadar işin süresi uzatılmıştır. Davalı taraf, davacı-karşı davalıya süre uzatımı verdiği tarihten öncesinde ve sonrasında da iş gecikmesi ile ilgili yapmış olduğu ihtarların muteber olmadığı, davacı-karşı davalı tarafından kendisine verilen sürenin 2,5 3 aylık bir süreden önce iş ilişkilerinin sonlanması sebebiyle davacı-karşı davalının işte geciktiğinin kabulü mümkün değildir. En nihayetinden işin süresinin 30.10.2017 tarihine kadar uzatıldığı taraflarca kabul edilen 24.04.2017 tarihli belge ve davalı-karşı davacının 30.05.2018 tarihli karşı dava dilekçesinin 3. sayfasının 2. 5. ve 8. Sütunlarında süre uzatımını kabul etmekle işin nihai olarak bitim süresi 30.10.2017 tarihi olduğu sabittir.
b-) Taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edilip edilmediği, edilmiş ise kim tarafından edildiği hususu ;
Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 19.08.2017 tarihli fesih ve ibra protokolü başlıklı belge ve bu belgenin davalı-karşı davacı tarafından mail yolu ile gönderildiğine ilişkin belge çıktısı incelendiğinden, her ne kadar davalı-karşı davacı çalışanın tarafından mail gönderildiği sabit ise de söz konusu protokolün imzasız olması sebebiyle tarafları bağlamayacağı ve sözleşmenin feshine tek başına delil teşkil etmediği kanaatine varılmıştır. Fakat Davalı-karşı davacı tarafından dinletilen tanıklardan … beyanında “… mart ve nisan aylarında taraflar süre uzatım kararı aldığı ve ekim ayına kadar işin teslim süresinin uzatıldığı, nisan ayından bir ay sonra da ilk süre uzatım kararın kadar işin yetişmeyeceği anlaşıldığından başka bir firma ile anlaşılma zorunda kalındığı, üçüncü firma ile anlaşıldıktan sonra da davacı firma ile iş ilişkisine devam edilmediği.” şeklinde beyanda bulunmuş. Diğer davalı tanığı Recep Anar da buna benzer beyanlarla “… nisan ayı itibariyle ilave iş programına uyulamayacağı anlaşıldığından, başka bir firma ile anlaşıldığı…” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Söz konusu beyanlardan da anlaşıldığı üzere, davalı-karşı davacı tarafından her ne kadar fesih tarihi belli değil ise de sözleşmenin fesh edildiği bu fesih tarihinin de Nisan ayından kısa bir süre sonra olduğu kanaatine varılmıştır. Zira davalı-karşı davacı tanıkları işin Nisan ayında 3. Bir firmaya verildiği ve davacı ile iş ilişkisine devam edilmediği belirtmekle sözleşmenin davalı-karşı davacı tarafından fesh edildiği anlaşılmıştır.
Söz konusu feshin de haklı olup olmadığı değerlendirildiğinde, davalı-karşı davacının iş programında ve işte gecikme meydana geldiği, işin süresinde bitirilemeyeceği kanaatine varıldığı gibi sebepler ileri sürse de, işin süresinin uzatıldığı nisan ayında, davalı-karşı davacının, davacı tarafından işi süresinde bitiremeyeceği kanaatine nasıl vardığının anlaşılamadığı ve yine Nisan Ayında 3. Bir firmaya işin verilmesi karşısında davalı-karşı: davacı tarafından yapılan feshin haksız olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı-karşı davalıya tanınan sürenin sona ermeden, davacının işi bitiremeyeceği kanaatine varılmasının bu aşamada mümkün olmadığından davalı-karşı davacının (…) iddialarına itibar edilememiştir.
c-) Davaçı-karşı davalının kar mahrumiyeti talebi hakkında kanaatimiz ;
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli bir sebeple fesh edilmeyerek, davalı tarafça fesh edilmiş olduğundan davacı tarafın dava konusu iş ile ilgili olarak uğramış olduğu kar mahrumiyetinin davalı-karşı davacı tarafından tanzim edilmesi gerekmektedir. Dosyada bulunan Birim Maliyet Tabloları, Hakediş raporları ve bu raporlara istinaden kesilen faturalar değerlendirildiğinde;
Davacı-Karşı Davalı tarafından yapılan iş birim maliyet bedeli üzerinden 15 oranında sözleşme gereğince lehine kar tahakkuk edilmektedir.
Son hak ediş raporu olan 8. ve 9. Taraflarca onaylı Birleşmiş KESİN Hak ediş raporuna göre de yapılan işin toplam maliyet bedeli 1.472.681,33 TL KDV’dir.
İlave işlerin çıkmasından dolayı uzatılan iş tek taraflı fesh edilmeseydi; Ortak onaylı kesin hakedişte 2.156.244,08 TL KDV iş yapılmış olacaktı.
Bu durumda, tek taraflı fesihden dolayı yapılamayan işlerin bedeli 2.156.244,08 TL – 1.472.681,33 TL — 683.562,75 TL KDV’lik daha iş yapılacaktı.
Bunun %15 i üzerinden yapılacak hesaplama üzerinden 683,562,75 TL x 0,15- 102.534,41 TL kâr kaybı Tahakkuk etmektedir.
d-) Davaçı-karşı davalının yapmış olduğu işte ayıplı ve/veya kusurlu imalatın olup olmadığı ve varsa sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi hususu ;
Taraflar arasında düzenlenen kusurlar taşerona yaptırılmadığı için üzerinde geçici yazmasına rağmen heyetimizce tespit kabul tutanağı kabul edilen tutanak, tarafları bağlayıcı niteliktedir. Taraflar da geçici kabule esas saha tespit tutanağını inkar etmemekle geçici kabule esas saha tespit tutanağında belirtilen eksik ve ayıplı işlerden davacı-karşı davalının sorumlu olduğu açıktır. Geçici kabule esas saha tespit tutanağına göre belirlenen eksikliklerin tamamlanması için gerekli olan maliyet aşağıda hesaplanmıştır.
Dosya üzerinden yapılan incelemede; Uzun bina K9 kuyu perde betonunda meydana gelen segregasyonun giderilmesi için işçilik ve malzeme miktarı 20 TL + 150 TL’den yevmiye 170 TL Kuyu temel perde ve kiriş işleri kapsamında üst kotunda yüksek dökülen ve kırılması gereken beton imalatlarının kırımı için 150 TL’den 5 yevmiye 750 TL Beton döküm guselerinin kırılması ve çelik emniyet putrellerinin çıkarılması işçiliği, putrellerin boşluğunun doldurulması 150 TL’den 7 yevmiye 1.050 TL Tarihi tuğla duvar yüzeylerine sıçrayan betonların temizlenmesi işçiliği 2 yevmiye 300 TL Bırakılan döşeme filizlerin beton kırılarak açılması; 10 yevmiye 1.500 TL Epoxy ile filiz ekimi konusunda açıklama; yapılan işlerde gerek döşeme, gerek radye filizleri ve gerekse kiriş altına kazıdan sonra yapılacak taşıyıcı perdeler için, projesine uygun filizler bırakıldığı, onaylı hakedişlerdeki teslim tutanaklarından anlaşılmaktadır. Burada epoxy işlemi yerine beton içinde kalan filizler çıkarılmalıydı.
Epoksi imalatı fuzuli yapılmıştır. İlk hak edişlerde de epoksi olmayıp filizlerin çıkarıldığı görülmüştür. Şantiye yönetimi de böyle kabul etmiştir. Davalı-davacının niye çok pahalı olan epoksi metoduna gittiği anlaşılamamıştır. Eski hak edişlerde aynı iş P6 filiz donatısı, P4, P5 filizleri şeklinde idare tarafından kabul edilerek epoksisiz teslim alınmıştır.
170 + 750 – 1.050 + 300 + 1.500 = 3.770,00 TL Yukarıda belirttiğimiz masrafların (3.770,00 TL) davacı-karşı davalıdan (SKG) tahsili gerekmektedir.
… 15. Sulh Hukuk Mah. … D.İş Delil Tespiti Bilirkişi Raporunun hazırlanması sırasında Davacının (SKG) keşfe çağrılmadığı, keşifte bulunmadıkları görülmüştür.
Eski tarihi duvarlar altında güçlendirme, bodrum kat ilavesi çok spesifik bir konu olduğundan, gelen bilirkişinin bu konuda uzman ve deneyimli olması gerekir, böyle bir uzman bulunamaması durumunda taşeronun da mutlaka çağrılması gerekirdi.
Ayrıca, Davalı davacı tarafından …’nin resmi iş bitim tarihinde işin bittiğine dair bir tespitleri dosyada bulunamamıştır.
Yani işi devralan yeni taşeronun, davacı davalının işi bitirmesi gerektiği tarihte işi bitirdiğine dair sağlıklı belge yoktur.
…’nin işi bitirme süresi 30.10.2017 olup; yeni taşeronun ilk hakedişi 30.11.2017’de 360.691,95 TL + KDVdir. Bu da gösteriyor ki iş başkasına verildiğinde iş yine İşverenin istediği süreden 1 ay sonra bile hala bitmemiştir.
Bu durum tek taraflı feshin haksız olduğu konusunda somut bir gösterge olarak tarafımızca kabul edilmiştir.
Fakat Davalı-karşı davacının, taraflar arasındaki sözleşmeye göre 20 fazlası ile tahakkuk ettirilmesi talebi ise yukarıda belirttiğimiz gerekçelerle mümkün değildir. Zira sözleşme geçerli bir sebep olmadan davalı tarafından fesh edilmiş, söz konusu eksikliklerin tamamlanması için davacı-karşı davalıya süre verilmemiş, davalı tarafından dinlenen tanık beyanlarından da görüldüğü üzere davacı ile olan iş ilişkisine davalı tarafından devam edilmemiş olması, davacı-karşı davalı tarafından … 23. Noterliğinin … yevmiye nolu ve …tarihli ihtarname ile varsa eksikliğin ve ayıbın tamamlanması için kendilerine süre verilmesi istenmesine rağmen davalı-karşı davacının herhangi bir süre ve imkan verdiği görülmediğinden davalının fazlaya ilişkin talebi mümkün değildir.
SONUÇ:
Yukarıda ayrıntılı şekilde arz edildiği üzere, tüm dosyanın incelenmesi neticesinde;
1- Taraflar arasında yapılan ilk sözleşme kapsamında işe başlandığında, binadaki çatlakların, statik yönden çok ciddi olduğunun tespit edildiği ve bunun üzerine davacı … firmasından daha fazla perde beton dökmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Binanın yeni anlaşılan yüksek hassasiyeti ve artan perde sayısı yüzünden birim alana göre çalışma hızının düştüğü kanaati oluşmuştur.
2- Netice olarak, tespit edilen sebep ve ilave işler için süre uzatımı verildiği anlaşılmaktadır. İşin fesih tarihinde 683.562,75 TL’lik iş ve 80 takvim günü kaldığı görülmektedir. Bu durumda da ekiplerin tecrübelenmesi, baştaki yavaşlamaya neden olan duvar çatlağı sorunlarının çözülmesi, hafif bir ekip artışıyla işin vaktinde bitirilebileceği matematiksel olarak tahmin edilmektedir. Bu sebeplerle sözleşmenin, davalı- karşı davacı tarafından haksız fesih edildiği kanaati oluşmuştur.
3- Davacı karşı davalı …’nin işi bitirme süresi 30.10.2017 tarihidir. Yeni taşeronun ilk hak edişi ise 30.11.2017’de 360.691,95 TL + KDV’dir. Bu durumdan da iş başkasına verildiğinde dahi işin yine işverenin istediği süreden | ay sonra bile hala bitmediği anlaşılmaktadır. Bu durum tek taraflı feshin haksız olduğu konusunda somut bir gösterge olarak kanaatimizi desteklemektedir.
4- Davacı karşı davalı … firmasının, son 9. Hak ediş olarak, 1.472,681,33 TL (KDV) , 9. Hak ediş eksiği olarak 3.770,00 TL tamamlayıcı iş kesintisi, haksız fesihten dolayı 102.534,41 TL kâr kaybı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacı karşı davalı … firmasının 9. Hak ediş tarihi olan 16 Ağustos 2017 şantiyeyi terk tarihi itibari ile 1.472.681,33 TL (+ 265.082,64 TL.+ KDV) 3.770,00 TL+ 102.534,41 TL= 1.836.528,38 TL. toplam alacağının bulunduğu hesaplanabilmektedir.
5- Bu tutardan fesih öncesi yapılan 1.072.640,00 TL ödemeler toplamının, davacı tarafça davalı adına tanzim edilmiş 7 adet hakedişe ait faturaların stopaj tutarı olan 37.116,75 TL’nin ve davalı tarafından tanzim edilmiş toplam 78.655,75 TL tutarındaki masraf/gider faturalarının minha edilerek davalı şirket tarafından davacı karşı davalı SKG’ye toplam 648.115,88 TL ödeme yapılması gerektiği… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 17/09/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…İşin ilk başlangıcında gecikmeler olduğu fakat davalı tarafından gecikmelerin makul görüldüğü, 05.04.2017 tarihine kadar davalı tarafından herhangi bir gecikme yazısı olmadığı, 05.04.2017 tarihindeki gecikme talep toplantısında revize iş programının davalı tarafından kabul edildiğini, söz konusu programa göre iş bitiminin 30.09.2017 tarihi olarak kararlaştırıldığı, 13 gün sonra da iş programında gecikme olduğundan bahisle gecikme yazısı gönderildiği, davacı-karşı davalı tarafından 2. Revize iş programı önerilmiş ve davalı-karşı davacı tarafından da 2. Revize programı kabul edilmiştir. Bu programa göre de iş bitiminin 30.10.2017 olarak kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı- karşı davacı tarafından işte gecikmeler olduğundan bahisle gecikme yazıları gönderilmiş ise de Nisan Ayında 5. Hakedişte iş programının %4.54 ilerisinde mayıs ayında 6 nolu hakkedişte iş programının %7.03 ilerisinde gözüktüğü tespit edilmiştir. Dolayısıyla iş programına göre gecikmeden ziyade ileride olması sebebiyle feshi gerektirecek bir durum olmadığı…” belirtilmiştir.
Dosya kapsamına alınan hazırlanan 24/08/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…l-) İNCELEME ve DEĞERLENDİRME :
Sayın Mahkemenize arz etmiş olduğumuz,
â-) 15.11.2019 teslim tarihli kök raporumuzun sonuç bölümünden aynen;
“1- Taraflar arasında yapılan ilk sözleşme kapsamında işe başlandığında, binadaki çatlakların, statik yönden çok ciddi olduğunun tespit edildiği ve bunun üzerine davacı SKG firmasından daha fazla perde beton dökmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Binanın yeni anlaşılan yüksek hassasiyeti ve artan perde sayısı yüzünden birim alana göre çalışma hızının düştüğü kanaati oluşmuştur.
2- Netice olarak, tespit edilen sebep ve ilave işler için süre uzatımı verildiği anlaşılmaktadır. İşin fesih tarihinde 683.562,75 TL’lik iş ve 80 takvim günü kaldığı görülmektedir. Bu durumda da ekiplerin tecrübelenmesi, baştaki yavaşlamaya neden olan duvar çatlağı sorunlarının çözülmesi, hafif bir ekip artışıyla işin vaktinde bitirileceği matematiksel olarak tahmin edilmektedir. Bu sebeplerle sözleşmenin, davalı-karşı davacı tarafından haksız fesih edildiği kanaati oluşmuştur.
3- Davacı karşı davalı …’nin işi bitirme süresi 30.10.2017 tarihidir. Yeni taşeronun ilk hak edişi ise 30.11.2017’de 360.691,95 TL + KDV’dir. Bu durumdan da iş başkasına verildiğinde dahi işin yine işverenin istediği süreden | ay sonra bile hala bitmediği anlaşılmaktadır. Bu durum tek taraflı feshin haksız olduğu konusunda somut bir gösterge olarak kanaatimizi desteklemektedir.
4- Davacı karşı davalı … firmasının, son 9. Hak ediş olarak, 1.472.681,33 TL (+KDV), 9. Hak ediş eksiği olarak 3.770,00 TL tamamlayıcı iş kesintisi, haksız fesihten dolayı 102.534,41 TL kür kaybı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacı karşı davalı … firmasının 9. Hak ediş tarihi olan 16 Ağustos 2017 şantiyeyi terk tarihi itibari ile 1.472.681,33 TL (+1.265.082,64 TL KDV) – 3.770,00 TL + 102.534,41 TL = 1.836.528,38 TL toplam alacağının bulunduğu hesaplanabilmektedir.
3- Bu tutardan fesih öncesi yapılan 1.072.640,00 TL ödemeler toplamının, davacı tarafça davalı adına tanzim edilmiş 7 adet hakedişe ait faturaların stopaj tutarı olan 37.116,75 TL.’nin ve davalı tarafından tanzim edilmiş toplam 78.655,75 TL tutarındaki masraf/gider faturalarının minha edilerek davalı şirket tarafından davacı karşı davalı SKG’ye toplam 648.115,88 TL ödeme yapılması gerektiği kanaatindeyiz.”
b-) 22.09.2020 havale tarihli ek raporumuzun sonuç bölümünden aynen;
“Vl- Davalı ve Davacının mutabık kalarak imza altına aldıkları 2. Revize iş programına göre işte herhangi bir gecikme bulunmadığı,
V.2- İşin feshinin söz konusu olmadığı, geçici kabul yapıldığı, dolayısıyla kâr kaybından ve cezadan söz edilemeyeceği,
V.3- Davacı-Karşı Davalı … Firmasının yaptığı imalatlara karşılık hakkedişe bağlanan (8/9-Kesinj alacağının; 1.472.683,11 TL+ KDV olduğu,
Hakkediş kesintileri toplamının 144.488,41 TL (KDV Dahil) olduğu,
Geçici kabul eksikliklerinin bedelinin 72.000,-TL+ KDV olarak takdir edildiği,
V.4- Davacı-karşı davalının hak edişlerine karşılık davalı-karşı davacı firma tarafından yapılan ödemelerin düşülmesi neticesinde davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıdan 17.300,85 TL alacaklı olacağı” hususlarını sunmuş idik.
Bu defa, “Yanların itirazları ayrıntılı, gerekçeli, mahkememiz ve kanun yolu denetimine olanak verecek şekilde tetkik edilmek sureti ile son görevlendirilen bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına” karar verilerek dosyanın tarafımıza tevdii edilmesi üzerine dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan tetkikatın değerlendirme ve sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
1. Davacı-Karşı Davalı şirket vekilinin itirazı;
* Haksız fesih ve haksız suretle işin bir başka firmaya verilmesi sebebiyle müvekkilinin uğradığı kâr mahrumiyetinin hesaplanması için dosyanın aynı bilirkişilere tevdiini talep ettikleri görülmüştür.
* 22.09.2020 tarihli ek raporumuzda da belirttiğimiz üzere yapılan işler için geçici kabul tutanağı düzenlenmiş, eksik işler için ise tutanak tanzim edilmiştir. Dolayısıyla taraflar arasında sözleşmeye bağlanan dava konusu iş, karşılıklı mutabakata varılarak ve eksik işler tespit edilerek sonlandırılmıştır. Bu nedenle kâr kaybından ve cezadan söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
2. Davalı-Karşı Davacı şirket vekilinin itirazı;
* Bilirkişi ek raporunda 30.06.2017 tarihine kadar bir gecikme olmadığından bahsedilmişse de zorunlulukla verilen süre uzatımında iş programı dikkate alınarak müvekkilinin saha deneyimi ile değerlendirme yapıldığında, müvekkilince işin yetişmeyeceğinin anlaşıldığı, bu nedenle 27.04.2017, 11.05.2017, 17.05.2017 ve 19.05.2017 tarihli Şantiye Gecikme Uyarı yazıları ile davacı/karşı davalıya gecikme uyarıları gönderildiğini, her ne kadar Sayın Bilirkişilerin ek raporlarında 30.06.2017 tarihine kadar taşeronun iş programının ilerisinde olduğunu belirtilmişlerse de müvekkili şirketin şantiye ve inşaat deneyimi ile işin mevcut gidişatta davacı tarafından yetiştirilemeyeceği anlaşıldığından ve tüm uyarılara rağmen davacı tarafından sahaya yeterli eleman sevki yapılmadığından daha fazla gecikilmesinin önüne geçmek için bu denli sık aralıkla uyarıda bulunulduğunu, buna rağmen gecikme yaşandığı belirtilmiştir.
*22.09.2020 tarihli ek raporumuzda da belirttiğimiz üzere 30.06.2017 tarihine kadar işte herhangi bir gecikme yoktur. Tablo 4′ de işin ilerlemesi ile iş programı mukayesesi verilmiş olup (altta verilen tablo) 30.06.2017 tarihine kadar yapılan iş, iş programının ilerisindedir.¸
Davalı/Karşı Davacı gecikmenin önüne geçmek için bu denli sıklıkla uyarıda bulunulduğunu söylese de, ek raporda Tablo 1 olarak verilen kronolojide detaylı olarak gözüken, gecikme ile ilgili ilk uyarı 18.04.2017 tarihinde yapılmıştır.
Davacı/Karşı Davalı taraf bu tarihten 2 gün sonra 2. Revize iş programını sunmuş ve bu revize iş programı 24.04.2017 tarihinde Davalı / Karşı Davacı tarafından kabul edilmiştir. Bu iş programına göre işin bitim tarihi 30.10.2017 (189 gün) dir. Davalı Karşı Davacı bu tarihe kadar gecikme ile ilgili sadece 1 uyarı göndermiş ve bu uyarıdan sonra 189 gün süre vermişken 3 gün sonra, 17 gün sonra, 23 gün sonra ve devam eden günlerde noter kanalı ile uyarılar göndermiştir. Bu uyarıları yaptığı tarihlerde işte herhangi bir gecikme yoktur. 26.07.2017 tarihinde gönderdiği ihtarnameden sonra tanzim edilen 30.06.2017 tarihli 7 nolu (kesin hakkedişten bir önceki) hakkedişe göre dahi yapılan imalatların yürürlükte olan iş programının % 0,14 ilerisinde olduğu görülmektedir. 16.08.2017 tarihinde geçici kabul yapılıp yapılan imalatlar hakkedişe (Kesin hakkediş) bağlandığında işin yürürlükteki iş programının “ %6,75 gerisinde olduğu görülmektedir.
Dolayısıyla 30.06.2017 tarihine kadar yapılan işlerde iş programına göre gecikme yoktur. Davalı/Karşı Davacının bu tarihe kadar Davacı/Karşı Davalıya gecikme nedeniyle gönderdiği 6 yazının yazıldığı tarihte de herhangi bir gecikme yoktur.
Bilirkişilerce eksik ve kusurlu işlerin tetkiki ve söz konusu tarihteki piyasa birim fiyatları baz alınarak yapılan hesaplama sonucunda 72.000,00 TL+ KdV tutarın belirlendiğini, müvekkili şirketin kusurlu ve eksik imalatlar sebebi ile katlandığı bedelin bilirkişilerce hesaplanan tutarın çok üzerinde olduğu sabit olup bilirkişi ek raporunun bu yönüyle kabulünün mümkün olmadığını, söz konusu bedelin toplam 216.178,69 TL olarak hesaplandığını belirtmişlerdir.
* 22.09.2020 tarihli ek raporumuzda 72.000.-TL + KDV olarak tespit edilen tutar 16.08.2017 tarihli kesin hakkedişe bağlanan yapılmış imalatlardan eksik veya hatalı olanlarının (Geçici Kabul Tutanağı eki olarak düzenlenen Eksik ve Kusurlu işlerin) yapılması / yaptırılması için olup, piyasa birim fiyatları göz önünde bulundurularak hesaplanmıştır.
* … 15. Sulh Hukuk Mah.nin … D. İş sayılı tespit dosyası ile mahkemece yapılmış delil tespiti ile ortaya konduğu üzere müvekkili şirketin ayıplı ve eksik imalatı telafi edebilmek için katlanması gerekenin 216.178,69 TL olarak belirlendiğini, ancak ek raporda bu rakamın 72.000,00 TL+ KdV olmak üzere toplam 84,960,00 TL olarak hesaplanmış olmasının hatalı olduğunu, kaldı ki kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için ayıplı ve eksik imalatları giderim maliyetinin 84.960,00 TL kabul edilse dahi sözleşme uyarınca bu rakamın üzerine %20 konulması gerektiğini belirtmiştir.
* 22.09.2020 tarihli ek raporumuzda da belirttiğimiz üzere, işin feshinin söz konusu olmadığı, karşılıklı anlaşma sağlanarak ve geçici kabul yapılarak işin sonlandırılmış olduğu, dolayısıyla kar kaybından söz edilemez. Dolayısıyla kalanı işlerin yaptırılması için ödenecek tutar üzerinden herhangi bir ceza uygulanamaz. Hakkedişe bağlanan imalatların eksik ve kusurlu olanlarının yaptırılması için Davacı / Karşı Davalı tarafa eksik ve kusurları gidermesi için bir süre tespit edilmediği gibi, imkan tanınıp tanınmadığı da dosya içeriğindeki evraklardan anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla eksik ve kusurlu işlerin yapım maliyeti üzerine herhangi bir ceza uygulanamaz…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan 24/08/2021 tarihli rapor ekinde özetle; “…DEĞERLENDİRME ;
Hem kök raporda hem de ek raporda yapılan tespitlere yönelik taraf vekillerince yapılan itirazlar yerinde değil ise de raporlarda varılan sonuçların birbiri ile çeliştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar feshin olup olmadığı, fesih var ise de haksız olup olmadığını değerlendirmesi mahkemeye ait ise de, tarafımızca yapılan tespitler değerlendirildiğinde,
* Davacı-karşı davalı tarafından yapılan işte ve davalı-karşı davacı tarafından kabul edilen 2. Revize iş programına göre işte gecikme olmadığı anlaşıldığından
* Davalı-karşı davacı tarafından dinlenen tanıkların, işi Nisan ayında 3. Bir firmaya verildiği belirtildiğinden
* Nisan ayında herhangi bir gecikme olmamasına rağmen davalı-karşı davacı tarafından işin 3. Firmaya verilmesi sebebiyle sözleşmeye aykırı hareket ettiği,
* Davacı-karşı davalıya tanınan sürenin 30.10.2017 tarihinde son bulacak iken, davacı karşı davalının süre uzatımı verdiği Nisan ayında işin başka bir firmaya verilmesi,
* Ne Davacı- karşı davalı taraf ne de davalı-karşı davacı taraf dilekçelerinde karşılıklı fesih sebebiyle geçici kabul tutanağı yapıldığından bahsetmemiş olması sebebiyle, geçici kabul tutanağında da karşılıklı fesih yapıldığından bahisle geçici kabul tutanağında belirtilmediğinden, geçici kabul tutanağına karşılıklı fesih yapıldığı sonucunun çıkarılması mümkün olmadığından,
* Sözleşmenin 21.2.Maddenin 1. Bendinde Taşeronun geçici kabul talebinin olması gerektiği ve akabinde iş vereninde bir geçici kabul heyeti oluşturulacağı belirtilmesine rağmen Davacı karşı davalı tarafından, Davalı karşı davacıya iletilmiş geçici kabul talebinin dosyada bulunmaması sebebiyle karşılıklı fesih iradesinin geçici kabul başlıklı tutanağa bağlanamayabileceği,
* Bayındırlık işlerinde geçici kabulle ilgili uygulanan prosedürlerde yüklenicinin önceden dilekçe vermesi, bu arada ve öncesinde fark ettiği eksiklikleri yapması, işin en fazla %5 eksiğiyle bitmiş olması gibi şartlar vardır.
* Başlığın geçici kabul olarak atılmasının yanıltıcı olduğu kabul edilebilir.
SONUÇ:
Tüm hususlar dikkate alındığında, davalı-karşı davacının sözleşmeye aykırı davrandığı ve bu sebepten ötürü de davacı-karşı davalının uğramış olduğu zararı karşılaması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı-karşı davalının uğramış olduğu zararın hesaplanmasında;
Son hakediş olan 8. Ve 9. Nolu kesin hakkediş raporuna göre işin yapılan toplam maliyet bedelinin 1.472.681,33 TL + KDVdir. İlave işlerin çıkmasından dolayı uzatılan iş davacı-karşı davalının elinden alınmasa idi ortak onaylı kesin hakedişte 2.156.244,08 TL + KDV iş yapılmış olacaktı. Bu durumda, yapılamayan işlerin bedeli 2.156.244,08 TL – 1.472.681,33 TL = 683.562.75 TL+ KDV dir. Bunun % 15’i üzerinden yapılacak kar hesaplaması üzerinden 683.562,75 TL X 0.15 = 102.534,41 TL Davacı Karşı Davalının yaklaşık olarak olası kardan zararı olduğu… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; yanlar arasında 24/11/2016 tarihli eser sözleşme ilişkisinin tesis edildiği, asıl davanın yüklenici tarafından iş sahibi aleyhine ikame edildiği, sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasına dayalı ıslah ve talep açıklama dilekçeleri ile betimlendiği üzere kar mahrumiyeti, hak ediş bakiye bedellerinin tahsili isteminin mevcut olduğu görülmüştür. Karşı dava ise iş sahibi tarafından davacı yüklenici aleyhine ikame edilmiş olup eksik/ayıplı ifa, 3 . kişilere yaptırılan işler, gecikme cezası ve sair taleplerden kaynaklı mahsuplaşmaya dayalı alacak isteminin ileri sürüldüğü görülmüştür. Uyuşmazlık kapsamında iş tesliminin belirlenerek iş tesliminde gecikme bulunup bulunmadığı, davacı yüklenici ile davalı iş sahiplerinin iş tesliminin uzatılması yönünde mutabık kalıp kalmadıkları, davacı yüklenicinin kusurundan kaynaklanmayan sebeplerle işin tesliminde gecikme meydana gelip gelmediği, bu tür bir durumun tespiti halinde davacı yüklenicinin kusurundan kaynaklanmayan süre hariç tutularak mevcut ise tespit edilecek gecikme süresi doğrultusunda kar mahrumiyeti ve hak edişden kaynaklı alacak talebinin yerinde olup olmadığı, davalı iş sahiplerinin ayıplı ve eksik ifa iddiasının irdelenmesi, varsa ayıplı ve eksik işlerin neler olduğu, davalının dosyadaki tüm yazılı beyanlarına göre ve sunduğu delillerdeki beyanlarına göre ayıplı olduğunu iddia ettiği işler yönünden, işin teslim tarihi, davalının ayıbı davacıya bildirim tarihi ve ayıbın niteliğine göre, TBK hükümlerine göre ayıp bildiriminin süresinde olup olmadığı, davacının yükümlendiği ancak yerine getirilmeyen eksik iş olup olmadığı, varsa parasal değerinin ne olduğu, davalı taraflarca 3. kişilere davacı adına yaptırılan işlerin olup olmadığı, var ise parasal değeri, davalının geç teslime dayalı cezai şart isteminin yerinde olup olmadığı, mevcut ise talep edilebilecek cezai şart miktarının davacının ekonomik mahfiyetine sebebiyet verip vermeyeceği, sebebiyet verecek olması halinde tenkis miktar ve oranının davacı kayıtları oranında tespiti, ayrıca davalı yanın eksik imalat iddiası değerlendirilerek mevcut ise bu sebeple oluştuğu iddia edilen davalı yüklenicinin zararı ile mevcut ise karşı dava yönünden talep edebileceği alacak miktarının tespiti hususu aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda teknik bilirkişiler marifeti ile yerinde inceleme yetkisi çerçevesinde yapılan incelemeler tetkik edilmiştir. Yargılama neticesinde toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve varılan kanaat neticesinde; taraflar arasında tanzim edilen 24/11/2016 tarihli … uzun bina temel ve uzun duvarlar altı yapılacak kiriş imalatı yapım sözleşmesine göre işin süresinin yer teslimi (27/11/2016) tarihinden itibaren 4 ay olarak belirlenmekle işin sözleşmeye göre bitim tarihinin 27/03/2017 olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte içeriği itiraza uğramayan 24/04/2017 tarihli belge ile işin teslim süresinin taraflarca 30/10/2017 tarihine kadar uzatıldığı görülmüştür. Dosya kapsamında gecikme ile ilgili ilk uyarının 18/04/2017 tarihinde yapıldığı, devamında 2. revize iş programının 24/04/2017 tarihinde yapıldığı, işin bitim tarihinin 30/10/2017 olarak kararlaştırıldığı, anılı tarihe kadar gecikme ile ilgili 1 uyarının gönderildiği, bu uyarıdan 3 gün sonra, 17 gün sonra, 23 gün sonra ve devam eden günlerde noter kanalı ile uyarıların gönderildiği ancak uyarıların yapıldığı tarihlerde bilirkişilerce tespit edilen herhangi bir gecikmenin bulunmadığı anlaşılmıştır. 30/06/2017 tarihli 7 nolu (kesin hak edişten bir önceki) hak edişe göre dahi yapılan imalatların yürürlükte olan iş programının % 0,14 ilerisinde olduğu görülmüş, bu hali ile 30/06/2017 tarihine kadar yapılan işlerde iş programına göre gecikme olmadığı tespitlerine ulaşıldığı anlaşılmıştır. Kök ve ek rapor tespitlerinin bu yönde birbiri ile örtüştüğü ancak geçici kabul tutanağının ortaklaşa fesih iradesi taşıyıp taşımadığı noktasında farklı yönde görüşlerin olduğu görülmüştür. İşin teslim süresi 30/10/2017 olmasına karşın Ağustos ayı itibari ile işin teslim edilmesinin imkansız olacağı savunması ile sözleşme ilişkisinin feshedilme iradesinin davalı tarafça tek taraflı alındığı, fesih kararının karşılıklı alındığını gösterir yazılı belgelerin olmadığı, geçici kabul tutanağının tek taraflı düzenlendiği ve işin 3. bir firmaya verildiği, geçici kabul tutanağında da karşılıklı fesih yapıldığından bahisle geçici kabul tutanağında belirtilmediğinden, geçici kabul tutanağına karşılıklı fesih iradesi sonucunun bağlanamayacağı kanaatine varılmıştır. 16/08/2017 tarihli geçici kabulü yapılan imalatlar hak edişe (Kesin hak ediş) bağlandığında işin yürürlükteki iş programının % 6,75 gerisinde olduğu tespit edilmiş ise de işin teslim süresinin 30/10/2017 olup teslimin fesih iradesinin gösterildiği tarihte henüz imkansız hale geldiğini kabul etmeye yeterli delilin mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle teslim süresi beklenmeden sözleşmenin fiilen davalı tarafça feshedilmesi nedeni ile davacı yanın kâr mahrumiyeti talebine cevaz verilmesi gerektiği soncuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda son hak ediş olan 8. ve 9. nolu kesin hak ediş raporuna göre işin yapılan toplam maliyet bedelinin 1.472.681,33 TL + KDV olup ilave işlerin çıkmasından dolayı uzatılan işe devam edilmesi halinde onaylı kesin hakedişte 2.156.244,08 TL + KDV işin yapılacağı, bu durumda, yapılamayan işlerin bedeli 2.156.244,08 TL – 1.472.681,33 TL = 683.562.75 TL+ KDV ve % 15’i üzerinden yapılacak kâr hesaplaması üzerinden 683.562,75 TL X 0.15 = 102.534,41-TL kâr mahrumiyeti yönünden asıl dosya davacısı yüklenicinin talebine cevaz verilmesi gerekmiştir. Hak ediş, eksik-ayıplı imalat/ cezai şart istemlerinin mahsuplaşma yolu ile karşı davaya konu edildiği ve davacının asıl dava kapsamında hek edişten kaynaklı alacağını da konu ettiği görülmüş olup örtüşen ve dosya kapsamına uygun olmakla itibar edilir bulunan kök ve ek rapor tespitleri ışığında davacının yaptığı imalatlara karşılık hak edişe bağlanan 8/9 nolu alacağının; 1.472.683,11 TL+ KDV olduğu, hak ediş kesintileri toplamının 144.488,41 TL (KDV Dahil) olduğu, geçici kabul eksikliklerinin bedelinin 72.000,-TL+ KDV olduğu, yüklenicinin hak edişlerine karşılık davalı-karşı davacı firma tarafından yapılan ödemelerin düşülmesi neticesinde davalı-karşı davacı iş sahiplerinin davacı-karşı davalı yükleniciden 17.300,85 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; asıl davanın kısmen kabulü ile, 102.534,41-TL kar mahrumiyeti alacağının 5.000,00-TL’sine dava tarihi olan 13/04/2018 tarihinden itibaren, bakiyesi olan 97.534,41-TL’sine ıslah tarihi olan 31/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı /karşı davacılardan tahsili ile davacı/ karşı davalıya ödenmesine, bakiye hakediş alacak isteminin reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile, 17.300,85-TL’nin karşı dava tarihi olan 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davacı/ karşı davalıdan tahsili ile davalı /karşı davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
102.534,41-TL kâr mahrumiyeti alacağının 5.000,00-TL’sine dava tarihi olan 13/04/2018 tarihinden itibaren, bakiyesi olan 97.534,41-TL’sine ıslah tarihi olan 31/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı /karşı davacılardan tahsili ile davacı/ karşı davalıya ödenmesine, bakiye hak ediş alacak isteminin reddine,
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜ ile,
17.300,85-TL’nin karşı dava tarihi olan 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davacı/ karşı davalıdan tahsili ile davalı /karşı davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3- Asıl davada; kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 7.004,13 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 2.903,85 TL (170,78 TL peşin harç + 1.573,07 TL ıslah harcı , 1.160,00 TL ıslah harcı) harcın mahsubu ile bakiye 4.100,28 TL harcın davalı-karşı davacılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Asıl davada; Davacı-karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 13.690,77 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacılardan alınıp davacı-karşı davalıya ödenmesine,
5-Asıl davada; Davalı-karşı davacılar taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.595,71 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacılara ödenmesine,
6-Asıl davada; davacı-karşı davalıca yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç , 1.573,07 TL ıslah harcı ve 1.160,00 TL olmak üzere toplam 2.939,75 TL’nin davalı-karşı davacılardan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
7-Karşı davada; kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.181,82 TL karar-ilam harcından, karşı davacı-asıl davada davalı tarafından peşin yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 327,94 TL harcın karşı davalı-asıl davada davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
8- Karşı davada; karşı davacı-asıl davada davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin karşı davalı-asıl davada davacıdan alınıp karşı davacı-asıl davada davalılara ödenmesine,
9-Karşı davada; karşı davalı-asıl davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin karşı davacı-asıl davada davalılardan tahsili ile karşı davalı-asıl davada davacıya ödenmesine,
10-Karşı davada; karşı davacı-asıl davada davalı taraflarca yatırılan 853,88 TL peşin harç ile 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 889,78 TL’nin karşı davalı-asıl davada davacıdan tahsili ile karşı davacı-asıl davada davalılara ödenmesine,
11-Asıl dava ve karşı dava birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada davacı-karşı davada davalı tarafça yapılan 1.735,00 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 1.065,56 TL yargılama giderinin davalı-karşı davacılardan tahsili ile asıl davada davacı-karşı davada davalıya ödenmesine,
12-Asıl dava ve karşı dava birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada davalı-karşı davada davacılarca yapılan 5.211,50 TL yargılama giderinden davanın kabul- red oranına göre hesaplanan 2.010,82 TL yargılama giderinin asıl davada davacı-karşı davada davalıdan alınıp asıl davada davalı-karşı davada davacıya ödenmesine,
13- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır