Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/353 E. 2022/443 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/353
KARAR NO : 2022/443
DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.08.2016 tarihinde davalı … A.Ş. ile dava dışı … Bank A.Ş. arasında …, … ve … numaralı poliçelerin düzenlendiğini, … Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş.’nin poliçelere aracılık ettiğini, davacı … A.Ş.’nin … Bank A.Ş.’nin iştiraki olduğunu, davacı … A.Ş.’nin de poliçe kapsamına dahil edildiğini ve sigorta primlerinin buna göre belirlenen tutarlarda ödendiğini, 21.10.2016 tarihinde müvekkilinin müşterisi ve … marka yatların Türkiye’deki distribütörü olan … …’nin (şirketleri vasıtası ile) satışına aracılık ettiği teknelerin finansal kiralama işlemlerinde dolandırıcılık şüphesi olması, … …’nin yurt dışına kaçtığının istihbar edilmesi, aynı tarihlerde yazılı ve görsel basında … …’nin fiziken var olmayan … marka yatları sahte belgelerle müşterilere sattığı ve yurt dışına kaçtığı yönünde haberlerin yer alması nedeniyle … Bank A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından inceleme başlatıldığını, 08.11.2016 tarihinde sahtecilik olayının, … Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. yetkililerine e-posta gönderilerek bildirildiğini, hasar dosyası açılarak zararın tazmin edilmesinin talep edildiğini, 28.12.2016 tarihinde tazmin talebine ek olarak ilave hasar oluşturabileceği öngörülen işlem hakkında ek bildirimde bulunulduğunu, 23.01.2017 tarihli e-posta ile tazmin talebine esas alınan sahtecilik/dolandırıcılık olayına ilişkin temin edilebilen bazı belgelerin iletildiğini, … Bank A.Ş.’nin teftiş incelemesinin tamamlandığını ve Teftiş Kurulu tarafından “… Finanısal Kiralama Tekne İşlemleri Soruşturma Raporu”nun düzenlendiğini, bu raporun da e-posta ile broker firmaya iletildiğini, 24.04.2017 tarihinde teftiş raporundaki tespitler üzerine davacı müvekkili tarafından … … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının, 2017/… Soruşturma sayılı dosyası üzerinden nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açılması talebiyle suç duyurusunda bulunulduğunu, diğer finansal kiralama şirketlerinin ve bunun yanında … dahil pek çok şirketin ve gerçek kişi üçüncü şahsın dolandırıcılık ve sahtecilikten dolayı adı geçen satıcı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, sahteciliğin tespitinden sonra müvekkili şirket tarafından kiracılar ve kefiller nezdinde muhtelif hukuki girişimler yapılmışsa da sonuç alınamadığını, 14.07.2017 tarihli yazı ile … Bank A.Ş. tarafından müvekkiline 14.07.2017 tarihi itibariyle hesaplanan 4.271.595,90 EURO zararının tazmin edilmesinin davalı … Sigorta A.Ş. ve diğer ilgililere ihbar edildiğini ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığından sahteciliği tespit edilen işlemler belirtilmiş olup bunlar dışında başkaca hukuka uygun olmayan işlem olup olmadığının tespitine çalışıldığını beyanla yapılacak bu tespitlere, hataya ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.314.896,72 EURO alacağın TTK’nın 1427. maddesinin 2. fıkrası gereği 24.12.2016 (temerrüt) tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/A maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, davalı müvekkili ile dava dışı … A.Ş. arasında sigorta poliçesi imzalandığını, adı geçen poliçenin diğer rizikoların yanı sıra tahrifat ve sahtecilik rizikolarını da sigorta kapsamına aldığını, somut olayda davacının, … … ve şirketlerinin, sahte satış belgesi, sahte üretici sertifikası ve sahte satış faturası kullanarak ABD’nin Delaware eyaletinde, davacı adına tekne tescil işlemleri yaparak, ilgili tekneler için finansal kredi sağlamak suretiyle davacıyı zarara uğrattığını, bu işlemlerin adı geçen poliçenin Bölüm A-Madde 4-Forgery or Alteration hükmü içinde değerlendirmesi gerektiğini iddia ettiğini, davacı tarafından ileri sürülen talebin poliçe tahtında teminat kapsamında olmadığını, davalı müvekkili ile dava dışı … Bank A.Ş. arasında H-…-0-0 numaralı, 1 Ağustos 2016-1 Ağustos 2017 poliçe dönemini haiz “… Paket Sigorta Poliçesi”nin imzalandığını, adı geçen sigorta poliçesinin“… A.Ş., sigorta ettirenin beyanına dayanarak, işbu poliçede yazılı sigorta konularını karşılarında gösterilen teminatlarla sınırlı olmak kaydıyla ekli genel şartlar, klozlar ve poliçede yazılı özel şartlar uyarınca ve belirtilen sigorta bedelleri ile teminat altına alır.” şeklindeki “Beyan Klozu” uyarınca adı geçen poliçeye özel şartların eklendiğini, davacı tarafın, davaya konu talebini dayandırdığı Poliçe hükmü, Bölüm-A kapsamındaki “Sigorta Klozları (Insuring Clauses) başlığı altındaki “4. Forgery or Alteration (Sahtecilik veya Tahrifat)” hükmünün (a) veya (b) alt-maddesi olduğunu, söz konusu maddeler incelendiğinde, somut olay tahtında, söz konusu maddelerin uygulama alanı bulmadığını, bu bağlamda somut olayın poliçe teminatı kapsamında olmadığının açık olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde, … … tarafından gerçekte var olmayan teknelere ilişkin sahte olarak düzenlendiği iddia edilen “satış senedi (bill of sale)”, “üretici sertifikası (builder’s certificate)”, “satış faturası (sale invoice)” belgelerinin; hükümde sayılan “para havale emirlerinde (money orders)” veya “aynı amaca hizmet eden, değere sahip benzer belgeler (any similar instruments value serving the same purpose)” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini iddia ettiğini, davacı tarafın iddiasının aksine, somut olayda, gerçekte var olmayan teknelere ilişkin olarak sahte olarak düzenlendikleri iddia edilen “satış senedi (bill of sale)”, “üretici sertifikası (builder’s certificate)”, “satış faturası (sale invoice)” belgeler, söz konusu hükümde sayılan belgeler arasında olmadığı gibi “aynı amaca hizmet eden, değere sahip benzer belgeler” niteliğini de taşımadığını, nitekim, poliçe hükmünde sıralanan belgelerin, Poliçe’nin “Genel Tanımlar (General Definitions)” başlığı altında yer verilen tanımları tek tek incelendiğinde, bu durumun kolaylıkla görüldüğünü, yapılan tanımlardan da anlaşıldığı üzere, sigorta Klozu 4(a) hükmünde sıralanan belgelerin, kambiyo senedi gibi kıymetli evrak niteliğini haiz olan veya bir banka veya finans kuruluşu tarafından düzenlenen ödeme araçlarını ifade ettiğini, bunun yanı sıra, aynı hükümde (Sigorta Klozu 4(a)) sayılan “para havale emirleri (money orders)”nin, bizzat adından da anlaşılacağı üzere, para havalesine hizmet eder nitelikte bir belge olduğunu, tüm bu tanımlar ışığında, davacının talebini dayandırdığı Sigorta Klozu 4(a) hükmünde sayılan belgelerin, finansal açıdan özellikli kuruluşlar nezdinde düzenlenen veya kambiyo senedi gibi kıymetli evrak niteliğini haiz olan finansal açıdan özel bir niteliği haiz özellikli belgeler olduğunu, buna karşılık somut olayda, sahte olarak düzenlendikleri iddia edilen satış senedi, üretici sertifikası ve satış faturası belgelerinin; gerçekte var olmadığı belirtilen teknelerin, ABD’nin Delaware eyaletindeki gemi sicilinde, ilgili teknelerin davacı adına tescilini sağlamak amacıyla … siciline sunulan belgeler olduğunu, bu bağlamda ilgili belgelerin, yalnızca tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesine hizmet ettiklerini, ilgili belgelerin sunuldukları kurumun Delaware gemi sicili olduğunu, bu anlamda, davacının talebini dayandırdığı Sigorta Klozu 4(a) hükmünde sayılan belgelerden farklı olarak; bir banka veya finansal kuruluşu nezdinde düzenlenen veya kambiyo senedi gibi kıymetli evrak niteliğini haiz olan finansal açıdan özellikli belgeler niteliğinde olmadığını, niteliği gereği, tamamen ayrı bir amaca hizmet eden bu belgelerin, hükümde sayılan diğer belgeler ile “aynı amaca hizmet eden, değere sahip benzer belge” olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki davacı tarafın, somut olay tahtında, sahte olduğu iddia edilen satış senedi, üretici sertifikası, satış faturası belgelerine istinaden herhangi bir ödeme de yapmadığını, kaldı ki bu belgelerin sahteliğinin de sabit olmadığını, tüm bunlar ışığında, davacının talebini dayandırdığı Sigorta Klozu 4(a) hükmünün, somut olay tahtında uygulama alanı bulmadığını, bu bağlamda davacının iddiasının aksine, somut olayın, Sigorta Klozu 4(a) tahtında teminat kapsamında olmadığını, davacı tarafın, Sigorta Klozu 4(a) hükmüne istinaden ileri sürdüğü taleplerinin reddinin gerektiğini, davacı tarafın atıf yaptığı sigorta klozu hükmünde ise; aranan şartların gerçekleşmediğini, söz konusu tanımın, “esaslı bir tahrifat” ifadesine atıf yaptığını, davacı tarafın, somut olay tahtındaki iddiasının, “satış senedi (bill of sale)”, “üretici sertifikası (builder’s certificate)”, “satış faturası (sale invoice)” belgelerinin, gerçekte var olmayan tekneler için sahte olarak “düzenlenmiş” olduğu şeklinde olduğunu, bu bağlamda aslında, “tahrifat” ifadesinin tanımı çerçevesinde, adı geçen belgelerin “aslının bozulması veya değiştirilmesi” şeklinde bir durumun söz konusu olmadığını, somut olayda davacı tarafın iddiasının ancak “sahte belge düzenlenmesi” olarak tanımlanabileceğini, ki bu durumun, Poliçe’de tanımlandığı haliyle “hileli tahrifat” şartının lafzi niteliğinden farklı olduğunu, bu bağlamda, davacı tarafın iddiasını dayandırdığı hükümde aranan şartın, somut olay kapsamında lafzi olarak da gerçekleşmediğini, hal böyle olunca, somut olaydaki durumun, Sigorta Klozu 4(b) hükmünde sağlanan teminatın kapsamı dışında kaldığını, somut olayda sigortalının, davacı tarafın sahte olduğunu iddia ettiği belgelere istinaden, bir ödeme yapmadığını veya kredi tahsis etmediğini, davacı tarafın delilleri arasında sıralanan, … Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan 15 Şubat 2017 tarihli … Finansal Kiralama Tekne İşlemleri Soruşturma Raporu (“Soruşturma Rapou”) incelendiğinde; davacıyı, teknelerin kiracıları için finansal kredi sağlamaya ve/veya satıcıya finansal kredi ilişkisine konu teknelerin gemi bedellerini transfer etmeye yönlendiren; kiracılar ile finansal kredi sözleşmelerinin imzalanması ve kiracılardan peşinatların alınması gerektiğini, oysa ki, davacı tarafça sahte olarak düzenlendikleri iddia edilen “satış senedi (bill of sale)”, “üretici sertifikası (builder’s certificate)”, “satış faturası (sale invoice)” belgelerinin, daha sonraki süreçte, ilgili teknelerin Delaware sicili nezdindeki tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla düzenlendiğini, dolayısıyla söz konusu belgelerin davacıyı kredi tesis etmeye veya para ödemesi yapmaya yönlendiren herhangi bir niteliğinin olmadığını, tüm bunlar karşısında davacı tarafın dayandığı ve içeriğinde aktarılan Sigorta Klozu 4(b) hükmünün aradığı şartların somut olayda gerçekleşmediğini, dolayısıyla davacının talebini dayandırdığı Sigorta Klozu 4(b) hükmünün, somut olay tahtında uygulama alanı bulmadığını, davacı tarafın, ilgili hükme istinaden ileri sürdüğü taleplerinin reddinin gerektiğini, somut olaya konu olan teknelerin tescil işlemlerinin, satıcı … …’nin ve kiracıların talebi üzerine, davacının anlaşmalı firması yerine satıcı … … tarafından gerçekleştirildiğini, davacının delilleri arasında yer verdiği soruşturma raporu uyarınca, … …’nin, davacı tarafından kredi sağlanan tüm teknelerin tescil işlemlerini kendi firmasına yaptırmayı, “çalışma şartı” olarak bildirdiğini; davacının, … …’nin bu şartını, başkaca bir şart ileri sürmeksizin, tescil işlemlerinin kim tarafından, ne şekilde, hangi yetkilere dayalı olarak yapılacağını sorgulamaksızın kabul ettiğini, bu durumun, somut olaya konu teknelere finansal kredi kullandırılması sürecinde, davacı tarafın, genel olarak, süreci satıcı tarafa bırakmayı, bu süreçte aktif bir rol almamayı, satıcı tarafından yürütülen işlemlerle ilgili herhangi bir gözetim veya sorgulama yapmamayı tercih ettiğini gösterdiğini, davacı tarafın, somut olay tahtında, satıcı … …’nin, … isimli tekne üreticisinin Türkiye distribütörü olduğunu kanıtlayan yetki belgesi olup olmadığını dahi sormadığını, davacı tarafın, bu haliyle ilgili süreci, kendisi açısından daha korumasız, daha kolay suiistimal edilebilir şekilde yürütmeyi tercih ettiğini, bu bağlamda somut olaydaki zararın doğmasına ve/veya artmasına kendi etkisi, tercihleri ve tutumu ile sebep olduğunu, yanı sıra, somut olaya konu teknelere finansal kredi kullandırılması sürecinde, davacı tarafın başkaca etkili hareketlerinin de olduğunu, nitekim, davacının delilleri arasında yer verdiği soruşturma raporunda, davacı bünyesinde 11 Kasım 2015 tarihinde yayınlanan Tekne İşlemleri Uygulama Talimatı’nda, tescil işlemlerinde davacının anlaşmalı tescil firmasının kullanılmasının esas olduğunu; bu esas gereği, kiracının başka bir tescil şirketi kullanmak istemesi halinde, davacı şirketin pazarlama genel müdür yardımcısının onayının alınması gerektiğini, ancak adı geçen talimatın yayımlanmasından sonra, davacının dilekçesinde atıfta bulunduğunu ve kiracı … Ltd.’ye Mart 2016 tarihinde kullandırılan krediye konu “…” isimli teknenin tescil işlemlerinin, belirtilen yazılı onay alınmadan satıcı … … tarafından gerçekleştirildiğini, yine soruşturma raporu uyarınca, davacı bünyesindeki Şirket Uygulama Esası’na göre; kiralama işlemine konu tüm varlıkların (somut olayda tekne), ödeme planları süresince en az bir defa değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini, ancak davacı şirket yetkilileri ile yapılan görüşmede, tescil işlemlerine tabi ekipmanların fiziksel ziyaret sürecine dahil olmadığı konusunda idari karar olduğunun ifade edildiğini, anlaşılacağı üzere davacı tarafın, somut olaya konu teknelerin, satıcıdan teslim alınması sürecine de nezaret etmediğini, bu durumun da, davacı tarafın, bu haliyle ilgili süreci, kendisi açısından daha korumasız, daha kolay suiistimal edilebilir şekilde yürütmeyi tercih ettiğini; bu bağlamda, somut olaydaki zararın doğmasına ve/veya artmasına kendi etkisi, tercihleri ve tutumu ile sebep olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu, özetle; taraflar arasındaki sigorta poliçesine bağlı istisnalar gereğince sigortalı tarafından tesis edilen kredinin kısmen veya tamamen ödenmemesi veya ödenmesinde temerrüde düşürülmesi sebebiyle ortaya çıkan ve davacı tarafça iddia edilen zararın sigorta teminatı dışında olduğunu, poliçenin eki sayılan klozun 4-A maddesinde, dolandırıcılığın hangi şartlarda teminat içinde olduğunun da ayrıntılı bir şekilde ifade edildiğini ve davacının iddia ettiği dolandırıclık eyleminin bu şartları haiz olmayıp teminat kapsamı dışında olduğunu, davacı tarafın masrafa istinaden ileri sürdüğü talepte teminat kapsamı dışında olduğunu ve somut olayda teminat kapsamında olmayan bir dolandırıcılık eyleminin gerçekleştiğinin anlaşıldığını, ortaya çıkan zarar davacı tarafın kendisinin etkisiyle meydana geldiğinden bu zarara katılanması gerektiğini, davacı taraf kendi delilleri arasında yer alan soruşturma raporuna göre finansal kiralama işlemine konu tüm teknelerin tescil işlemlerini dava dışı …’nin firmasına yaptırmayı kabul ettiğini, süreçte aktif rol almadığını, kendini korumasız bıraktığını, ayrıca finansal kiralama işlemlerinde davacının kendi iç işleyişine ilişkin hatalar yapıldığını, somut olayların gerçekleşme şekli ve kiracılara teknelerin teslim tesellümleriyle, kira bedellerinin düzenli olarak ödenmesi de nazara alındığında kiracıların da içinde bulunduğu kapsamlı bir dolandırıcılık olayının gerçekleştiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla iliyet bağının kesildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen miktarın da izaha ve ispata muhtaç olduğunu, yine temerrüt faizi talebinin fahiş olduğunu ve neye dayandığının anlaşılamadığını, kiracılardan ödeme alınıp alınmadığı, hangi kiracılar aleyhine takip başlatıldığı, akibetleri hakkında da bilgi verilmediğini, dolayısıyla ortada müvekkillerinden tahsili talep edilebilecek kesin ve belirlenebilir bir zarar olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, finansal kiralama sözleşmeleri kapsamında kiralanan mallarla ilgili sahte fatura/belge düzenlendiği iddiası ile oluşan zararın sigorta poliçesi kapsamında tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri incelenmiş, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/… soruşturma sayılı dosyası, icra dosyaları celp edilmiş, dosya iddia ve savunma kapsamında talebin sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığı ve zararın miktarının tespiti için rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyeti 11/07/2019 tarihli raporunda özetle; davalı şirket acentesi … Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. tarafından sigortalı … A.Ş. adına … numaralı 01.08.2016-01.08.2017 tarihleri arasında geçerli … Paket Sigorta Poliçesi’nin düzenlendiğini, poliçeye kapsamlı suç ve mesleki tazminat sigortası özel şartlarının eklendiğini, dava konusu teknelerin Amerika’da kurulan şirketler adına tescil edildiğini, tekneler için Amerika’da bulunan … Ltd. tarafından proforma fatura düzenlendiğini, daha sonra kiracı şirketler ile davacı arasında finansal kiralama sözleşmelerinin imzalandığını ve davacının kredi tahsis ettiğini, teknelerin …/Amerika sicilinde kiracı şirketler adına tescil edildiğini, teslim tesellüm belgelerinin kiracı şirketler tarafından imzalandığını, bir kısım ödemelerin yapıldığını, davacı tarafından ödenmeyen kira bedelleri icra takipleri başlatıldığını, toplam 4 adet tekne için davacının 2.314.896,72 EURO alacaklı olduğunu, poliçede Menfaat: Bölüm A: Geniş Kuvertürlü Banka Sigortası/Bankacılık Mesleki Sorumluluk Sigortası ve Bilgisayar ile Telefon Suistimali; Bölüm B: Mesleki Tazminat, Konservasyon: 100.000 EURO, Meriyet yeri: Tüm dünya olarak gösterildiğini, Bölüm A ve B için sırasıyla geriye dönük işlerlik tarihinin ise 01/02/2011 ve 22/12/2012 olarak kararlaştırıldığını, davaya konu istemin poliçenin Bölüm B: Mesleki Tazminat kısmı ile ilgili olmadığını, davacının dayandığı poliçe hükümlerinin Bölüm A ile bağlantılı olduğunu, poliçenin Bölüm A Genel Tanımlar başlıklı kısmında sigortalı olarak; poliçe sahibi, herhangi bir bağlı kuruluş ve herhangi bir planın gösterildiğini, davacının davacı dışı … A.Ş.’nin bağlı kuruluşu olması sebebiyle sigorta koruması altında olduğunu, davacının dava dışı … … ve şirketleri tarafından gerçekte var olmayan teknelere ilişkin sahte olarak düzenlenen satış senetleri, üretici sertifikaları, satış faturaları ile gerçekleşen tescil işlemleri sonrası yaptığı ödemeler nedeniyle doğan zararını poliçenin sahtecilik ve tahrifat başlıklı 4. maddesinin a ve b bentlerine dayandırdığını, uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirildiğinde davacının iddiasının sahtecilik olgusuna dayandığı göz önüne alınarak hileli tahrifat yönünden bir irdeleme yapılmasına ihtiyaç olmadığını, zira tahrifata uğramış bir belgenin söz konusu olmadığını, tekne tescil işlemlerine dayanak olan belgelerin poliçedeki tanımı ile sahtecilik fiiline konu olup olmayacağının incelenmesi gerektiğini, sigorta klozu 4 (a) bölümünde sayılan belgelerin niteliğinin ödeme aracı olduğunu ve sınırlı sayıda olmayan bir örnekleme yapıldığını, ancak finansal kiralama işlemlerine konu edilen teknelerin tesciline dayanak belgelerin bu nitelikte olmadıklarını, ödeme aracı olmayan belgeler olduklarını, sahtecilikten bahsedebilmek için bu belgelerde başkasına ait bir imzanın bulunması gerektiğini ancak tescile dayanak belgelerde sahte bir imza olup olmadığının anlaşılamadığını, teknelerin tamamının sicilde davacı adına kayıtlı olduklarını ancak davacının tekne üreticisi ile yaptığı görüşmelerde ilgili gövde numarasıyla üretilen tekneler olmadığını öğrendiğini, bu nedenle istemin poliçenin sigorta klozu 4 (a) kapsamında olmadığını, diğer yandan diğer poliçe hükmü sigorta klozu 4 (b) uyarınca sigorta tazminatı talebinde bulunulabilmesi için öncelikle sigortalıya bir talimatta bulunulması, bu talimatın ” söz konusu müşteri, hizmet veya mal tedarikçisi veya Finansal Kuruluş veya Hizmet Bürosu yerine başka bir şahıs tarafından gönderilmesi veya imza bakımından sahtecilik yapılmış veya hileli bir şekilde tahrifata uğramış olduğunun ortaya konması gerektiğini, bu minvalde dava dışı … …’nin bizzat davacının müşterisi olduğunu, üçüncü kişi sayılmayacağından ilk koşulun gerçekleşmediğini, yine başkasına ait bir imzanın atılması suretiyle sahtecilik fiilinin oluşmadığı dikkate alınarak ikinci koşulun da gerçekleşmediğinin tespit edildiğini, ayrıca davacıya yöneltilen bir talimat da olmadığını, bu nedenle talebin sigorta klozu 4 (b) kapsamında da olmadığını tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin itirazları kapsamında heyetten ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti ek raporunda kök rapordaki tespitlerini tekrar etmiştir. Bu rapora da davacı vekilince itiraz edilmesi nedeniyle yeniden oluşturulan heyetten bir kez daha rapor alınmıştır. İkinci bilirkişi heyeti raporunda özetle; dava konusu sigorta sözleşmesinin, bir kısmının İngilizce olarak hazırlanmasının işin niteliğinden kaynaklandığını, tarafların kurumsal kimlikleri, uzmanlıkları ve dava konusu sözleşme hakkındaki donanımları dikkate alınarak sözleşmenin Türkçe’den başka bir dilde hazırlanmasının 805 sayılı Kanuna aykırı olduğunu bilmemelerinin mümkün olmadığını ve ancak her iki tarâfın da hiç kimsenin sözleşmenin bu yönden geçersizliğini ileri sürmeyeceği inanç ve güveni içinde sözleşmeyi kurmuş olabileceğini, bu bakımdan 805 sayılı Kanuna aykırılık iddiasının TMK madde 2 bağlamında değerlendirilmesinin Mahkemenin takdirinde olduğunu, genel işlem koşulları denetimi ve culpa in contrahendo sorumluluğunun özel hükümlerle düzenlenmiş hususlarda uygulanmasının mümkün olmadığını, dava dışı sigorta ettiren … Bank’ın davaya konu sahtelik olayının basında yer alması üzerine somut davaya konu zararın ortaya çıkmasını sağlayan soruşturmayı 21/10/2016 tarihinde başlattığını, bundan yaklaşık 2 ay 20 gün önce 01/08/2016 tarihinde, davaya konu sigorta poliçesinin düzenlendiğini, gerçekte var olmayan teknelerin finansal kiralama yoluyla davacıya satışlarının, 31/12/2016 tarihinde olan bir tanesi dışında, 2014 yılında gerçekleştiğini, davacının talebinin poliçenin 4 (a) klozu kapsamında değerlendirilmesinde; sayılan belgelerin hepsinin bir banka veya finans kuruluşuna ibraz edilmesi halinde, söz konusu kuruluşu şekli bir inceleme ile derhal ödeme yapma yükümlülüğü altına sokan belgeler olduklarını, oysa davacının talebine konu olan olay finansal kredi sağlanması olup şekli bir incelemeyi değil detaylı bir incelemeyi zorunlu kıldığını, davacının sunulan belge karşılığında bir ödeme yapmadığını, sunulan belge nedeniyle yapması gereken detaylı incelemeyi yapmadığını, ayrıca teknelere ilişkin davacıya sunulan belgelerin, onu derhal ödeme yükümlülüğü altına sokan belgeler olmadığını, poliçenin 4 (b) klozu kapsamında yapılan değerlendirmede ise, talebin bu kloz kapsamında değerlendirilebilmesi için öncelikle sigortacıya yöneltilmiş yazılı bir talimatın söz konusu olması gerektiğini, finansal kredi talebinin bir talimat olmadığını, sahteliği söz konusu olan talimatın sigortalının bir müşterisi vb tarafından gönderilmediğini, üçüncü bir kişi tarafından sunulduğunu ve ayrıca … Benetti’nin davacının müşterisi olmadığını, davacının müşterisinin … … olduğunu, sonuç olarak talebin bu kloz kapsamında da olmadığını tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı tarafça sunulan mütalaa incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından … marka teknelerin … …’ye ait Amerika’da kurulu … Ltd’den satın alınarak, finansal kiralama yolu ile, Amerika’da Türk alıcı gerçek kişiler adına tek ortaklı olarak kurulan şirketlere kiralandığı ve bu şirketler adına Amerika’nın Delawere sicilinde tescil edildikleri, davacı tarafından sağlanan finansal kredi kapsamında tekne bedellerinin … Şirketi’ne ödendiği, dava dışı finansal kiracılardan bir kısım kira bedellerinin tahsil edildiği, bir kısmı için icra takipleri başlatıldığı, söz konusu teknelerin faturalarının/üretici sertifikalarının sahte olduğu, gerçekte olmayan teknelerin satışının yapıldığının tespit edildiği ve davacı tarafından oluşan zararının dava dışı … adına davalı nezdinde düzenlenen, … numaralı 01.08.2016-01.08.2017 tarihleri arasında geçerli … Paket Sigorta Poliçesi kapsamında tazminin talep edildiği, davacının dava dışı … Bank’ın iştiraki ve sigorta poliçesindeki sigortalı tanımına dahil olması sebebiyle tazmin talebinde bulunabileceği, davaya dayanak olarak sigorta poliçesinin “Sahtecilik ve Tahrifat” başlıklı 4 (a) ve (b) bentlerinin gösterildiği, 4 (a) ve (b) bendinin;
“(a) Çeklerde, Poliçelerde, Akseptans Belgelerinde, Ödeme Emirlerinde, Mevduat Sertifakalarında, Akreditiflerde, Para Çekme Makbuzlarında, Para Havalelerinde, Hazine Üzerine Düzenlenen Ödeme Emirlerinde veya aynı amaca hizmet eden değerli benzer evraklarda sahtecilik veya hileli tahrifat nedeniyle veya,
(b) Talimatların sigortalının bir müşterisi, mal ve/veya hizmet tedarikçisi, finansal bir kurum veya hizmet bürosu tarafından gönderildiği kabul edilen fakat talimatların:
(i) söz konusu müşteri, hizmet ve/veya mal tedarikçisi veya finansal kuruluş veya hizmet bürosu yerine başka bir şahıs tarafından gönderildiği (bu talimatların üzerindeki imzanın sahte olduğunun kabul edildiği); veya,
(ii) İmza bakımından sahtecilik yapılmış veya hileli bir şekilde tahrifata uğramış olduğu hallerde,
fonların ya da mülkün (mülk ve senede bağlanmamış paylar da dahildir) transferi, ödemesi, teslimi veya tahsili için talimat veren, buna izin veren veya bunu ikrar eden sigortalıya yönlendirilmiş yazılı bir talimata, telgrafa, telekse, uzak yazıcıyla veya benzer bir araçla hazırlanmış talimatlara itimaden veya paraların, senede bağlanmamış payların veya mülkün transferi, ödemesi teslimi veya alınmasıyla ilgili olarak sigortalının işin olağan akışı sırasında itimat edeceği önemli bir bilgideki değişikliği bildirmesi nedeniyle sigortalının veya adına hareket eden finansal bir kurumun herhangi bir fon veya mülk ( mülk ve senede bağlanmamış paylar da dahildir) transfer etmesi, ödemesi veya teslim etmesi veya bir ödemede bulunması veya kredi tesis etmesi nedeniyle,…” şeklinde düzenlendiği, “sahtecilik” ve “tahrifat”ın poliçede tanımlandığı, dava konusu tekneler için düzenlenen üretici sertifikası/faturanın sahte olduğunun iddia edildiği, öncelikle teknelerin sicile tescilini sağlayan belgelerde sahte imza olup olmadığının belirsiz olduğu, alınan her iki bilirkişi heyeti raporunda da tespit edildiği üzere klozda sayılan belgelerin ortak özelliğinin bir banka veya ödeme kuruluşunu doğrudan, şekli bir inceleme ile ödeme yükümlülüğü altına sokmaları olduğu, oysa dava konusu olayda doğrudan davacıyı ödeme yükümlüğü altına sokan bir belgede sahteliğin öz konusu olmadığı, davacının satın aldığı teknelerin hali hazır durumunu araştırması gerektiği, dolayısıyla davacının söz konusu poliçe klozu kapsamında tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı, 4 (b) bendi kapsamında da, davacıya müşterisi vb adına üçüncü kişi tarafından sahte olarak gönderilmiş bir talimat olmadığı, dolayısıyla talebin bu kloz kapsamında da değerlendirilemeyeceği ve davacının zararının sigorta poliçesinin teminatı kapsamına dahil olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 80,70 TL’nin peşin alınan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile kalan 2.480,93 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 188.894,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır