Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/352 E. 2019/583 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/352
KARAR NO : 2019/583

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2016
KARAR TARİHİ : 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı … AŞ vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … AŞ arasında 01.04.2010-30.06.2014 tarihleri arasında … abone, … müşteri numarasıyla elektrik aboneliğinin bulunduğunu, davalının müvekkilinden sarfiyat harcaması dışında kayıp kaçak parakende satış bedeli, iletim kullanım bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli adı altında çeşitli tahsilatlar yaptığını, yapılan tahsilatın miktarlarını tespit edemediklerini, bu nedenle şimdilik HMK m.107 ‘ye göre şimdilik 1000 liralık alacak davası açtıklarını, TBK m.20-25 ‘e göre genel işlem şartlarının müvekkili aleyhine kullanıldığını, elektrik ve su gibi hizmetlerin tekel niteliğinde hizmetler olduğunu, bu tip hizmetlerde pazarlık yapılmasının söz konusu olmadığını, 01.04.2010 tarih ve 30.06.2014 tarihleri arasında müvekkilinden tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, parakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma , iletim sistemi kullanım ve dağıtım sistemi kullanım bedellerinin davalıdan şimdilik 1.000 TL her fatura ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 6446 sayılı kanunun 17. maddesinde yapılan düzenleme ile tarifeye uygun olarak yapılan kesintilerin usulüne uygun olduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Merkez Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, kesin yetki anlaşmasının yapıldığını, buna göre İstanbul Merkez Mahkemeleri Çağlayan Mahkemelerinin yetkili olduğu, davanın kesin yetki nedeniyle reddinin gerektiğini, esas yönünden de tüm elektrik tüketicilerinin den alınıp dağıtım şirketlerine yapılan ödemede müvekkilinin sadece aracılık ettiğini, dağıtım şirketinin … AŞ olduğunu, davanın … AŞ ye ihbarının gerektiğini, kayıp kaçak bedelinin iadesine ilişkin davalarda verilen kararların bu davaya esas teşkil etmeyeceğini, müvekkilinin toptan satış şirketi olduğunu, müvekkili şirketin toptan satış lisansına sahip bir şirket olması nedeniyle dağıtım şirketine ödeme yapıldığını, müvekkilinin kayıp ve kaçaklarını önlemesi konusunda bir yetkisinin bulunmadığını, usulen uyulması zorunlu olan idari düzenlemelere uygun işlem yaptığını, EPDK’ nın kararına uygun işlem yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … AŞ vekilinin beyan dilekçesinde; 17.06.2016 tarihinde 6719 sayılı Kanunda Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapıldığını, 6446 sayılı Kanunun 3.maddesi 21.maddesi ve diğer maddelerinde yapılan değişiklikler ile dağıtım konularının sadece EPDK ilke kanunlarına uygun olarak fatura düzenlemesi gerektiği ve mahkemelerin de bunlara uygunluk denetimi yapması gerektiğini, bu nedenle mahkemenin bunun dışında değerlendirme yapamayacağını, ayrıca davanın … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla da derdestliğinin olduğunu, … numaralı abonenin bulunmadığını, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, yine davanın … Satış AŞ ye yönetilmesi gerektiğini, müvekkilinin satış yapmadığını, satış işleminin … AŞ nin yaptığını, yine davanın yargı yolu bakımından idari dava olması nedeniyle Danıştay da açılması gerektiğini, zaman aşımı hak düşürücü sürelerin geçtiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin beyan dilekçesinde; davanın konusuz kalmadığını, müvekkilinin taraf sıfatını taşıdığını, diğer taleplerin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
İhbar olunan … vekilinin beyan dilekçesinde; … herhangi bir taraf durumunun bulunmadığını, faturaları dağıtım ve parekende şirketlerinin düzenlediğini, … bedel tahsil etmediğini, 21 ayrı elektrik dağıtım şirketi kurulduğunu ve bu şirketlerin özel hukuk tüzel kişiliği bulunduğunu, elektrik dağıtım müesseselerinin tüzel kişiliklerinin sonlandırıldığını, tüm hak ve borçlar ile … AŞ ye bağlandığını belirterek müvekkilinin sorumlu olmadığını, davanın … AY ye ve EPDK ya yöneltilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/779 esas, 2017/120 karar sayılı yetkisizlik kararı ile dava dosyasının mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinden sonra 04/06/2016 tarihinde kabul edilen ve 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 6719 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre; Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Aynı zamanda yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılması gereken iş yalnızca 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Bununla birlikte davacı vekilince uygunluk denetimi noktasında rapor alınması talebinde bulunulmamıştır. Bu durumda HMK’nın 26. maddesinde ifadesini bulan taleple bağlılık ilkesi gereğince Mahkememizce davacı tarafın talebi aşılarak anılan şekilde rapor alınıp EPDK kararlarının uygunluğunun denetimi mümkün görülmemiştir.
Anılan yasa değişiklikleri değerlendirildiğinde; EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan davalar, yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır. Bu gerekçelerle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus, yargılama giderleri ile yükümlü olan tarafın belirlenmesi noktasındadır. Davacı taraf izah edilen gerekçelerle davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet veren taraf, davaya konu bedelleri tahsil eden davalıdır. Karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur ve dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu ortadadır. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 esas, 2017/3956 karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle; davacı yararına maktu vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 29,20-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 15,20-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç, tebligat ve posta masrafından oluşan 160-TL olmak üzere toplam 218,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/06/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır