Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/350 E. 2019/817 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/350 Esas
KARAR NO : 2019/817
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ceviz içi liman teslimi hususunda imzalanan 29/01/2018 tarihli protokole dayalı müvekkilinin alacağının tahsili, için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını ve yetkili mahkemenin Antalya mahkemeleri olduğunu, teslimin gecikme süresinin sorumlusunun müvekkili olmadığını, müvekkilinin yalnızca aracı olduğunu, davacının müvekkilini aradan çıkararak, müvekkili tarafından tanıştırılan firmalarla hala görüştüğünü ve alış veriş yaptığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 75.000 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 75.832,19 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine ve yetkili icra dairesinin Antalya İcra dairesi olduğundan bahisle yetkisine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yanın, icra dairesine vaki itirazının BK 89 maddesi gereğince reddine karar verilerek dosyanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda SMMM …, hukukçu … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 30/01/2019 tarihli bilirkişi raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Danış … Ltd. Şti. İle … Ltd. Şti. Arasında 29/01/2019 tarihli olarak imzalanan protokol;
“200 ton ceviz içi (… Ukrayna Menşeili ilk etapta 24.000 kg …, İstanbul Liman teslimi ilk ürün beğenildiği takdirde devam edecek, toplamda 200 ton, ton fiyatı 7.500 USD, Kapora olarak 20.000 USD, 29/01/2018 tarihinde şirketimize dolar olarak yatırılacaktır. 24.000 kg cevizin ödemesi hesaba havale yapıldığında liman teslimidir. 13 gün teslim süresi” şeklinde hazırlanmıştır.
Ödeme detontu 29/01/2018 tarihinde 20.000 USD’nin … Ltd. Şti.’nin … bankası nezdindeki hesabına … bankası üzerinden transfer edildiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında yukarıdaki Protokol dışında ayrıca 29/01/2019 tarihli ikinci bir protokol daha imzaladıkları ve imzalanan iş bu protokol başlıklı belgenin aynen;
“… Ltd. Şti.; Firmamızdan alınan Ukrayna Menşeili Ceviz Ürününüz İstanbul Limanına teslim edildiğinde, … Yteklisi tarafından kontrol edilecektir. Kontrol sırasında ceviz içi … olmadığı takdirde ödediğimiz kapora … gıda’dan iade taep edilip mal satın alınmayacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.
İcra dosyasında; “Borçlu aleyhine …. İcra Müd.’nün 15/03/2018 tarih … e. Sayılı dosyasında yapılan icra takibinde; 75.832,19 TL tutarındaki alalcağın fazlaya ilişkin haklar saklı kalması ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faizi ve değişen oranlardaki faizi ile icra gideri, avukatlık ücreti ile birlikte BK 100 md. Uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemidir.” açıklamalarına yer verilerek icra takibi yapılmıştır.
Borçlu şirket vekili tarafından verilen 21/03/2018 tarihli itiraz dilekçesinde; takip alacaklısına borç olmadığı ve borcun kabul edilmediği, müvekkilinin temerrüde düşürülmeden takip ile faiz isdenilmesinin hukuki ve yasal olmadığı, İstanbul icra dairelerinin yetkili olmadığı, müvekkilinin adresi Antalya olduğundan yetki itirazında bulunulduğu, yetkiye, borca, faize, faiz oranına itirazların kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Taraflar inceleme gününde ticari defterlerini incelemeye ibraz etmediklerinden her iki taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Ancak inceleme kararında ticari defterlerinin ilgili sayfalarının onaylı suretlerinin dosyaya sunulmasına ilişkin karar gereğince; davacının 2017 yılı kayıtlarını e defter uygulamasına göre tuttuğuna ilişkin e defter beratının dosyaya sunulduğu, e defter kaydında, davacı tarafından davalıya 29/01/2018 tarihinde banka havalesi ile ödemede bulunduğu 20.000 USD’nin TL karşılığı olan 74.742,00 TL’nin 159. Verilen sipariş avansları ana hesabı üzerinden davalıya ait 159.00.9004 … Ltd. Şti. Alt hesabı üzerinden kayıt ve izlediği, davalıya yapılan havale işleminin davacının … şubesi nezdindeki USD hesabından havale ile davalının … Bankası A.Ş. Nezdindeki hesabına gönderildiği tespit edilmiştir.
Yevmiye defterindeki 29/01/2018 tarih … yevmiye kayıt maddesinde, davacı tarafından davalıya banka havalesi ile gönderilen 20.000 USD’nin TL karşılığının 74.742,00 TL olduğu ve iş bu tutarın verilen sipariş avansları hesabında kayıt ve izlendiği, taraflar arasında imzalanan protokol gereğince kapora olarak davacı tarafından davalıya 29/01/2018 tarihinde apılan ödeme karşılığında davacının davalı yandan her hangi bir mal alışı yapılmadığı her iki taraf beyanları ile de sabit olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ihtilaf konusu olan 20.000 USD’nin davacı tarafından davalıya ödendiği hususunda ihtilaf olmadığı, ihtilafın davacı tarafından yapılan ödemenin taraflar arasında imzalanan 29/01/2018 tarihli protokol gereğince, davalının davalıya Ukrayna’dan alınacak 200 ton cevizin alım/satımı ile ilgili olarak ön ödemesi için 29/01/2018 tarihinde 20.000 USD’nin davalı hesabına ödenmesi ile ilk parti teslimi olan 24.000 kg cevizin tonu 7.500 USD birim fiyat üzerinden İstanbul limanına 13 gün içinde teslim edilmesi anlaşmasına istinaden yapılan ödeme olduğu, malların İstanbul limamına teslim edilmemesi üzerine, davacı tarafından davalıya kaparo ödemesi olarak yapılan 20.000 USD’nin geri iadesi talebine karşılık, davalı yan taraflar arasında mal alım/satımı konusunda bir anlaşmanın olmadığını, davacıya mal tedarik edileceği konusunda tahaahtünün bulunmadığı, 200 ton ceviz alımanda, kendisinin Ukrayna’daki satıcılar ile alıcı davacıyı buluşturmak görevi üstlendiği, iş bu ilişkide komisyoncu konumunda olduğu, davacı tarafından yapılan ödemenin komisyon ücreti olduğu ve davacıya borçlu olmadığını iddia ederek davanın reddi talebinde bulunmuştur.
Taraf beyanları ile davacının davalıya 20.000 USD ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin dayanağı olan 200 ton cevizin ilk parti sevkiyatı 24.000 kg cevizin davacı tarafından alınmadığı hususlarının her iki tarafında kabulünde olduğu, davacı defter kayıt belgelerinde de davacı tarafından davacıya 29/01/2018 tarihinde yapılan 20.000 USD karşılığı 74.742,00 TL tutarın verilen sipariş avansları hesabında davalıdan alcaklı olarak göründüğü, icra takip tarihi 15/03/2018 tarihi itibariyle de iş bu tutarda davacı alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Mali tespit ve değerlendirmeler yönünden; taraflar arasında imzalanan ve iş bu raporun ıı/ı maddesi altında yer verilen protokol gereğince davacı tarafından davalıya yapılan ve her iki tarafında kabulünde olan 20.000 USD karşılığında her hangi bir mal ve hizmet alımı yapılmadığından, protokolün taraflara yüklediği edimler yönünden davalı yanın mal teslim edimini yerine getirmediğinin her iki taraf beyanında da anlaşılmakla, kaparo olarak alınan bedelin davalı tarafından davacıya geri iade edilmesi gerektiği degerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişkide dava konusu edilen 20.000 USD’lik kaparo ödemesine ait tutarın davacı tarafından davalıdan talep edilmesinin hukuki yönden de uygun talep olarak değerlendirilmesi halinde;
Davacının davalıdan 15/03/2018 takip tarihi itibariyle 20.000 USD’nin TCMB efektif satış kuru karşılığı olan 20.000 USD*3.8725 TL/USD = 77.450 TL’nin talep edilebileceği hesaplanmıştır.
Ancak davacı yan, … İcra Müd.’nün … E. Sayılı takip dosyasında 75.000 TL asıl alacak, 832,19 TL işlemiş faiz olmak üzere 75.832,19 TL toplam alacak talebinde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı olarak ihtarname keşide ettiklerine ilişkin beyanlarda bulunmuş iselerde söz konusu ihtarnameler ve ihtarnamelerin taraflara tebliğ edilip edilmediğine ilişkin olarak, söz konusu ihtarnameler dosya kapsamında taraflarca sunulu olmadığından bu hussuta tespit ve değerlendirme yapılamamşıtır.
Temerrüt faiz talebinin değerlendirilmesi; tarafların tacir olduğu ve ticari işlerde 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince ticare temerrüt faiz talep edilebileceği, davacı yan 15/03/2018 takip tarihindenitibaren %9.75 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faiz talep edebileceği, ancak davacı yan takipte 75.000 TL olarak talepte bulunduğu asıl alacağa ödeme tarihi olan 29/01/2018 tarihi ila 15/03/2018 takip tarihi arasındaki 45 günlük süre için % 9 yasal faiz üzerinden 832.19 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, davacının %9 yasal faiz oranı talebinde taleple bağlı olduğu değerlendirilmiş olup, takdir mahkemenizdedir,” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; taraflar arasında akdedilen protokol gereğince mal tesliminin geciktiği/yerine getirilmediğinden bahisle davalı yana ödenen kaparo bedelinin iadesine istinaden girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasından ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davalı taraf her ne kadar icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de, İİK’nun 50. maddesi, HMK’nun 10. maddesi ve TBK’nun 89. maddeleri gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkili olduğundan, taraflar arasındaki protokolden İstanbul limanında teslimin gerçekleşeceği anlaşıldığından takibin başlatıldığı icra dairesinin ve mahkememizin yetkili olduğu, taraflar arasında ceviz teslimi konusunda 29.01.2018 tarihli iki adet protokolün mevcut olduğu, bu protokollerdeki imzaya ve protokoller gereğince davalı tarafın banka hesabına 20.000 USD gönderildiğine dair davalı tarafça bir itirazın ileri sürülmediği, davalı tarafın taraflar arasındaki ilişkide komisyoncu sıfatına haiz olduğuna dair bir delili dosyaya sunmadığı, protokol içeriklerinde de davalının savunmasında ileri sürdüğü gibi komisyoncu olduğuna dair bir ibare bulunmadığı, bir protokolde 20.000 USD kaparonun davalının banka hesabına gönderileceğinin kararlaştırılmış olduğu, diğer bir protokolde … San. Ltd. Şti’ye hitaben “Firmanızdan alınan Ukrayna menşeili ceviz ürününüz İstanbul limanına teslim (15 gün transit süre) edildiğinde Danış yetkilisi tarafından kontrol edilecektir. Kontrol sırasında ceviz içi … olmadığı takdirde ödediğimiz kaparo … Gıda’dan iade talep edilip mal satın alınmayacaktır.” denilen metnin davanın her iki tarafınca imza altına alındığı, böylece davalının imzasını içeren protokolde dahi kendini komisyoncu sıfatında görmeyerek kaparonun iadesini şartlar oluştuğu takdirde kabul ettiği, belirlenen sürede malın teslim edilmediğinin davalı tarafın da kabulünde olduğu, böylece davacı tarafın ödenen kaparo bedelinin iadesini talep etmede haklı olduğu, davacı tarafın 06.03.2018 tarihli noter ihtarıyla kaparonun iadesinin 2 gün içinde yapılmasının davalı taraftan talep edildiği, bu ihtarnamenin davalı tarafa 14.03.2018 tarihinde tebliğ olduğu, davacı taraf bu ihtarname ile davalı tarafa yeni bir süre verdiğinden temerrüdün bu sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlayacağı, icra takibinde 20.000 USD’nin havalesi tarihinden itibaren hesaplanan işlemiş faizin bu gerekçe ile yerinde görülmediği, davalıya 20.000 USD’nin 2 gün içinde ödenmesi ihtar edildiğinden temerrüt tarihinin 17.03.2018 tarihi olduğu, her ne kadar davacı tarafça takip talebinde işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de takip tarihi olan 15.03.2018 tarihi itibarıyla temerrüt gerçekleşmediğinden bu talebin haksız olduğu görülmekle, davanın asıl alacak bakımından kabulüne, işlemiş faiz talebi bakımından reddine ve takip tarihinden itibaren takipte talep edilen yıllık %9 yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 75.000 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak 75.000 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacağın % 20’si oranında hesap edilen 15.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 5.123,25 TL karar harcından 905,82 TL peşin harcın mahsubu ile 4.127,43 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 905,82 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 941,72 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 8.600 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 832,19 TL (reddedilen miktarı geçemeyeceğinden) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.200 TL bilirkişi ücreti, 83,50 TL tebligat v.s posta masrafları olmak üzere toplam 1.283,50 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 1.269,41 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza