Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/347 E. 2021/136 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/347 Esas
KARAR NO : 2021/136
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili asilin, uzaktan akrabası … isimli şahsın, …deki hesabından 50.000-USD çekip getireyim beraber ticaret yapalım, teklifi üzerine sunduğu 03/11/2015 tarihli … Bankası … Sitesi Şubesine hesaptan para gönderim talimatı ile kendine ait … nolu hesabından … San ve Tic. Ltd. Şti’nin … nolu hesabına 50.000-USD’lık transfer yapılması için yazılı talimat verdiği, ancak …’ın bu talimatı okutturmadan alelacele imzalatması üzerine, içeriğinde havale yaptığı konusunda bilgi sahibi olmadığı, müvekkilinin …’ın parayı çekerek, kendisine getireceği kanısına vardığı ancak … telefonlarına bakmaması üzerine banka şubesine gittiğinde , muhatap olduğu müşteri temsilcisine talimat gelip gelmediğini sorduğu, aldığı cevapta talimatta herhangi bir eksiklik olmadığından belirtilen şirkete havale işleminin yapıldığını belirttiği , bunun üzerine kendisinin de 50.000 USD’lık başka bir hesaba havale yapıyorsunuz, cepten bile aramıyorsunuz demesi üzerine yetkilinin böyle bir durum olabileceğini tahmin etmediklerini ve ayrıca teyit almak zorunda olmadıklarını belirttiği, halbuki havale yapılan firmanın …’ın eşi …’a ait olduğunun İTO kayıtlarından görüldüğü , bankaların müşterilerini bilgilendirme zorunluluğu bulunduğu halde müvekkiline bildirim yapılmadan işlem yaptığı, bireysel müşteri sözleşmesinde bankanın böyle bir bildirim yapma konusunda serbest olduğu hükmü yer alsa da bunun geçerli olmadığı , yüksek miktarda para transferlerinde , bankanın tutarı gönderen tarafla iletişime geçip teyit aldıklarının bilindiği, buna aykırı işlem yapıldığından bu davanın açılma gereğinin doğduğu iddiasında bulunarak fazlaya dair haklarının ve ıslah haklarının saklı kalması kaydıyla ve açıklanan tüm nedenlerle dava konusu 03/11/2015 tarihli işlem nedeniyle müvekkilinden teyit alınmadan yapılan 50.000-USD tutarındaki işlemin gerekli güvenlik önlemi almaması nedeniyle kusurlu olan davalı bankadan şimdilik 1.000-USD tutarın davacıya 03/11/2015 tarihinden itibaren uygulanacak olan en yüksek banka mevduat faizi ile dava konusu harç ve yargılama giderlerinden adli yardımdan faydalanmasını ayrıca yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevsiz mahkemede açıldığı, Tüketici Mahkemelerinde değil, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, 50.000-USD’lık bedelin talimat kapsamında dava dışı … Teks. San.ve Tic. Ltd. Şti.’ne havale edilmesi gerektiğinin belirtilmiş olduğu, içeriğini okumadığı, alelacele imzalatıldığı itirazlarının müvekkili tarafından bilinebilecek hususlar olmadığı gibi kabul edilebilir de olmadıkları , bu nedenle dava …’ın usulsüzlük yaptığı iddialarının da davacı ile adı geçen arasındaki bir mesele olduğu, müvekkilinin husumet tarafı olmadığı, davacının davasını …’a yöneltmesi gerektiğinden , davanın husumetten reddinin gerektiği, davacının dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere ıslak imzalı talimatın müvekkili banka şubesine getirildiği ve davasını dayandırdığı talimat 03/11/2015 tarihli olup, haksız fiile ilişkin zamanaşımı 2 yıl olmakla taleplerin zamanaşımına uğradığı, dava süresinde açılmadığından usulden reddinin gerektiği , davacının kendi hesabından talimat vererek … San ve Tic. Ltd. Şti.’ne 50.000-USD.lık havale yapılmasını talep ettiği ve talimatı bilerek ve isteyerek imzaladığı, okunmadan imzalandığı iddiasının yerinde olmadığı, davacının yapılan işleme icazet verdiği, bu işlemden sonra bir çok kez bankaya gelerek işlem yapmaya devam ettiği, bu esnada kontrol ve denetim yapmamış olmasının hayatın olağan akışana ters olduğu, bir zarar varsa bunda davacının kusuru olduğunun görüldüğü , müvekkilinin imza karşılaştırması yapılarak, ıslak imzanın asıl olduğunu gördükten sonra işlemi gerçekleştiriği, yani yükümlü olduğu görevleri yerine getirdiği, davacıda herhangi bir zararı oluşmadığı, kaldı ki davacı …’ın havale yapılan … San ve Tic. Ltd. Şti. Hesaplarından münferiden para çekme yetkisini gösterir … Noterliği’nin 23/11/2015 tarih ve … yevmiye sayılı süresi vekaletname bulunduğu, bu nedenle davacı nezdinde bir zarar doğmadığı, davacının kötü niyetli olduğu, haksız fiil şartlarının oluşmadığı, savunmasında bulunarak , açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın görevsizlik nedeniyle reddine, husumet itirazlarının kabulü ile husumetten davanın reddine, zamanaşımından reddine ve davanın hukuki dayanaktan yoksun olması ve müvekkilinin iddia edilen zarar konusu eylemlerde kusurunun olmaması sebebiyle haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacının imzası bulunan yazılı talimat nedeniyle davalı bankanın davacıdan teyit almadan dava dışı şirkete yaptığı ödemenin, davalıdan tahsiline yöneliktir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler kök raporlarında özetle; Dava konusu olay içinde davacı …’ın havaleyi gönderen kişi, davalı …’nin ise nezdinde dava dışı … Tekstil San ve Tic. Ltd. Şti ait … nolu USD cinsinden hesaba havale geçilen banka olduğunun görüldüğü, tarafların beyanları incelendiğinde , davalı banka elinde, davacıya ait ıslak imzalı bir havale talimatı bulunduğuna göre , davalının bu talimatı icra ederken mutlak surette hesap sahibinden tekrar teyit alma zorunluluğu bulunmamaktadır, ancak dava konusu meblağın 50.000-USD gibi önemli bir miktar olduğu dikkate alındığında , hükümetten izin alınarak kurulan ve yaptığı meslek bakımından bir güven kurumu niteliği taşıyan bankaların; hafif kusurlu eylemleri ile dahi müşterilerine verdikleri zararlardan sorumlu oldukları ve böyle bir sorumluluğun bulunmadığına dair sözleşmelerin geçersiz oldukları bilinen hususlardan olduğunu, bu çerçeve bakıldığında, davacı yanın uğradığı bir zarar bulunduğu belgelemesi kaydıyla; davacı yanın talimatı imzalarken basiretli bir tacir gibi davranarak içeriğini dikkatlice incelemeden talimat verdiği kabul edildiğinden asli kusurlu , havale işlemi sırasında rakamın yüksekliği nedeniyle teyit almasının daha uygun bir davranış olacağı düşüncesi ile davalı bankanın da müterafık kusurlu sayılması mümkün bulunmakta olduğunu, inceleme ve değerlendirme sonucunda; davacı yanın zararı bulunup bulunmadığı ve davalı banka eylemlerinde kusurlu sayılıp sayılmayacağı hakkındaki hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğunu, davaya konu havale işleminden birkaç gün sonra hesabına havale yapılan dava dışı şirket tarafından davacıya verilen …Noterliğinin 23/11/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ve süresiz vekaletnamesindeki geniş yetkilere bakıldığında, hesabına havale yapılan dava dışı şirket ile davacı arasında organik bir bağ bulunduğu, bu nedenlerle davacının zarara uğradığı iddasının dinlenebilir olmadığı, buna rağmen Mahkemenizce davacının zararını belgeleyerek veya başka bir hukuki nedenle davalının kusurlu sayılması halinde , müterafık kusur oranına göre davacının 2500-USD.lık bir talepte bulunmasının mümkün olacağı, ancak davacı yan şimdilik kaydıyla 1000-USD talep ettiğinden, talebiyle bağlı olduğu ve talep tutarına devlet bankalarının 03/11/2015 tarihinde 1 yıl vadeli olarak USD üzerinden açtıkları mevduat hesaplarına verdikleri en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz istenebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını arz etmişlerdir.
Tarafların itiraz ve beyanları üzerine ek rapor alınmış ve
Bilirkişiler ek raporlarında özetle; Tarafların tacir olması nedeniyle basiretli tacir gibi davranmakla yükümlü oldukları, davacının asli kusurlu olduğu, bankaya güven kurumu olması nedeniyle bir kusur atfedilecek ise belgelenecek zararın % 5 i oranında sorumluluğu doğacağı, davacı yanın talimatı kendisinin imzaladığını kabul etmekle içeriğini okumadığını beyan ettiği, sonuç olarak kök rapordaki kanaatlerinin değişmediği yönünde mütalaa bildirmişlerdir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; 14/06/2019 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre bankanın sorumluluğu 2.500-USD yazıldığı, taraflarına 1.000-USD üzerinden harç yatırıldığı, bakiye 1.500-USD’nin (20/01/2020 tarihinde Merkez Bankası verilerine göre 1 USD=5,85-TL olduğu), 1.500×5,85=8.775-TL üzerinden bakiye harç alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince, Davacının imzalamış olduğu ödeme talimatının içeriğinin ne olduğuna bakmadığının kendi beyanı ile sabit olduğu, ödeme talimatındaki imzaya bir itirazının bulunmadığı, kaldı ki davacı ile davalı arasında yapılan bireysel müşteri sözleşmesinin 27.1 maddesi uyarınca davalı bankanın, ibraz edilen belge üzerindeki imzaların sıhhatini araştırma yükümlülüğünün de bulunmadığı, yine sözleşme uyarınca bankanın bildirim yükümlülüğü olmadığı hususunu davacı yanın kabul ettiği, bu haliyle basiretli bir tacir davranışı sergilemeyen tarafın davacı olduğu, alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davaya konu havale işleminden birkaç gün sonra hesabına havale yapılan dava dışı şirket tarafından, davacıya … Noterliğinin 23/11/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ve süresiz vekaletnamesi ile geniş yetkiler verildiği, bu durumda davacı tarafından, dava dışı şirkete yapılan havalenin iadesi talepli bir dava açılmadığı gibi aksine davaya konu işlemden sonra da dava dışı şirket ile davacı arasında hukuki ilişkinin devam ettiği hususunun sabit olduğu, anılan sebeplerle yapılan işlemde davalı bankanın bir sorumluluğunun doğmayacağı, basiretli bir tacir gibi davranmayan davacının zararlarının davalı bankadan tahsili yoluna gidilmesinin dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağı kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu 131-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …

Hakim …