Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/341 E. 2019/209 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/341
KARAR NO : 2019/209
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2018
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın … Şubesi ile davalı kredi lehtar … arasında 07.11.2013 tarihinde akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine istinaden KMH ve taksitli kredi kullandırıldığını, kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle …. Noterliğinin 16.11.2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnameleri keşide edilmesine rağmen nakdi kredi borcu ödenmediği gibi, gayrinakdi çek kredisi bedelinin de depo edilmediğini, devamında … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı/borçlu KMH kredisi asıl borcu ve faiz tutarı 2.725,86-TL kabul edildiğini, bunun dışında kalan asıl borca ve takibin tüm fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, talep edilen faizin sözleşmenin 22m ile TMK 2. Maddesine uygun olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 27 maddesi delil anlaşması mahiyetinde olduğunu, bu nedenle müvekkil bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı beyan edildiğini, itirazın takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu ileri sürüldüğünü, 8.517,01-TL nakdi kredi alacağı üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerinin istenildiğini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin … İcra Dairelerinde açılması gerektiğini, KMH asıl borcun 2.436,77-TL ve bunun faizinin 289,99-TL olmak üzere toplam 2.725,86-TL’lik kısmın kabul edildiğini, bunun dışında kalan 8.517,01-TL’lik kısma itiraz edilip takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; GKS’den kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 2.436,77 TL Tüzel Kredili Mevduat Hesabı, 289,09 TL Tüzel Kredili Mevduat Hesabı Faizi(%30,24), 2.920,62 TL İhtiyaç Kredileri, 396,08 TL İhtiyaç Kredileri Faizi(%50,00), 34.25 TL BSMV, 366,06 TL İhtar Gideri ve 4.800,00 TL Gayri Nakdi Alacak olmak üzere toplam 11.242,87 TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek faizleri ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 17. maddesi bağlamında taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yetkili mahkeme ve icra müdürlüklerinin İstanbul olarak kararlaştırılmış olması nedenleriyle somut olayda yetki şartı itibariyle İstanbul icra müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşılmakla, davalının yetki itirazının yerinde olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı …- … arasında 07.11.2013 tarihli 150.000,00-TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme tarihi nazara alındığında 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra akdedilmiş olduğunun görüldüğü, dosya içeriğine göre davalı kredi lehtarı …-… firmasına KMH-Kredili mevduat hesabı kredisi, taksitli kredi ile gaynakdi çek kredisinin kullanıldığını, davalı yanın …-… ünvanı adı altında ticari faaliyette bulunduğu nazara alındığında bir tüketici olarak değil, bir tacir olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatinin hasıl olduğunu, … Noterliğinin 16.11.2017 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cari hesabın kesildiği ve kat edildiği tarih itibariyle istenilen toplam 6.676,18-TL nakdi alacağın 24 saat içerisinde ödenmesini, 5941 sayılı çek yasasının 2. Ve 3. Maddesi hükmü uyarınca Gayrinakdi çek kredisinden doğan 7.050,00-TL alacağın DEOP edilmesi, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtar edildiğini, davacı banka keşide ettiği kat ihtarına kredili mevduat hesabından doğan alacağını dahil etmiş ise de, davalı kredi lehtarı şahıs firması takip talebinde istenilen bu kredi borcunu aynen kabul ettiğini, dolayısıyla KMH kredisi borcu davalının kabullerinde olduğu için anılan kredi bakımında bir irdeleme ve hesaplama yapılmasına hacet kalmadığını, dosya içeriğine göre 18 adet taksitin ödenmiş olduğunu, kalan 6 adet taksit içindeki anapara miktarının 2.811,73-TL olduğunu bu anapara miktarının 18. Taksit tarihi 24.05.2017 ile ihtarname tarihi 16.11.2017 aralğında işlemiş gecikme faizi ve BSMV tutarı 284,16-TL dahil edildiğinde, toplam alacağın 3.095,89-TL baliğ olduğunu, takip talebinde ise 2.920,62-TL talep edildiğini, bu durumda taleple bağlı kalmamasının yerinde olacağını, bankaya ibraz ya da iade edilmeyen ve/veya ibraz edilip de karşılıksız işlemine tabi tutulan 5 adet çek yaprağından doğan 7.050,00-TL banka yükümlülüğünde olan alacağın deop edilmesinin istenildiğini, muhatabın gösterilen adresinde bizzat kendisine 20.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligat parçasından anlaşılmadığını, davalı kredi lehtarı şahsız firmasına kat ihtarıyla ödeme için verilen 1 günlük mehil müddeti bitimine müteakip 22.11.2017 tarihi itibariyle temerrüt koşullarının oluşmuş olduğunu ve bu tarih itibariyle temerrüde düşürülmüş olduğu kanısına varıldığını, davacı bankanın daha önce 3’er aylık dönem sonlarında göndermiş olduğı hesap özetlerinde, İİK’nun 68/b maddesi 2. Fıkrasına göre yasal 1 aylık itiraz süresi içerisinde itiraz edildiğini gösteren herhangi bir belge dosya içeriğinde görülemediğinden, davalıların hesap özetlerine itirazda bulunmamış oldukları ifade edilebilir olduğunu, bu durumda, 3’er aylık dönemler itibariyle gönderilen hesap özetleri ile istenilen alacağın kesinleşmiş sayılabileceğinin düşünülebilir olduğunu, öte yandan davacı bankanın …. Noterliği’nin 16.11.2017 tarih ve … yemive nolu kat ihtarına davalı şahıs firmasının itirazda bulunduklarına ilişkin herhangi bir karşı ihtara/ihbara dosya içeriğinde rastlanılamadığı nazara alındığında, en son keşide edilen kat ihtarı ile istenilen alacağın kesinleşip kesinleşmediğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, …. İcra Müdürlüğü’nün 23.02.2018 tarih ve … E. Sayılı dosyası ile Genel Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibi açıldığını, asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere KMH %30,24 taksitli kredi %50 oranında temerrüt faizi, %5 gider vergisi, icra masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte TBK’nun 100. Maddesi hükmü uyarınca tahsilinin talebi olduğunu, davacı bankaca, davalı kredi lehtarına verilen çek karnelerine havi çek yapraklarından bir kısmının halen ibraz ya da iade edilmediği yada karşılıksız işlemine tabi tutulup garanti/yükümlülük bedeli talep edilmediği gerekçesiyle beher çek yaprağı için 1.600,00-TL olmak üzere 3 adet çekten dolayı toplam 4.800,00-TL depo edilmesinin istendiğini, Genel Kredi Sözleşmesinin 27. Maddesini tekrar ettiğini, sözleşmenin 22. Maddesini aynen tekrar ettiğini, davacı bankanın, dönemsel olarak 27.03.2014 tarih ve 30 sayılı sirküler ile TC Merkez Bankasına bildirdiği faiz oranlarının tablo şeklinde sunulduğunu, TL cinsi krediler için TCMB’na bildirilen en yüksek akdi faiz oranının %30 olduğunu, sözleşmenin 22. Maddesine göre akdi faizin %100 fazlası mertebesinde temerrüt faizi istenileceğinin kabul ve taahhüt edilmiş olması nedeniyle, 27.03.2014 ile ihtarname tarihi 16.11.2017 aralığında faiz oranlarında bir değişikliğin yapılmamış olduğunun anlaşılması üzerine TL cinsi krediler için %60 oranında temerrüt faizinin tespit edildiğini, takip talebi tetkik edildiğinde ise %50 oranında temerrüt faizi istenildiğini, bu durumda davacı bankanın fiilen talep ettiği %50 oranında temerrüt faizi daha düşük seviyede kaldığı için taleple bağlı kalınmasının yerinde olacağını, bu durumda ise talep edilen %50 oranındaki temerrüt faizinin dönemsel olarak kaynak maliyeti, piyasa koşulları ve sözleşme serbestisi dahilinde yerinde olduğunun söylenebilir olduğunu, yine de hak ve nefaset çerçevesinde nihai tahdirin mahkemeye ait olduğunu, ancak sözleşme serbestisi nazara alındığında TBK’nun 26. Ve 27. Maddesi ile TMK 2. Maddesine göre de aykırılık teşkil edip etmediği hususlarının, ayrıca, gider vergisi taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 22. Mad. Hükmü uyarınca, davacı bankanın kredi lehtar/borçlusu ve kefillerinden temerrüt faizi ile birlikte BSMV’sini de isteme hakkının bulunduğu anlaşıldığını, mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporundaki davacı bankanın akdi faiz oranının %84, temerrüt faizi oranın da %50 ilavesi ile %126 oranının talep edilmesinin mesleki etik açısından uygun bir davranış olmayacağı gibi, B.K’nun 19 ve 20. Maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, akdi faizin %30, temerrüt faizinin %45 olabileceği görüşünün yerinde görüldüğü gerekçesiyle, anılan faiz oranları uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamalar doğrultusunda belirlenen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %45 temerrüt faizi uygulanmasına karar verildiğini, hükümün davacı vekili tarafından temyiz edildiğini, davacı tarafından takip talebinde %126 temerrüt faizi talep edildiğini, talep edilen faiz oranının taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğunun anlaşıldığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan alacakla ilgili olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanmasını istemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, mahkeme tarafından bu yön gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğini, tarafların sözlemeyi özgür iradeleriyle imzaladıklarını, TBK maddesi 28 anlamında aşırı yararlanma hali ya da TBK 20. Mad. Anlamında sözleşme hükümlerinin genel işlem şartı niteliğinde olmadığı farz edilerek tabloda yapılan inceleme ve hesaplama yapıldığını, temerrüt itibariyle 2.929,05-TL asıl alacak hesaplandığını, davacı banka ise takip talebinde 2.920,62-TL asıl alacak talep ettiğini, talebin bağlı kalınmasının yerinde olacağını, Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığının 97/5055 E. 97/10599 K. Sayılı emsal kararını aynen tekrar ettiğini, bu görüşün de nazara alınarak tabloda asıl alacak hesaplamasının yapıldığını, takip tarihi 23.02.2018 itibariyle toplam alacağının tablo şeklinde tespitinin yapıldığını, takip tarihi itibariyle 3.320,90-TL tutarında alacak hesaplandığını, davacı banka ise takip talebinde 3.717,01 alacağın istendiğini, bu durumda takdirin mahkemeye ait olduğunu, 396,11-TL fazla talebin yerinde olmadığını, davacı banka ile davalı kredi lehtarı …-… arasında akdedilen başta Genel Kredi Sözleşmesi ile bankacılık işlemleri sözleşmesine istinaden davacı banka nezdinde … nolu TL cinsi bir vadesiz ticari mevduat hesabı açıldığını ve bu hesap üzerinden dava dışı kredi lehtarı şirkete çek karneleri verilmiş olduğunun anlaşıldığını, tabloda belirtildiği gibi davalı kredi lehtarı şahıs firmasına 1 adet çek karnesinin verilmiş olduğunun anlaşıldığını, dosya içeriğine göre takibe konu edilen 2 çekin garanti bedelleri çek hamillerine 02.03.2018 ve 03.05.2018 tarihinde ödenmiş olup toplam ödeme/tazmin miktarının 3.200,00-TL olduğunun görüldüğünü, garanti bedeli depo edilebilecek bir adet çek yaprağının kaldığını, davacı bankanın karşılıksız çıkan çek yapraklarından ve/veya bankaya hiç ibraz edilmeyen koçanda bekleyen şeklinde tabir edilen çek yapraklarından dolayı 5941 sayılı çek kanunun 2. Ve 3. Maddesi ile akdedilen sözleşme hükmü uyarınca bankanın ödemekle yükümlü olduğu garanti tutarını faiz getirmeyen bir hesapta davalı rkedi lehtarı firmadan depo etme hak ve yetkisinin bulunduğu kanaati edinildiğini, ancak, davacı bankanın beher çek yaprağından doğan sorumluluğu sözleşmesel olmaktan ziyade yasal bir sorumluluk olduğunu, şöyle ki mülga 3167 sayılı çek yasasının 10. Maddesi 5941 sayılı çek yasasının 2. Ve 3. Maddesi ile 6273 sayılı yasasının 2. Maddesinden doğan bir sorumluluk olduğunu, Emsal Yargıtay 11. HD. 23.05.2011 T. 2009/13161 E. Ve 2011/6176 S.K yı tekrar ettiğini, bankalar çek yapraklarından dolayı hem mülga 3167 sayılı çek kanunu ve hem de 5941 sayılı çek kanunun kapsamında depo talebinde bulunma hakları bulunduğu kanısıyla her 2 yasa yönünden irdeleme yapıldığını, mülga 4814 sayılı yasa ile değişik iş 3167 sayılı yasanın 4. Maddesini aynen tekrar ettiğini, dolayısıyla, yasa koyucu bankanın sorumluluğunda olan ödeme yükümlülük miktarının saklı tutulduğunu, mülga 3167 sayılı çek yasasının 10. Maddesini aynen tekrar ettiğini, görüldüğü üzere, yine yasa koyucu karşılıksız çıkan her çek yaprağı için bankanın sorumluluğunu, geri dönülmeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğunu açıkça kabul ettiğini, dolayısıyla, muhatap bankanın sorumluluğunu, hem yasadan doğan ve hem de keşideci ile banka arasında akdedilmiş olan sözleşmesel gayri nakdi kredi ilişkine dayandığını, belirtilen sebeplerden, genel kredi sözleşmesinin 23. Maddesi ile mülga 3167 sayılı çek yasasının 4 ve 10. Maddesi 5941 sayılı çek yasasının 2. Ve 3. Maddesi hükümleri ile 6273 sayılı yasanın 2. Maddesine göre belirtilen meblağların depo edilmesi gerektiğini, 19.01.2018 tarih ve 30306 sayılı resmi gazetede yayınlanan TCMB’si tebliğine göre 2016 yılı her çek yaprağı başına bankaların sorumlu oldukları miktarın 1.600,00-TL’si olarak belirlenmiş olduğunu, belirtilen sebeplerle, davacı banka ile davalı şahıs firması arasında imzalanmış olan genel kredi sözleşmesinin 12 ve 23. Maddesi ile mülga 3167 sayılı çek yasasının 4 ve 10. Maddesi ile 5941 sayılı çek yasasının 2 ve 3. Maddesi hükümleri uyarınca, bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ve/veya karşılıksız işlemine tabi tutulan bir adet çek yaprağından dolayı, davacı bankanın davalı firmadan 1.600,00-TL’sini faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesini talep etme hakkının doğmuş bulunduğunu, davacı banka ile davalı kredi lehtarı …-… arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiğini, fazlaya ilişkin 396,11-TL reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 2.920,62-TL tamamen ödeninceye kadar %50 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi ile birlikte istenebileceğini, dosya içeriğinde bulunan çek statü dökümü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen 1 adet çek yaprağından dolayı toplam 1.600,00-TL faiz getirmeyen bir hesapta davalı şahıs firması tarafından depo edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığını, takibe konu edilen çeklerden 2 adedinin garanti bedelleri 02.03.2018 ve 03.05.2018 tarihlerinde 1.600,00’er TL üzerinden çek hamillerine ödenediğini, böylece toplam tazmin bedelinin 3.200,00-TL olduğunun görüldüğünü, söz konusu garanti bedeli tazminleri takip tarihinden sonra yapıldığını, tazmin tarihlerinden %50 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte ayrıca talep edilebileceğini…” mütalaa etmiştir.
Dava; GKS kapsamında kullandırılan kredinin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali isteminden ibarettir. Huzurdaki davada uyuşmazlığın; davacı bankanın davalıdan GKS’den kaynaklı kullandırılan kredi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, temerrütün oluşup oluşmadığı, alacağın miktarına ve uygulanacak faiz oranına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; mübrez raporla davalı asıl borçlunun talebe dayanak genel kredi sözleşmesi istinaden sorumluluğunun bulunduğunun belirlendiği ayrıca alacak miktarının yanlar arasındaki sözleşme, kredi ilişkisi ve bankacılık mevzuatına uygun olarak belirlendiği dolayısıyla mahkememizce denetlenen raporun hükme esas alınabileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında takip tarihi itibari ile davacının davalıdan itiraza konu taksitli ihtiyaç kredisi yönünden 2.920,62-TL asıl alacak, 381,22-TL işlemiş faiz, 19.06-TL BSMV, 366,06-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 3.686,96-TL nakdi alacaklı olduğunun tespiti ile ayrıca çek depo bedelinden kaynaklı 1.600-TL gayri nakdi alacak yönünden alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara ilişkin davalı yanın itirazın iptaline, nakdi alacak yönünden asıl alacak 2.920,62-TL’ye takipten itibaren yıllık %50 oranında temerrüt faizi ve % 5 BSMV uygulanmak, yine 1.600-TL çek riskinden kaynaklı gayri nakdi alacağın davacı bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi ve ayrıca iade edilmeyen çek riskinden kaynaklı depo talebine konu 2 adet çek için kanuni sorumluluk bedeli ödeme nedeniyle nakte dönüştüğünden 1.600-TL’nin 02/03/2018 ödeme tarihinden, 1.600-TL’nin ödeme tarihi olan 03/05/2018 tarihinden itibaren %50 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmak kaydıyla davalıdan tahsili ve davacıya ödenmesi süretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine, davalının sorumlu olduğu nakdi alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında takip tarihi itibari ile davacının davalıdan itiraza konu taksitli ihtiyaç kredisi yönünden 2.920,62-TL asıl alacak, 381,22-TL işlemiş faiz, 19.06-TL BSMV, 366,06 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 3.686,96-TL nakdi alacaklı olduğunun tespiti ile ayrıca çek depo bedelinden kaynaklı 1.600-TL gayri nakdi alacak yönünden alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara ilişkin davalı yanın itirazın iptaline, nakdi alacak yönünden asıl alacak 2.920,62-TL’ye takipten itibaren yıllık %50 oranında temerrüt faizi ve % 5 BSMV uygulanmak, yine 1.600-TL çek riskinden kaynaklı gayri nakdi alacağın davacı bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi ve ayrıca iade edilmeyen çek riskinden kaynaklı depo talebine konu 2 adet çek için kanuni sorumluluk bedeli ödeme nedeniyle nakte dönüştüğünden 1.600-TL’nin 02/03/2018 ödeme tarihinden, 1.600-TL’nin ödeme tarihi olan 03/05/2018 tarihinden itibaren %50 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmak kaydıyla davalıdan tahsili ve davacıya ödenmesi süretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davalının sorumlu olduğu nakdi alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına,
3-Alınması gereken 251,85-TL harçtan peşin alınan 89,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 162,61-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 89,24-TL peşin harç olmak üzere toplam 125,14-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 650-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 56-TL olmak üzere toplam 706-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 305,62-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Nakdi alacak yönünden davacı yararına taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Gayrinakdi alacak yönünden alınması gereken 1.600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2019

Katip …

Hakim …