Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/335 E. 2021/382 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/335 Esas
KARAR NO : 2021/382
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kamu ve özel nitelikli bankaların, müşterilerinin kredi taleplerinin güvencesi olarak gayrimenkullerini rehnederek kredi tesisi sağladıklarını, davaya konu gayrimenkullerin kıymet taktirlerinin de davacı ve davalı firmalar gibi değerleme şirketleri tarafından yapıldığını, müvekkilinin … iştiraki olan bir firma olduğunu, … Bankası A.Ş. Tarafından farklı zamanlarda müvekkilinden değerleme talepleri geldiğini, müvekkil firma ile davalı arasında 16/09/2014 tarihinde “Ankara il sınırları dahilinde her türlü gayrimenkullerin güncel piyasa değerini belirten Değerleme Raporunun Hazırlanması” konulu sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında … isimli kişinin kredi başvurusuna istinaden … Bankası tarafından müvekkil firmadan “… Mh. … Cd. … Sk. … Apt. … Bina No, … Ankara, Bodrum Kat, Bağımsız Bölüm No: …’de yer alan gayrimenkullerin değerlemesinin talep edildiğini, müvekkilinin de bu işi davalı firmaya yönlendirip rapor talep ettiğini, davalının iki adet mesken için toplam 278.000 TL değer tespitinde bulunduğunu, hazırlamış olduğu raporun müvekkili tarafından … Bankası’na teslim edildiğini, dava dışı banka ve banka müşterisi arasındaki anlaşmazlık sonrası banka tarafından gayrimenkullerin satışı yoluna gidildiğini, davalı tarafından yapılan değerlemenin rayicin çok üzerinde olduğunun ortaya çıktığını, davalının fahiş değerlemesi nedeniyle gayrimenkul sahibinin aşırı yarar sağladığını, … Bankasının ise zarara uğradığını, müvekkilinin davalının kusuru nedeniyle uğranılan zararı giderdiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı ve yetki itirazlarının olduğunu, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkilinin verilen görevi sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak yerine getirdiğini, davacının zararının mesleki sorumluluk sigortası kapsamında sigorta şirketince karşılanmasının gerektiğini, müvekkilinin hazarladığı Gayrimenkul Değerleme Raporunun davacı tarafça kabul edildiğini ve onaylandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla, davanın her aşamasında resen nazara alınması gereklidir.
TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Bu kapsamda yapılan incelemede huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalının gerçek kişi tacir sıfatının da bulunmadığı, bu hali ile dava her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde bulunmadığından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza