Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/334 E. 2018/823 K. 21.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/334
KARAR NO : 2018/823

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket … Ticaret Limited Şirketi kuruluş tarihinden itibaren ilk 10 yıl için 01.12.2017 tarihine kadar şirketin %50 ortağı ve yetkilisi olan dava dışı …’yı temsile yetkili kılındığını, dava dışı …’nın 01.12.2017 tarihinde hissesini dava dışı …’e devrettiğini ve ortaklıktan ayrıldığını, dava dışı … tarafından 05.04.2017 – 01.12.2017 tarihleri arasında şirketin … Şubesinde bulunan hesabından davalı … hesabına ‘… için ‘ , ‘… avans ‘ , ‘… borç ‘ ‘ … … araç kalan bedeli ‘ açıklamaları ile toplam 73.153,00 TL ‘yi şirket mevcudunu azaltma kastıyla annesi davalı-borçlu …’ya gönderdiğini, müvekkil şirket davalı … ve dava dışı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. Numaralı dosyasından dava dışı …’nın davalı-borçlu … ile birlikte iş bu muvazaa’lı işlemler ile temsil yetkisini kullanarak şirket aleyhine işlemler yapıp şahsi menfaat sağlamayı amaçladığını, şirket mevcudunu azaltarak şirketi dolandırma kastı ile hileli davranışlarla müvekkilini aldatarak kendilerine yarar sağladıkları ve davalı-borçlunun şirket malvarlığından zenginleştiğinden bahisle suç duyurusunda bulunulmuş soruşturma neticesinde uyuşmazlığın hukuki ihtilaf olduğunun vurgulandığını, müvekkil şirket hesabından haksız gasp edilen paranın davalı şirket tarafına iade edilmesi amacıyla … Noterliği’nin 13/02/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek davalı …’ya söz konusu tutarın TBK Madde 77 çerçevesinde müvekkil şirkete iade edilmesi ihtar edildiğini; mezkur ihtara davalı … Noterliği 07.03.2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname ile cevap verdiğini söz konusu müvekkil şirket hesabından gönderilen parayı ikrar ettiğini , müvekkil şirkete her hangi bir suretle borç vermemesine rağmen müvekkil şirkete söz konusu parayı iade etmediğini, tüm bu hususlar şirket kayıtları ve banka hareketleri ile sabit olduğunu, müvekkil şirketin davalıya herhangi bir borcu olmadığı gibi davalı-borçlunun adına kayıtlı … plakalı aracın satış bedeli olan tutar da müvekkil şirket hesabından yapıldığını ve müvekkil şirketin malvarlığı fakirleşirken davalının bu malvarlığından zenginleştiğini, davacı müvekkil şirket tarafından keşide edilen ihtara rağmen davalı-borçlunun söz konusu paradan kaynaklı sebepsiz zenginleştiği tutarı iade etmemesi üzerine, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız takibe geçildiğini ve dosya borçlusuna Örnek NO:7 ödeme emri ve ekleri gönderildiğini, davalı–borçlu taraf takibe ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, davalı–borçlu yanın tüm itirazları mesnetsiz olup, dilekçe ekinde sundukları deliller ve banka hesap hareketleri incelendiğinde tüm itiraz sebeplerinin haksız olduğu ve takibi durdurmak amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığının görüleceğini, şirket yetkilisi dava dışı …’nın şirketin kasasını, sanki kendi malikiymiş gibi kullanarak annesi olan davalı-borçluya 73.153,00 TL gönderdiğini ve davalı-borçlu iş bu gönderilen paraları itiraz dilekçesi ve ihtarnameye verdiği cevap ile ikrar ederek sebepsiz zenginleştiğini, davalı-borçlunun ihtarnameye verdiği cevap ve icra takibine yaptığı itiraz dilekçesinde belirttiği davacı-alacaklı müvekkil şirkete borç olarak gönderdiği herhangi bir tutar bulunmadığını, davalı-borçlu … sebebsiz yere zenginleşirken müvekkil şirketin bu oranda zararı doğduğunu, şirket mevcudunun azaldığını, davalı-borçlunun zenginleşmesinin iyi niyetli olmadığını, dava dışı şirket eski yetkilisi ve ortağı olan …’nın annesi olduğundan bu parayı aynen iade etmekle yükümlü olduğunu, halen davalı-borçlu adına kayıtlı … plakalı aracın satış bedeli olan tutarda davacı-alacaklı müvekkil şirket hesabından gönderildiğini, davalı-borçlu kendi adına kayıtlı aracın bedelini bile müvekkil şirkete ödemeyerek iyi niyetli olmadığını gösterdiğini ve sebepsiz zenginleştiğinin de bilincinde olduğunu, davalının adına kayıtlı menkul ve gayrımenkul mallarını açılacak itirazın iptali davası neticesinde elden çıkarma, malvarlığını kaçırma tehlikesi söz konusu olduğunu, bu sebeplerle HMK md. 389 vd. Hükümleri gereğince müvekkilin durumu da göz önüne alınarak teminatsız, davalının gayrımenkul ve menkullerinin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ileri sürülen tüm iddiaların hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olduğunu, … olarak … Ltd. Şti. ile yaşının, sosyal durumunun ve sağlığının itibariyle hiçbir ticari münasebeti olmadığını fakat şirketin eski ortağının ve münferit imza yetkilisinin öz kızı … olduğunu, kızı …’nın yeni bir şirkette ortak faaliyette bulunacağını belirterek şirketi adına kendisinden borç paralar istediğini, bu meblağları gerek elden gerekse banka hesabından bu şirkete borç olarak verdiğini, davacı şirketin dava dilekçesinde kendisine borç verdiğini iddia ettiği dekontların açıklamalarından anlaşılacağı üzere bu meblağların birçoğunun gerek şirketin faaliyetleri için gerekse şahsi olarak … adına gönderilmiş tutarlar olduğunu davacı tarafında öne sürdüğü dekontlardan sadece aşağıda belirtilen ödemelerin kendisine verdiği borçlar için yapılan ödemeler olduğunu,
17/08/2017 tarihli EFT: 13.300,00 TL (… hesabına “… … araç kalan bedeli”) (İşlem Referans No: …)
03/07/2017 tarihli EFT: 667,00 TL (İşlem Referans No: …)
30/06/2017 tarihli EFT: 330,00 TL (İşlem Referans No: …)
Bu ödemelerinde şahsının davacı şirkete verdiği borçları karşılamadığını yani verdiği borçların ödenmemekle birlikte davacı şirketten halen alacaklı olduğunu, yine davacı şirketin davasına dayanak teşkil ettiği 17/08/2017 tarihli dekontta şahsına şirket hesabına göndermiş olduğu 13.000,00 TL ( işlem referans no : … ) sanki kendilerinin şahsına göndermiş gibi gösterdiklerini, ayrıca aynı dekontları tekrar tekrar ekleyerek olmayan bir alacağı şişirerek nasıl 73.153,00 TL gibi bir meblağaya ulaştıklarının anlaşılmadığını, celbi istenen davacının …/ banka hareketlerinden görüleceği üzere 03/04/2017- 12.500,00 TL, 07/04/2017-2.500,00 TL, 17/08/2017-13.000,00 TL, 23/08/2017- 600,00 TL, 02/10/2017-1.500,00 TL, 25/10/2017-750,00 TL meblağların kendi hesabı olan …/… hesabından davacı şirketin hesabına havale edilmekle birlikte (davacının bu meblağlardan hiç bahsetmediğini) örneğini dava esnasında sunacağı sözleşmeye göre … adına davacı şirkete nakit borç olarak verdiğini, şahsının davacı şirkete 73.153,00 TL gibi bir borcunun olmamak ile birlikte vermiş olduğu meblağları alamadığını, davacı tarafın iddia ettiği ve dava dışı tuttuğu …’nın şirket müdürü olarak kendi adına şahsının banka hesabına gönderdiği tutarlar için kızı … ile davacı şirketin yeni yetkilisi … arasında sözleşme imzalandığını ve …’nın eğer şirkete borcu varsa bu meblağların …’in ödeyeceğinin imza altına alındığını, davacının …’yı dava dışı tutarak kötü niyetli hareket ettiğini ayrıca davacı şirketin aleyhine … Cumhuriyet Savcılığı’na 15/02/2018 tarihinde … numaralı dosyadan yaptığı şikayet için takipsizlik kararı verildiğini ve davacı tarafın tekrar 13/04/2018 tarihinde … numaralı dosyadan … Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunduğunu ve bu dosya için de tekrar takipsizlik kararı verildiğini, sonuç olarak kötü niyetle açılmış iş bu davanın reddini, alacaklı olduğu tutarın tarafına ödenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 73.153,00 TL asıl alacak ve 18,04 TL işlemiş faiz (yasal faiz) olmak üzere toplam 73.171,04 TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek avans faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; davacı şirketin eski ortak ve temsilcisi dava dışı … tarafından 05/04/2017- 01/12/2017 tarihleri arasında davacı şirketin … bankası nezdinde bulunan hesabından davalı hesabına gönderilen 73.153-TL’nin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği iddiasına dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davalar; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Anılı düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1. maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğması gerektiği açıktır.
İlgili kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; huzurdaki davada, davacı şirketin eski ortak ve temsilcisi dava dışı … tarafından 05/04/2017- 01/12/2017 tarihleri arasında davacı şirketin … bankası nezdinde bulunan hesabından davalı hesabına gönderilen 73.153-TL’nin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup, davalı taraf tacir olmadığı gibi, ödünç para verme işleminin bizatihi ticari dava niteliğini haiz olabilmesi için bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ödünç para verme işlerine ait düzenlemelere ilişkin olması gerekmekteyken somut olayda işbu yasal şartın da gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nın 77 vd. maddeleri uygulanacağından, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı anlaşılmış olup, bu hali ile uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza