Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/314 E. 2018/314 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/314
KARAR NO : 2018/314

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 04/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … 23. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasından icra takibi başlatılan bonolar için icra dosyasına ödenecek olan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir talebi, İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün ilgili dosyasından icra takibi ve bonolar nedeniyle müvekkilinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.500,00-TL borçlu olmadığının tespiti, resmi şekilde yapılmayan taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti, kötü niyetle yapılan … 23. İcra Müdürlüğünün ilgili dosyası nedeniyle davalının %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
… 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 27/12/2017 tarihinde görevsizliğine karar verildiği, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 13/03/2018 tarihinde kesinleşmiş olup, Mahkememizin yukarıdaki esas sayısına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmeye konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ile toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 03/07/2016 tarihinde taraflar arasında imzalanan … Thermal Palace binasında yer alan ve mesken olarak kullanıma tahsisli devre mülk dairesinin, devre mülk olarak satışı hususunda anlaşıldığı, davacı tarafça davalıya 500,00-TL peşinat olarak ödeme yapıldığı, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin yazılı olmaması nedeniyle geçersiz olduğu iddia edilerek, geçersiz sözleşme nedeniyle sözleşmede bahsi geçen bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde; kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Ayrıca; 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değiştirilen 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nisbi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nisbi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlığın devre mülk satışından kaynaklandığı, her ne kadar İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesince taraflar arasında bono düzenlendiğinden bahisle mahkememizin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmiş ise de; bononun kambiyo vasfının eldeki dava da tartışılmasını gerektiren bir husus bulunmadığı, yine bonoların 6502 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde düzenlenen tüketici bonosu niteliğinde olduğu, eldeki dava da sözleşmenin geçerli olup olmadığı hususunun irdeleneceği nazara alınarak somut uyuşmazlığa bakmakta Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır. Davacının tacir sıfatının bulunmadığı gibi uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda anlatılan nedenlerle davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Tüketici Mahkemesi Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak karar verildi.
04/04/2018

Katip … Hakim …