Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/310 E. 2018/1239 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/310
KARAR NO : 2018/1239
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2018
KARAR TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24.03.2017 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalının işyerine … abone numarası ile indirimli elektrik enerjisi sağlandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre belirlenen fatura ödeme günlerinde davalının borcunu ödemediğini, sözleşmenin 4.maddesi uyarınca ödenmeyen 07.11.2017 tarihli bir adet elektrik enerjisi tüketim faturası esas alınarak davalı aleyhine ….İcra Müdürlüğünün …E sayılı icra dosyasıyla ilamsız icra takibinin başlatıldığını, davalının 18.01.2018 tarihinde takibe itiraz ederek durdurduğunu belirterek; itirazın iptalini, takibin devamını, davalının %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama ve vekalet ücretlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi ibraz etmedikleri anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; elektrik aboneliği ilişkisinden kaynaklı kullanım bedeline yönelik alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki elektrik enerjisi satış sözleşmesi, takibe dayanak faturanın ibraz edildiği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 61,35 TL icra cezai şart, 511,31 TL asıl alacak ve 32,38 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 605,04 TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek faiz ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 17. maddesi bağlamında taraflar arasında itiraza uğramayan taşıma sözleşmesi kapsamında yetkili mahkeme ve icra müdürlüklerinin İstanbul olarak kararlaştırılmış olması nedenleriyle İstanbul icra müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen elektrik mühendisi bilirkişi … marfietiyle hazırlanan 25/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı ile davalı arasında 24.03.2017 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin elektrik satışından kaynaklanan; 2017-10 dönemine ilişkin 14.11.2017 son ödeme tarihli … numaralı, 511,31 bedelli elektrik faturası tanzim ettiğini, davaya konu olan faturadaki elektrik enerji miktarı … kayıtlarında yer aldığından davalının faturadaki elektrik enerjisini kullandığının anlaşıldığını, faturadaki aktif enerji birim fiyatı ve diğer bileşenlerin birim fiyatlarının EPDK tarifelerinden alındığını ve fatura bedelinin, EPDK kurallarına uygun olarak hesaplandığını, davacı kayıtlarında yapılan incelemede; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.8 maddesi uyarınca davacının davalıya 07.11.2017 tarihli Ekim-2017 dönemine ait faturayı 07.11.2017 tarihinde e-posta ile ve davalının cep telefonuna SMS olarak gönderdiğinn tespit edildiğini, davacı şirket tarafından tanzim edilen dava konusu fatura detaylarının tablo olarak sunulduğunu, dava konusu faturanın davacı şirket tarafından davalıya e-posta ve SMS olarak süresinde gönderildiğinden temerrüt tarihinin faturanın son ödeme tarihi olan 14.11.2017 tarihi olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.2 maddesindeki; “Vadcsinde ödenmeyen faturaların son ödeme tarihinden sonra aylık %5 gecikme zammı uygulanacağı” hükmüne göre gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’sinin hesaplanarak tablo şeklinde sunulduğunu, asıl alacak 511,31 TL, faturanın son ödeme tarihi 14.11.2017, icra takip tarihi 22.12.2017, gecikme 38 gün, 511,31 TL/l, 18= 433,31 TL, aylık gecikme zammı oranı %5 olduğundan; Gecikme zammı: 433,31 TL x 38giin x 0,05/30gün= 27,44 TL ve Gecikme zammının KDV?si 27,44 TL x0,18= 4,94 TL olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.2 maddesindeki; “Abonenin icra takibine sebebiyet vermesi durumunda; ödenmeyen her faturanın %12 icra ceza bedeli olarak talep edileceği hükmüne göre %12 icra ceza bedeli 511,31 TL x 0,12= 61,35 TL olarak hesaplandığını, davacının icra takip tarihi itibariyle toplam alacağının hesaplanarak tablo şeklinde sunulduğunu ve toplam 605,04 TL olduğunu, sonuç olarak; taraflar arasında akdedilen etektrik enerjisi satış sözleşmesi kapsamı içerisinde, davacının icra takip tarihi itibariyle, davalıdan toplam alacağının hesaplanarak tablo şeklinde sunulduğunu ve toplamda 605,04 TL olduğunu, davacı … A.Ş.’nin icra takip tarihi itibariyle, davalı … Parlardan toplam alacağının 605,04 TL olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat sonucunda; taraflar arasında 24/03/2017 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığı ve abonelik ilişkisinin tesis edildiği noktasında uyuşmazlığın bulunmadığı, davalı tarafça abonelik ilişkisinin reddedilmediği, davacı şirketin elektrik satışına dayalı 2017-10 dönemine ilişkin 14/11/2017 son ödeme tarihli … numaralı, 511,31-TL bedelli elektrik faturası tanzim ettiği, davaya konu olan faturadaki elektrik enerji miktarının … kayıtlarında yer aldığı, davalının faturadaki elektrik enerjisini kullandığının anlaşıldığı, faturadaki aktif enerji birim fiyatı ve diğer bileşenlerin birim fiyatlarının EPDK tarifelerinden alındığı ve fatura bedelinin, EPDK kurallarına uygun olarak hesaplandığının bilirkişi marifeti ile tespit edildiği, davacı kayıtlarında yapılan incelemede; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.8 maddesi uyarınca davacının davalıya 07/11/2017 tarihli Ekim-2017 dönemine ait faturayı 07/11/2017 tarihinde e-posta ile ve davalının cep telefonuna SMS olarak gönderdiğinin tespit edildiği, dava konusu faturanın davacı şirket tarafından davalıya e-posta ve SMS olarak süresinde gönderildiğinden temerrüt tarihinin faturanın son ödeme tarihi olan 14/11/2017 tarihi olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.2 maddesindeki; “Vadcsinde ödenmeyen faturaların son ödeme tarihinden sonra aylık %5 gecikme zammı uygulanacağı” hususunun hükme bağlandığı, asıl alacak 511,31-TL, faturanın son ödeme tarihi 14.11.2017, icra takip tarihi 22.12.2017, gecikme 38 gün, 511,31 TL/l, 18= 433,31 TL, aylık gecikme zammı oranı %5 olduğundan; Gecikme zammı: 433,31 TL x 38gün x 0,05/30gün= 27,44 TL ve Gecikme zammının KDV’si 27,44 TL x 0,18= 4,94-TL olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.2 maddesi gereğince; “Abonenin icra takibine sebebiyet vermesi durumunda; ödenmeyen her faturanın %12 icra ceza bedeli olarak talep edileceği.” hükmüne göre %12 icra ceza bedeli 511,31-TL x 0,12= 61,35-TL olarak hesaplandığı, davacının icra takip tarihi itibariyle toplam alacağının neticeten 605,04 TL olduğu, tüm bu nedenlerle davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 511,31-TL asıl alacak, 61,35-TL cezai şart, 32,38-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 605,04-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının haksız olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar kısa kararda davacı yararına sehven icra inkar tazminatına dair hüküm kurulmuş ise de kısa karar ile gerekçeli kararın çelişemeyeceğine dair usuli ilke gereğince bu hatanın gerekçe içerisinde belirtilmesi gerekmiştir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit ve belli olması da gerekmektedir. Alacağın gerçek miktarının belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte olup borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlıkta ise dava konusu alacak miktarının açıklığa kavuşturulması yargılamayı ve bilirkişi incelemesini gerektiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 511,31-TL asıl alacak, 61,35-TL cezai şart, 32,38-TL gecikme zammı olmak üzere 605,04-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden, 511,31-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 41,33-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 5,43-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 35,90-TL peşin harç, 500-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 85-TL olmak üzere toplam 656,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 605,04-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza