Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/299 E. 2018/669 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/299
KARAR NO : 2018/669

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 04/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kayıt ve şartıyla Eş … için şimdilik 5.000,00.-TL maddi (destekten yoksun kalma tazminatı -tedavi giderleri -cenaze giderleri ) ve 100.000.00.-TL manevi kızı … için şimdilik 1.000,00.-TL maddi (destekten yoksun kalma tazminatı ) ve 50.000,00.-TL manevi, kızı … için şimdilik 1.000,00.-TL maddi , 50.000,00.-TL manevi tazminat olmak üzere 7.000,00.-TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın toplam 207.000,00 TL ölüm tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillere ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Dr. … vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacı tarafından açılan davada görevli mahkeme, niteliği ve meblağı itibarı ile hukuk kuralları uyarınca İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu bildirmiş bu nedenle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Dava dilekçesinde beyan edildiği gibi müteveffanın kaybında müvekkilinin hiçbir kusuru veya ihmali olmadığı, bu nedenle sorumluluğu da bulunmamaktadır. Müvekkilinin bir doktor olarak tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini hasta ile ilk görüşmeden muayene , ameliyat ve tüm aşamalarda gerekli özen ve dikkati göstermiş , kendisi ve ailesi bilgilendirildiğini, bu nedenle davacıların maddi tazminat talaplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… A.Ş. Vekili Cevap dilekçesinde özetle ; Bir koplikasyon neticesinde istenmeyen sonuç meydana geldiğini, müvekkili hastanenin ve istihdam ettiği sağlık ekibinin bu istenmeyen sonucun gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını her tıbbi müdahalenin kabul edilebilir sapma ve riskleri mevcut olduğunu bu sapma ve risklere Komplikasyon dendiğini ve bu türden komplikasyonlar ilgililerin kusuru olarak nitelendirilmez bu nedenle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle ; Ameliyat sonrası yaşanan komplikasyon sonucunda hastanın uzun bir tedavi süreci geçirerek vefat etmiş olmasında sigortalı hekimin bir kusuru veya ihmali bulunmadığını, zarar görenin zenginleşmemesi , zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerektiği takdir edilecek miktar gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ,olayın meydana gelmesindeki etkileri gibi hususlar bir arada değerlendirilerek belirlenmelidir. Olguda tıbbi uygulama hatası bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı…A.Ş.’ne dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 2…/1…/2017 tarihli bozma ilamı ile;
“1-Dava, davalı şirketlere ait hastanelerde olunan ameliyatlar sırasında davalı tarafın kusurlu hareketleri ile meydana gelen zarar ve neticeten hastanın ölümüne yol açıldığı iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. O halde, dava tarihi olan 09.12.2013 tarihi itibariyle, uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılıp sonuçlandırılması gerektiğinden, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, görevsizlik kararı verilip dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bu yönlerin gözden kaçırılması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacıların temyiz nedenlerinin incelenmesine gerek görülmemiştir…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava; davalı şirketlere ait hastanelerde olunan ameliyatlar sırasında davalı tarafın kusurlu hareketleriyle meydana gelen zarar ve neticeten hastanın ölümüne yol açıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve Yargıtay Bozma İlamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava tarihi olan 09.12.2013 tarihi itibariyle, uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılıp sonuçlandırılması gerektiğinden, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, bu nedenle mahkememizin görevsizliğine dair davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair Davacı ve Davalı … Şti.vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
04/07/2018

Katip …

Hakim …