Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/297 E. 2020/374 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/297 Esas
KARAR NO : 2020/374
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin yapıldığını, icra takibinden çalıştığı apartman yöneticiliğine gönderilen maaş yazısı ile haberinin olduğunu, yapılan icra takibinin haksız ve yasaya aykırı olduğunu, borçlu bulunulmadığının tespiti ile için davayı açma zaruretinin doğduğunu, 05/03/2014 keşide tarihli 31/01/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 28/02/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 31/03/2015 vade tarihli, 6.000,00TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/04/2014 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/05/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/06/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 2.000,00-TL bedelli sekiz adet bono üzerinde bulunan imzaların davacıya ait olmadığını, davacı tarafından alacaklıya bu bonoların imzalanıp verilmiş olmadığını, davacı alacaklıya hiçbir borcu olmadığını, dava sonuçlanıncaya kadar teminatlı veya teminatsız olarak takibin durdurulmasını, alacağın %20 oranında tazminatın davalı-alacaklıdan tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı dilekçesinde bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını, dava konusu bonoların müşterisi … San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkil bankaya cirolanarak teslim edildiğini, müvekkil bankanın kendi müşterisi dışındaki diğer ciroların imza sıhhatini bilme ve araştırma olanağı bulunmadığı gibi böyle bir yükümlülüğü de söz konusu olamayacağını, müvekkil banka bu senetlerin iyi niyetli hamili olduğunu, müvekkil banka iyi niyetle ciro aldığı senetleri, vade tarihinde ödenmemesi üzerine alacağını tahsil etmek için icra takibi koyduğunu, bu sebeple müvekkil kurumun kötü niyetli olduğunun kabul edilmesinin imkanının olmadığını, dava konusu senetlerdeki imzaların sıhhatıninin bilinebilmesinin ancak mahkemeye sunulan imza örnekleri ve belgelerde yapılacak imza incelemesi sonucunda mümkün olabileceğini, yapılacak imza incelemesi neticesinde imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilebileceğini, davacı tarafın takibin durulması yönünde ihtiyatı tedbir talebinin herhangi bir hukuki dayanağının olmadığını, İcra ve İflas Kanu’nun 72/3 maddesine göre, icra takibinde sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyatı tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden yalnızac ihtiyatı tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, dosyada bugüne kadar ödenmiş herhangi bir tutar olmadığından, bu kapsamda tedbir kararının verilmesinin mümkün olmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun ihtiyatı tedbir talebinin reddini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile kötü niyetli davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; İİK’nın 72. maddesine dayalı bonoya yönelik imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen grafoloji uzmanı bilirkişiler … , … ve … marifetiyle hazırlanan 28/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…05/03/2014 keşide tarihli 31/01/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 28/02/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 31/03/2015 vade tarihli, 6.000,00TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/04/2014 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/05/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/06/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 2.000,00-TL bedelli toplam sekiz adet senet aslında borçlu …’a atfen atılmış imzaların mevcut mukayese imzalara kıyasla …’ın elinden çıktığının gösterir grafolojik ilişki kurulamadığı sonucuna vardığını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … , … ve … marifetiyle hazırlanan 20/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…05/03/2014 keşide tarihli 31/01/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 28/02/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 31/03/2015 vade tarihli, 6.000,00TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/04/2014 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/05/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/06/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 2.000,00-TL bedelli toplam sekiz adet senet aslında borçlu …’a atfen atılmış imzaların, senetlerin tanzim tarihinden önce ve sonraki tarihlerini kapsayan mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı sonucuna bir kez daha vardıklarını…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada; icra takibine konu 05/03/2014 keşide tarihli 31/01/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 28/02/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 31/03/2015 vade tarihli, 6.000,00TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/04/2014 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/05/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/06/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 2.000,00-TL bedelli bono yönünden imza inkarına dayalı menfi tespit istemi ileri sürülmüş olup uyuşmazlığın; bonolar üzerindeki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı, bu nedenle davacı yanın menfi tespit isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
”Herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.” (HGK’nın 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E. – 2001/483 K. sayılı kararı) Anılı tespitler kapsamında Mahkememizce davaya konu, imza inkarı yöneltilen bono asılları getirtilmiş, davacının uygulamaya elverişli imza asılları, davaya ve imza inkarına konu bonoların düzenleme tarihinden önceki dönemlere ait mukayeseye elverişli belgeler, yine bonoların düzenlenme tarihinden önceki döneme ait davacının resmi kurumlar önünde atılmış imzaları celp edilmiş, davacının mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmış, bonolar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Yapılan incelemede davaya konu bonolar üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığı kök ve ek rapor kapsamında belirlenmiştir.
Sahtelik def’i, mutlak def’i olduğundan iyiniyetli olsa dahi hamile karşı da ileri sürülebilmektedir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 esas, 2014/1981 sayılı kararı) Tüm bu gerekçeler ışığında mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına dayanak 05/03/2014 keşide tarihli 31/01/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 28/02/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 31/03/2015 vade tarihli, 6.000,00TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/04/2014 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/05/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/06/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 2.000,00-TL bedelli bonolar yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, bono üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının aralarında temel ilişkinin bulunmadığı davalı tarafça bilinemeyeceği, dolayısıyla davalının kötüniyetinin sabit olmadığı anlaşılmakla; davacı yanın şartları oluşmayan ve yerinde görülmeyen kötüniyet tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına dayanak 05/03/2014 keşide tarihli 31/01/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 28/02/2015 vade tarihli 6.000,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli 31/03/2015 vade tarihli, 6.000,00TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/04/2014 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/05/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 30/06/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 7.500,00-TL bedelli bono, 05/03/2014 keşide tarihli, 31/07/2015 vade tarihli 2.000,00-TL bedelli bonolar yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Koşulları oluşmadığından davacı yanın tazminat talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.415,50-TL ilam harcından peşin alınan 853,88-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.561,62-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 853,88-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 889,78-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.729,35-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır