Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/292 E. 2018/668 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/292
KARAR NO : 2018/668
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/03/2018
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı … Genel Müdürlüğü arasında 03.09.2009 – 05.11.2008 tarihleri arasında hşizmet alımına ilişkin olarak art arda ihale sözleşmeleri yapıldığını, sözleşme gereği müvekkili şirketin alt işverenliğinde ve … Genel Müdürlüğü bünyesinde 300 den fazla işci, … amblemli iş kıyafetleriyle …’nin verdiği emir ve talimatlar doğrultusunda … tarafından belirlenen bölgelerde ve ihale sözleşmesinde tanımlanan işlerde çalışacağını, 90 günlük bir dönemi kapsayan bu ihale 03/10/2008 tarihinde sonra erecekken ihale süresinin sona ereceği tarih 03/10/2008 tarihi, Ramazan Bayramı ve cuma gününe denk geldiğini, … Genel Müdürlüğünün işin süresinin 18 gün daha uzatıldığını bildirdiğini, süreli iş sözleşmelerinde sonra eren iççiler 18 günlük uzatma süresinde çalışmayı kabul etmemiş ve belirli süre olan 03.10.2008 günü çalışmayı sonlandırdıklarını, …’nin asıl işinde, müvekkili şirketin alt işverenliğinde çalışan işçilerden …, …, …, … ve … tarafından müvekkili şirkete ve davalı … Genel Müdürlüğü’ne alacaklarına ilişkin dava açıldığını, toplam 138.110,00 TL işçi alacağı davacı işçilere müvekkili şirket tarafından ödendiğini, işçilere ödenen bu paradan … Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğunu, işçiler tarafından açılan davalarda …’nin asıl içeveren olduğu bu ödenen bedelden müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarına karar verdildiği, kararın yargıtay tarafınca onandığını, davalarının kabulü ile müvekkili tarafından işçilere ödenen 138.110,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça yapılan ödemenin 2 yıllık süreyi geçtiğinden bahisle zamanaşımı itirazlarının olduğunu, açılan davanın hem tespit, hem de tazminat niteliğinde olduğunu, ayrıca fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması durumu olduğundan belirsiz bir alacak hüviyetine de haiz olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinin de reddini talep ettiklerini, ayrıca usul hukukuna göre rücuen tazminata konu her bir şahıs ile alakalı olarak ayrı ayrı dava açılması gerektiğini, huzurdaki davada birden fazla şahıs ile alakalı yapılan ödeme tek bir dava konusu yapıldığını, bu durumun usule aykırı olduğunu, davanınn bu bakımdan da reddedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 24/02/2016 tarihli bozma ilamı ile;
“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında hizmet sözleşmesi ilişkisinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı şirket, davalıdan aldığı ihale sonucu hizmet işinde çalıştırdığı dava dışı işçilerin iş akitlerine son vermiş ve dava dışı işçilerin açtığı kıdem, ihbar tazminatı ile diğer hakların tahsili davaları sonucu … 10. İş Mahkemesi’nce verilen kararlarda hem davamızın davacısı şirketi, hem de davalı şirketi müteselsilen sorumlu tutarak hükmedilen bedellerin her iki taraftan tahsiline karar verilmiş, bu kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Davacı şirket ilama bağlı bu borçları ödeyerek, dava dışı işçiler ile 07.09.2011 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi imzalamıştır.
Taraflar arasında birbirini takip eden dönemlere ilişkin olarak imzalanan “Hizmet Alımları Tip Sözleşmesinin” “Yüklenicinin Sözleşme Konusu İş İle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları” başlıklı 24. maddesi ve genel şartnamenin altıncı bölümünün 38. maddesi uyarınca işçilerle ilgili hukuki sorumluluğun davacı yüklenicide olduğu kararlaştırılmıştır.
Bu durumda açıklanan maddi olaylar ve hukuki durum karşısında davacının kendi bünyesinde çalıştırdığı işçileri için ödediği tazminatı davalı şirketten rücuen talep etmesine olanak yoktur.
Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddi gerekirken, hatalı yorumla yazılı şekilde davanın kısmen kabulünde isabet görülmemiştir. ” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava; Rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilamı ve toplamından delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı taraf ile davalı arasında hizmet alımlarına ilişkin olarak sözleşmeler imzalandığını ve yaklaşık 300 işçinin davalının bildirdiği bölgelerde sayaç okuma, kaçak sayaç tespit etme ve sayaç yenileme işlerinde çalıştıklarını, bu işçilerden dava dışı …, …, …, … ve … tarafından hem davacı hem de davalı aleyhine kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili alacağı ve genel tatil alacağına ilişkin olarak davalar açıldığını, mahkemece davalarda her iki davalı yönünden kısmen kabule karar verildiğini, ilamların takibe konulduğunu, davacının haciz tehdidi altında tüm takip bedelini ödemek zorunda kaldığını, kesinleşen mahkeme kararında her ne kadar müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiş ise de, dava konusu işçilik alacağının doğmasında davalı …’nin tek başına kusurlu ve sorumlu olduğunu ileri sürerek, dava dışı şahıslara ödenen toplam 138.110,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Taraflar arasında hizmet sözleşmesi ilişkisinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı şirket, davalıdan aldığı ihale sonucu hizmet işinde çalıştırdığı dava dışı işçilerin iş akitlerine son vermiş ve dava dışı işçilerin açtığı kıdem, ihbar tazminatı ile diğer hakların tahsili davaları sonucu … 10. … Mahkemesi’nce verilen kararlarda hem eldeki davanın davacısı şirket, hem de davalı şirketi müteselsilen sorumlu tutarak hükmedilen bedellerin her iki taraftan tahsiline karar verilmiş, bu kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Davacı şirket ilama bağlı bu borçları ödeyerek, dava dışı işçiler ile 07.09.2011 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi imzalamıştır.
Taraflar arasında birbirini takip eden dönemlere ilişkin olarak imzalanan Hizmet Alımları Tip Sözleşmesinin, “Yüklenicinin Sözleşme Konusu İş İle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları” başlıklı 24. maddesi ve genel şartnamenin altıncı bölümünün 38. maddesi uyarınca işçilerle ilgili hukuki sorumluluğun davacı yüklenicide olduğu kararlaştırılmıştır.
Bu durumda açıklanan maddi olaylar ve hukuki durum karşısında davacının kendi bünyesinde çalıştırdığı işçileri için ödediği tazminatı davalı şirketten rücuen talep etmesine olanak bulunmadığı anlaşılmış, bu nedenle davalı aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerkmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE ,
2-Davacı tarafından yatırılan 2.358,60-TL harçtan 35,90-TL’in mahsubu ile artan 2.322,70-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 13.798,80-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafça sarf edilen 46,60-TL masrafın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2018

Katip Hakim