Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/288 E. 2018/1223 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/288
KARAR NO : 2018/1223
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının kullandığı abone numaralı için tahakkuk eden elektrik faturaları, müvekkil şirket tarafından düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak davalı toplam 11.696,37-TL tutarındaki fatura bedellerini ödemediğini, 10/10/2017 düzenleme tarihli faturanın ise sadece 380,00-TL’lik kısmını ödemediğini, ödenmeyen toplam 11.969,37-TL’lik alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazı iptaline, takibin devamına, kötüniyetle yapılan itiraz nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafça Mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; 12.870,85-TL tutarındaki toplam alacağın ve … elektrik tarifesi gereğince 6183 sayılı kanuna göre gecikme cezası kararlaştırıldığından takip tarihinden itibaren 2.3 oranında artan ve değişen oranlarda gecikme faizi, takip masrafları ve vekalet ücretinin tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 26/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı arasında öteden beri gelmekte olan bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı tarafından sunulan belgeler ve ticari defterlerine göre icra işlemlerini başlattığı tarih itibariyle kendi ticari defterlerine göre davalıdan 11.696,37-TL alacaklı olduğunu, davalının ise defter ve belgelerini sunmadığını mütalaa etmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalının kullandığı abone numaraları için tahakkuk eden elektrik faturalarının davacı şirket tarafından düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak davalı tarafın fatura bedellerini ödemediğinden bahisle eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Ayrıca; 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değiştirilen 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nisbi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nisbi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, sözleşme kapsamında elektrik hizmet bedelinin ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptaline vaki eldeki davayı açmıştır. Davalının tacir sıfatının bulunmadığı gibi uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır. Davacı ticari ve mesleki amaçla hareket eden sağlayıcı olup, davalı ise tüketicidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu nedenle; davacının açtığı davada, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul İstanbul Tüketici Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2018

Katip …

Hakim …