Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/264 E. 2019/751 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/264
KARAR NO : 2019/751
DAVA : İtirazın İptali

DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil, davalı bankanın … Şubesinde … iban numaralı çek hesabı açtırdığını, şirket yetkilisinin imzası taklit edilerek düzenlenen sahte çekler neticesinde davalı banka tarafından çek hamiline haksız yere ödeme yapıldığını, bu sebeple müvekkil şirket zarara uğradığını, bunun üzerine, davalı banka ile görüşüldüğünü, yapılan görüşmelerde kendi hataları sebebiyle oluşan zararının giderileceği tarafına sözlü olarak bildirildiğini de zararın giderilmediğini, davalı bankanın sebebiyet verdiği zararının ihtarname tebliğinden sonra da giderilmemesi ve uzun süredir iyi niyetle bekleyen müvekkil şirkete ödemenin yapılmaması üzerine … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası üzerinden davalı banka aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı taraf başlatmış olduğu işbu takibe itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, takibin devamına ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra nikar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil bankanın … Şubesi ile davacı arasında imzalanan ek taahhütnamesi uyarınca davacıya çek karnesi verildiğini, müvekkil banka tarafından çek karnesi tahsis edilip davacıya teslim edildiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket müdürünün … Polis merkezine ifade verdiğini beyan ettiğini, bu iade tutanağındaki beyana göre davacı basiretli bir tacir gibi davranmayarak çek yapraklarının ulaşılabilir bir yerde muhafaza ettiğini gösterdiğini, öte yandan TTK’nın 812 maddesine göre davacı çekleri gerektiği gibi muhafaza etmeyip çalışanlarının erişebilecekleri ortamda tuttuğunu, dolayısıyla davacının kullanımına izin verdiği personel tarafından çeklere ulaşıldığını, çek müvekkil bankaya ibraz edildiğinde gerekli imza incelemesi yapılarak mevzuata uygunluğu denetlendikten sonra ödemenin yapıldığını, davacı dava konusu yaklaşık olarak 1,5 aylık süreçte ödenmesine rağmen, yapılan ödemeleri bile davacının fark etmediğini, davacı polise verdiği ifadeden sonra çeklerin kaybedildiğini, farkına vardığı belirtilerek, davacının reddine karar verilmesini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında özetle; 98.172,09-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğini, davalı tarafından borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu 6 adet çekin başta güvenli bir ortamda özenli olarak muhafaza edilememiş olması ve diğer taraftan sahte keşideci imzalı çeklerin ödenmiş olması nedeniyle her 2 tarafında müterafik kusurul olduklarının kabulü halinde, öncelikle takdiri Mahkememize ait olmak üzere tarafların %50’şer oranında müterafik kusurlu olduklarını söylemenin olanaklı olduğunu, Mahkememizce raporun benimsenmesi halinde, takip tarihinden itibaren davalı bankanın %50 oranındaki müterafik kusuru dahilinde tespit edilen asıl alacak tutarı 47.500,00-TL 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi hükmü uyarınca yıllık %9,75 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenebileceğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın noter tebliğ şerhli ihtarmeyi sunmuş olduğu nazara alınarak, kök raporda sadece işlemiş faiz bakımından bir revizyon yapıldığını, tarafların %50’şer oranındaki müterafik kusur durumlarının Mahkememizce kabulü halinde, davacının talep edebileceği tazminat miktarının;
Asıl alacak 47.500,00-TL
İşlemiş faiz 1.535,29-TL
Toplam alacak 49.035,29-TL olduğunu, Mahkememizce raporun benimsenmesi halinde takip tarihinden itibaren davalı bankanın %50 oranındaki müterafik kusuru dahilinde tespit edilen asıl alacak tutarı 47.500,00-TL 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi hükmü uyarınca yıllık %9,75 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenebileceğini, tarafların kök rapora karşı diğer beyanları bir kez daha değerlendirildiğini, ancak kök raporda diğer beyan ve itirazlar bağlamında revizyon yapılmasını gerektiren yeni bir delil sunulmadığı gibi, mevcut delillere göre zaten asli takdir delillerle doğrudan temas eden muhterem yargıa makamına ait olmak kaydıyla başkaca kök raporda bir değişiklik yapılamadığını, belirtilen nedenlerle kök rapordaki görüş ve kanaatinin 1.bentte belirtilen işlemiş faiz hariç, özünün aynen muhafaza edildiğini asli takdir, mezkur veçhile, muhterem Mahkememize ait olmak kaydıyla tetkike arz ettiğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 05/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın noter tebliğ şerhli ihtarmeyi sunmuş olduğu nazara alınarak, kök raporda sadece işlemiş faiz bakımından bir revizyon yapıldığını, tarafların %50’şer oranındaki müterafik kusur durumlarının Mahkememizce kabulü halinde, davacının talep edebileceği tazminat miktarının;
Asıl alacak 47.500,00-TL
İşlemiş faiz 1.535,29-TL
Toplam alacak 49.035,29-TL olduğunu, Mahkememizce raporun benimsenmesi halinde takip tarihinden itibaren davalı bankanın %50 oranındaki müterafik kusuru dahilinde tespit edilen asıl alacak tutarı 47.500,00-TL 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi hükmü uyarınca yıllık %9,75 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenebileceğini, tarafların kök rapora karşı diğer beyanları bir kez daha değerlendirildiğini, ancak kök raporda diğer beyan ve itirazlar bağlamında revizyon yapılmasını gerektiren yeni bir delil sunulmadığı gibi, mevcut delillere göre zaten asli takdir delillerle doğrudan temas eden muhterem yargıa makamına ait olmak kaydıyla başkaca kök raporda bir değişiklik yapılamadığını, belirtilen nedenlerle kök rapordaki görüş ve kanaatinin 1.bentte belirtilen işlemiş faiz hariç, özünün aynen muhafaza edildiğini asli takdir, mezkur veçhile, muhterem Mahkememize ait olmak kaydıyla tetkike arz ettiğini mütalaa etmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı bankanın … Şubesinde … iban numaralı çek hesabı açtırdığı, şirket yetkilisinin imzası taklit edilerek düzenlenen sahte çekler neticesinde davalı banka tarafından çek hamiline haksız yere ödeme yapıldığı, bu sebeple zarara uğradığından bahisle … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası üzerinden davalı banka aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın takibe vaki itirazının iptali istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyası kapsamının incelenmesinde; Katılanın … Tur. San. ve Tic. A.Ş. ile diğerleri olduğu, sanıkların … at, … ve … olduğu, suçun bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, nitelikli hırsızlık suçları olduğu, 26.01.2018 tarihinde sanıkların resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık … ‘nın ayrıca nitelikli hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İlgili dosya içerisinde bulunan 08.12.2017 tarihli grafolog bilirkişi raporunda; inceleme konusu ve eldeki davaya konu 6 adet çekin ön yüzündeki yazı ve rakamların sanık … ‘nın eli ürünü olduğu, çeklerin ön yüzündeki keşideci imzalarının şirket yetkililerine ait bulunmadığı, yine çeklerin arka yüzündeki 2. ciroya ait imza ve yazıların sanık … ‘ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 812. maddesi; “Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğerki, senette düzenleyen olarak gösterilen kişiye, kendisine verilen çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurun yüklenmesi mümkün olsun.” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan kök ve ek bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere; Taraflar arasında imzalanan çek taahhütnamesi ve/veya Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca yanlar arasında bankacılık işlemleri ilişkisi kurulduğu, işbu ilişki çerçevesinde davalı bankaca davacıya çek karnesi verilmiş olduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11/08/2017 tarih ve … sayılı iddianamesine atfen … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya ile; sanıklar … , ve … aleyhinde ceza davası ikame edildiği ve adı geçen sanıklar hakkında 26/01/2018 tarih ve … sayılı karar ile adli para cezası ve hapis cezaları verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu çeklerin davalı bankaya ibraz edildiğinde, çekte tahrifat yapılıp yapılmadığı, ibraz süresinin geçip geçmediği, ciro silsilesinde bir kopukluk olup olmadığı ve çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisinin bankada mevcut imza sirkülerindeki imza örneği ile uyumlu olup olmadığı yanı iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı denetlendikten sonra ödeme yapılması gerektiği açıktır.
TTK’nın 812. maddesi gereğince incelenmesi gerekli hususlardan ilkinin sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olan muhatap bankanın doğan zarardan sorumlu olduğu/olacağı hususu, bir diğeri ise hesap sahibi keşidecinin çek defterini muhafaza edip saklanması sırasında bir kusurunun olup olmadığı hususudur. Somut olayda; davalı bankanın keşideci imzaları taklit edilmek suretiyle sahte keşideci imzalı çeklerin ödemiş olduğu açıktır. Ancak; çekleri davacı şirket uhdesinden alan dava dışı … ‘nın davacı şirketin o dönemde çalışanı ve muhasebe sorumlusu olduğu göz önüne alındığında, davacının çek karnesini hem sözleşmesel olarak ve hem de basiretli bir tacir gibi muhafaza edilmesinde gerekli özeni göstermemiş olduğu da belirgindir. Somut olayda davacı çekleri basiretli bir tacir gibi özenli olarak muhafaza edememesi nedeni ile davalı bankanın ise; keşideci imzasının başta sahteliği/ uygunluğu/benzerliği olmak üzere diğer hususları denetlememesi nedeniyle kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple; dava konusu olayın meydana gelmesinde her iki tarafın müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerektiğinden, her iki tarafın %50 oranında müterafik kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda; %50 oranında kusur indirimi sonucu asıl alacak miktarının 47.500,00-TL olarak hesaplandığı, … Noterliği’nin 16.08.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı yanın ihtarname ile verilen süre sonucunda 29.08.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, bu tarih ile takip tarihi arasında hesaplanan 1.535,29-TL işlemiş faizin talep edilebileceği anlaşılmakla; … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalı tarafın itirazının kısmen iptali ile bu defa takibin; 47.500,00 TL asıl alacak ve 1.535,29 TL işlemiş faizi olmak üzere 49.035,29-TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, talep yargılamayı gerektirdiğinden ve kusur araştırması sonucunda belirlenen alacağın likit olmadığı anlaşıldığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, buna dair davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
… İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalı tarafın itirazının kısmen iptali ile bu defa takibin;
47.500,00-TL asıl alacak ve 1.535,29-TL işlemiş faizi olmak üzere 49.035,29-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75’i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.349,60-TL ilam harcından peşin alınan 1.185,68-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.163,92-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.185,68-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.221,58-TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.743,88-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.755,05-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.314,40-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.158,40-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; arda kalan 1.156,00-TL ‘ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/09/2019

Katip …

Hakim …