Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/251 E. 2021/541 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/251 Esas
KARAR NO : 2021/541
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ : 14/08/2017
BİRLEŞEN DAVA T.: 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … Ltd. Şti.ile 30.03.2016 günü 70.000,00 TL bedelli Strafor Köpük Asmolen isimli inşaat malzemesini almak üzere protokol akdedildiğini, protokol kapsamındaki malları almak için karşılığında 3 ayrı çek yaprağını satıcı olan üçüncü şahsa teslim ettiğini, ilk vadeli çekin karşılığı 25.000,00 TLlik malını aldığını, 15.06.2016 keşide tarihli çek ile ilgili bir sıkıntı yaşamadıklarını ancak 15.07.2016 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli ve 15.08.2016 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çeklerin karşılığı olan malları alamadığını, … şirketi aleyhine menfi tespit davası açıldığını, davanın kabul edilerek iki çek nedeni ile borçlu olunmadığının tespitine karar verildiğini, ancak işbu menfi tespit davası devam ederken her iki çekin de … tarafından cirolanarak … ye faktoring sözleşmesi yapılmak suretiyle teslim edildiğinin öğrenildiğini, mahkemenin tedbir kararının sadece … şirketi nin özelinde verilmesi ve dolayısıyla üçüncü kişilere kapsar nitelikte verilmemesi neticesinde … Faktoring açısından bir bağlayıcılığı olmadığını ve … Faktoring in bu çekleri bankaya ibraz eden kişi olarak çekleri tahsil etme aşamasına geçtiğini, menfi tespit davası devam ederken davalı şirket olan … Faktoringin 15.07.2016 keşide tarihli çeki ihtiyati hacze konu ederek 28.07.2016 tarihinde 33.775,79 TL olarak, 15.08.2016 keşide tarihli çeki ise 18.08.2016 tarihinde doğrudan bankadan tahsil ettiğini , biri icra takibine konu edilerek diğeri ise banka kanalıyla ödenen her iki çek bedelinin ve ferilerinin geri iadesi için dava açtıklarını beyanla, iş bu davada banka kanalı ile ödenen 15.08.2016 tarihli çek bedeli 20.000 TL nin ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, dava dışı … İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.nden mal almak için sözleşme yaptığını ve 3 adet çek teslim ettiğini, ilk tarihli çekin karşılığı olan malı alabildiğini, kalan kısmını ise teslim alamadığını, diğer 2 çekle ilgili taahhüt edilen malı alamadığından ….ATM.de adı geçen ….Ltd.Şti.aleyhine menfi tespit davası açıldığını, mahkemeden tedbir kararının 3.şahısları da kapsar nitelikte verilmesini talep etmelerine rağmen mahkemenin tedbir kararını sadece çeki …’nın ibrazı halinde ödenmemesi ile sınırlandırarak verdiğini, yargılama devam ederken davalının davacı şirkete hacze gelmesi ile …’nın davacıdan almış olduğu çekleri davalıya ciro ve teslim ettiğini öğrendiklerini, davalının 15/07/2016 keşide tarihli 25.000 TL bedelli çek için ihtiyati haciz kararı alarak … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası ile hacze geldiğini, davacı şirketin ticari itibarı gözetilerek icra dosya borcu 33.775,79 TL.nin ihtirazi kayıtla ödenmek zorunda kalındığını, menfi tespit davası kabul edilerek davacının bu çeklerden ötürü borçlu olmadığına dair kararın kesinleştiğini, fakat mahkemenin para ödenmek zorunda kalınan … Factoring hakkında bir hüküm tesis etmediğini, diğer çekin ise 15/08/2016 tarihli olup yine davalı tarafından bankadan tahsil edildiğini, bu çekten dolayı açtıkları dava için İzmir Mahkemesinin yetkisizlik kararı verdiğini, dosyanın İstanbul’da hangi mahkemeye tevzi olduğu ve dosya numarasını henüz bilmediklerini, bu nedenle öncelikle kök davası ve tarafları aynı olan iki dosyanın birleştirilmesine, davanın kabulü ile sebepsiz zenginleşen davalının haksız yere ve kötü niyetle yetkili hamil olmamasına rağmen haciz zoruyla tahsil etmiş olduğu 33.779,75 TL.nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ve kötü niyet tazminatı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iade ve ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; sebepsiz zenginleşme iddiası ile gerekçe göstermeden on yıllık zamanaşımına dayanılarak alacak davası ikame edilmesinin mümkün olmayacağını, sebepsiz zenginleşme için dört şartın gerçekleşmiş olması gerektiğini, somut olayda davalının bir faktoring şirketi olduğunu, faktoring sözleşmesine istinaden yasal yükümlülüklerini yerine getirilerek çekin tevdi alındığını, çekin bedelinin ise yine müşterisi … şirketine ödendiğini, … şirketi ile 07.12.2015 tarihli bir faktoring sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden faturayla tesvik edilmiş bulunan alacağı ve davacı şirket tarafından keşide edilen dava konusu çekleri ilgili mevzuata uygun bir şekilde üzerlerine düşen özen sorumluluğunu yerine getirerek gerekli araştırmaları yaptıktan ve ilgililerden teyit aldıktan sonra tevdi aldıklarını, dava konusu çekin teslim alınırken tüm yasal belgelerin de müşteriden alındığını, faktoring sözleşmesi ile birlikte irsaliyeli faturanın da müşteriden teslim alındığını, basiretli davranan ve kanunun yüklediği tüm sorumlulukları yerine getiren davalıya daha fazla sorumluluk yüklenemeyeceğini, çekin ticari ilişkiyi gösterir irsaliyeli fatura ile birlikte ciro yoluyla devralındığını ve çek bedelinin de …a ödendiğini, davacı şirketin … şirketinin faktoring sözleşmesi akdetmek suretiyle halefi durumuna geçen faktoring şirketine karşı tüm defi ve itirazlarını ileri sürebileceğini belirttiğini, ancak mevzuatta faktoring şirketinin bile bile borçlunun zararına hareket ederek kambiyo senedi iktisap etmemiş ise şahsi defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceğinin açıkça belirtildiğini, davalı şirketin kusurlu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER,TAHKİKAT VE GEREKÇE
Dava, davaya konu senetler nedeni ile davalıya yapılan ödemelerin, borçlu olunmadığından bahisle iadesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle;
“..
Faktoring işlemlerinde uygulanacak Usul ve esaslar hakkında yönetmeliğin 4. Maddesinde faturanın mutlaka aranması gerektiğinin belirtildiği, 5. Maddesinde istihbarat çalışmasınına değinildiği, söz konusu faktoring işleminde fatura üzerinde irsaliye numarasının yer almadığı,
15.07.2016 tarih … no.lu 25.000,00 TL tutarındaki çekin davacı şirket tarafından ödendiği ve ödeme işlemlerinin yasal defterlerinde kayıt altında olduğu,
15.08.2016 tarih … no.lu 20.000,00 TL tutarındaki çekin davacı şirket tarafından ödendiği ve ödeme işlemlerinin yasal defterlerinde kayıt altında olduğu,
Davalı şirketin faktoring işlemine konu ettiği çekin hukuki dayanağı olan dava dışı bulunan …un yeni dava dışı …ya kestiği faturada, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 230.maddesinde sayılan ve faturanın zorunlu asgari unsurlarından olan “İrsaliye Numarası” bilgisinin bulunmadığı,
Söz konusu faturanın gerçek bir ticari ilişkiye dayanıp dayanmadığının bir bilirkişi incelemesine dayanılarak tespiti mümkün olmadığı gibi, … Grubu’nun dava dışı olması da bu tespiti mümkün kılmamaktadır. Bir faturanın gerçek bir işleme dayanıp dayanmadığının tespiti, ancak Vergi Usul Kanunu’na uygun olarak vergi inceleme yetkisi kullanılmak yoluyla, Maliye Bakanlığı vergi inceleme elemanları tarafından yapılabilecek bir işlemdir. Bu kapsamda gerek VUK m.230 uyarınca dava konusu faturada bulunması gereken irsaliye numarasının bulunmaması sebebiyle Yönetmelik m. 5/1-a’ya uygun bir istihbarat çalışmasının davalı tarafından yapılıp yapılmadığının, gerekse faturada irsaliye numarasının bulunmamasının yanısıra … ile …’un grup şirketleri olması, aynı ortaklık yapısında olmaları ve de dava dosyasına irsaliye bilgisine dair bir evrak sunulmamış olmasından dolayı ilgili faturanın gerçek bir ticari ilişkiden doğmamış olma ihtimalinin olup olamayacağının değerlendirmesi ve bu değerlendirmeye göre davalının ağır kusurlu olarak çekleri iktisap etmesinden dolayı davacının şahsi defileri davalıya yöneltilip yapmış olduğu ödemenin iadesini talep edip edemeyeceğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı nazara alındığında ;Faktoring şirketlerinin, faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkındaki yönetmeliğin 8. maddesi ile yönetmeliğe esas 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri hakkındaki kanunun 9/2. maddesi gereğince ancak faturayla bağlanan mal ve hizmet satışından kaynaklı alacakları ciro almak suretiyle finansman sağlayan kuruluşlar olup doğrudan kredi veren kredi kuruluşu olmadıkları, davalı … şirketinin çekleri faktoring mevzuatına uygun olarak faturaya dayalı ve gerekli araştırmayı yaparak usulüne uygun temlik almak yasal zorunluluğu altında olduğu, bu anlamda fatura araştırması yapması gerektiği, somut olayda ise davalı … şirketinin, faturanın gerçek bir ticari ilişkiye dayanıp dayanmadığı hususunda araştırma yapmadan ve irsaliye numarası olmayan faturayı devraldığı, gerekli araştırmaları yapmayan davalının yetkili hamil sıfatına haiz olmadığı ve bu kapsamda davacının dava dışı …’a karşı ileri sürdüğü borçsuzluk iddiasını davalı … şirketine karşı da ileri sürülebileceği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl davanın KABULÜ ile;
20.000-TL alacağın ödeme tarihi olan 18.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Birleşen davanın KABULÜ ile;
33.775,79 TL alacağın ödeme tarihi olan 28.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 3673,42 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (asıl davada 341,55 TL + birleşen davada 576,81 TL olmak üzere ) 918,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.755,06 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 1.173 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 7.790,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine YEROLMADIĞINA
6- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan asıl davada 31,40 TL başvuru harcı ile 341,55 TL Peşin harç ve birleşen davada yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 576,81 TL peşin harç olmak üzere toplam 985,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır