Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/238 E. 2019/117 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/238
KARAR NO : 2019/117
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka tarafından mahkememizin … esas sayılı dosyasındaki davalı … arasında 18/09/1998 ve 23/09/1998 tarihlerinde tüketici kredisi sözleşmesi düzenlendiğini, 23/09/1998 tarihli 2.500 TL bedelli kredi için davalı … Ltd. Şti ile birlikte diğer dosyanın davalıları …, … ve … ‘in müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcun teminat altına alındığını, davalıların kredi borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bunun üzerine hesap kat edilerek kredili mevduat sözleşmesine istinaden kefiller hakkında …. Noterliğinin 14/12/2000 gün ve … yevmiye sayılı ihtarname gönderdiklerini, ödenmemesi üzerine 2.524,28 TL ana para, 41.839,94 TL faiz, 2.092 TL bsmv olmak üzere toplam 46.456,22 TL ye ulaşan alacağın adı geçen kefillerden tahsilini, ana paraya dava tarihinden itibaren yıllık %153 faiz ve bsmv ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, dava masrafı ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağı kabul etmediklerini, davalıların bankaya hiçbir borcu olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın zamanaşımı yönünden reddini, olmadığı taktirde esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı banka ile … arasında akdedilen tüketici sözleşmesi kapsamında davalı şirketin kefil sıfatı ile sorumluluğuna dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davanın … Tüketici Mahkemesi’nin … esasına kayıtlı iken bozma kararı sonrasında … esasını aldığı ve davalı kefil şirket yönünden davanın tefriki ile anılı mahkemenin görevsizlik kararı kapsamında mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır. Huzurdaki davada; davacı banka ile … arasında 18/09/1998 ve 23/09/1998 tarihlerinde tüketici kredisi sözleşmesinin düzenlendiği, 23/09/1998 tarihli 2.500-TL bedelli kredi için dosyamız davalısı … Ltd. Şti ile birlikte tefrik edilmeyen dosyanın davalıları …, … ve … ‘in müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcu teminat altına alındığı, davacı banka tarafından hesap kat edilerek kredili mevduat sözleşmesine istinaden kefiller hakkında …. Noterliği’nin 14/12/2000 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiği ve devamında işbu alacak davasının ikame edildiği anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
TKHK’nın 73. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırılmış, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Bahsedilen yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; huzurdaki davada davacı ile asıl borçlu tüketici/ şahıs arasında akdedilen tüketici kredi sözleşmesine dayalı olarak alacak isteminin ileri sürüldüğü, davalı kefil şirket yönünden dava tefrik edilmek sureti ile tüketici mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ise de asıl talebin tüketici sözleşme ilişkisinden kaynaklanması nedeni ile davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının birlikte tartışılmasının gerektiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davalı kefil şirketin sorumluluğunun diğer davalılar ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesinin zorunluluk arz ettiği, bu hali ile davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde her iki mahkeme arasında görev açısından olumsuz görev uyuşmazlığı meydana gelmekle merci tayini için dosyanın … Bölge adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza