Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/21 E. 2022/396 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/21 Esas
KARAR NO : 2022/396

ESAS VE BİRLEŞEN DAVA : Alacak
ESAS DAVA TARİHİ : 05/01/2011
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 19/09/2011
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, davalı arasında imzalanan sözleşme gereği 18.09.2010 tarihine kadar davalı şirketin akaryakıt bayiliğini yaptığını, müvekkili ile davacı arasında bulunan bayilik sözleşmesinin, Rekabet Kurumunun “2002/2 ve 2002/3 sayılı kararlan ve Rekabet Kurumu internet sitesinde yayınlanan 12.03.2009 tarihli duyurusu ile 18.09.2005 tarihinden önce tesis edilen intifa haklarının 18.09.2010 tarihi itibarıyla geçersiz hale geleceği ve bununla bağlantılı olarak Bayilik Sözleşmelerinin de yine aynı tarihte son bularak geçersiz hale geleceği” yönündeki kararı gereğince müvekkili şirket tarafından Burdur … Noterliğinin 14.09.2010 tarih ve …yevmiye no.lu ihtarnamesi ile 18.09.2010 tarihi itibarıyla feshedildiğini, söz konusu fesih nedeniyle taraflar arasında herhangi bir alış veriş ilişkisinin kalmadığını, hesapların kapatıldığını, davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir hukuki dayanağı olmayan 11.11.2010 tarih ve… tarihli fatura gönderildiğini, müvekkilinin faturanın kabul etmeyerek iade ettiğini, ancak 55.380,14 TL miktarındaki tutarın müvekkili şirketin banka hesabında çekildiğini, banka hesabından çekilen makbuzlar incelendiğinde 2.464,18 TL ile toplamı 62.499,38 TL miktarlı faturaya dayandırıldığının görüldüğünü, müvekkilinin davalı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında da bu nitelikte bir fatura bulunmadığını, davalının söz konusu çektiği paranın hiçbir dayanağının bulunmadığını, işlem sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını ve davalının sebepsiz zenginleştiğini beyanla haksız ve dayanaksız olarak çekilen 55.380,14 TL’nin son çekme tarihi olan 14.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre Burdur adresinde bulunan taşınmaz ile ilgili olarak müvekkil lehine intifa hakkı ile söz konusu Akaryakıt İstasyonu’nu kullanma, yararlanma ve tasarruf hakları 26.01.2022 yılına kadar müvekkili şirkete bırakıldığını, müvekkili şirketin haklarına istinaden davacı Şirket ile imzalanan 31.01.2007 tarihli bayilik sözleşmesi ile davacı tarafın söz konusu akaryakıt istasyonuna bayi olarak atandığını, daha sonra Rekabet Hukuku’nun 12.03.2009 tarihinde yayınladığı duyuru ve emsal niteliğini haiz Kurul Kararı ile davacı malik ile İntifa Hakkı ve davacı ile akdedilen Bayilik Sözleşmesi 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, bu doğrultuda davacının başka bir akaryakıt dağıtım şirketi ile anlaşarak faaliyetini sürdürdüğünü, ancak bu ticari ilişki müddeti boyunca davacının müvekkil şirket nezdinde oluşan alacaklarını ödenmediği için borç-alacak ilişkisinin sona ermediğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davanın, Rekabet Kurumu ’nun Akaryakıt Sektörü ile ilgili duyurusu ve emsal niteliğini haiz Kurul Kararları neticesinde, dava konusu sözleşmenin hukuken ve fiilen imkansız hale gelen kısmının iadesi davası olduğunu, münakit “İntifa Hakkı Tesisi ve Yatırım Hakkırıdaki Protokol”de de kararlaştırıldığı üzere tesis edilen İntifa Hakkı ’nın ilerleyen zamanlarda ifasının hukuken ya da fiilen imkansız hale gelmesi ve talep halinde, kullanılmayan döneme isabet eden süreye kıstelyevm usulü hesaplanacak tutarın müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiğinin de yazılı olarak kararlaştırıldığını, İntifa Sözleşmesi ’nin ifası hukuken ve fiilen imkansız hale gelen kısmı için ödenen ve kıstelyevm usulü ile hesap edilmiş olan kısmın “Denkleştirici Adalet” prensibi uyarınca uyarlanarak hesaplanmış 68.689,63 TL’nin alacaktan mahsuplaşılması nedeni ile bakiye kalan 7.458,40 TL tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin…Mevkiinde Petrol İstasyonu işlettiği, davalı ile yapmış olduğunu, sözleşme gereğince 18.09.2010 tarihine kadar davalı şirketin akaryakıt bayiliğini yaptığını , müvekkili ile davacı arasında bulunan bayilik sözleşmesi Rekabet Kurumunun “2002/2 ve 2002/3 sayılı kararları ve Rekabet Kurumu internet sitesinde yayınlanan 12.03.2009 tarihli duyurusu ile 18.09.2005 tarihinden önce tesis edilen intifa haklarının 18.09.2010 tarihi itibarıyla geçersiz hale geleceği ve bununla bağlantılı olarak Bayilik Sözleşmelerinin de yine aynı tarihte son bularak geçersiz hale geleceği” yönündeki kararı gereğince müvekkil şirket tarafından Burdur …Noterliği’nin 14.09.2010 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile 18.09.2010 tarihi itibarıyla feshedildiğini, söz konusu fesih nedeniyle taraflar arasında herhangi bir alış veriş ilişkisinin kalmadığı, hesapların kapatıldığını, davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir hukuki ve ticari dayanağı olmayan 11.11.2010 tarih ve 383458 tarihli 68.688,63 TL bedelli fatura gönderildiğini; söz konusu faturaya müvekkili şirketçe yasal süresinde itiraz edildiği; bu faturaya ilişkin herhangi bir borç olmadığına dair beyanla birlikte kabul edilmeyerek iade edildiğini; söz konusu fatura kabul edilmemesine rağmen, davacı tarafından müvekkilin hesaplarından 55.380,14 TL’nin haksız yere çekildiği; davacı yanın kendi kendine mutabakat olmadan mahsuplaşma yaptığı ve neticede bu borcu ortaya çıkardığını , sözleşmeye aykırılık olmaması, davacının müvekkilden talep edebileceği bir bedelin bulunmaması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas … Karar sayılı 27/11/2013 tarihli kararı ile ; ” Asıl Dava yönünden Davanın Reddi ile Birleşen Dava yönünden Davanın Kabulü ile, 7.458.40.-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” dair verilen kararın davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş,
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/9604 Esas 2017/6863 Karar sayılı 12/10/2017 tarihli ilamı ile;
“Davacı/birleşen davalı vekili, müvekkilinin 18.09.2010 tarihine kadar davalı şirketin akaryakıt bayiliğini yaptığını, müvekkili ile davalı arasında bulunan bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurumunun kararı gereği 18.09.2010 tarihi itibari ile feshedildiğini, davalı şirket tarafından müvekkiline 11.11.2010 tarih tarihli fatura gönderildiğini, bu tarih itibariyle taraflar arasında borç ilişkisi kalmamasına rağmen davalı şirketin söz konusu faturaya istinaden müvekkil hesaplarından 55.380,14 TL çektiğini bu miktarın istirdadına ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/birleşen davacı vekili, asıl davanın reddi ile birleşen davada müvekkili aleyhine akaryakıt istasyon sözleşmesinin 5 yılın sonunda rekabet kurulu kararları gereği feshedilmesi nedeni ile intifa sözleşmesinin fiilen imkansız hale gelen kısım için 68.689.63 TL’nin alacaktan mahsuplaşma sonrası kalan 7.458.40 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl dava yönünden; davalının, davacı hesabından kestiği bedellerin uzun vadeli yatırım bedeli gereği daha önceden sağladığı katkının Rekabet Kurul kararları gereği geri istenmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle, reddine birleşen dava yönünden; katkı bedeline ilişkin fatura yönünden birleşen davadaki davacının haklılığı gerekçesiyle hesaptan kesilen miktarın düşülmesi ile bakiye 7.548.40 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı/birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava, davacının hesabından davalıya verilen yetki ile kesilen toplam 55.380,14 TL’ nin haksız yere tahsil edildiği bu paranın iadesi istemine ilişkindir. Davalı taraf kesintilerin kaynağı olarak 11.11.2010 tarihli faturayı göstermiş ve bu fatura içeriğine göre tahsilat yaptığını bildirmiştir. Fatura davacı tarafça davalıya iade edilmiş olup, tek başına fatura alacağın varlığını göstermez. Bu durumda fatura alacağı içeriğinin mevcut olduğunu davalı ispat ile yükümlüdür. Bilirkişi raporunda fatura konusu alacağın teknik yatırım bedeli olduğu belirtilmiş olduğuna göre, bayiliğe konu taşınmazda keşif yapılarak sözleşme uyarınca taşınmazda yapılan yatırımların fayda sağlayıp sağlamadığı ve halen kullanıma devam edilip edilmediği konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile dosya bozularak gönderilmiş ve mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle;

..
A-Asıl Dava yönünden;
Ticari Defter ve dosyada bulunan belgeler üzerine yapılan inceleme neticesinde;
•Davacı ile Davalı arasında Ticari ilişkiden kaynaklı Bayilik sözleşmesi imzalandığını, Rekabet Kurulu kararı nedeniyle sözleşmenin fesih edildiğini,
•Davacı tarafça, hesaplarından davalı şirket tarafından rızaları olmadan çekildiği ileri sürülen 55.380,14 TL’nin tahsili talep edilirken, davalı tarafça söz konusu tutarın 11.11.2010 tarihli faturalarından kaynaklanan alacağa mahsuben tahsil edildiği ileri sürüldüğünü,
•Davalı şirket ekstresine göre bu tarih sonrasında da taraflar arasında faturaların yer aldığı görülmekte olup, 31.12.2010 dönem sonu itibarı ile son olarak davalı tarafından davacı adına düzenlenen 17.700.00 TL tutarlı faturanın (bayilik ilişkisi bittikten sonra …A.Ş. tarafından Burdur firmasına satılan demirbaş faturası) davacı şirket hesabına alacak kaydedilmesinin ardından, davalının davacıya 17.700,00 TL borçlu olduğu,
•Davalı ticari defterlerinde de söz konusu 17.700,00 TL lik faturası sonrasında alacak bakiyesinin 25.158,40 TL’ye ulaştığı,
•Davacı şirket muavin defter dökümünden, asıl davaya konu 55.380,14 TL lik ödeme kaydının 5.177,07 TL’lik bölümünün kayıtlı bulunduğu, geri kalan 50.203,07 TL miktarındaki bölümünün yer almadığı gibi, davacı şirketçe tahsil edilen tutarların dayanağı olarak gösterilen 11.11.2010 tarihli 68.688,63 TL lik faturanın yer almadığı,
•Davalı şirket tarafından, davacı şirkete gönderilen bu faturanın, davacı şirketçe kabul edilmeyerek, 20.11.2010 tarihinde APS ile davalı şirkete iade edildiği,
•Sektörel değerlendirmeler neticesinde …A.Ş. tarafından…A.Ş.’ne düzenlenen faturanın haksız olduğunun kabulü halinde Alacak tutarının 37.680,14 TL ( 55.380,14 TL – 17.700,00 TL ) olacağı ve Asıl davada Davacı Şirketin Davalı Şirketten 37.680,14 TL alacağının bulunduğu,
B-Asıl Dava yönünden;
•Taraflar arasında imzalanan yatırım protokolünün 2.A maddesinde Davacının yerine getirmesi istenilen maddelerin belirtildiği, aynı protokolün 4. bendinde Davacının bu işleri yerine getirmesi halinde kendisine 60.000,00 USD + KDV bedelin ödeneceği,
•İmzalanan yatırım protokolüne göre, Taşınmazın tamamı üzerine 15 yıl müddetle …Petrol A.Ş. lehine intifa hakkı tesis ve tescil edildiği, “ipoteğin tesis olması kayıt ve şartı ile ödenecek meblağın 100.000 USD + KDV lik kısmı satıcıya ilgili faturanın keşide edilerek gönderilmesinin akabinde ödenecektir.” Maddesinin yer aldığı görülmüştür.
Hesaplamalar:
1-Teknik Yatırım Bedeli;
Sayın Mahkemenin erken fesih nedeniyle …A.Ş.’ye iade edilmesine karar verilmesi halinde 45.333,00 USD + KDV olacağı,
2-İntifa Hakkı Bedeli;
Sayın Mahkemenin erken fesih nedeniyle İntifa Hakkı Bedelinin…A.Ş.’ye iade edilmesine karar verilmesi halinde 75.555,56 USD + KDV olacağı hesaplanmıştır.
Nihai Takdir Sayın Mahkemenindir.
IV. SONUÇ:
Gerek İcra dosyası, gerekse dava dosyası içeriği, davacı şirketin Ticari Defterleri ve belgeler üzerinde yaptığımız inceleme ve değerlendirme sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
1.Davacı şirkete ait ticari defterlerinin özel hesap dönemine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun yapıldığı, dolayısı ile sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
2.Asıl dava yönünden, Sektörel değerlendirmeler neticesinde …A.Ş. tarafından…A.Ş.’ne düzenlenen faturanın haksız olduğunun kabulü halinde, Alacak tutarının 37.680,14 TL ( 55.380,14 TL – 17.700,00 TL ) olacağı ve Davacı Şirketin Davalı Şirketten 37.680,14 TL alacağının bulunduğu,
3.Birleşen Dava yönünden Sayın Mahkemenin Rekabet Kurulu kararı ile sözleşmenin sonar ermesi nedeniyle,
A) Teknik Yatırım Bedelinin… A.Ş.’ye iade edilmesine karar verilmesi halinde 45.333,00 USD + KDV olacağı,
B) İntifa Hakkı Bedelinin … A.Ş.’ye iade edilmesine karar verilmesi halinde 75.555,56 USD + KDV olacağı ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce yazılan talimat sonrası yapılan keşifle alınan 16/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak ”… C) SONUÇ: Dosya incelendiğinde ;bayiliğe konu taşınmazda yapılan keşif neticesinde ve tarafımca daha sonra yapılan yerinde incelemede; 1- Söz Konusu laşınmazda … (irmasının faaliyet gösterdiği, 2-Yukarıda inceleme kısmında belirltiğim ve raporumda sunduğum taşınmaz ve pompalarla ilgili fotoğraflardan anlaşılacağı gibi taşınmazda kullanıları Akaryakıt istasyonuna ilişkin araç ve gereçlerin … firmasına ait olduğu ve davalı …( …& …A.Ş)Firmasına ait araç ve gerecin bulunmadığı, 3-Bu aşamada herhangi bir araç- gerecin tespitinde ,söz konusu davaya ilişkin dönemdeki sözleşme üzerinde uzunca bir süre geçtiği için yazılı kayıtların olmaması teslim- tesellümün olmayışından dolayı mümkün olmadığı, 4- Yukardaki maddelerde belirlilen ve teknik olarak değerlendirilecek olan araç ve gereçlerin-yatırımların , …Firmasının malı olmamasından dolayı Davalı şirkete teknik olarak fayda sağlamadığı , kanaatinc ulaşılmıştır. Yüce Mahkemenize Arz Ederim.” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür. Mahkememizce yazılan talimat sonrası yapılan keşifle alınan 17/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özet olarak ”.* Kanaopi: Yerinde yapıları incelemede petrol istasyonunda hali hazırda | adet 4,60metre yüksekliğinde yaklaşık 20.00 mr x 15.00 mt boyutlarında kanopibulunmaktadır. Ayrıca yinc yerinde çelik iskelet hâlihazırda mevcut olup, kanopiiskeletinin dış yüzeyi ise şu anki akaryakıt şirketinin amblemini ve ticari işaretinitaşıyan kaplama malzemesi ile kaplanmıştır. Kanopi beton temeli, aydınlatması(12 adet kanopi tipi aydınlatma armatüü) ve seslendirme tesisatı (4 adel asmatavan tipi 3-6-10 watt hoperlör) da yerinde mevcuttur. Bunun ile birlikte ilgiliimalatlara yönelik Dava dosyasında herhangi bir marka model listesi, proje, leknikçizim, fotoğraf vb… evrak mevcul olmadığı için bu imalatların protokolün 2.Amaddesi kapsamında yapılan imalatlar olup olmadığı veya fesih sonrası yapılıp
yapılmadıkları kesin bir şekilde tespit edilememektedir.* İstasyon binası: İstasyon binası; market, ofis, salış odasından oluşmuştur. Marketkısmında kasa, banko ve raf sistemi mevcut olup diğer alanlarda da yine kullanımamacına uygün tefrişal mevcuttur. Bina ve market müzik yayın sistemi faalhaldedir. Bunun ile birlikte ilgili binaya yönelik Dava dosyasında herhangi birproje, teknik çizim, fotoğraf vb… evrak mevcut olmadığı için bu binanın vemuhteviyatının protokolün 2.A maddesi kapsamında yapılan imalatlar olupolmadığı veya fesih sonrası yapılıp yapılmadıkları kesin bir şekilde tespit
edilememektedir. Tank… ve pompa otomasyon siştemi: İstasyonda … markaotomasyon sistemi bulunmakla olup ilgili sistemin ve alt yapısının …PETROL firması tarafından kurulduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle ilgili sisteminprotokolün 2.A maddesi kapsamında yapılan bir imulat olmadığı, ilgili imalatınyakın bir zamanda (fesih sonrası) yapılmış olduğu kesin bir şekilde tespitedilmiştir.İstasyon saha betonu ve alt yapı tesisatı (kanal, rögar, sıhhi tesisat, ızgaravs.. .) İstasyonda, saha betonu ve alt yapı tesisatı mevcuttur. Bunun ile birlikteilgili imalatlara yönelik Dava dosyasında herhangi bir projc, teknik çizim, fotoğrafVb… evrak Mmevcut olmadığı için bu imalatların protokolün 2.A maddesikapsamında yapılan – imalatlar olup olmadığı veya fesih sonrası yapılıpyapılmadıkları kesin bir şekilde tespit edilememektedir.
» 4 adet kemik ada: İstasyonda, 4 adet kemik ada mevcuttur. Bunun ile birlikteilgili imalatlara yönclik Dava dosyasında herhangi bir proje, teknik çizim, fotoğralvb… evrak mevcut olmadığı için bu imalatların protokolün 2.A maddesikapsamında yapılan imalatlar olup olmadığı veya fesih sonrası yapılıpyapılmadıkları kesin bir şekilde tespit edilemememiştir. * 1 adet … kompresör: İstasyonda… marka, 11 bar, 4 kW ve üretim tarihi2014 yılı olan bir adet hava kompresörü bulunmaktadır. Bu haliyle ilgili sisteminprotokolün 2.A maddesi kapsamında yapılar bir imalat olmadığı, ilgili imalatınyakın bir zamanda (fesih sonrası) yapılmış olduğu kesin bir şekilde tespit edilmiştir….
SONUÇ:
Raporumuzun inceleme ve kanaatimiz bölümünde açıklamaya çalıştığımız nedenleredayalı olarak;
Davalı ve Davacı arasında imzalanmış olan yatırım protokolünün 2.A maddesindetemini istenmiş malzemclerin Davacı tarafından temin edilip, 60.000 USD ye karşılık gelen katılım bedelinin Davalı tarafından ödendiği,Yatırım protokolünün 2.A maddesi gereği lemin edilmiş malzemelerin hali hazırda birkısmının yerinde bulunmadığı, bir kısmının ise dava dosyasında herhangi bir projesi, teknik çizimi, fotoğrafi vb… evrakı mevcut olmadığı için tarafımızdan kesin bir şekilde tespit edilemediği,
Yine Dava dosyası içeriğinde, fesih sonrası İstasyonda yer alan malzemelerin taraflar arasında devir teslim edildiği ya da pay edildiği yönünde herhangi bir evraka rastlanmadığı,Davalı ile Davacı arasındaki 180 aylık sözleşme (15×12 — 180 ay) süresininsözleşmenin feshi sebebi ile 136 ay erken sonlandığı,Mahkemeniz tarafından Davacıya ödenmiş 60.000 USD bedelin (Teknik Yatırım
Bedeli) erken fesih edilmesi sebebi ile ortaya çıkan kullanılmayan dönemine (136 ay) karşılık miktarının iadesine karar verilmesi halinde ise iade edilecek bedelin (60000/180 — 333,33 USD ve 136 x333,33 USD — 45,333 USD) 45.333 USD olacağı,
Görüş ve kanaatindeyiz.”şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Asıl dava, davacının hesabından davalıya verilen yetki ile kesilen toplam 55.380,14 TL’ nin haksız yere tahsil edildiğinden bahisle bu paranın iadesi istemine ilişkindir. Davalı taraf kesintilerin kaynağı olarak 11.11.2010 tarihli faturayı göstermiş ve bu fatura içeriğine göre tahsilat yaptığını bildirmiştir. Fatura, davacı tarafça davalıya iade edilmiş olup, bu durumda fatura alacağı içeriğinin mevcut olduğunu davalı ispat ile yükümlüdür. Bilirkişi raporunda fatura konusu alacağın teknik yatırım bedeli olduğu belirtilmiş olduğuna göre, bayiliğe konu taşınmazda bozma ilamı uyarınca keşif yapılarak sözleşme kapsamında taşınmazda yapılan yatırımların fayda sağlayıp sağlamadığı ve halen kullanıma devam edilip edilmediği konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla bilirkişi raporu alınmış ve alınan raporlarda davaya konu yerde başka bir firmanın çalıştığı, bir kısım teknik yatırımın ne zaman yapıldığının tespit edilemediği, bir kısmının taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonra yapıldığının tespit edildiği ve yatırımların bir fayda sağlamadığı belirlenmiştir. Bu sebeple davalının , davacı şirketin hesaplarından söz konusu faturaya istinaden kesmiş olduğu 55.380,14 TL haksız olup davacıya iadesine karar verilmiştir. Bilirkişilerce, defterlerde davacı borcu olarak görünen 17.700 TL, toplam davacı alacağından düşülerek hesaplama yapılmış ise de davalı taraf asıl dava kapsamında takas mahsup defi ileri sürmemiş olduğundan ayrı bir davanın konusu olan davacı borcu mahsup edilmeksizin hüküm tesis edilmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan incelemede; mahkememizce önceden kurulan hükmün sadece davacı birleşen davalı tarafça ve asıl dava yönünden temyiz edildiği, bozma ilamında da sadece asıl dava yönünden değerlendirmeler yapılarak kararın bozulduğu anlaşılmakla temyize ve bozmaya konu olmayan birleşen davanın esası yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden davanın kabulü ile 55.380,14 TL nin 14.12.2010 tarihinden itibaren işeyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
”Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile, 7.458.40.-Tl. Dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklindeki hüküm temyiz talebine ve bozmaya konu olmaması nedeniyle birleşen dava yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına,
2-Asıl davada; Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 3.783,02 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 822,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.960,62 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Asıl davada; Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 822,40 TL harç ile 18,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 840,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Asıl davada; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 7.999,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5-Birleşen davada; Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 509,48 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 110,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 398,68 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
6-Birleşen davada; Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 110,80 TL harç ile 8,60 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 119,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Birleşen davada; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine
8-Yargılama gideri yönünden; davacı-birleşen davada davalı tarafça yapılan 3.117,80 TL yargılama giderinin, davalı-birleşen davada davacıdan tahsili ile davacı-birleşen davada davalı tarafa ödenmesine
9-Yargılama gideri yönünden; birleşen davada davacı-asıl davada davalı tarafça yapılan 4.612,80 TL yargılama giderinin, birleşen davada davalı-asıl davada davacıdan tahsili ile birleşen davada davacı-asıl davada davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, karar tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır