Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/208 E. 2020/139 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/208 Esas
KARAR NO : 2020/139
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 15/09/2010
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket sigortalıları … San Tic. A.Ş.ve … A.Ş’nin Rusya’ya ihraç ettiği konfeksiyon/hazır giyim emtiasının Türkiye/Rusya nakliyesi için nakliyat emtia sigorta poliçeler ile … A şartları dairesinde sigorta güvencesi altına alındığını, sigortalılar tarafından … 7 000 teksim firmasına satılan 1.846.712,54 USD değerindaki hazır giyim emtiasının Rusya’ya gönderilmek üzere … Limanı’ndan … firmasının multimodal (kombine) konşimentoları ile Novorovski oradan da Moskova’ya sevk edildiğini, taşıma işinin … Ve Tic. A.Ş tarafından yapıldığını, kara ve deniz nakliyesi olarak bu firmanın üstlendiğini, … firmasının multimodel konşimentoları ile taşıma yapıldığını, Kapitalenergo gümrüklü sahasına giren konteynerlerden 6274 adet 249 koli eksiklik tespit edilmiş olduğunu, pek çok kolinin ezilmiş ve açık olduğunu, yapılan ekspertiz neticesinde 137.944,00 TL hasar tespit edilerek, sigortalısına 137.944,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, TTK 1361 ve müteakip maddeleri gereğince kanuni halefiyete ve temlikname ile akdi halefiyete hak kazanıldığını, 24.150,00 TL.sı hasar tazminatının davalılardan 21.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, masraf ve avukatlık ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Denizcilik İhtisas Mahkemesi ve T.T.K. nun 767 hükmüne göre taşıma sözleşmesinden doğan ihtilaflarda zamanaşımının 1 yıl olması nedeniyle davanın zaman aşımı süresi içinde açılmadığını, müvekkili … A.Ş.’nin taşımayı yapan taraf olmayıp sadece forwarder hizmeti verdiğini, esasen davanın sorumlu nakliyeci deniz taşımacılığını yapan şirkete açılması gerektiğini, müvekkili şirketin fiilen nakliyeye katılmadığını, kusurda izafe edilemeyeceğini, gemi taşımasının … gemisi ve donatanı … A.Ş. tarafından üstlenildiğini, sadece navlun sözleşmesinin ifasında kullanılan ve sözleşmenin icrası kendisine bırakılan Üst taşıyıcı, taşıyanın adamı değil, onun yardımcı şahsı olduğunu, malları taşıyan ve varış limanında onları gönderilene eksik teslim eden davalı üst taşıyıcı, diğer davalı asıl taşıyanın (alt taşıyıcı) yardımcı şahsı durumunda bulunduğunu, bu nedenle kusurlu olarak neden olunan zarara asıl taşıyıcı sıfatını taşıyan difeer davalının kanıtlanmasının yasa gereği olduftunu. davanın genel taşıma hükümlerine göre değil deniz ticaret sözleşmesine göre açıldığını, TTK 764 md. Açık hükmü uyarınca genel hükümlerin deniz taşımalarında uygulanması olanağının bulunmadığını, davalıların 787inci madde uyarınca birlikte sorumlu olduklarının kabulünün yasaya aykırı olduğunu, her ikisine birden davayı açma olanağının bulunmadığını, hasar ihbarının süresinde yapılmadığını, TTK md. 1066 ya göre malların teslimi sırasında taşıyana veya boşaltma limanındaki temsilcisine yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğunu, ziya ve hasar haricen belli değil ise ihbarnamenin mezkur tarihten itibaren üç gün içinde gönderilmesinin kafi olduğunu, teslim anında yazılı olarak taşıyıcıya bildirilmemesi halinde bu zarardan taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiğine hükmolunacağı kabul etmiş bulunduğunu, ziya ihbarı süresinde ve usulünce yapılmadığından konşimentoda herhangi bir ihtirazi kayıt olmadığından “konşimentoya uygun teslim” karinesinin malın hasarsız ve tamam olarak teslimini ifade ettiğini, dava kon usu olayda hasar tespitinin TTK 1065. Maddesinde öngörülen biçimde yapılmadığı gibi hasar ihbarı süresinde yapılmadığından bu zarardan taşıyanın sorumlu olmadığı kabul edilmesi gerektiği, davacı tarafından sunulmuş bu karineyi çürütecek resmen tayin edilmiş eksperlerce tutulmuş belge bulunmadığını, ek beyan haklan saklı kalmak üzere, ilk itirazlarını sunduğunu beyan ile talep ve dava etmiştir.
İhbar olunan … vekili ihbara karşı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sadece yükleme limanında davalı şirketlere acentelik hizmeti verdiğini, taşımanın yapıldığı iddiası dahil aleyhlerine olan diğer tüm iddiaları kabul etmediklerini beyan ederek, aleyhlerine olacak taleplerin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; CMR’ye tabi taşıma nedeniyle oluşan hasar bedelinin nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Nakliyat sigorta poliçeleri, hasar dosyası ile ekspertiz raporları, CMR belgesi, sigorta poliçesi, gümrük beyannameleri, navlun faturasının ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 2011/239 esas, 2017/235 karar sayılı kararı ile Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine dair karar verildiği, anılı kararın, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2018/5 esas, 2018/89 karar sayılı kararı ile; ”… Taşımanın kombine deniz ve kara taşıması biçiminde yapıldığı, gemiden sonra konteynerlerin açılmadan kamyon ile taşınmasının sağlandığı ,teslim anında eksikliklerin tespit edildiği, zarar sebebi ise taşınan kolilerin eksikliği ve bir kısım paketlerin açılmasından kaynaklandığı iddiası mevcuttur. Deniz taşıması ile ilgili zarar (sudan kaynaklı zarar gibi ) iddia edilmemektedir. Yükün, taşımanın bir kısmında boşaltılmadan taşımanın devam etmesi emtiada ki zararın nerede gerçekleştiği tespit edilemiyorsa uyuşmazlığa CMR 2. maddesi gereği CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekecektir. Mevcut uyuşmazlığa karma taşıma niteliğinde olması nedeniyle CMR hükümleri uygulacağından , davada özel görevli Deniz Ticareti davalarına bakmakla görevli … Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmayıp, Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. ( Y.11.HD 2014/9221 esas. 2014/17474karar sayılı ilamı aynı yoldadır.)İlk Derece Mahkemesi davaya bakmaya görevli iken görevsizlik kararı verimesi yerinde görülmemiştir…” gerekçeleri ile kaldırılması üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 08/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Hasarın tespitinde, hasar uğrayan emtia-eşyanın brüt kilogram ağırlığının bilinmesine gereksinim duyulmamakta olduğunu, hasar/hasarların tespit edildiği tutanaklarda kısmi hasar ve zıyaı uğrayan eşyalara ilişkin her hangi bir tespit bulunmadığı görülmekte olup, dosyaya sunulu 9 ayrı hasar dosyası içeriği incelendiğinde, MMBL/Taşıma Belgeleri ve Eşya Çeki Listeleri dikkate alınarak zayi olan eşyaların brüt kilogramları ile ilgili saptamaların yapıldığını, 28.09.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı … MMBL ve Eşya Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 929 koli, 10.846,25 kg/brüt olup, 20 koli eksik/zayi olduğu belirtildiğini, 10.846.25 kg. : 929 koli. = 11.69 kg (beher kolinin ağırlığı) x 20 koli = 233.60 kg/brütkısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 29.09.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı, … ve Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 1089 koli, 13.304,45 kg/brüt olup, 18 koli eksik/zayi olduğu belirtilmiş, 13.304,45 kg. : 1089 koli = 12.22 kg (beher kolinin ağırlığı) x 18 koli = 219,96 kg/brüt kısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 09.09.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı … ve Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 1089 koli, 14.961,05 kg/brüt olup, 22 koli eksik/kayıp olduğu belirtilmiştir. 14.961.05 kg. : 1089 koli = 13.74 kg (beher kolinin ağırlığı) x 22 koli = 302.28 kg/brütkısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 02.10.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı. … ve Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 790 koli, 10.270,62 kg/brüt olup, 23 koli eksik/kayıp olduğu belirtilmiştir. 10.270,62 kg. : 790 koli = 13.00 kg (beher kolinin ağırlığı) x 23 koli = 299,00 kg/brüt kısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 06.10.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı. … ve Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 1000 koli, 13.427,74 kg/brüt olup,18 koli eksik/kayıp olduğu belirtilmiş, 13.427.79 kg : 1000 koli = 13.43 kg (beher kolinin ağırlığı) x 18 koli = 241.74 kg/brüt kısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 07.10.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı. … ve Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 881 koli, 11.168,93 kg olup, 45 koli eksik/kayıp olduğu belirtilmiş, 11.168.93 kg : 881 koli = 12.68 kg (beher kolinin ağırlığı) x 45 koli = 570.60 kg/brüt kısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 07.10.2009 tarihli Depo eşlim Tutanağı, … ve Çeki Üstesine göre; Eşyanın tamamı 851 koli, 8.607,55 kg olup 14 koli eksik/kayıp olduğu belirtilmiştir. 8.607.55 ke : 851 koli = 10.11 kg (beher kolinin ağırlığı)x 14 koli = 141.54 kg/brüt kısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 08.10.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı, … ve Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 788 koli, 8.767,91 kg olup, 12 koli eksik/kayıp olduğu belirtilmiş, 8.767.91 kg : 788 koli = 11.13 kg (beher kolinin ağırlığı) x 12 koli = 133.56 kg/brüt kısmi ziya-hasar miktarı olarak hesaplanmakta, 10.10.2009 tarihli Depo Teslim Tutanağı, … ve Çeki Listesine göre; Eşyanın tamamı 1097 koli, 13.591,16 kg olup, 85 koli eksik/kayıp olduğu belirtilmiş, 13.591,16 kg : 1097 = 12,39 kg (beher kolinin ağırlığı) x 1.053,15 kg/brüt kısmi ziya-hasar miktarı hesaplanmaktadır, toplam 9 konteyner 33.60+219,96+302,28+299.00+271.74+570,60+141,54+133,56+1,053,15 = 3. 225.43 kg/brüt emtia-eşyanınzayi olduğunun kabulü halinde, 3.225.43 kg/brüt x 8,33 ÖCH (SDR) = 26.867.83 ÖCH (SDR) tespitinin yapıldığını, somut olayda 1.davalının akdi taşıyıcı-taşıma işleri organizatörü, 2.davalının fiili alt taşıyıcı sıfatı ile işbu dava konusu ihtilaf bakımından sorumluluğuna gidilebileceğini, yapılan taşımanın konteyner taşıması şekline 9 adet konteynerin denizyolu ve karayolu taşıması olarak organize edildiğini, esasen konteyner tedarikinin de davalı taraf sorumluluğunda olmasına karşın, konteyner içi istifleme, yükleme ve yerleştirme işinin gönderen sorumluluğunda olan edimler olduğunu, dava konusu 9 adet konteyner taşıması sonunda da kısmi zayi ve hasar tespitlerinin konteynerler açıldıktan sonra ve taşıyıcı katılımı olmaksızın tutulan tutanaklarla tespit edildiğini, hasar ve zayiatın yükleme öncesi gönderen sorumluluk alanından mı; yoksa taşıyıcının taşıma süreci-taşıyıcı sorumluluk alanından mı kaynaklandığının sabit olmadığı, CMR m.30 şartlarında derhal bildirim şartının yerine getirilmediğini, yine davacı ödemesinin Sigortacılık Kanunu gereği yerinde inceleme ve görgüye dayalı ekspertiz raporuna dayandırılmadığını, Tutulan tutanaklara itibar edilecek olur ve yine bu tutanak içeriği hasar ve zayiatın taşıma sürecinde meydana geldiği kabul edilecek olursa; davacı ödemesinin CMR m.23/3 ve m.25 hükümlerine uygun hesaplanan sorumluluk üst sınırı dahilinde kaldığından tamamının rücu edilebilir olduğunun söylenebileceği…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve …marifetiyle hazırlanan 10/06/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…Kök raporda belirtildiği gibi 4.maddede sonuca yansıtıldığı üzere depo sorumlusu ve gümrük departman müdürü katılımı ile tutulan tutanaklarda “eksiklik” tespitleri var olduğunu, ancak her bir konteyner tesliminde “araç sürücüsü-şoförü” için açılan imza kısmında îmza olduğuna dair bir belirti-çeviri ifadesi olmadığını, tutanaklar incelenmiş, üç imza yeri açılmasına karşın; depo ve alıcı şirket gümrük departmanı yetkilisi imzaları varken, sürücü için açılan imza kısımlarının boş olduğunun görüldüğünü, imza için yer açılmış ama imzalar itirazda belirtildiği gibi teker teker teyit edilmemekte, sunulan taşıma ve sevk evrakında sürücü-taşıyıcı adam ve yardımcıları katılımı tespit ve teyit edilmemiş, KÖK raporda tespit edildiği üzere, yükleme sırasında konteyner içi istifleme, sabitleme, sayma gibi yükümlülükleri bakımından davalı taşıyıcının yükümlülüğü de teyit edilmiş değildir. Taşıma evrakında açıkça “YÜKLEME, İSTİFLEME, SAYIM VE MÜHÜRLEME YÜKLETEN BEYANINA GÖREDİR” ifadeleri ile de taşıyıcının eksiklik, konteyner içi istifleme ve sabitleme hatalarından sorumlu tutulamayacağı tespit edilmektedir, “navlun peşin ödendi” kayıtları da taşıyıcının yükü ihtirazi kayıtsız tespit ettiğinde taşımanın tamamlandığını, gönderenin tüm süreci taşıyıcı ile organize ettiğini gösterdiğini, Davalılar vekili, 27.02.2019 tarihli itiraz dilekçesinde, davada iki davalı bulunmadığı, 2.davalının “izafeten davalı” gösterildiği, l.davalının ise asıl davalı olduğu ileri sürüldüğünü davalının “taşıma işleri organizatörü olduğu” sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüş, akdi taşıyan-taşıyıcı ve taşıma işleri organizatörü kavramları bakımından TTK m.921 ve m.926, m.927 hükümlerinin gözetilmesi gerektiği KÖK rapor değerlendirmelerimizin yerinde olduğu, nihai takdirim yüce mahkemeye ait olacağını, CMR m.30 şartlarını sağlamayan tutanak ve hasar – zayi bildirimleri gözetilerek, davanın reddi gerektiği savunulduğunu, hasar ve zayiatın taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin belli olmadığı, davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği ileri sürüldüğünü, özellikle konteyner taşımalarında, yükleme-isitfleme-sabitleme-mühürleme sonrası taşımanın başladığı uluslararası taşımalarda, taşıma süreci sonunda taşıyıcı katılımı ile de olsa, eksik çıkması veya konteyner dışında hiçbir hasar yokken, konteynerler tam ve sağlam olmasına karşın içerik hasarlarında taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmekte, bu gibi durumlarda, emtia nakliyat sigortacısı açısından da esasen “taşıma riskinin” gerçekleştiği tam olarak söylenemeyeceğini, zira gene) nakliyat emtia sigortası bakımından risk, yükleme ile başlar. Yükleme süreci nakliyat süreci içinde görülmemek gerektiğini, yükleme kural olarak gönderenin sorumluluk alanında kalan aktivitelerden, nitekim somut olayda konteyner için yüklemenin yükleten-taşıtan sorumluluğunda olduğu multimodal taşıma süreci ve tüm süreç bakımından taşımanın “mühürlü konteynerler içinde” başladığı teyit edilmekte olduğunu, KÖK raporda belirlenen kısmi zayi zararlarının konteyner içine yükleme sırasında eksik yüklenmesi ihtimali gözetildiğinde, zayiatın taşıma sürecinde meydana geldiği sabit olmadığını, kök rapor değerlendirme sonuçları devam etmekte, davacı ve davalılar vekili itirazları doğrultusunda yapılan ek inceleme ve değerlendirme neticesi; kök rapor sonuç ve İtaatlerimizin aynen devam ettiği, kanaati değiştirmeyi gerektirir ek bir değerlendirme ve sonuca ulaşılmadığı…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada davacı … şirketi tarafından CMR’ye tabi taşıma nedeniyle oluşan taşınan kolilerin eksikliği ve bir kısım paketlerin açılmasından kaynaklandığı iddiasına dayalı hasar bedelinin nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında acente sıfatıyla aynı zamanda fiili taşıyıcı olan şirketten rücuen tazmini istemi ileri sürülmüş olmakla anılı istemin yerinde olup olmadığı, davalı/acente, taşıyıcı şirketin dava dışı sigortalıya ödenen bedeli CMR kapsamında tazminle yükümlü olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça zamanaşımı itirazı ileri sürülmüş ise de CMR’nin 32. maddesi kapsamında taşıma sözleşmelerinde meydana gelen hasar tazminatlarının hasar tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini düzenlemiş olup somut olayda hasarla ilgili tespitlerin 28/09/2009 tarihinde yapılıp davanın ise 15/09/2010 tarihinde açılmış olmakla 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta ülkemizin taraf olduğu CMR Konvansiyonunun uygulanması gerekmekte olup CMR’nın 30/1. maddesinin; “Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görülduğü hallerde teslim anında veya açıkca görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildigi sekilde alındıgına kanıt olusturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır.” hükmünü haiz olduğu görülmektedir. Bu kapsamda CMR’nin anılı 30/1. maddesine göre hasarın belirtilen süreler içinde taşıyıcıya bildirilmesi halinde hasarın taşıma sırasında oluşmadığının ispat yükü taşıyıcıya ait olup, süresinde taşıyıcıya hasar bildirimi yapılmaması halinde ise hasarın taşıma sırasında oluştuğunun ispat yükü göndericiye aittir. Anılı kanuni düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında; davacı vekilince hasar bildiriminin yapıldığına ilişkin mail kayıtlarına delil olarak dayanılmış ise de mahkememiz ara kararı ile verilen süre içerisinde ibraz edilmediği gibi yalnızca depo teslim tutanaklarının ibraz edildiği görülmüş olup anılı belgelerin tetkikinde ise taşıyıcıyı temsilen araç şoförünün imzaladığı beyan edilmiş ise de anılı sürücü imzasına belgeler üzerinde rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Bu noktada malın teslimi sırasında CMR 30. maddesi gereğince taşıyıcının katılımı ile tutanak tanzim edilmediği, hasarın teslim anında açıkça görülmemesi durumunda davalı taşıyıcı şirkete bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediği, olaydaki hasarın taşıyıcının sorumluluk alanında gerçekleştiğinin belirsiz olup dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığı, bu bağlamda davalıya sorumluluk yüklenemeyeceği, denetlenen raporun bu kapsamda hükme esas alınmaya elverişli olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 1.843,65-TL harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 1.789,25-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 15.744,25-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır