Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/207 E. 2020/33 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/207 Esas
KARAR NO : 2020/33
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/02/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … şirketi ile davalı … şirketi ile cari hesap bazında çalıştığını, davalı vekilince icra müdürlüğüne yapılan itirazın haksız olduğunu, davalı tarafın cari hesap ekstresinden kaynaklanan 106.409,28 TL borcunun bulunduğunu, borçlu firmaya sunulan servis hizmetleri karşılığında kesilen faturaların ödenmemesi ile davalı firma …’in, taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeniyle; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.5. maddesi gereği; davalı …’e kesilen yıllık sözleşme tutarının yansının cezai bedel olarak ödemesini içerir faturalar olduğunu, davalı borçlu …’in, 18 Aralık 2017 tarihli … yevmiye numaralı … Noterliğinden gönderilen Hizmet Sözleşmesinin Feshi ile Reddedilen, faturaların İadesi, İlk Servis Ücretinin Kabulü konulu ihtarnameyi müvekkili şirkete gönderdiğini, söz konusu ihtarname ile davalı tarafın sözleşmeyi fesih beyanında bulunduğunu, fakat işbu feshin haksız bir fesih olduğunu, işbu ihtarname üzerine, müvekkili şirketin, alacaklı … de; … noterliğinden 27 Aralık 2017 tarihli … Yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiğini, söz konusu ihtarnamede de açıkça belirtildiği üzere; tarafların deneme sürecinin sonunda, denemesi yapılmış ve memnun kalınmış olan hizmete ait 19.06.2017 tarihli sözleşmeyi tarafların imza yetkililerince imza altına alındığını, bu ariyet ve servis sözleşmesinin, davacının, davalı …’in kullanımına verdiği iki makineye ayrı ayrı olarak, 6 haftada bir servis hizmeti vermesi hususunda olduğunu, Sözleşme gereği, davacı …’in sürece direkt olarak dahil olduğu bir durum olmadığını, makinelerin parçalarını davalı … firmasının elemanlarınca yıkandığını, davacı … firmasının elemanlarının, parçaların yıkanması sürecinde bulunmadığını, davacı …’in hizmet konseptinin, sözleşmesinde de görebileceği üzere, kullanım amaçlı makine temininin, kimyasal temini ve atıkların bertaraf işlemlerini içerdiğini, deneme sürecinden sonra başlayan sözleşme sürecinde davacı müvekkili şirketin herhangi bir şekilde temizleme; kimyasalın yetmesi ve benzeri garantilerinin bulunmadığını, sürecin, tamamen davalı firmanın makine parçalarının ve elemanlarının yürüttüğü bir süreç olduğunu, davacı müvekkili şirketin hizmetinin, ariyeten bırakılan makinelerin ilişkin servis hizmeti, temizleme sırasında kullanılacak kimyasalların temini ve varsa, atıkların bertarafını içerdiğini, davacı firmanın, bu kapsamda davalı …’e pek çok servis hizmeti verdiğini ve makinelerin temizlenmesinde kullanılacak kimyasalları temin edip, varsa kalan atıkları bertaraf ettiğini, sözleşmenin imzalanmasını müteakip belli bir zaman dilimi içerisinde davacı firmanın ilk servis hizmetini yerine getirdikten sonra; ikinci servis zamanında davalı firmanın parçalarının fazla olduğunu beyan ederek fazla miktarda kimyasal talep ettiğini, müvekkili şirketinde iki servislik kimyasalı davalı firmaya temin ettiğini, söz konusu kimyasallarla ilgili davacı müvekkili şirketin, herhangi bir şekilde kimyasalın yeteceği süreyi taahhüt etmediğini sadece servis ve kimyasal temin edildiğini, yıkanacak parçalar ve yıkayan elemanların davalı firmaca seçildiğini ve yerine getirildiğini, davalı firmaya verilen tüm bu hizmetlere karşı oluşan faturaların kesildiğini ve davalı firmaya gönderildiğini, ancak işbu fatura bedellerinin ödenmediğini ve davalı firmaca sözleşmenin feshedildiğini, öncelikle Sözleşmenin 6.3. maddesi uyarınca; davalı firmaca yapılan feshin haksız bir fesih olduğunu, taraflar arasında akdedilen ve EK-3 te sunulan sözleşmenin 6.3. maddesinde belirtilen fesih koşullarına uygun bir fesih yapılmadığını, ayrıca ilgili Sözleşmenin 6.5. maddesi uyarınca, davalı …’in sözleşmeyi herhangi bir nedenle fesih etmek istemesi halinde (haksız fesih durum da dahil) yıllık sözleşme tutarının yarısının sözleşme fesih cezai bedeli olarak ödeyeceğini,Müvekkili şirketin de; davalı tarafın Sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle sözleşme tutarı olan davalının 20.06.2017 tarihli … nolu siparişinde de belirtilen 106.590,00 TL’nin yarısı olan 53.295,00 TL + KDV’yi davalıya fatura edildiğini, davalı …’e gönderilen faturalara kanuni sürelerinde itiraz edilmediğini, tüm faturaların mutabakatlarının müvekkili şirketin muhasebe sorumlusu … ile yapıldığını, taraflar arasında mevcut bulunan ve ödenmeyen faturalar toplamı olan 43.521,18 TL’nin ve sözleşmeyi haksız fesih etmeleri nedeniyle davalıya kesilen 62.888,10 TL olmak üzere toplam 106.409,28 TL’nin ödenmesini ihtar edildiğini, ancak hiçbir ödemenin yapılmadığını, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına; % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 19.06.2017 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince davacı tarafın 6 haftada bir servis hizmeti vermesi gerektiği halde hizmet ekipmanlarını müvekkili işyerine 01.07.2017 tarihi yerine 50 gün gecikmeli teslim ettiğini, buna rağmen ilk servis hizmeti olarak kabul edildiğini, ancak kurulan sistemin çalışmadığını, öngörülen hizmet hiç alınamadığı halde yalnızca sözleşme imzalanmış olduğu için usulüne uygun ilk servis faturasının gönderilmesi halinde iyi niyet çerçevesinde ödeme yapılacağı hususunun davacı tarafa defaatle bildirildiğini, ancak ilk servis faturasının bugüne kadar davalı işyerine ulaştırılmadığını, bunun yerine dava konusu olan ilamsız icra ile takip yoluna gidildiğini, davacı tarafın sözleşmeye aykırı olarak hizmet karşılığı bulunmayan faturalar için ilamsız icra takibi başlatmış ise de bu takibe haklı nedenle itiraz edilerek durdurulduğunu, huzurdaki davanın itirazlarının kaldırılması için ikame edildiğinin bu nedenle ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, öncelikle sözleşme konusu hizmetin ne olduğunu açıklamak gerektiğini, müvekkili firmanın metal karkas araç koltuk üretimi yaptığını, bu araç koltuklarından hatalı boyanmış olanların tümleşik veya parçalı olarak boya sökümüne tabi tutulup yeniden boyanmaya hazırlanmasının gerektiğini, söz konusu sözleşmenin boya söküm hizmeti almaya yönelik olduğunu, bu kapsamda davacı tarafından müvekkili işyerine uygun boyutta geniş bir kazan ile boya sökücü solüsyon temin edilerek bir sistem kurulması ve kurulan sistemin 6 haftada bir servis tekrarı ile işler kılınmasını gerektiren bir sözleşmenin imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin işyerine teslim edilen boya temizleyici solüsyonun servis yenileme periyodu olan 6 hafta boyunca yeterli olması gerektiği halde 3-4 saat içinde tükendiğini, boya söküm hizmetini ilk günden sekteye uğrattığını, takip eden süreçte müvekkilinin daveti üzerine davacı firma tarafından Ekim 2017 ayı ilk haftasında iyileştirme denemeleri yapılmışsa da başarısız olduğunu ve sözleşmenin müvekkili bakımından işlerliğini yitirdiğini, Bu dönem sonrasında sözleşmenin davacı tarafından işler kılınması için sonuç alıcı bir çalışma yapılmadığı sorunun giderimi için pek çok e-posta yazışmalarının 21.11.2017 tarihinde her iki fabrika müdürünün de katılımlarıyla taraflar arasında 23 dakikalık bir çoklu konferans telefon görüşmesi yapıldığını ancak sorunu giderici mahiyette olumlu bir sonuca ulaşılamadığını, bu konferans görüşmesinde davacı tarafa müvekkili tarafından her türlü opsiyonun sunulduğunu, hizmet periyodunun 6 haftadan 4 haftaya hatta 3 haftaya indirilmesi ve işi yapacak kalifiye elemanın ücreti karşılığı müvekkilinin işyerinde istihdamı dahi teklif edildiğini ancak davacı tarafın sözleşmenin işler kılınmasına yönelik hiç bir olumlu yaklaşım sergilemediğini ve durumu sürüncemeye bıraktığını, sürüncemeye bırakılan durumun sözleşmeye uygun olmadığı ve sözleşmenin gerektirdiği hizmetin alınamadığı hususunun telefon ve EK-B e-postalar vasıtasıyla defalarca davacı tarafa bildirildiğini, ancak sözleşme ile öngörülen hizmetin yerine getirilmesi sağlanamadığını ve belirtilen haklı nedenlerle davacı tarafa gönderilen 18.12.2017 tarihli EK-C ihtarname ile sözleşme feshedilmek zorunda kalındığını İhtarname ekinde konusu bulunmadığı için müvekkili firma muhasebesine kaydedilmeyen faturaların da iade edildiğini, daha önce alacaklı tarafa ihtar edildiği üzere ilk servis ücretinin usulüne uygun fatura edildiği takdirde kendilerine ödeneceğini, ilk servis ücreti tutarının konusunda da iyi niyetlerini sürdürdüklerini ve davacının cevabi ihtarında bildirilen 11.827 TL + (%18) KDV: 13.955,86 TL tutarındaki ilk servis faturasının müvekkili firmaya gönderilmesi halinde davacıya ödeneceğini teyit ettiklerini, bu hususun ihtarnamenin yanı sıra icra takibine itirazlarında da beyan ettiklerini, davacı tarafın sözleşmeyi işler kılmak ve hak ettiği ödemeyi tahsil etmek yerine başarısız kaldığı sözleşmenin cezai şartını işleterek emek ve hizmet vermeden karşılıksız gelir elde etme gayreti içine giriştiğini, davacı tarafın davasında tutarlı olmadığını, dava dilekçesinde 6 haftada bir servis hizmet vermeleri gerektiğine dair sözleşme hükmünü teyit etmelerine rağmen uygulamada ilk servis dışında sözleşmeyi İşler kılacak bir faaliyette bulunmadıkları gerçeğinin bu tutarsızlığı kanıtladığını, sözleşmenin müvekkili tarafından feshedilmesinin bir nedeninin de davacı tarafın sözleşmeye kayıtsızlığı ve mevcut işlevsizliği giderme yönünde sahici bir irade ortaya koymaktan kaçınması olduğunu, davacı tarafın anlaşıldığı üzere sözleşmede mevcut cezai şarta güvendiğini ancak mevcut durumda cezai şartın işletilebilmesi için davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini ve sözleşmenin sorunsuz işlediğini kanıtlamasının gerektiğini, ancak durumun davacı bakımından tam tersi mahiyette olup açık bir başarısızlık halinin söz konusu olduğunu, öyle ki 6 hafta kullanım ömürlü olmak üzere teslim edilen solüsyonun 3-4 saatte uçuşarak tükenmiş ve yerine önerilen … numaralı alternatif kimyasalın da (R40) kanserojen olduğu, (R34) yanıklara neden olduğu ve (R68) tedavisi mümkün olmayan etki yarattığı davacı tarafından sunulan EK-Ç kimyasal malzeme güvenlik bilgi formundan Öğrenildiğini, insan sağlığı açısından zararlı maddenin işyerine kabulünün mümkün olmadığını ve sözleşmenin davacı tarafından yerine getirilmesinin başarısızlıkla sonuçlandığını, bu durumda verilen ilk servis hizmet faturası yerine, işletilemeyecek cezai şart karşılığı fatura tanzim edilmesinin ve konusu bulunmayan diğer faturaların tahsil talep ve girişiminin mesnetsiz, hukuksuz ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddine, yüzde 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; sözleşmeden kaynaklı faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiş olup icra dosyasının tetkikinde; “…Davacı tarafından 106.409,28-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının bahse konu takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu…” görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme, ihtarnameler, fatura suretleri, mail yazışmalarının ibraz edildiği görülmüştür.
Davalı tarafın bağlı bulunduğu Vergi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava tarihinden geriye doğru 3 yıllık vergi beyanları ve bilanço örnekleri celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … , …, … marifetiyle hazırlanan 01/04/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; ”…Davalı firma metal karkas araç koltuk üretimi yapmakta olup, bunlardan hatalı boyanmış olanların boya sökümüne tabi tutulması ve yeniden boyanmaya hazırlanması için, davanın tarafları arasında davalının boya söküm makinalarını kullanma ve servis hizmeti almasına yönelik 19.06.2017 tarihli ve 1 yıl süreli sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından davalı işyerine uygun boyutta geniş bir kazan ile boya sökücü solüsyon temin edilerek kurulması ve kurulan makinaların 6 haftada bir servis tekrarı ile işler kılınması kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre davacı şirket mülkiyeti kendisine ait olan endüstriyel makine parçası boya sökme/temizleme makinelerini ve ekipmanlarını sözleşme süresi olan bir yıl süreyle davalıya ariyeten bırakmayı ve bu makinelerin ilk kurulumlarını ve çalışır vaziyette teslimini sağladıktan sonra 6 haftada bir servis hizmeti vermeyi kabul ettiğini, sözleşmeye göre servis hizmetinin kapsamı makinelerin ve ekipmanların bakımları, onarımları, makinede kullanılacak solüsyonların temini ve makinelerden çıkan kimyasal atıkların bertaraf edilmesi, bu sırada ortaya çıkan bedelleri ödeyerek fabrikadan usulüne ve yönetmeliklere uygun nakliyesini sağlamayı kapsamakta olduğunu, sözleşme ile kiralanan makineler kimyasal solüsyonla boyayı sökmekte olup, boyası sökülecek metal parçaların miktarlarına, boya sökme işleminin sıklığına bağlı olarak harcanacak kimyasal solüsyon miktarı değişeceğini, bu miktarın tespiti ve talebi davalı firmanın tasarrufunda olduğunu, sözleşme kapsamından, davacı şirketin davalıya danışmanlık hizmeti vermeyi veya boya sökümünde uygulanacak işlemlerin planlanması işini, herhangi bir şekilde kimyasalın yeteceği süreyi belirleme ve organize etme işini üstlenmediği ve taahhüt etmediği anlaşıldığını, sözleşmenin eki olan sözleşme formunda davalının 4 haftalık, 6 haftalık, 8 haftalık servis talebinde bulunabileceği belirtildiğini, bu servis aralığı teknik olarak yıkanacak parça miktarına bağlı olarak değişeceğinden, davalının boya sökümü yapacağı parça miktarı dolayısıyla iş hacmi fazla ise yıkama/sökme işini daha sık yapması gerekecek ve bu durumda sık servis talebinde (daha sık solüsyon- daha sık atık bertarafı) bulunması gerekeceğini, sözleşmede davalının talep edebileceği minimum-maksimum kimyasal miktarı konusunda bir kayıt ve dolayısıyla bir kısıt da bulunmadığından bu servis aralığına dolayısıyla kimyasal talebine karar verecek olan, iş hacmine göre davalı firma olduğunu, dosyadaki delillerden ve taraf beyanlarından davacının makineleri kurduğu, işler vaziyette teslim ettiği, makineler ile kullanılması için önerdiği ve başlangıçta kullanılan kimyasalı davalının işyerine getirdiği ve servis hizmetlerini yaptığı anlaşıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında yürütüldüğünün anlaşıldığını, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2017 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2017 yılı yasal defterlerinin E-defter tabi olduğu ve e-defter beratlarının yasal süresinde verildiğini, tarafların yasal defter kayıtlarının örtüşmediğini, tarafların yasal defterlerinin örtüşmemesinin nedenlerinin davacı tarafça davalıya kesilen 01.07.2017 tarih ve 0678568 nolu 17.394,58-TL bedelli kullanım ve hizmet bedeli muhteviyatlı, 31.12.2017 tarih ve … nolu 16.497,19-TL bedelli kullanım ve hizmet bedeli muhteviyatlı, 27.12.2017 tarih ve … nolu 62.888,10-TL sözleşme fesih ceza bedeli muhteviyatlı faturalardan kaynaklandığının anlaşıldığını, davacı … şirketinin sözleşmeye dayalı hizmetin kapsamı dahilinde davalı şirkete karşı sözleşmesel edimlerini yerine getirdiğini, davacı şirketin bu hizmet ifası sırasında makineler için üç defa servis hizmeti verdiğini, davacı … şirketinin yaptığı servis hizmetlerinin karşılığında talep edebileceği tutarın 36.896,54-TL + KDV = 43.537,92-TL olduğunu, davalının sözleşmeyi gerek 30 gün süre tayini formalitesine uymaksızın doğrudan fesih etmesi gerekse davacının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmesi nedenleriyle haksız biçimde feshetmesi nedeniyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.5 maddesi gereği, yıllık sözleşme tutarının yarısı olan 62.888,10-TL’yi cezai şart olarak ödenmesini davacının talep edebileceğini, böylece davacının toplam alacağının 106.426,02-TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takip tarihine kadar işlemiz faiz hesaplanmadığını, davacı tarafça icra takibinde 106.409,28-TL talep edildiği taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarı talep edebileceğini, cezai şart miktarının davalı borçlunun ekonomik olarak yıkımını gerektirmediğini…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … , …, … marifetiyle hazırlanan 06/01/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı firma metal karkas araç koltuk üretimi yapmakta olup, bunlardan hatalı boyanmış olanların boya sökümüne tabi tutulması ve yeniden boyanmaya hazırlanması için, davanın tarafları arasında davalının boya söküm makinalarını kullanma ve servis hizmeti almasına yönelik 19.06.2017 tarihli ve 1 yıl süreli sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından davalı işyerine uygun boyutta geniş bir kazan ile boya sökücü solüsyon temin edilerek kurulması ve kurulan makinalann 6 haftada bir servis tekran ile işler kılınması kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre davacı şirket mülkiyeti kendisine ait olan endüstriyel makine parçası boya sökme/temizleme makinelerini ve ekipmanlarını sözleşme süresi olan bir yıl süreyle davalıya ariyeten bırakmayı ve bu makinelerin ilk kurulumlarını ve çalışır vaziyette teslimini sağladıktan sonra 6 haftada bir servis hizmeti vermeyi kabul ettiğini, sözleşmeye göre servis hizmetinin kapsamı makinelerin ve ekipmanların bakımları, onarımları, makinede kullanılacak solüsyonların temini ve makinelerden çıkan kimyasal atıkların bertaraf edilmesi, bu sırada ortaya çıkan bedelleri ödeyerek fabrikadan usulüne ve yönetmeliklere uygun nakliyesini sağlamayı kapsamakta olduğunu, sözleşme ile kiralanan makineler kimyasal solüsyonla boyayı sökmekte olup, boyası sökülecek metal parçaların miktarlarına, boya sökme işleminin sıklığına bağlı olarak harcanacak kimyasal solüsyon miktarı değişecektir. Bu miktarın tespiti ve talebi davah firmanın tasarrufun adı sözleşme kapsamından, davacı şirketin davalıya danışmanlık hizmeti vermeyi veya boya sökünümde uygulanacak işlemlerin planlanması işini, herhangi bir şekilde kimyasalın yeteceği süreyi belirleme ve organize etme işini üstlenmediği ve taahhüt etmediği anlaşılmakta olduğunu, sözleşmenin eki olan sözleşme formunda davalının 4 haftalık, 6 haftalık, 8 haftalık servis talebinde bulunabileceği belirtildiğini, bu servis aralığı teknik olarak yıkanacak parça miktarına bağlı olarak değişeceğinden, davalının boya sökümü yapacağı parça miktarı dolayısıyla iş hacmi fazla ise yıkama/sökme işini daha sık yapması gerekecek ve bu durumda sık servis talebinde [daha sık solüsyon- daha sık atık bertarafı] bulunması gerekeceğini, sözleşmede davalının talep edebileceği minimum-maksimum kimyasal miktarı konusunda bir kayıt ve dolayısıyla bir kısıt da bulunmadığından bu servis aralığına dolayısıyla kimyasal talebine karar verecek olan, iş hacmine göre davalı firma, dosyadaki delillerden ve taraf beyanlarından davacının makineleri kurduğu, işler vaziyette teslim ettiği makineler ile kullanılması için önerdiği ve başlangıçta kullanılan kimyasalı davalının işyerine getirdiği ve servis hizmetlerini yaptığı anlaşılmakta olduğunu, boya sökme işini yapan davalının makineyi kullanma sıklığı, boyası sökülecek parçaların sayı sı/miktarı, üzerlerindeki boyanın vasfı ve kalınlığı, makinede uygulanan işlemin seviyesi ve benzeri İşletme parametreleri kimyasal madde tüketimini değiştireceği göz önüne alındığında bu kimyasalın boya sökme sırasında tüketiminin fazla bulunmasının veya parçaların makinede kalma sürelerinin uzun bulunmasının, davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği edimler bir arada değerlendirildiğinde, davacı şirketin sorumluluğunda olan bir husus olamayacağı, bu durumun farklı işletme parametrelerinin etkisiyle makinenin fonksiyonlarını yerine getirirken karşılaşılan hususlar olacağı değerlendirilmekte olduğunu, bu itibarla davacının sözleşmeye dayalı hizmetin kapsamı dahilinde davalıya karşı sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiği kanaatine varıldığını, davacı şirket edimlerinin ifası sırasında boya sökme işini yapan makineler için üç defa servis hizmeti verdiği de anlaşıldığından, servis hizmetlerini talep hakkına sahip, davalı tarafın sözleşmeyi 18.12.2017 tarihli ihtarname ile [ve Sözleşmenin 6.3 maddesinde öngörülen 30 gün süre tayini hükmüne uyulmaksızın doğrudan) feshi, haklı bir sebebe dayanmamaktadır, davacının herhangi bir sözleşmeye aykırı davranışı tespit edilmemekte olduğunu, davacı tarafça verilen hizmet ayıplı ve feshi gerektirir nitelikte olmadığını, davalının kök rapora vaki itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediğini…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davanın tarafları arasında akdedilen 19/06/2017 tarihli 12 ay süreli sözleşme ile mülkiyeti davacı tarafa ait olan makine ve ekipmanların çeşitli parça temizlik ihtiyaçlarında kullanılmak üzere sözleşme süresince davalının kullanımına ariyeten bırakılması, sözleşme formunda belirtilen zaman aralıklarında davacı şirketin makine ve ekipmanlarla ilgili davalıya vereceği temizlik solüsyonun değişimleri, gerekli bakım ve onarımları ihtiva eden servis hizmetlerinin taahhüt edildiği, davalı yanın ise … Noterliği’nin 18/12/2017 tarihli ihtarnamesi ile sözleşme ile taahhüt edilen hizmetin, ilk servisi dışında yerine getirilmemesi, kullanılan kimyasalların işlevsiz olduğu, yerine önerilen kimyasalların insan sağlığı bakımından uygunsuz olduğu, altı haftada bir yenilenmesi öngörülen solüsyonun yarım günde tükenmiş olduğu, hizmetin devamı yönünde iyileştirici ve sorun giderici girişimde bulunulmadığı gerekçeleriyle sözleşmeyi feshettiği görülmüştür.
Davacı yanın alacak isteminin (ariyeten bırakılan malların kullanım bedeli, temizlik solüsyonu değişimi / bakım / onarımları ihtiva eden servis hizmetleri) kullanım ve hizmet bedeli içerikli faturalar ile sözleşme fesih ceza bedeli içerikli faturalara (3 adet) dayalı olduğu, davalı yanın ilk servis hizmeti dışında servis hizmeti almadığını savunduğu, anılı faturaların davalı yanca işleme alınmadığı ve defterlerine kaydedilmediği tespit edilmiş olup bu noktada uyuşmazlığın; davalı tarafça yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, haksız feshedilmiş olması halinde talep edilen cezai şartın davalı tarafın ekonomik mahfiyetine sebep olup olmayacağı, gerekiyor ise tenkisi ve tenfiz oranının tespiti, sözleşmeye dayalı hizmetin kapsamı üzerinde durularak hizmetin yerine getirilip getirilmediği, hizmet ifasına ve cezai şart istemine dayalı faturalara dayalı alacak kalemlerinde davacının haklı olup olmadığı, davalı yanın ilk servis ücreti olarak belirttiği 13.955,86-TL’lik kabulü ile davacı tarafça verilen hizmetin davalı savunmasında belirttiği şekilde ayıplı olup olmadığı ve sözleşmenin feshini gerektirip gerektirmediği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu olay teknik bilgiyi gerektirdiğinden alanında uzman/ teknik ve mali bilirkişiler marifeti ile inceleme icra edilmiş olup kök ve ek rapor kapsamında taraf delillerinin, iddia, savunma ve itirazlarının bir bütün olarak tetkik edildiği, ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tespitlerin mahkememizce hükme esas alınmaya elverişli olduğu saptanmıştır. Bu kapsamda davacı şirketin; mülkiyeti kendisine ait olan makinaların ( 2 adet endüstriyel boya sökme makineleri) çalışır vaziyette davalı tarafa teslimini sağlandıktan sonra 6 haftada bir servis hizmetinin verilmesinin sözleşmeyle kararlaştırıldığı, yine sözleşmeye göre servis hizmeti kapsamında makinaların ve ekipmanların bakımları, onarımları, makinede kullanılacak solüsyonların temini ve makinalardan çıkan kimyasal atıkları bertaraf ederek nakliyesini sağlamayı taahhüt ettiği, sözleşme ile davalıya ariyeten bırakılan makinelerin kimyasal solüsyonla boyayı sökmekte olup boyası sökülecek metal parçalarının miktarlarına, makine kullanılarak boya sökme işleminin sıklığına bağlı olarak harcanması gereken kimyasal solüsyon miktarının değişeceği tespit edilmiştir. Sözleşme kapsamında ise tarafların 6 haftalık aralıklarla servis hizmetinin alınması yönünde karara vardıkları, davalı müşterinin talebi halinde servis periyotunun 4 hafta ya da 8 hafta olarak değiştirebileceğinin alternatifli olarak eklendiği görülmüştür. Dolayısıyla bu servis aralığının teknik olarak yıkanacak parça miktarına bağlı olarak değişeceği, firmanın boya sökümü yapacağı parça miktarının ve iş hacminin artması durumunda daha sık solüsyon ve atık bertarafı nedeniyle daha sık servis talebinde bulunmasının gerekeceği anlaşılmış olup somut olayda da davalı yanın solüsyonların çabuk tükendiği gerekçesi ile ilave solüsyon talebinde bulunduğu, devamında servis hizmetlerinin 3 haftaya kadar indirilmesi yönünde talebin iletildiği savunmaları gözetildiğinde tacir olmakla basiretli hareket etmekle yükümlü olan davalı tarafın iş hacmini ve uygulama sıklığını deneme sürecinde tetkik ederek sözleşmeyi belirlenen servis aralıkları ve şartları ile imzalamasının gerekeceği, aksi halde ahde vefa ilkesi gereğince sözleşme şartlarının taraflar nezdinde bağlayıcı olmasının gerektiği, bu kapsamda ileri sürülen fesih gerekçesinin haklı bir nedene dayanmadığı sonucuna varıldığı, taraflar arasındaki yazışmalar kapsamında davacı tarafın 3 adet servis hizmetini ifa ettiğinin tespit edildiği, bu noktada sözleşmenin davalı yanca haksız feshine dayalı olarak 6.3 maddesi çerçevesinde (106.590 TL X 1/2) davacının talep edebileceği cezai şart bedelinin 53.295-TL + KDV olmak üzere toplam 62.888,10-TL olarak hesaplandığı, bu tutarın davalı yanın ekonomik olarak mahvına sebebiyet vermeyeceğinin tespit edildiği, davalı tarafa verildiği tespit edilen 3 servis hizmet bedeli olarak (106.590X3 /52/6) 36.896,54 TL + KDV : 43.537,92 TL talep edebileceği hesaplanmakla birlikte HMK’nın 26. maddesi bağlamında taleple bağlılık ilkesi gereğince takip talebindeki alacak miktarını geçmemek üzere 43.521,18-TL olarak dikkate alınmasının gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Son olarak alacağın likit olup olmadığı hususunda inceleme yapılmış olup cezai şart istemi olan 62.888,10-TL yönünden, cezai şartın tenkis edilmesinin gerekip gerekmediği, feshin haklı olup olmadığı hususları gözetildiğinde alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacaktan söz edilemeyeceği, bu miktar yönünden icra inkar tazminatına hükmedilme koşullarının bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte bakiye 43.521,18-TL yönünden alacak faturalara bağlı olup likit olmakla 43.521,18-TL üzerinden davalının %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 106.409,28-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 106.409,28-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Cezai şart alacağı olan 62.888,10-TL yönünden alacak likit olmadığından bu kısım üzerinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, bakiye 43.521,18-TL yönünden alacak likit olmakla bu kısım üzerinden davalının %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.268,81-TL ilam harcından peşin alınan 1.817,21-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.451,60-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.817,21-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.853,11-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.058,88-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.236,85-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır