Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/198 E. 2018/1261 K. 31.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/198
KARAR NO : 2018/1261
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 31/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.04.2016 günü müvekkilinin davalı … tarafından tanzim edilen ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı … plakalı araç ile ZMMS poliçesi bulunmayan 5092 plakalı motosikletin karıştığı kaza sonrasında motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkili davacının yararlanarak malul kaldığını, yolcu konumunda olan davacının, davaya konu olayda motorsikleti kullanan kimsenin ehliyeti olup olmadığını bilmediği gibi bilmesinin de kendisinden beklenemeyeceğini, öngörmesi de hiçbir şekilde mümkün olmayan bu durum nedeniyle hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkili motosiklet sürücüsü ile gezmeye çıkmış olup dava konusu olayda fatır taşımacılığı olmadığı gibi ücret talebi olmaması nedeniyle bu durumun hem sürücü hem de müvekkili lehine bir durum olması sebebiyle tek taraflı menfaat olmaması nedeniyle hatır taşımacılık şartlarının da oluşmadığını, söz konusu dosyada kollukça kaza tespit tutanağı düzenlendiğini ancak burada motor sürücü ile kamyonet sürücünün kusurlu bulunması nedeniyle müvekkiline atfı kabil bir kusur izafe edilmediğini, kazaya ait olay yerinin basit krokisi çizildiğini, bu krokide de müvekkili davacının yolcu olarak bulunması nedeniyle davalı sigorta şirketi ile …na alt sürücülerin kusurlu olarak kazaya neden olduklarının sabit olduğunu, bahis konusu aracın davalı sigorta şirketine alt numaralı KTK zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının kaza sonrasında … Hastanesinin 09.03.2017 tarih ve … S. Sağlık Kurulu Raporuna göre % 8 sürekli engelli hale geldiğini, davalı şirkete ait poliçe ve diğer davalının yaralama halinde teminat dahilinde olup kazadan sonra müvekkilinde meydana gelen bedensel zararlar, yaşı, kazanın oluşumunda kusursuz oluşu ve diğer faktörler değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olacağının bilirkişi incelemesi ile sabit olacağını, davalı şirkete limitleri dâhilinde ödeme yapılması talebinde bulunulduğunu, ancak eksik karşılanması nedeniyle dava açma zorunluluğunun hâsıl olduğunu, sonuç olarak; bu hususlar göz önüne alınarak fazlaya ilişkin talep ve sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 50 TL trafik kazası sonrasında meydana gelen bakiye maddi tazminatın kaza tarihi olan 27.04.2016 tarihinden itibaren ticari faizle ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, her türlü yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacıya 26.04.2017 tarihinde 20.782,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun son bulduğunu, kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, davacının daha evvel aynı kazaya ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonu’na yaptığı 05.05.2017 tarih ve … sayılı başvuru yapıldığını, söz konusu başvuru sonucu verilen karara yapılan itiraz üzerine, sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyeti tarafından verilen 13.12.2017 … sayılı kararda davacının başvurusu kabul edilerek müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulduğunu ve aleyhe maluliyet tazminatına hükmedildiğini, söz konusu itiraz hakem heyeti kararının kesin olduğunu, açıklanan nedenlerle iş bu davanın ikame edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, davayı kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, maluliyet oranını gösterir raporun dosyaya kazandırılması gerektiğini, 25.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olan mevzuat değişikliği sebebi ile müvekkili şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığını, davacının geçici iş göremezlik giderine ilişkin talebinin haksız ve hukuka aykırı olup reddinin gerektiğini, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve kusur ile maluliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, sonuç olarak; bu nedenlerden dolayı; davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının mahkememiz nezdinde ikame etmiş olduğu davasının, dava şartlarına haiz olmadığını, karşı tarafın müvekkili kurum aleyhine 05.05.2017 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuru ikame ettiğini, davacının söz konusu başvurusunun 2017…. Sayılı dosyalar üzerinde değerlendirildiğini, 11.10.2017 tarihinde … Sayılı karar ile karara çıktığını, başvuranın başkaca hak ve alacağı bulunmadığından başvurunun reddinin gerektiğini, müvekkili kurumun geçici iş görememezlik tazminatından sorumlu olmadığını, müvekkili kurumun sorumluluğunun tespiti açısından gerekli olan bir çok hususun başvuru dilekçesinden anlaşılamadığını, bu sebeple öncelikle başvuruya ilişkin delillerin taraflarına tebliğ edilene kadar her türlü itiraz ve def-i haklarını saklı tuttuklarını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen … plakalı aracın motosiklet mi yoksa motorlu bisiklet mi olduğunun mahkememizce tespitinin gerektiğini, şayet … plakalı aracın motorlu bisiklet ise müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, dava dilekçesinden davaya sebebiyet verdiği iddia edilen … plakalı aracın Motosiklet mi yoksa Motorlu Bisiklet mi olduğunun anlaşılamadığını, başvuran … ‘in motorsiklete kasksız olarak bindiğinin anlaşıldığını, bu nedenle başvuranın kasksız olarak motorsiklete binmesi nedeniyle başvuranın müterafık kusurlu olduğunu kabul etmek gerektiğini, kusurunun olabileceğini dikkate alarak hüküm tesis edilmesi gerektiğini, başvuru dosyasından … ‘nün bindiği aracın sürücüsü …’ın ehliyetsiz olduğunun ve koruyucu güvenlik önlemlerinin alınmadığının anlaşıldığını, başvuranın maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için davacı maluliyet oranını ve malûl kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesi gerektiğini, kusur oranının bilirkişilerce belirlenmesi gerektiğini, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması gerektiğini, kurumları tarafından yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkili kurumun temerrüde düşmediğini, müvekkili kurum aleyhine ticari faize hükmedilemeyeceğini, sonuç olarak bu nedenlerle; iş bu cevap dilekçelerinin kabulü ile; haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın reddini, yargılama masraf ve vekâlet ücretinin başvuru sahipleri üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 27/04/2016 tarihli trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, poliçe ve hasar dosyası ile davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
Davalı vekilleri tarafından usuli itirazlarına konu olan davacının başvurusuna ilişkin sigorta tahkim komisyonunun 2017. … sayılı dosyasının ibraz edildiği görülmüştür.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000-TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000-TL. ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000-TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyiz kanun yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.
Huzurdaki davada taraflar arasında hem sigorta poliçesine hem de …nın sorumluluğuna dayanan uyuşmazlık hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu bünyesinde uyuşmazlık hakem kararının ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından itiraz hakem heyeti kararının alındığı ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ndaki usul ve esaslara göre inceleme yapılarak 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 30/12 maddesi gereğince başvurunun kısmen kabulüne dair kesin olarak karar verildiği ve devamında aynı konu ve talebe ilişkin olarak huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle ilk olarak huzurdaki davada dava şartının mevcut olup olmadığı hususu değerlendirmeye alınmıştır. Bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde belirtilmesi gerekir ki hakem kararları ancak kesinleştikten sonra icra edilebilmekte ve kesinleşen hakem kararı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmektedir. Bu şekilde genel mahkemelerden verilen kararlar için öngörülen kesin hüküm şartları, hakem kararları içinde geçerli olmaktadır. Dolayısıyla Tahkim komisyonu kararları ilam hükmünde belge niteliğinde olmakla kesinleşen hakem kararları taraflar için bağlayıcıdır ve kesinleşen tahkim komisyonu kararları mahkeme kararı gibi icraya konabilmektedir. (İnci Biçkin, Hakem Sözleşmesi ve Hakem Yargılaması, TBB dergisi, 67, 2006, Yargıtay’ın 23.10.1972 gün ve 2/12 sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıkça belirtildiği üzere;” Hakem kararı ancak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 237. maddesi anlamında maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği zaman icra edilebilir.”) Bu nedenlerle Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından çözümlenmiş bir uyuşmazlık için aynı konuda dava açılması mümkün değildir. Somut olayda olduğu gibi başvuru ve itiraz süreci kapsamında davacının tahkim komisyonu bünyesinde davacı yanın başvurusunun kısmen kabulüne dair kesin olarak kabulüne karar verilmesi nedeni ile aynı konu ve talebe ilişkin dava açılmasına kesin hüküm / hukuki menfaat ilkeleri ve dava şartı noktasında cevaz verilmesinin mümkün olmadığı, somut olayda dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114/1-2 – 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafın kendi üzerine bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ödeyen tarafa iadesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … sigorta şirketine verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …na verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza