Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/194 E. 2019/911 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/194 Esas
KARAR NO : 2019/911

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında, davalının müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatı ile 14/09/2014 tarihinde Genel Kredi Taahhütnamesi imzalandığını, ancak Genel Kredi Taahhütname edimlerini yerine getirmemesi üzerine müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müd.’nün…sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz ettiğini beyanla, davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hukuki nitelendirme itibariyle kefalet sözleşmesi olduğunu, davacının düzenlemiş olduğu Genel Kredi Sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin hiç bir sorumluluğunun olmadığını, müvekkilinin evli olmasına rağmen iş bu kefillik ile ilgili herhangi bir şekilde eşinden muvafakat alınmadığını, müvekkilinin eşinin rızası olmadığından kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin mahkememiz davacısı tarafından,… ve mahkememiz davalısı… ve dava dışı …aleyhine Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağına istinaden toplam 42.214,45 TL alacağın temerrüt faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bankacı bilirkişi … marifetiyle banka kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile iddia, savunma ve dosya kapsamında takip tarihi itibariyle asıl alacak, işlemiş, akdi ve temerrüt faizi, faiz oranları, taraflar arasında imzalanan GKS esas alınmak suretiyle davacının mevcut ise talep edebileceği alacak miktarlarının tespiti babında inceleme yapılarak konuya ilişkin 20/04/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi anılı raporunda özetle;
“Davacı banka ticari defter ve tasdikleri; 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin tutulduğu, iş bu defterlerden 2016 ve 2017 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin gelir idaresi başkanlığı’nın 1 sıra nolu elektronik defter olarak tutulduğu, 1 sıra nolu e-defter tebliği gereğince Ocak ayı beratlarının açılış tasdiki, Aralık ayı beratlarının kapanış tasdiki yerine geçtiği Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde alındığı, yeyvmiye ve kebir defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, takdirin sayın mahkemeye ait olmak üzere ticari defterler ve kayıtlarının davacı banka lehine delil niteliğine haiz olduğu kanaati edinildiği, davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı …Çorap şahıs firması arasında toplam 150.000 TL limit tutarında genel kredi sözleşmesi akdedilmiştir. Bahse konu iş bu sözleşmeyi davalı 150.000 TL kefalet limiti dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla açıkça imzalamış oldukları görülmektedir.
Kefaletin akdi bilindiği üzere, asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşme olduğu sayın mahkemenin takdirlerindedir. Davalı/kefilin/lerin Genel kredi sözleşmesinde, müteselsil kefil sıfatıyla imzaları bulunmaktadır.
Bilindiği üzeri kefaletin şartları TBK 583m. etraflıca düzenlenmiştir.
Bu kefaletin geçerli olabilmesi için;
1)yazılı şekilde yapılması
2)kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi,
3)kefalet edinilen borcun geçerli bir borç olması,
4)kefaletin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması,
5)kefalet tarihi, kefalet türü ve kefalet süresinin ayrıca belirlenmesi gibi v.s. unsurlar.
Genel Kredi sözleşmesindeki kefalet akdi içeriğinin irdelenmesi sonucunda TBK’nun 582. 583. 584 md. Öngörülen “Muayyen bir limit” şartının açıkça teşekkül ettirilmiş olduğu ve “diğer şekli yasal unsurların da eş muvafakit hariç” ikmal ettirilmiş olduğu her ne kadar anlaşılmakta ise de, eş muvafakati tesis edilmemiş olduğu için geçerli bir kefalet akdinin teşekkül edip etmediği sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
Kefilin Sorumluluğu; TBK’nun 589 ve 590 maddesi; Yeni TBK göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur, kefil, kefil olduğu miktara ilaveten kendi temerrüdünün kanuni sonuçlarından sorumludur” denildiği, bu durumda davalının sözleşmede gösterilen azami kefalet limitleri aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumlu olacaklarının kabulü gerektiği ifade edilebilir.
Davalı kefilin sözleşmenin akdi sırasında bekar mı yoksa evli mi olduğu hususu açıklanmaya muhtaçtır. Şayet kefalet akdinin kurulduğu 17/12/2014 tarihinde davalının evli olduğunun teyit edilmesi halinde eş muvafakatinin tesis edilmemiş olduğu gündeme gelebilecektir. Bu durumun nüfus müdürlüğünden sorulması halinde davalının medeni halinin gerçek durumu ortaya çıkabilecektir. Davalı kefilin evli olduğunun tespit edilmiş olması halinde kurulan kefalet akdinin TBK’nun 584 m. Hükmü uyarınca değerlendirilmesi sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
Davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı …… firması arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, iş bu sözleşmeyi davalı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, bahse konu sözleşmeye sözleşmeye istinaden muhtelif krediler kullandırılmış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, kefalet limiti ve davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 150.000 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 37.220,14 Tl sinin kefalet limitlerinden daha DÜŞÜK SEVİYEDE olması nedeniyle, davalı kefilin hesaplanan borcun tamamından müştereken ve müteselsilen KEFALET LİMİTİYLE SINIRLI OLARAK sorumlu sayılabileceklerinin düşünülebileceği.
Ancak davalı/kefilin sözleşmenin akdi sırasında bekar mı bekar yoksa evli mi olduğu hususu açklamaya muhtaçtır. Şayet kefalet akdinin kurulduğu 17.12.2014 tarihinde davalının evli olduğunun teyit edilmesi/kanıtlanması halinde eş muvafatinin tesis edilmemiş olduğu gündeme gelebilecektir. Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde TBK’nun 584 m. Hükmü uyarınca sözleşmenini geçerli olup olmadığı hususu sayın mahkemenin takdirleri dahlinde kalmaktadır.
3)davacı Bankanın TAKİP TARİHİ itibariyle alacakları:
Sözleşmedeki kefalet akdinin geçerli olduğu varsayımına göre hasplama sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
3.1) 7055701 kredili mevduat hesabı yönünden
Kredi mevduat hesabının anapara borcu tamamen ödenmiştir. Kalan alacak sadece faiz ve fer’illerine ilişkindir. Bilindiği üzere TBK’nun 121.m ve 3095 zalımı k’nun 3 m. İle faize faiz-mürekkep faizi yasaklanmıştır. İşte bu nedenle KMH hesabına işlemiş faiz hesabı yapılamamıştır.
Asıl alacak(ödenmiştir) :0,00 TL,
İşlenmiş faiz :64,64 TL,
%5 gider vergisi (BSMV) : 3,23 TL,
TOPLAM ALACAK : 67,87 TL’dir.
Sayın mehkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 4,18 TL’NİN reddi durumunda ; takip tarihinden başlamak üzeri TBK’nun 121 m. İle 395 sayılı kanunun 3 m. Kapsamında ilave olarak herhangi bir faiz işletilmeksizin sadece 67,87tl istenilebeleceği,
3.2) 13000003 nolu cek taahhüt bedeli tazmin kredisi yönünden
Asil alacak :1,367,21 TL,
İşlemiş tem. Faizi :65,84 TL,
Gider vergisi (BSMV) : 3,9 TL,
TOPLAM ALACAK :1.436.34 TL dir
Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 1,402,32 TL ‘nin reddi durumuna; TAKİP TARİHİNDEN başlamak üzere 1.367,21 tl asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %40,80 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
3.3) 19000001 nolu taksitli kredi yönünden
Asıl alacak :762,63 TL,
İşlemiş tem faizi :36,73 TL,
Gider vergisi (BSMV) :1,84 TL,
TOPLAM ALACAK :801,20 TL’DİR
Sayın mahkemee raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 35,77 tl reddi durumunda, Takip tarihinden başlamak üzere 762,63 tl asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %40,80 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
3.4)2000001 nolu taksitli kredi yönünden;
Asıl alacak :35.090,30 TL,
İşlemiş tem. faizi : 1.690,17 TL,
Gider vergisi (BSMV) : 84,51 TL
Toplam alacak 36.864,98 TL.dir.
Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 1.601,79 TL reddi durumunda, takpi tarihinden başlamak üzere 35.090,30 TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %40,80 oranında temerrüt faizi ve bunun % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Dava; dava dışı … ile davacı banka arasında aktedilen Genel Kredi Sözleşmesi gereğince, davalının bu sözleşmedeki kefaletine dayalı borcunun tahsili amacıyla davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebinden ibarettir. Uyuşmazlık öncelikle davalı…’nin geçerli bir kefaletinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır.
Davaya konu GKS’nin incelenmesinde; kredi lehtarının … olduğu, davalı…’nin 150.000 TL’ye kadar bu sözleşme gereğince doğacak borçlardan dolayı müteselsil kefil olarak sorumlu olduğuna dair kendi el yazısıyla sözleşmeye taahhütte bulunduğu, sözleşmenin ve kefalet hükmünün 17/12/2014 tarihinde imzalandığı, kefaletin TBK’nun 584. maddesindeki koşulları görünüşte taşıdığı anlaşılmıştır.
Dava dışı …’nin …adı altında gerçek kişi ticari işletmesinin bulunduğu görülmüş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …’nin bu işletme ile ilgisi olup olmadığı sorulmuş, müzekkereye gelen yazıda davalının bu işletme ile ilgisinin saptanmadığı cevabı verilmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; 6098 sayılı TBK’nın 584/1. maddesine göre eşlerden birinin ancak diğer eşin yazılı rızası ile kefil olabileceği, Türk Ticaret Kanunu’nda taahhüt altına girmek için ayrıca eşin rızası koşulu aranmıyor ise de TTK hükümleri karşısında genel hüküm sayılan TBK’nun 584. maddesinin genel hükümlerin özel kanunlara uygulanması kuralı gereğince somut olayda uygulanması gerektiği, kaldı ki 584. maddeye 28/03/2013 tarihinde 6455 SK’nun 77. maddesi ile eklenen 3. fıkra dikkate alındığında (“Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.”) hükmü gereğince ticari kefalette de eşin rızasının gerekeceği, TBK’nun 584. maddesinin 1. fıkrası dikkate alındığında eş rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şartının sözleşmenin geçerlilik şartı olduğundan sonradan verilen rızanın sözleşmeyi geçerli hale getirmeyeceği, yine 28/03/2013 tarihinde 6455 SK’nun 77. maddesi ile 584. maddeye eklenen 3. fıkrasının yürürlük tarihi dikkate alınarak sözleşme tarihi olan 17/12/2014 tarihi itibarıyla bu hükmün uygulanacağı, davalının nüfus kayıt örneğinden 15.05.1984 tarihinde evlendiği ve boşanmamış olduğu, dava dışı …’nin … Çorap adlı işletmesinde davalının herhangi bir ilgisinin saptanmadığı anlaşıldığından, asıl borçlu ticari işletme nezdinde ortak / yönetici kaydı bulunmayan ve sözleşme kapsamında eş rızası alınmayan davalı yönünden kefaletin geçersiz olduğu anlaşılmakla; davanın reddine, davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin de takibe kötü niyetli olarak girişildiği ispatlanamadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 720,92 TL peşin harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile arta kalan 676,52 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.993,59 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/10/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza