Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/188 E. 2021/405 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/188 Esas
KARAR NO : 2021/405
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili banka tarafından davalı … in müşterek ve müteselsil kefaletiyle dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. Lehine açılan ve kullandırılan kredilerin kat edildiğini, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarını içerir … Noterliğinin 03.08.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve eki hesap özetinin borçluya tebliğ edildiğini ancak borcun ödenmediğini, bu nedenle … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibe geçildiğini, davalı borçlu tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğini, takibe ilişkin itirazların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, borçlunun itirazı haksız ve kötüniyetli olduğunu beyanla davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının ihtaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla devamına, davalı hakkında %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; icra dosyasında borçlu müvekkilinin GKSde yer alan kefaleti sebebiyle borçlu gösterildiğini, daha sonra şirketin ortaklığından ayrıldığını ve bu durumu … Noterliğinin 03.07.2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tüm bankalara bildirdiğini, bildirim tarihinden sonraki şirkete verilecek olan kredilerden müvekkilinin muaf tutulması gerektiğini ve bu hususta bankanın kredi düzenlemelerini yapması gerektiğinin ihtaren bildirildiğini, müvekkilinin ihtarnameyi keşide ederek basiretli bir tacir olarak bankaya özen yükümlülüğü çerçevesinde bildirimini yaptığını, bildirimin üzerinde bankanın yeni sözleşme yapmak yerine eski sözleşmeleri devam ettirmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, bunun davacı yanca keşide edilen … Noterliğinin 03.08.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesine cevaben gönderilen … noterliğinin 08.08.2017 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarıyla da bildirildiğini, Yargıtay içtihatlarının müvekkili lehine olduğunu, müvekkili evlendiğinden evlenme tarihi 04.06.2016 tarihinden sonra verilen kredilerden eş muvafakati bulunmadığı için kefil olabilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER , TAHKİKATVE GEREKÇE:
Dava; GKS’ye dayanan alacak istemiyle başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyası arasına alınan … İcra Dairesi’nin 2017/… takip sayılı dosyasında; … AŞ tarafından … San. Tic. Ltd. Şti., … ve … ‘e takip başlatıldığı, 10.919,31 TL asıl alacak, 834,67 TL işlemiş gecikme faizi ve 41,73 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 11.795,71 TL alacağın 10.919,31 TL olan asıl alacağına 06.11.2017 tarihinden ödeninceye kadar işleyecek ve TBK 100 md.uyarınca kısmi ödeme öncelikle faize mahsup edilerek hesaplanacak yıllık %28,08 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 24.09.2019 tarihli bilirkişi ön raporunda özetle; davacı bankanın davalıdan olan alacağının dayanağı kredilere ait bir kısım kayıt ve belgelerin ve tebliğ şerhlerinin henüz ibraz edilmemiş olduğu, bu sebeple herhangi bir hesaplama ve değerlendirme imkanı bulunmadığının beyan edildiği görülmüştür.
Eksiklerin ikmali ile yeniden bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 15.09.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“…
Davalının 14/09/2012 de 1.000.000 Tl kefaletle müteselsil kefil olduğu ve sözleşmenin şekli şartları taşıdığı,
Sözleşme ile yapılan delil anlaşması uyarınca banka defter ve kayıtlarının delil olduğu,
Davalının, davacı bankaya gönderilen ihtar ve 04/06/2016 da evlenmesi nedeniyle eş rızası olmadığından kefaletin hukuken geçersiz olduğu yönündeki itirazının mahkemece değerlendirileceği,
Davalının, davacı bankaya gönderdiği dava dışı şirket ortaklığının sona erdiği ve sonraki kredi çalışmalarından muaf tutulmasını belirttiği ihtarnamenin 16/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği,
Sonrasında davacı bankanın yeni bir kefil istemediği ve yeni bir sözleşme de düzenlemediği,
Davacı bankanın alacak talepli ihtarının davalıya 07/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının bu tarihte temerrüde düştüğü,
Davacı bankanın davalıdan olan alacağının dayanağı olan kefalet sözleşmesinin davalı yanca bankaya çekilen ihtarla, bundan sonraki krediler için geçerli sayılmaması yönündeki ihtara göre; davalının ihtar tarihindeki borç tutarından sorumlu sayılması , bunu aşan kredi kullandırımından davalı kefilin sorumlu tutulmaması yönündeki görüş tarafımızca da katılınan bir görüş olduğundan; davacı bankanın davalı kefilden takip tarihi olan 06.11.2017 itibariyle; 8.052,28 TL asıl alacak, 571,55 TL temerrüt faizi ve 28,58 TL da gider vergisi olmak üzere toplam 8.652,41 TL alacaklı olduğu,
Ancak davalı kefilin bu ihtarının kefalet sözleşmesine bir etkisinin bulunmadığı, kefaleti devam ettiğinden , çekilme ihtarından sonraki kredilerden de sorumlu sayılması gerektiği hukuki değerlendirmesi yapıldığı takdirde; davacı bankanın davalı kefilden takip tarihi olan 06.11.2017 itibariyle; 10.919,31 TL asıl alacak, 821,93 TL işlemiş faiz ve 41,09 TL de gider vergisi olmak üzere toplam 11.782,34 TL alacaklı olduğu;
Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 8.052,28 TL veya 10.919,31 TL matrah üzerinden %28,08 temerrüt faizi ile bunun %5 i gider vergisinin istenebileceği,
Kefil sıfatıyla borçlu olan davalının temerrüt tarihindeki borç tutarları imzaladığı kefalet sözleşmesi limiti olan 1.000.000 TL dan az olduğnudan ve kefilin kendi temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti ile bağlı olmaksızın sorumlu olması nedeniyle; davalı borcu için temerrüt tarihi itibariyle limit sınırlaması gerekmediği, bundan sonra hesaplanacak faiz ve ferilerden de sorumlu olacağı,
Davacının tespitlerimizi aşan talebinin yerinde olmadığı,
Tarafların masraf, tazminat ve benzeri talepleriyle, hukuki mahiyetteki beyan ve itirazlarının mahkemenin takdirleri içinde kaldığı ” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Somut olayda, davalının dava dışı şirket ile davacı arasında yapılan genel kredisi sözleşmesini müşterek müteselsil kefil olarak imzaladığı ve doğan borçtan bu nedenle kefalet limiti olan 1.000.000 TL ile sorumlu olduğu, kefalet sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle şekli şartları taşıdığı ve geçerli olduğu, davalının dava dışı şirketin ortaklığından ayrılması nedeniyle sonraki kefaletlerden muaf tutulması yönündeki talebini bankaya 16/07/2014 tarihinde ilettiği, bundan sonraki kredilerde bankanın gerekli görmesi halinde dava dışı şirket ile yeni bir anlaşma yapabileceği veya şirketten ek bir teminat isteyebileceği, ancak dava dışı şirketin ortağı olması nedeniyle kredi ilişkisine dahil olan ve ortaklık sona erdiğinde de basiretli bir tacir gibi davranarak durumu bankaya ileten davalının sözleşmeyi sürdürmeye ve kefalet ilişkisine devama zorlanamayacağı, davalının bildirim tarihinden sonraki kredilerden sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmekle bilirkişi raporunda bu değerlendirme ile yapılan hesaplama üzerinden davanın kısmen kabulüne ve alacak likit olmakla alacağına geç kavuşan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
-DAVANIN KISMEN KABUL; KISMEN REDDİ İLE
-…. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… takip sayılı dosyasında davalı yanın itirazının kısmen iptaline; takibin 8.052,28 TL asıl alacak, 571,55 TL işlemiş faiz ve 28,58 TL gider vergisi olmak üzere toplam 8.652,41 TL üzerinden aynı kayıt ve şartlarla devamına,
-Koşulları oluştuğundan alacağın %20si üzerinden hesap edilen 1.730,48 TL icra inkar tazminatının davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 591,05 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 201,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 389,6 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ile 179,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 779 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 73,35) hesaplanan 571,41 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.143,30 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı tarafça peşin yatırılan 201,45 TL ile 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 237,35 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 15/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır