Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/181 E. 2018/956 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/75
KARAR NO : 2018/788

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2018
KARAR TARİHİ : 11/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkili şirket aleyhine, … Asliye Hukuk Mahkemesinde 05/12/2005 tarihinde … esas sayılısı ile dava açıldığını, müvekkili aleyhine açılan işbu davanın 04/11/2015 tarihinde … karar sayılı ile karar çıktığını, gerekçeli kararın, davacı vekili tarafından, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına 24/12/2015 tarihinde 80.414,79 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından toplam 24.144,31 TL maddi tazminat miktarı üzerinden 05/12/2015 dava tarihi itibarı ile toplam 21.729,00 TL faiz ödemeleri gerekir iken, müvekkili şirketin sorumlu olmadığı manevi tazminat miktarına işlemiş olan faizin de sehven ödendiğini, müvekkili şirket aleyhine hüküm edilmiş olan 24.144,31 TL maddi tazminat miktarı üzerinden 05/12/2005 dava tarihinden itibaren işleyecek olan 21.729,00 TL faiz miktarını ödemeleri gerekmekte iken, icra takibinde maddi ve manevi tazminat miktarının toplamı için talep edilen toplam 39.838,73 TL işlemiş yasal faizin tamamının ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sebepsiz zenginleşmeye dayalı fazla olarak ödemiş bulundukları 18.109,00 TL’nin, ödeme tarih olan 24/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 04/01/2017 tarihinde görevsizliğine karar verilmiş olup, dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … şirket icraya ödeme yaparken Mahkeme kararındaki manevi tazminatında faizini hesaplatarak ödemeyi yaptığını, burada kusur önce davacı … AŞ’nin, sonrada … İcra Müdürlüğünün olduğunu, alacağın adlarına ödeme yapılan … ile …’den istenilmesi daha doğru olacağını, bu nedenle de husumet itirazında bulunulduğunu, çünkü para bilgi ve talebi dışında yapılan bir ödeme olduğunu, davacı şirketin araç sigortası yaptığı kişilerin borcu olduğunu, bu nedenle esasa girmeden davanın reddini, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Davalı tarafa fazladan ödendiği iddia edilen 18.109,00-TL nin davalı taraftan tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Taraftar arasında, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyası ile görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğu, davacı tarafça, davalı tarafa 24.12.2015 tarihinde 80.414,79-TL ödeme yapıldığı; ancak ilgili hükümde manevi tazminatın faiz tutarından sorumlu olmamasına rağmen sehven 18.109,00-TL nin davalı tarafa ödendiğinden bahisle fazladan ödenen bedelin davalı taraftan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı … ZMMS poliçesi kapsamında davalı tarafa ödeme yaparak sigortalısının haklarına halef olduğu ve bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığından, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yine; 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değiştirilen 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nisbi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nisbi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlık; sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığından mutlak ticari dava sayılamayacağı, ayrıca davalının tacir sıfatının bulunmadığı gibi uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda anlatılan nedenlerle davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin Görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesini müteakip, bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddi kararının tebliğ edilmesini müteakip iki haftalık kesin süre içinde talep halinde dosyanın Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Her iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana gelmekle kararın kesinleşmesine müteakip dosyanın merci tayini için İstanbul görevli istinaf mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememizin görevsizlik kararına konu talepler yönünden HMK’nın 331. Maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine, dosyanın yasal süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/09/2018

Katip …

Hakim …