Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/156 E. 2019/579 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/156
KARAR NO : 2019/579

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, davalı ile arasında yapılan ticari mal satışı neticesinde doğan 13.467,13-TL alacağın tahsili için 07/10/2016 tarihinde … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında icra takibinin başlatılmış olduğunu, karşı tarafın yetkiye ve borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki cari hesaba müstenip olup davalı tarafın takip tarihi itibariyle müvekkiline 13.467,13-TL borcunun bulunduğunu, bu hususun tarafların ticari defter kayıtları ile irsaliyeli faturalar ve sair evraklar ile de sabit olduğunu, müvekkilin yasal olarak vergi dairesine ticari satımları bildirdiğinden vergi dairesine yapılan BA-BS bildirimlerinin celbini talep ettiklerini, itirazın iptalini, takibin devamına, kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça, içeriği belirsiz bir takım faturalara dayanmak suretiyle … 19. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibin başlatıldığını, ancak söz konusu takibe süresi içerisinde yetkiye borca olacak şekilde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, taraflar arasında usulüne uygun şekilde yapılmış bir cari hesap sözleşmesinin varlığı ileri sürüldüğünü ancak sözleşmesinin sunulmadığını, Yargıtay kararlarına göre bir sözleşmenin cari hesap sözleşmesi kabul edilebilmesi için, sözleşmenin iki tarafının da bir birinden zaman zaman alacaklı zaman zaman borçlu olmasının gerektiğini, taraflar arasında böyle bir ilişkinin olmadığını, davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Takibe konu alacak istemine dayanak faturaların ibraz edildiği görülmüştür.
… 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası celp edilmiştir. Takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 13.467,13-TL asıl alacak, takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) asıl alacağa işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 19/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2013,2014,2015 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde 2016 yılı yasal defterlerinin e-deftere tabi olduğu e-beratların yasal süresinde verildiğini, davalı tarafça işbu rapor yazım tarihine kadar incelemeye yasal defter ve belgelerinin ibraz edilmediğini, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığını, dava konusu alacak dayanağı faturaların davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının yasal defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 13.367,13-TL tutarında alacaklı olarak görüldüğünü, Kağıthane Vergi Dairesi tarafından 28/03/2018 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya gönderilen davalı şirkete ait 2015 yılın ait BA formları incelendiğinde; davalı şirketçe davacı adına herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, bilindiği üzere BA/BS beyannamesi verebilmesi için bir ay içerisinde yapılan alımların/satımların KDV hariç 5.000,00-TL ve üzerinde olmasının gerektiğini, ancak davacı tarafça davalıya kesline ve listelenen faturaların düzenlendiği aylarda BA beyan sınırını geçmediğini, bu nedenle davalının BA formunda yer almamasının yasa gereği olduğunu, davacı tarafça davalıya kesin söz konusu faturaların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde; davacı tarafça dosyaya ve incelemeye sunulan fatura dayanağı irsaliyeler incelendiğinde irsaliye muhteviyatı malların …, …, …, …, … (okunmadığını) isim ve imzasına teslim edildiği görülmüş olup söz konusu isimlerin davalının çalışanları/yetkilileri olduğu yönde mahkemece bir kanaate varılırsa davacının icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak tutarının 13.367,13-TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplanamadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın; mal satım ilişkisine ilişkin faturaya dayalı cari hesap bakiye alacak istemiyle başlatılan icra takibine davalı yanın itirazın iptaline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme kapsamında davalı yanca dilekçelerin teatisi aşamasında sözleşme ilişkisine ve faturaya karşı mal satımının gerçekleşmediğine yönelik açıkça herhangi bir itiraz ve savunmanın yöneltilmediği görülmüştür. Davalı tarafın meşruhatlı tebligat marifeti ile ihtar edilmesine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme yapılabildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davacı ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin davacı lehine delil vasfını haiz olduğu, davacı ticari defterlerinde takibe dayanak cari hesap alacağını oluşturan faturaların kayıtlı olup davalının vaki ödemelerinin de tespit edildiği, davacı yanın takip tarihi itibari ile defter kayıtlarına göre 13.367,13-TL alacaklı göründüğü, dosyada mübrez fatura/sevk irsaliyesi, davalı ödemesi, ticari defterler, tüm belge ve kayıtların irdelenmesi sonucunda faturalarda yazılı malların davalı yana teslim edildiği sonucuna varıldığı, bu noktadan sonra faturaya dayalı cari hesap bakiyesinin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalı/borçlu şirketin fatura bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 13.367,13-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, davanın asıl alacak üzerinden ikame edildiği, alacağın fatura ve cari hesap alacağına dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 13.367,13-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin 13.367,13-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 913,10-TL harçtan peşin alınan 229,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 683,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 229,99-TL peşin harç, 600-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 207-TL olmak üzere toplam 1.072,89-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yararına reddedilen kısım yönünden 100-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır