Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/144 E. 2019/1096 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/144
KARAR NO : 2019/1096
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.02.2016 tarihinde … Mah. … Sok. No: … Kadıköy-İstanbul adresinde, davalı şirket tarafından yapılan inşaat kazı çalışmaları esnasında müvekkil şirkete ait altyapı tesislerinin hasara uğratılmış olduğunu, söz konusu hasar nedeni ile müvekkil şirketin 6.461,32 TL maddi zarara uğradığını, zarara ilişkin delillerin ve olay yeri fotoğraflarının dosyaya sunulduğunu, hasarın müvekkil şirket taşeron firması tarafından giderildiğini, alacağın rızaen tahsili mümkün olmaması nedeni ile işbu davanın açıldığını beyan ettiğini, delillerini sunduğu ve belirtilen zararın avans faizi, vekalet ücreti ve mahkeme masrafları ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın 14.03.2016 tarih ve … hasar nolu dosya kapsamında dava dışı … … AŞ.’ ye 2.133,40 TL’ lik hasar ödemesini yapmış olduğunu, davacının aynı hasar için daha sonra hasar raporu düzenleyerek farklı bir hasarmış izlenimi yaratmaya çalıştığını ve daha yüksek meblağda mükerrer ödeme talebinde bulunduğunu, gerçekte tek bir hasar olduğunu ve hasar tarihinin ne … AŞ’ nin belirttiği gibi 02.02.2016 ne de davacı firmanın belirttiği gibi 13.03.2016 olmadığını, iddia edilen hasar tarihinin 01.02.2016 olduğunu, davacının mükerrer tazminat talebinin haksız ve yersiz olduğunu, davacının hasar miktarının son derece fahiş olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan faturaya göre özellikle bazı miktarların son derece dikkat çekici olduğunu, 1.002,59 TL’ lik nakliye ücretinin nasıl hesaplandığının belli olmadığını, 1.393,65 TL’ lik 90 metre kablo bedelinin belirtilen hasar tutarı ile orantısız olduğunu, yine 249 metrelik ve 847,18 TL tutarındaki kablo muhafaza borusunun 90 metrelik kablo için kullanılmasına imkan olmadığını, faturada belirtilen 3.000,00 TL işçilik ücretinin 2016 yılı için 2 işçinin 1 aylık toplam asgari ücretinden bile fazla olduğunu ve kabul edilemeyeceğini beyan ettiklerini, davacının dosyaya sunmuş olduğu fatura kapsamındaki tüm bedellere itiraz ettikleri, kendilerine ödeme talebi içeren herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davacının kendilerine göndermiş olduğu 30 Mart 2017 tarihli maildeki hasar adresi ile herhangi bir ilişiklerinin bulunmadığını kendilerine bildirdiklerini, açılan bu davanın temelsiz olduğunu, tamir edildiği iddia edilen hasara ilişkin açıklanması gereken bir çok husus olduğunu, bu kapsamda davanın usulden ve esastan reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; 03.03.2016 tarihinde hasar giderme çalışmasına başlanmış ve aynı gün saat 18.00′ de hasar giderme çalışmasının bitirilmiş olduğunu, olayın olduğu tarihte, vasıflı ve kalifiye bir teknik personelin saat ücretinin vasıfsız bir işçi için öngörülen asgari saat ücretinin en az 2-3 katı olabileceğini, taraflarınca böyle bir hasar giderme işinin en az 3-4 kişilik kalifiye bir ekiple, bir adet iş makinası ve en az 4-6 saatlik bir çalışma sonucunda bitirilebileceğini, Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine ilişkin Yönetmelik Madde 12. Elektronik Haberleşme Yer Altı Tesisleri Referans Dokümanı Madde 5.1’de “Alt yapı tesisleri için yapılacak kazıların derinliğinin, kaplamalı ana / tali yollar için 50 cm, kaldırım – tretuvar için 50 cm, dikey yol geçişleri için 120 cm, orman, köy vb. diğer yollar ile normal arazi, eğimli erozyonlu araziler için 90 cm” olması gerektiğini, dava dışı … AŞ altyapılarına verilmiş olan hasar tarihi ile davacı firma altyapılarına verilmiş olan hasar tarihlerinin birbirinden farklı olduğunu, bu iki olayın ve olaylardaki hasar boyut ve maddi bedellerinin altyapıda kullanılan malzeme ve işçilik bedellerinin farklı olabilecek olmasından dolayı mükerrer tazminat durumunun ve şartlarının oluşmamış olduğunu, hasarın oluştuğu 90 metrelik mesafenin 90 metrelik kablo ve malzeme kullanılması gerektiğini göstermediğini, resimlerde görünen 90 metrelik dış kablo hattının içerisinde çoklu kablo hatlarının bulunduğunu, dolayısı ile 249 metrelik kablo muhafaza borusu kullanımında bir anormallik olduğunun söylenemeyeceğini, davacı firma işi kendi ekip ve personeli ile yapmış olsa idi; çıkarılan hasar bedeli içerisindeki işçilik bedelinin bir miktar düşük olabileceğini, ancak davacı firmanın taşeron firma ve ekip kullanmasının o dönemde geçerli olan (yürürlükteki) yasal mevzuata uygun olduğu ve çıkarılan bedelin kabul edilebilir olduğunu, dosyadaki olay yeri ve olay anına ilişkin fotoğraflar üzerinde yapılan incelemede; davacının kablo altyapısının yürürlükteki teknik yönetmeliklere uygun olarak ve yeterli derinlikte yapılıp yapılmadığına dair ve davalının kazı çalışması sırasında ne kadar derine inmiş olduğuna dair herhangi bir bulgu elde edilemediğini, ancak olay sonrasında hasar verildiği ifade edilen kabloların yere yakın olduğu ve göz ile görülebildiği fotoğraflardan anlaşıldığını, davalı firma olay mahallinde kazı yapmadan ve kazıya başlamadan önce yer altında davacı … AŞ’ ye diğer firma ve kurumlara ait kablo hatlarının ve altyapı hatlarının bulunabileceğini mutlaka hesaba katması gerektiğini, ayrıca, kepçenin fazlaca riskli olacak biçimde derinlere inmeden, kontrollü ve güvenli bir şekilde kazı çalışması yapması gerektiğini, davalı firma, davacı firmanın teknik bir elemanı gözetiminde uygun biçimde ve risksiz çalışılmasını sağlamalı, standartlara uygun hareket edilmesini temin etmeli ve de fazlaca derine inilmeden kazı çalışması yapılmasını sağlaması gerektiğini, davalı firma anılan hususların gereğini sağlamadan kazı çalışmasını yürüttüğü için davacı firmanın altyapı kablolarına zarar vermiş olup, davalı firma olayın meydana gelmesinde birinci derecede ve de %100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğunu, yapılan inceleme, tespitler, değerlendirmeler, yasal dayanaklar ve ekte sunulmuş olan fiyat listeleri ışığında; dosyadaki 6.461,32-TL hasar bedeli olan normal, makul, mantıklı, kabul edilebilir ve yerinde olduğunun değerlendirildiğini mütalaa etmiştir.
Davacı yan, davalı şirket tarafından kazı çalışması sırasında davacıya ait kablolara zarar verildiği gerekçesi ile uğramış olduğu zararın tazminini talep etmiştir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını isteyebilir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 29/02/2016 tarihinde … Mah. … Sok. No: … adresinde, davalı tarafından yapılan inşaat kazı çalışmaları esnasında davacı şirketin altyapı tesislerinin hasara uğratıldığından bahisle 6.461,32-TL maddi zararın davalı yandan tahsili talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 11.10.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; 29/02/2016 tarihinde, davacı yana ait … Mah. … Sok. No: … adresinde bulunan alt yapı tesislerinin davalı tarafından yapılan inşaat kazı çalışmaları esnasında hasar gördüğü, davaya konu olayda; davalı şirketin olay mahallinde kazı yapılmadan önce yer altında davacı … A.Ş.’ ye veya diğer firma ve kurumlara ait kablo hatlarının ve altyapı hatlarının bulunabileceğini öngörmesi gerektiği, ayrıca kepçenin fazlaca riskli olacak biçimde derinlere inmeden, kontrollü ve güvenli bir şekilde kazı çalışması yapması gerektiği, davalı şirketin teknik bir elemanı gözetiminde uygun biçimde ve risksiz çalışılmasının sağlanması, standartlara uygun hareket edilmesini temin etmeli ve de fazlaca derine inilmeden kazı çalışması yapılmasını sağlaması gerektiği, davalı firma anılan hususların gereğini sağlamadan kazı çalışmasını yürüttüğü için davacı firmanın altyapı kablolarına zarar vermiş olup, davalı firma olayın meydana gelmesinde birinci derecede ve de %100 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yanca; dava dışı … A.Ş.’ye ödeme yapılması sebebiyle talebin mükerrer olduğu ve talep edilen işçilik ücretlerinin fahiş olduğu iddia edilmişse de; bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre; davaya konu olayda; 03.03.2016 tarihinde hasar giderme çalışmasına başlanmış ve aynı gün saat 18.00′ de hasar giderme çalışmasının bitirilmiş olduğu, olayın olduğu tarihte vasıflı ve kalifiye bir teknik personelin saat ücretinin vasıfsız bir işçi için öngörülen asgari saat ücretinin en az 2-3 katı olabileceği, davaya konu hasara ilişkin hasar giderme işinin en az 3-4 kişilik kalifiye bir ekiple, bir adet iş makinası ve en az 4-6 saatlik bir çalışma sonucunda bitirilebileceğinin belirlendiği, davacı firmanın taşeron firma ve ekip kullanmasının yürürlükteki yasal mevzuata uygun olduğu ve çıkarılan bedelin kabul edilebilir olduğu, dava dışı … A.Ş. altyapılarına verilmiş olan hasar tarihi ile davacı firma altyapılarına verilmiş olan hasar tarihlerinin birbirinden farklı olduğu, bu iki olayın ve olaylardaki hasar boyut ve maddi bedellerinin altyapıda kullanılan malzeme ve işçilik bedellerinin farklı olmasından dolayı mükerrer tazminat durumunun ve şartlarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ile belirlenen 6.461,32-TL hasar bedelinin oluşa uygun ve kadri maruf bulunması sebebiyle; 6.461,32-TL hasar bedelinin olay tarihi olan 29.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı tarafa verilmesine dair ve davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
6.461,32-TL hasar bedelinin olay tarihi olan 29.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 441,37-TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 110,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 331,02-TL harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 849,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5- Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan 110,35-TL peşin harç ile 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 146,25-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair ; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2019

Katip …

Hakim …