Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/141 E. 2019/1125 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/141 Esas
KARAR NO : 2019/1125
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.12.2017 tarihinde Müvekkil ile davalının aralarındaki ticari alım-satım ilişkisinden kaynaklı cari hesap borcunun tahsili amacı ile 7.249,08 TL asıl alacak 699,19 TL faiz olmak üzere toplam 7.948,27 TL üzerinden davalı aleyhine … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, takip borçlusu olan davalı ise 10.01.2018 tarihinde vekili aracılığı ile gönderdiği itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine, borca ve faize itiraz ettiğini, Takibin devamının sağlanması için de işbu itirazın iptali davasının açılması zarureti doğduğunu, icra takibinin konusu para alacağı olduğundan alacaklı müvekkilin yerleşim yeri olan istanbul icra daireleri yetkili olduğunu, müvekkil alım-satım sözleşmesinin üzerine düşen borcunu ifa etmiş olmasına rağmen davalı sözleşmenin üzerine düşen kısmını ifa etmekten kaçınmakta olduğunu, tarafların tacir ve iş ticari iş olduğundan bu işten doğan alacağa ticari temerrüt faizi uygulanması hukuka uygun olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yersiz ve mesnetsiz iddialarının reddi gerektiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Bürosu’nun 26.09.2016 tarih, … sayılı soruşturması kapsamında, … Sulh Ceza Hakimliği’nin 01.112016 tarih … D. İş. Sayılı kararı ile müvekkil şirketin eski yönetim kurulu başkanı … ’nun şirket paylarının temsil ve yetkilerinin dolayısıyla yönetim organının yetkilerinin tümüyle kayyım tarafından yönetimi için CMK’nın 128/9. maddesi uyarınca Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu’nun kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, işbu davaya konu takip yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılmış olup, yetkili icra müdürlüğü Çarşamba İcra Müdürlüklüğü olduğunu ve bu nedenle yetkiye itiraz ettiklerini, kayyım atanan müvekkil şirketin karşı yana herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, tarafların ticari defterleri ve cari hesap dökümleri incelendiğinde bu husus net bir şekilde görüleceğini, alacaklı yan haksız ve kötüniyetli bir şekilde müvekkil aleyhine takip başlattığından, İİK’nın 67. maddesine göre %20 tazminata hükmedilmesi yasal zorunlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satımdan kaynaklı cari hesap alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır. Davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası celp edilmiş olup icra dosyasının tetkikinde; “…Davacı tarafından 7.249,08 TL asıl alacak, 699,19 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 7948,27 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz ederek takibin durdurulduğu…” görülmüştür.
Cari hesap ilişkisine dayanak faturaların ibraz edildiği, faturaya konu malların davalı yana teslimine dair delillerin ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapması nedeni ile kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca para borçları yönünden ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması, taraflar arasındaki ticari ilişkinin açıkça reddedilmemesi bağlamında davacının ikametgahı icra dairelerinin yetkili olması kapsamında somut olayda davacının yerleşim yeri itibariyle İstanbul İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce 19/02/2019 tarihinde alanında uzman mali müşavir bilirkişi … ‘dan alınan raporda özetle; “… Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2017 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı tespit edildiğini, davacı tarafça incelemeye 2017 yılı yasal defter kayıtları ibraz edilmemiş ancak 2017 yılına ait cari hesap ekstresi sunulduğunu, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen yasal defterleri ile 2017 yılı cari hesap ekstresi incelendiğinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 7.249,08 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu tespit edildiğini, davacı nezdindeki davalı cari hesabı kapsamlı olduğundan iş bu raporumuz içeriğine alınmamış olup dosya içeriğinde mevcut olduğu, davalı tarafça iş bu rapor yazım tarihine kadar incelemeye yasal defter ve belgeleri ibraz edilmediğini ve bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defterleri üzerinde herhangi bir inceleme ve tespit yapılamadığını belirterek sonuç olarak;Rapor içerisinde de belirtildiği üzere, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2016 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığının tespit edildiği,davalı tarafça iş bu rapor yazım tarihine kadar incelemeye yasal defter ve belgelerinin ibraz edilmediği, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığı, dava konusu alacak dayanağı faturaların davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının yasal defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 7.249,08.-TL tutarında alacaklı olarak göründüğü, dava konusu alacak dayanağı irsaliyeli fatura ve muhteviyatı malların davalıya teslimi hususunda yapılan İncelemelerde, davacı tarafça davalıya kesilen irsaliyeli faturaların üzerinde herhangi bir teslim bilgisinin olmadığı, ancak davacı vekilince davalıya kesilen söz konusu faturaların cari hesap ekstresi içerisinde icra takibine açıkça konu edilmesine rağmen davalı tarafça söz konusu faturalar ve muhteviyatlarına herhangi bir itirazda bulunulmadığı, sadece müvekkili şirketin alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığının belirtildiği, herhangi bir ödeme belgesi de dosyaya sunulmadığı, açıklamalar neticesinde her ne kadar davacı tarafça davalıya kesilen faturaların davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda davacı tarafça dosyaya herhangi bir tebliğ/teslim belgesi sunulmamış olduğu görülse de davalı vekilinin itiraz dilekçesinde takip konusu cari hesap ekstresi içeriğinde yer alan fatura ve muhteviyatı faturalara itiraz edilmemiş olması ve herhangi bir ödeme belgesi de sunulmamış olması karşısında Sayın Mahkemece davacı tarafça davalıya kesilen faturaların davalıya verildiği yönde bir kanaate varılırsa davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak tutarının 7.249,08 + 1.071,82 = 8.320,90.- TL olarak hesaplandığı, davacı tarafça icra takibinde asıl alacak + işlemiş faiz tutarı toplamı 7.249.08+699.19 = 7.948.27.- TL olarak talep edildiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarı talep edebileceğinin…” mütalaa edildiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; davacının faturaya bağlı mal satım ilişkisinden kaynaklı cari hesap alacak isteminin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın takibe itirazında ve davaya cevap dilekçesinde ticari ilişkiye ve malların teslim edilmediğine yönelik açıkça itirazının bulunmadığı, yalnızca borca ve faiz oranına itiraz ettiği, mahkememizce ticari defterlerin ibrazı için çıkarılan meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça defterler ve sair herhangi bir delilin ibraz edilmediği görülmüştür. Somut olaydaki alacak isteminin, dosyada mübrez 5 adet faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağı olduğu tespit edilmiş olup ibraz edilen irsaliyeli faturaların imzalı olmadığı ancak faturaların davalı tarafa teslim edildiğini ispata elverişli kargo bilgisayar çıktılarının ibraz edildiği, bu delillere karşı ise davalı tarafça aksi yönde herhangi bir savunma ve delil gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu kapsamda mahkememizce temin edilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davacı ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, dayanak fatura ve takip öncesi ödemelerin kayıtlı olup davacının ticari defterleri kapsamında takip tarihi itibari ile 7.249,08-TL (asıl alacak) alacaklı göründüğü, bu alacak miktarına yönelik davalı tarafça yapılmış herhangi bir ödemenin tespit edilemediği, irsaliyeli faturalar, teslim belgeleri kapsamında mal tesliminin ve davacı yanın alacak talebinin sübut bulduğu anlaşılmıştır. Son olarak işlemiş faiz alacak kalemi yönünden inceleme yapılmış olup alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hâle gelmiş bir borcun ifasındaki gecikme halinde temerrütten bahsedilmekte olup kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, TBK’nın 117. maddesinin birinci fıkrasında hüküm altına alındığı üzere alacaklının ihtarı ile temerrüde düşmektedir. Somut olayda ise davalı yanın takipten önce davacı ihtarı ile ayrıca mütemerrit kılınmadığı, bu hali ile işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 7.249,08-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya ve cari hesap ilişkisine dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 7.249,08-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 7.249,08-TL takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 1.450-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibarıyla kabul edilen miktar üzerinden hesaplanarak alınması gereken 495,18 TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 135,74 TL harçtan mahsubu eksik kalan 359,44 TL harcın karar davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından yapılan 600 TL bilirkişi ücreti, 225,00 TL yargılama gideri, 35,90 TL başvurma harcı ve 135,74 TL peşin harç olmak üzere toplam 996,64 TL yargılama giderinden kabul ve red edilen miktarlar dikkate alınarak hesaplanan 908,42 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, arta kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 699,19 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır