Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/14 E. 2018/306 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/14 Esas
KARAR NO : 2018/306
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/01/2018
KARAR TARİHİ: 03/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında 09/06/2006 tarihinde imzalanan ihraç kayıtlı satın alma anlaşması gereğince, …’ya ürün ihracına başlandığını, davalıya davacı şirket tarafından 411.812,20 Euro ödeme yapıldığını, ancak ürünlerin ihracından sonra malların ayıplı olduğu şeklinde şikayetler aldıklarını, durumun davalı tarafa ihbar edildiğini, davalı şirketin temsilcilerinin katılımıyla ürünün ciddi ayıplar içerdiğinin tespit edildiğini ve ayıplı ürünlerin ayrıştırıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesi gereğince satın almayı müteakip çıkabil…k her türlü üretim, kalite, ambalajlama hatalarından doğabil…k tüm sorunlar ve ihracatçının bundan uğrayabil…ği tüm zararların imalatçının sorumluluğunda olduğunu, ihtilaf vukuu bulması halinde SGS, Lloyds v.s uluslararası Bağımsız denetim kuruluşlarının raporlarının dikkate alınacağının kararlaştırıldığını, bu hüküm çerçevesinde SGS’nin yaptığı tespit neticesinde 8.637,98 m2 mermer ürünün ayıplı olduğunun belirlendiğini, yine sözleşmenin 10. maddesi gereğince, müvekkili ticari defter ve belgeleri ile SGS raporlarının kesin delil kabul edildiğini, müvekkilinin ayıplı ürünler nedeniyle 133.897,19 EURO zararının oluştuğunu, ayıplı mallar için davalı şirkete nakit ve çeklerle ödeme yapıldığını, vadesi gelmediği için ödenmeyen ve davalı elinde bulunan … Bankası … Şubesine ait, 11/03/2008 keşide tarihli ve … seri nolu 18.339,36 TL bedelli, … Bankası … Şubesine ait 15/03/2008 keşide tarihli ve … seri nolu 62.741,29 TL bedelli, … Bankası … Şubesine ait 14/03/2008 keşide tarihli ve … seri nolu 18.306,49 TL bedelli, … Bank … Şubesine ait 04/04/2008 keşide tarihli ve … seri nolu 27.581,84 TL bedelli, … Bank … Şubesine ait 04/04/2008 keşide tarihli ve … seri nolu 9.193,95 TL bedelli, … Bankası … Şubesine ait 22/04/2008 keşide tarihli ve … seri nolu 8.961,48 TL bedelli, İş Bank … Şubesine ait 29/04/2008 keşide tarihli ve … seri nolu 18.838,75 TL bedelli toplam 163.909,16 TL miktarlı çeklerin ayıplı ürünler nedeniyle bedelsiz kaldığını, müvekkilinin 133.837,19 EURO karşılığı 255.000 TL olarak oluşan ayıplı ürünlerden kaynaklanan zararından çek miktarının mahsubu neticesi müvekkilinin davalıdan 91.720,84 TL alacaklı olduğunu belirterek öncelikle çeklerin ödemelerinin durdurulması, aksi halde icra takibine konu edilmelerinin tedbiren durdurulmasını, yapılacak yargılama neticesinde 7 adet çek toplamından oluşan 163.909,19 TL davalıya borçlu olmadığının tespitini ve çeklerin iptalini, ayrıca bakiye 91.720,84 TL alacaklarının ayıp ihbar tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında aktedilen 09/06/2006 tarihli ihraç kayıtlı satın alma anlaşması gereğince, üretimi müvekkili tarafından yapılan 40.000 m2 miktarındaki traverten cinsinden mermer ürünlerinin tamamının davacı şirkete satışının gerçekleştirilerek İzmir limanında tesliminin kararlaştırıldığını, son parti malında 13/09/2006 tarihinde davacıya teslim edildiğini, sözleşmenin 7.maddesinde 40.000 m2 ürünün belirtilen niteliklerde karışık olarak teslim edil…ğinin kararlaştırıldığını, ancak her nitelikte ne kadar m2 ürünün teslim edildiği hususunda açıkça bir hüküm bulunmadığını, sözleşmenin 7.maddesinde tanımlanan ürünlerin tamamının 2.ve 3. kalite ürün vasfında olduğunu, davacı şirketin satın aldığı ürünler mermer piyasasındaki en kötü kalite mermer olmasına rağmen davacı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu yönündeki iddiasını kabul etmediklerini, davacı şirket tarafından süresinde usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunulmadığını, ticaret Kanununun 25/3 maddesine riayet edilmediğini, davanın da zamanaşımı süresinde açılmadığını, dava konusu edilen 163.900 TL bedelli toplam 7 adet çekin dava konusu sözleşmeyle ilgisinin bulunmadığını, davacının istem ve davranışlarının kötüniyetli olduğunu, dava konusu edilen çeklerle ilgili başka fatura ve sevk irsaliyelerinin bulunduğunu, çekler karşılığında davacı tarafın müvekkilinden mal satın aldıklarını, davacı yanın keşide etmiş olduğu ihtarnamede de 14/03/2008 tarihli 18.306,49 TL bedelli çeki ödey…kleri beyanında bulunduklarını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuş ve davacı tarafın %40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesince delillerin değerlendirilmesini müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince … ATM marifetiyle davalı tanıkları …. ve …’ın beyanları tespit edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı tanıkları talimat ile alınan ifadelerinde; davacıya satışı gerçekleştirilen ürünlerin davacının eksperi tarafından incelendikten sonra sevk edildiğini ve ürünlerin 2.ve3. Kalite ürün olarak satın alındığını haber vermişlerdir.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesince davalı taraf ticari defter ve belgelerinin incelenmesi baabında … ATM’ye yazılan talimat yoluyla alınan mali bilirkişi …. tarafından düzenlenen 30/10/2009 tarihli kök rapor ile 17/06/2010 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesince borçlar hukukçusu Prof. Dr. …, iktisatçı bilirkişi Prof. Dr. …, Gümrük Uzmanı … ve mermerci bilirkişi …. marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin bila tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesince görevlendirilen bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Taraflar arasında 09.06.2006 tarihinde düzenlenmiş “İhraç Kayıtlı Satın Alma Anlaşması” bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların temsilcileri arasında 19.06.2007 tarihinde düzenlenerek imzalandığı anlaşılan Tutanak, Intervo … deposunda mevcut 35.751,20 m² ürün içinde seleksiyona uygun olmayan miktarın 8203,48 m² olarak tespit edildiğini göstermektedir.
İkinci etap inceleme ve ayrıştırma sürecinden sonra düzenlendiği anlaşılan 21.10.2007 tarihli tutanak ise, seleksiyona uygun olmayan miktarın 434,83 m² olduğuna ilişkin tespiti yansıtmaktadır.
Dava dışı SGS firması tarafından düzenlendiği anlaşılan 19.06.2007 tarihli “Gözetim Sonuçları” raporunda ise uygun olmayan olarak bildirilen ürün miktarının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı Şirket Ticari Defter Kayıtları
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/29 Talimat sayılı dosyası üzerinden alındığı anlaşılan 30.10.2009 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirket ticari defter kayıtları üzerinde yapılan tespitlere yer verildiği görülmektedir.
Anılan bilirkişi raporunun “Sonuç” bölümünde yer alan tespit ve görüşler aşağıda aktarıldığı gibidir:
1-Davalı şirkete ait ticari defterlerin M.S.U.G.T.’ne uygun olarak işlendiğini ve yılbaşı açılış tasdiklerinin yasal sürede yapıldığını, ancak yılsonu kapanışına ilişkin noter tasdikine rastlanmadığı;
2-Davalının ticari defterlerine göre, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2007 yılından önce başladığı ve cari hesap düzeninde devam ettiği;
3-Dava dilekçesinde belirtilen 163.963,16 TL toplam tutarlı 7 adet çek bedelleri dahil olmak üzere, davalının ticari defterlerindeki 10.03.2008 dava tarihi itibarıyla davacının 141.420,98 TL bakiye borcu bulunduğu, dava tarihinden sonraki 20.06.2008 tarihi itibarıyla ise davacının 4.079,02 TL bakiye alacağı bulunduğu;
4-Dava dilekçesinde belirtilen 7 adet çekten; 15.03.2008 tarihli ve 62.741,29 TL bedelli çekin dışındaki diğer 6 adet çekin, davalıya ait ihraç kayıtlı 6 adet fatura bedelleri karşılığında keşide edildiği; 15.03.2008 tarihli ve 62.741,29 TL bedelli çekin ise cari hesaba mahsuben keşide edildiği.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyası üzerinden alındığı anlaşılan 17.06.2010 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların kök raporuna karşı itiraz ve beyanları doğrultusunda davalı şirket ticari defter kayıtları üzerinde yapılan tespitlere yer verildiği görülmektedir.
Anılan bilirkişi raporunun “Sonuç” bölümünde yer alan tespit ve görüşler aşağıda aktarıldığı gibidir:
1-İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki asıl alacağın dayanağı olan 11.03.2008 keşide tarihli ve 18.339,36 TL karşılıksız çek bedelinden dolayı davacı şirketin borçlu olduğu;
2-Davalı şirket tarafından takip konusu edilen 11.03.2008 keşide tarihli ve 18.339,36 TL karşılıksız çek bedeli hariç olmak üzere, icra takip tarihinden sonra oluşan cari hesap hareketlerinden dolayı davacının 4.079,02 TL’lik bakiye alacağı bulunduğu;
3-İcra takip tarihinden sonra oluşan davacının 4.079,02 TL’lik bakiye alacağının, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip konusu edilen davalı alacağının tahsilinde dikkate alınması ve öncelikle faiz ve ferilere mahsup edilmesi gerekitği, aksi taktirde, 4.079,02 TL’lik bakiye için davalının haksız kazanç elde etmiş olacağı,
Davacı şirket tarafından ibraz edilen ve onay durumları yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK md.69 vd. hükümlerine uygun olarak tutuldukları anlaşılmıştır.
Davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre davalı ile olan ticari hesap hareketlerinin “320 Satıcılar” defterikebir hesabı altında “01.01.069”, “01.01.070” “01.01.071” ve “01.01.072” kodlu yardımcı-muavin hesaplarda izlendiği ve bu hesaplara ilişkin kayıtlara göre dava tarihi (10.03.2008) itibarıyla 10.126,85 TL borç, 151.547,83 TL alacak kaydı içerdiğini,
Davacı tarafın dava konusu taleplerinden ilki, davacı şirkete verildiği tartışmasız görünen toplam 7 adet çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti olup, çeklerle ilgili öncelikle belirtilmesi gereken husus, her ne kadar davacı talepleri içinde çeklerin toplam tutarının 163.909,16 TL olduğu belirtiliyorsa da ticari defter kayıtlarına göre dava konusu çeklerin toplam tutarı 163.963,16 TL olarak hesaplanmaktadır, çeklerden ilk sırada yer alan 18.339,36 TL dışında kalan 6 çek bedeli olan toplam 145.623,80 TL için davalı şirket tarafından … 1. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden takip yapıldığı ve davacı şirket tarafından anılan takip konusu tutarın havale yoluyla ödendiği tartışmasız bulunmaktadır, 18.339,36 TL bedelli çek tutarının ise davacı şirketçe icra dosyasına ödenmekle birlikte, davalı şirketçe çek bedelinin icra dosyasından tahsil edilemediği anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin dava konusu iddiaları ise, yukarıda belirtilen çekler kadar borçlu olmadıklarının tespitinin ötesinde ayrıca, davacı şirketin kusurlu ürünleri nedeniyle uğrandığı ileri sürülen ve dava tarihi itibarıyla TL karşılığı 255.630,00 TL olarak hesaplanan zarar tutarının tazminine yönelik bulunmaktadır. Dolayısıyla dava konusu uyuşmazlık özde, davacı tarafça ayıplı olduğu ileri sürülen malların gümrük ve navlun bedeli dahil toplam toplam 133.837,19 Euro tutarında zarara uğrandığı iddialarından kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 09.06.2006 tarihli sözleşme çerçevesinde yürütüldüğü ve davacı şirketçe dava konusu zarar iddialarına dayanak olarak gösterilen ürünlerin 14.11.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş ürünler olduğu anlaşılmaktadır.
İddia konusu ürünlerin ilk partisinin 697915 sayılı ve sonuncusunun … sayılı davalı şirket faturalarına konu ürünler arasında yer aldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Nitekim toplam 58 adet fatura içeriği mallar ile ilgili olarak …’da yapılan inceleme sürecinin en son 21.10.2007 tarihli tutanağa bağlandığı görülmekte olup, bu süreç içinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin farklı ürün sevkiyatları itibarıyla sürdüğü ve davacı şirket tarafından fatura bedellerinin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde ödenmeye devam edildiği tartışmasız görünmektedir.
Buna göre, dava konusu zarar iddiasına dayanak olarak gösterilen ürünler ile ilgili fatura tahakkuku ve ödemelerinin de süreç içinde tamamlandığı; dolayısıyla da taraflar arasındaki ilişki çerçevesinde dava konusu çeklerin davalı şirketin 2008 yılında sattığı mallara ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan; davacı şirketçe borçlu bulunmadıklarının tespiti talep edilen ve toplam tutarı 163.963,16 TL’lik çek bedelinin (her ne kadar 18.339,36 TL tutarındaki çekin henüz davalı şirketçe icra dosyasından tahsil edilemediği anlaşılsa da) icra takibine bağlı olarak ödendiği anlaşılmakla, dava konusu uyuşmazlıkta davacı şirketçe iddia edilen zararın tazmininin talep edilip edilemey…ği anahtar konu olarak ortaya çıkmaktadır.
Davacı şirketçe uğrandığı ileri sürülen zarar miktarının 8.637,98 m2 ayıplı ürün mal bedeli 83.539,24 EURO, gümrük bedeli 35.180,35 EURO, navlun bedeli 15.117,60EURO olmak üzere toplam 133.837,19 EURO karşılığının 257.971,18 TL olup davacı taraf talebini 255.630,00 TL olarak belirtilmektedir.
Davacı tarafın tazminat talepleri arasında yer alan gümrük ve navlun harcamaları ile ilgili tutarların toplam ihracat miktarı ile orantılı olarak ayıplı olarak ayrılan ürünlerle ilişkilendirildiği anlaşılmaktadır.
Bu harcamalardan …’da gerçekleşenle ile ilgili belge ve kayıtların tercümelerine rastlanmamakla, talep edilen tazminat tutarının objektif denetime elverişli olarak hesaplanma olanağı bulunmamıştır.
Bu noktada vurgulanması gereken diğer bir husus ise, dava konusu ayılı ürünler nedeniyle davacı tarafça katlanılan ve tazmini talep edilen maliyetlerin tümüyle zarar olarak kabul edilebilmesi için, ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin hiçbir ekonomik değerinin bulunmadığı ve bunlara ilişkin davacı şirket ihracat bedellerinin tümüyle karşılıksız kaldığı ya da kısmen kaldıysa, hangi miktarda karşılıksız kaldığı hususunun açıklanmaya muhtaç bulunduğudur.
Dava konusu uyuşmazlık satılan malda ayıbın bulunup bulunmadığı ve alıcını ayıptan doğan hakları kullanma hakkının doğup doğmadığına ilişkindir.
Ayıp hukuku ile ilgili temek kural ayıbın satılan malın teslim edildiği anda bulunması veya satım anında bulunan bir sebepten dolayı daha sonra ortaya çıkmasının gerekmesidir. Teslim anında bulunan bir sebepten kaynaklanmayan, daha sonraki sebeplerle ortaya çıkan herhangi bir nitelik eksikliği ayıp kavramına girmez.
Borçlar Kanunun ve Ticaret Kanunundaki satım sözleşmesi ile ilgili hükümlerinde alıcının satılan malı muayene yükümlülüğü olduğu ve bu ayıbın bu muayene sırasında ortaya çıkıp çıkamayacağına göre farklı nitelendiğini görmekteyiz. Bu çerçevede ayıp, alıcının ayıbı saptayabilme imkanına göre açık, muayene ile ortaya çıkabilen ayıp ve gizli ayıp olarak ayrılmaktadir. Açık ayıp teslim anında çıplak gözle görülebilen ayıpken, çıplak gözle varlığı saptanamamakla birlikte işin niteliğine göre yapılması normal olan kontrolle tespit edilebilen ayıplar ise “muayene ile ortaya çıkan ayıp” olarak nitelenmek gerekir. Gizli ayıp ise teslim anında bulunan bir sebep nedeniyle çıplak gözle veya işin niteliğine göre normal bir muayene ile varlığı saptanamayan ayıptır.
Malın muayenesi ve tespit edilen sözleşmeye aykırılığın ihbari birer külfet=mükellefiyet olarak düzenlenmiştir. Buna göre eğer alıcı muayene ödevini ve ayıp ihbarında bulunma ödevini zamanında ve istenilen şekilde yerine getirmezse, normal bir muayene sonucu tespit edilebil…k olan ayıplar açısından haklarını kaybed…ktir. Gerçekten de hukuki anlamda külfet herhangi bir borç doğurmayan, ancak yerin getirilmediği takdirde o konuda sağlanmış olan hakların kaybedilmesi sonucunu doğrulan bir davranıştır. Bu bağlamda eğer alıcı muayene ve ihbar külfetini yerine getirmez ise ayıplı mal tesliminde dolayı kendisine tanınmış hakları kaybeder, başka bir ifade ile malı o hali ile kabul etmiş sayılır.
Bu konuda yine TTK hükmüne göre davalının ayıptan doğan haklarını kullanması için görünüşte belli olmayan ayıplar için sekiz günlük sürede muayene yapması ve ihbarda bulunması gerekmektedir. Gizli ayıplar için muayene ve ihbar, makul süre içinde derhal yapılmak gerekir.
Davacı ayıp ihbarının süresinde yapıldığını davalı ise süresinde yapılmadığını iddia etmektedir. Ayıp ihbarı belirli sürelere bağlanmış ise de dosyada bulunan evraklar tarafların ayıp ihbar süreleri geçtikten sonra birlikte malın muayenesini ve tespitini yaptıklarını ortaya koymaktadır. 19/06/2007 tarihinde her iki tarafın temsilcilerininimzasını havi tutanakta seleksiyona uygun olmayan 8.203,48 m2 mal olduğu, tekrar paketlenip satılmak üzere hazırlanan malların da 22.485,20 m2 olduğu belirtilmiştir. 21/10/2007 tarihli tutanakta ise ilk tutanağa ek şekilde tekrar paketlenip satılmak üzere hazırlanan malların da 3.752,00 m2 olduğu belirtilmiş seleksiyona uygun olmayan mal miktarı da 434,83 m2 olarak tespit edilmiştir. Ayıbın varlığı dosya kapsamında böyl… ispatlanmış olmaktadır. Kontrolün yapılmamış olmasının da davalı zamanında bu iddiayı ileri sürmediğinden önemi kalmamıştır.
Ayıp ihbar süreleri ve ayıpla ilgili hükümler emredici olmadığından tarafların anlaşarak bu süreleri değiştirmeleri veya kullanılacak haklarla ilgili farlı şekilde kararlaştırma yapmaları mümkündür. Taraflar bu tutanağı tutmakla ayıp ihbar süresine uyulmamasının önemi olmadığını ve davalı satıcının ayıbı kabul ettiğini ortaya koymaktadırlar.
Böyl… 8.637,98 m2 malın ayıplı olduğunu davalı da tutanağı imzalayarak kabul etmiş ve artık ayıp ihbar süresine uyulmadığına ilişkin savunma yapma hakkını da kaybetmiştir. O halde davalının ayıp ihbar sürelerine uyulmadığı ve yine ayıbın tanınmasından sonra zamanaşımının dolduğu iddialarının kabulünün mümkün olmaması gerekir.
Tarafların seleksiyona tabi olmadığını kararlaştırmalarının anlamının bu malın satışa arz edilemey…ği olduğu; dolayısıyla malın bedelinde de bu miktar kadar indirim yapılması yani ücret tenzili hakkının kullanılmak istendiği kabul edilebilir. Davacı aynı zamanda ayıba bağlı olarak zararlarının tazmini de istemektedir ki, ayıpla illiyet bağı içinde olmak koşulu ile bu talebi de haklı olarak değerlendirilmek gerekir.
Bu durumda Heyetimiz ayıbın teslim anında varlığının kanıtlandığı gibi 8.638,31 m2 mal miktarı için davacının ayıba bağlı hakları kullanacağı ve bu kısım malın ücretini semenden düş…ği kanaatine varmaktadır. Sözleşmeye konu diğer mal miktarı bakımında ise satılacağına ilişkin tespit olduğundan, bu miktar malda ayıbın bulunmadığı da kabul edilmiş olmaktadır. Taraflar bu malın ikinci parti mal değerinde olduğunu belirtmediklerinden ürün değerinin olmadığı kanaatine varılmaktadır. Ancak davalı bu üründen de her hangi bir şekilde davacının faydalandığını ispat ederse bu durumda BK.’nın 98/2 aftıyla uygulama alanı bulacak m.42 gereği denkleştirmeye gidilerek bu miktarın tenzil edil…ği tabiidir. Davacı iddiasına göre ayıplı ürün miktarı 8.637,98 m2 ve yine davacı iddiasına göre ayıplı ürün bedeli 88.539,24 EURO dur. Davalı bu miktara ilişkin itirazda bulunmamış, ayıbın bulunmadığı ve ayıptan sorumlu olmadığı iddiasını yöneltmiştir. Belirtelim ki, sözleşmenin 5. Mad. Fiyata uygun bir hesaplamalıdır.
Diğer yandan davacı satılan depo masrafını ve yine malın davalı tarafından teslim alınmasını isteyememektedir. Çünkü ücret tenzilinde malın alıcı nezdinde kalması gerekmektedir. Bu nedenle tevdii hakkını kullanılmak istenmesi haklı değildir. Malın mülkiyeti davacıdadır. Alıcı eğer kısmi fesih hakkını kullansa idi malın iade alınmasını isteyebilirdi ki, bu durumda da iade borcu kendi üzerinde olmak gerekirdi. Davalı satıcı bu malın değer kaybını ödemekle sorumluluğunu yerine getirmiştir.
Dava dosyası ve davacı şirketçe ibraz edilen ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda;
Davacı şirketçe borçlu bulunmadıklarının tespiti talep edilen ve toplam tutarı 163.963,16 TL’lik çek bedelinin, dava tarihinden sonra davalı şirket icra takiplerine bağlı olarak ödendiği; buna karşın 18.339,36 TL tutarındaki çekin henüz davalı şirketçe icra dosyasından tahsil edilemediğinin anlaşıldığı;
Davacı şirketçe tazmini talep edilen zarar unsurlarından ilkinin, ayıplı ürünlerin davalı şirketten alım bedeline ilişkin bulunduğu, bu tutarın (8.638,31 m² x 10,25 €=) 88.542,68 € olarak hesaplanmakla birlikte, davacı şirket talebinin 8.637,98 m² karşılığı 88.539,24 € ile sınırlı bulunduğu;
Diğer tazminat unsurları olan ve ayıplı ürün miktarlarıyla orantılı olarak ilişkilendirildiği anlaşılan gümrük ve navlun harcamaları içinde …’da gerçekleşen harcamalara ilişkin belge ve kayıtların tercümelerine rastlanmadığı;
Öte yandan tazmini talep edilen zararın kaynağı olarak gösterilen ayıplı ürünlerin güncel ekonomik değerleri ile davacı şirket ihraç bedellerinin ne miktarda karşılıksız kaldığı hususlarının açıklanmaya muhtaç göründüğü” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
6102 sayılı TTK’da yapılan değişiklik nedeniyle Ticaret mahkemelerinin tek hakimli mahkemeler olarak yapılandırılması neticesinde dava dosyası HSYK kararına dayanan tevzi sonucu yeni kurulan İstanbul …. ATM’ye aktarılmıştır.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesince;davalı itirazlarının ve davacı beyanlarının da değerlendirilmesi suretiyle mevcut bilirkişilerden ayıplı olduğu bildirilen ürünlerin mevcut haliyle değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise hurda değerlerinin tespiti, iddia olunan zararın meydana gelmesinde veya artmasında davacı kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusurun bölgesinin tespiti, netice itibariyle var ise davacı alacağının varlığı ve miktarının kalem kalem tartışılıp gerektiğinde ayrıştırılarak tespiti baabında bila tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişilerin anılı ek raporlarında özetle;
” Davacı şirketçe sunulan kayıt ve belgeler bazında yapılan hesaplama sonuçlarına göre; davacı şirketin dava konusu taleplerinde haklı olduğunun kabulü halinde dava konusu ayıplı ürünlere isabet eden navlun giderleri ile gümrük ve ihracat giderlerinin dava tarihi itibariyle TL karşılığının 31.823,76 TL olarak hesaplandığını, kök raporda indirim yapılacak bedelin belirlendiğini, ayıplı maldan elde edebil…k yarar konusunda … şartları için bir değerlendirme yapılamadığı, diğer tespitlerin kök raporla aynı olduğu yönünde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili 03/01/2013 tarihli dilekçesi ile; menfi tespit davasına yapılan ödeme nedeniyle istirdat davası olarak devam ettiklerini, navlun ihracat ve gümrük masraflarının bilirkişilere yeniden hesaplatması gerektiğini aksi halde icra tehdidi altında yapıyan 163.963,16TL’de dahil olmak üzere uğranılan tüm zararların ve masrafların karşılığı olarak 88.539,24 EURO ( 169.225,04 TL) ve 31.823,76 TL olmak üzere toplam 201.048,80TL’nin ayıplı mal ihbarından başlayacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep etmiştir.
Davacı vekili 04/06/2013 tarihli dilekçesinde; 163.963,16TL istirdat talepleri ile birlikte navlun ve gümrük bedeli olarakta 91.720,84 TL olmak üzere toplamda 255.684 TL’nin davalıdan ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ve dilekçesi ekinde ödeme belgelerini ibraz etmiştir.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesince “Sektör bilirkişisinin … Ülkesinde davacıya ait olduğu ve dava konusu mermerlerin bulunduğunun belirtildiği depoya gönderilerek ayıbın niteliği ve ayıplı ürünlerin …da değerlendirilebilmesi baabında incele yapmasının sağlanmasına ve döndüğünde mahkememizin diğer heyeti ile birlikte mahkememize tarafların rapora itiraz ve beyanlarını da karşılar nitelikte neticeten davacı tarafın borç olmadığının tespitini istediği miktarın ve var ise talep edebil…ği istirdata konu miktarın temerrüt tarihi ile birlikte değerlendirilerek tereddüte mahal vermey…k şekilde hükme esas alınabil…k rapor tazminin istenilmesine, ek inceleme gününün sektör bilirkişisinin … incelemesi ve yurda dönmesi sonucu taraf vekillerinin talebine istinaden belirtilmesine” ilişkin 2. Ek rapor alınarak bila tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince sektör bilirkişinin … Ülkesine gitmesinde engel çıkmakla yerine sektör uzmanı …, yine gümrük uzmanı …’ın ciddi sağlık sorunları yaşamış olması ve görevini ifa ed…k durumda bulunmaması nedeniyle yerine gümrük uzmanı Ender Yücesoy görevlendirilmiştir. İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesince görevlendirilen bilirkişiler 2. Ek raporlarında özetle;
“Dava dosyası ve davacı şirketçe ibraz edilen ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda;
Teknik Bilirkişinin 28 Ocak 2013 günü şirket temsilcileri ile beraber … ya gittik. Travertenlerin açık alanda üstü açık, soğuk ve dona maruz şekilde, palet üzerinde usulüne uygun istiflenmediği ( malzeme dik olarak istiflenir ) ve koruma yapılmadığını gördüğü; ( Fotoğraflar ),
2008 Yılında … Dış Tic. Ve Müm. Ltd.Şti. ’ nin yaptığı kira mukavelesinde 400 M2 depo mağazası niteliğinde yer kiralandığı, sözleşmeden kadarıyla kiralanan yer kapalı alan olduğunun anlaşıldığı;
… da hava durumu -12 0C ile -16 0C Der… soğuk ve 15-20 cm kar altında donmuş vaziyetteki traverten malzemenin 8.637,98 M2yi rakamsal olarak hava şartlarından dolayı tespit edilemediği;
Depolanan alandan 10-15 adet donmuş ve birbirine yapışmış numune alnıdığı, otelde çözüldükten sonra içlerinden 6 adet numunenin … ye getirildiği;
Numuneler üzerinde yapılan incelemede; 30,5×30,5 ebatlarında hata olmadığını, kalınlığın 12 mm olduğunu, yüzey işleminin honlu olduğu, malzemenin gönye kontrollerini yapıldığı ve köşelerin 900 olduğunun tespit edildiği;
…’da yapılan incelemede söz konusu malların 2007 Yılında yaklaşık 5-7 USA Dolar M2 den değerlendirilebil…ği, 2014 Yılında fotoğraflarda görüldüğü gibi hava şartları ve depolama hatalarından dolayı malzemenin ticari değerinin olmadığı;
Ek Raporumuzda, Kök Raporda yapılan değerlendirmelerin dosya içindeki hangi verilere dayandığının belirtildiği, hukuki metinlere ilişkin olarak orada yer alan ifadelerin yorumları yapılarak bir sonuca varıldığı, söz konusu metinlere dayanılarak yapılmış bu değerlendirmelerin mahkemenin takdir alanı içinde olduğu;
Bu durumda mali incelemede belirtildiği üzere ücret tenzili yapılacak 37.922,18 Euro indirim yapıldıktan kalan tutarın 50.620,50 Euro olduğu sonucuna varıldığı,
50.620,50 Euro tutarın dava tarihi itibarıyla hesaplanan TL karşılığının 97.424,21 TL olduğu; buna isabet eden davacı ihracat giderleri payının ise 18.193,64 TL ve toplam tutarın da (97.424,21 + 18.193,64=) 115.617,85 TL olarak hesaplandığı” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dava dosyası; HSYK kararına istinaden İstanbul ….ATM kapatılarak mahkememiz ile birleştirilmiş olmakla, mahkememize aktarılmıştır.
Dava; taraflar arasında akdedilen ihraç kayıtlı satın alma anlaşması kapsamında davalıdan satın alınıp …’ya ihraç edilen mermer ürünlerinin ayıplı olduğundan bahisle ödenmeyen çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, bakiye zarardan kaynaklı alacaklarının tahsili istemine ilişkin olup, yargılama aşamasında vaki ödeme nedeniyle menfi tespit istemi istirdat istemine dönüştürülmüştür.
Davalı yan; davanın öncelikle zamanaşımı olmadığı takdirde usulden reddini talep etmiştir.
Davalı her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, ürünlere ilişkin son teslimatın 13/09/2006 tarihinde yapılması ve dava konusu çeklerin keşide tarihlerinin 2008 yılı olması, ayrıca tarafların arasında ticari ilişki bulunması sebebiyle zamanaşımı itirazı yerinde görülmediğinden davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Taraflar arasında ihraç kayıtlı mermer ürünü alım satım sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafça davalıdan satın alınan mermerlerin … Ülkesine ihraç edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalının davacıdan satın aldığı mermer ürünlerinin taraflar arasındaki sözleşmede betimlenen vasıflara haiz olup olmadığı, ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı, dava konusu çeklerin bu sözleşme kapsamında verilip verilmediği, davacının kanıtlanması halinde ayıptan kaynaklı hakları nedeniyle menfi tespit, istirdat ve alacak talebinde bulunup bulunmayacağı hususlarında toplanmaktadır.
Mübrez raporlarda davacının davalıdan aldığı mermerlerin bir kısmının ayıplı olduğu ve tarafların teknik elemanlarınca ayıplı ürünlerin ayrıştırmalarının yapılarak tutanağa bağlandığı belirlenmiştir.
Davalı yan, her ne kadar süresinde ayıp ihbarı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiş ise de; ayıplı mermerler davacını bildirimi üzerine tarafların temsilcileri vasıtasıyla incelenerek ayrıştırılıp tutanağa bağlanmış olmakla, davalı yanın; ürünlerin ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarı bulunmadığına dair itirazı yerinde görülmemiştir.
Mübrez raporlarla ayıplı ürünler 88.542,68 EURO olarak belirlenmiş ve ayıplı ürünlerin …’da değerlendirilme bedeli ise 37.922,18 EURO olarak tespit edilmiştir. Bu durumda davacı yanın ayıplı mermer ürünlerinden kaynaklı zararına istinaden yaptığı mermer bedeli ödemesi nedeniyle (88.542,68 EURO – 37.922,18EURO) = 50.620,50 EURO karşılığı 97.424,21 TL talebinde bulunabilecektir.
Mübrez raporda her ne kadar ayıplı ürünler yönünden de navlun ve ihracat giderleri olarak18.193,64 TL yansıtılmış ise de, bu hesaplama sistemi mahkememizce benimsenmemiştir. Davacı yanın ayıplı ürünler nedeniyle meydana gelen zararından ancak ayıplı ürünlerin ikinci el değerlendirme bedeli mahsup edilebilir. İkinci el değerlendirme bedeline ayrıca navlun ve gümrükleme v.s giderler yansıtılamaz. Ayıplı ürünlere isabet eden 31.823,76 TL’nin tamamı davacı tarafça zarar kalemi kapsamında talep edilebilir. Bu durumda davacı vekili 97.424,21 TL mal bedeli ve 31.823,76 TL ayıplı ürünlerin tamamına yansıyan navlun ve ihracat giderleri olmak üzere 129.247,97 TL menfi tespit ve istirdat talebinde bulunabilecektir.
Taraf vekillerini beyanları ve dosyadaki bilgi- belgelerden dava konusu edilen çeklerden İst. ,,,.İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu 11/03/2008 keşide tarihli 18.339,36 TL bedelli çek dışındaki çeklerin ödendiği, anılı çek yönünden ise, çek bedelinin ise icra dosyasında depo edildiği anlaşılmakla, icra edilen yargılama ve tüm dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kısmen kabulu ile, İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu; 14/03/2008 keşide tarihli 18.306,48 TL bedelli, 15/03/2008 keşide tarihli 62.741,29 TL bedelli, 04/04/2008 keşide tarihli 9.193,95 TL bedelli, 04/04/2008 keşide tarihli 27.581,84 TL bedelli, 22/04/2008 keşide tarihli 8.961,48 TL bedelli ve 29/04/2008 keşide tarihli 18.838,75 TL bedelli toplam 145.623,80 TL bedelli keşidecisi … Dış Tic. ve Mümessillik Ltd. Şti. Lehtarı … Mermer San. ve Tic. Ltd. olan çeklerin 110.908,61 TL’lik kısmı ile İstanbul ,,,. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu; 18.339,36 TL bedelli 11/03/2008 keşide tarihli çek nedeniyle toplam 129.247,97 TL davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 110.908,61 TL’nin 31.000 TL’sine 30/06/2008 ödeme tarihi, bakiye kısmına ise 10/11/2011 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine dair hüküm taraf vekillerinin vaki temyizi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile;
“Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 7/2 maddesi hükmü gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden ise, dava ıslahla birlikte, toplam 255.684 TL üzerinden açılmış ve bu miktar üzerinden eksik peşin harç tamamlattırılmış olup, mahkem… toplam 129.247,97 TL’lik kısmının kabul edilip, 126.436,03 TL’lik kısmı reddedilmiş olmakla, reddedilen 126,436,03 TL üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdiri ile ret ve kabul oranları gözetilerek yargılama giderlerinin taraflara paylaştırılması gerekirken, dava 163.963,16 TL’den ibaretmiş gibi değerlendirilip buna göre kabul ve ret miktarları gözetilerek vekalet ücreti takdiri ile yargılama giderlerinin bu miktar üzerinden paylaştırılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmaya gerektirmiştir. “gerekçesi ile bozularak mahkememize devrolmuş, 2018/14 esasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonucunda; usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamı doğrultusunda; ”Davanın kısmen kabulu ile, İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu; 14/03/2008 keşide tarihli 18.306,48 TL bedelli, 15/03/2008 keşide tarihli 62.741,29 TL bedelli, 04/04/2008 keşide tarihli 9.193,95 TL bedelli, 04/04/2008 keşide tarihli 27.581,84 TL bedelli, 22/04/2008 keşide tarihli 8.961,48 TL bedelli ve 29/04/2008 keşide tarihli 18.838,75 TL bedelli toplam 145.623,80 TL bedelli keşidecisi … Dış Tic. ve Mümessillik Ltd. Şti. Lehtarı … Mermer San. ve Tic. Ltd. olan çeklerin 110.908,61 TL’lik kısmı ile İstanbul …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu; 18.339,36 TL bedelli 11/03/2008 keşide tarihli çek nedeniyle toplam 129.247,97 TL davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 110.908,61 TL’nin 31.000 TL’sine 30/06/2008 ödeme tarihi, bakiye kısmına ise 10/11/2011 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,” kesinleşmekle yeniden karar tesisine yer olmadığına, hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.828,93 TL ilam harcından peşin alınan 3.780,10 TL’nin ( ıslah harcı da dahil) mahsubu ile bakiye 5.048,83 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (bozmadan önce mahkememizce 03/02/2015 tarih, … Esas, … Karar, … harç no ile yazılan 6.616,00 TL bakiye karar harcının davalıdan alınmasına karar verilmiş ise de, bozmadan sonraki hükümde karar harcının 5.048,83 TL olduğundan … Vergi Dairesi’ne yazı yazılarak daha önceki harç tahsilinin tahsil edilip edilmediği, edilmiş ise 1.567,17 TL’nin tahsil edilene iadesine, tahsil edilmemiş ise, mahkememize iade edilerek bu hükümde gönderilen 5.048,83 TL harcın tahsilinin yazılmasına,), davacı tarafından yatırılan 2.212,80 TL peşin harç, 1.567,30 TL ıslah harcı ve 14,00 TL başvurma harcı olmak üzere 3.794,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ”Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.740,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.864,88 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, davacı tarafından bozmadan önce yapılan 2.861 TL ( 2.700 TL bilirkişi + 161 TL PTT gideri) ve bozmadan sonra yapılan 79,60 TL olmak üzere toplam 2.940,60 TL’nin takdiren red kabul durumuna göre oranlayarak 1.485 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 1.455,60 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 15.237,45 TL bilirkişi incelemesi için otel, konaklama, uçak bileti v.s. harcamalardan ibaret yargılama giderinin takdiren red ve kabul oranında 7.534,94 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir..
HÜKÜM:
1-”Davanın kısmen kabulu ile, İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu; 14/03/2008 keşide tarihli 18.306,48 TL bedelli, 15/03/2008 keşide tarihli 62.741,29 TL bedelli, 04/04/2008 keşide tarihli 9.193,95 TL bedelli, 04/04/2008 keşide tarihli 27.581,84 TL bedelli, 22/04/2008 keşide tarihli 8.961,48 TL bedelli ve 29/04/2008 keşide tarihli 18.838,75 TL bedelli toplam 145.623,80 TL bedelli keşidecisi … Dış Tic. ve Mümessillik Ltd. Şti. Lehtarı … Mermer San. ve Tic. Ltd. olan çeklerin 110.908,61 TL’lik kısmı ile İstanbul …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu; 18.339,36 TL bedelli 11/03/2008 keşide tarihli çek nedeniyle toplam 129.247,97 TL davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 110.908,61 TL’nin 31.000 TL’sine 30/06/2008 ödeme tarihi, bakiye kısmına ise 10/11/2011 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,” kesinleşmekle yeniden karar tesisine yer olmadığına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.828,93 TL ilam harcından peşin alınan 3.780,10 TL’nin ( ıslah harcı da dahil) mahsubu ile bakiye 5.048,83 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (bozmadan önce mahkememizce 03/02/2015 tarih, … Esas, … Karar, … harç no ile yazılan 6.616,00 TL bakiye karar harcının davalıdan alınmasına karar verilmiş ise de, bozmadan sonraki hükümde karar harcının 5.048,83 TL olduğundan … Vergi Dairesi’ne yazı yazılarak daha önceki harç tahsilinin tahsil edilip edilmediği, edilmiş ise 1.567,17 TL’nin tahsil edilene iadesine, tahsil edilmemiş ise, mahkememize iade edilerek bu hükümde gönderilen 5.048,83 TL harcın tahsilinin yazılmasına,)
Davacı tarafından yatırılan 2.212,80 TL peşin harç, 1.567,30 TL ıslah harcı ve 14,00 TL başvurma harcı olmak üzere 3.794,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-”Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.740,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,”
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.864,88 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan 2.861 TL ( 2.700 TL bilirkişi + 161 TL PTT gideri) ve bozmadan sonra yapılan 79,60 TL olmak üzere toplam 2.940,60 TL’nin takdiren red kabul durumuna göre oranlayarak 1.485 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 1.455,60 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 15.237,45 TL bilirkişi incelemesi için otel, konaklama, uçak bileti v.s. harcamalardan ibaret yargılama giderinin takdiren red ve kabul oranında 7.534,94 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/04/2018

Katip

Başkan