Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/129 E. 2021/92 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/129 Esas
KARAR NO : 2021/92

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2016
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 01/10/2015 tarihinde “Yönetim Sözleşmesi” imzalandığını ve müvekkil şirkete ait … Otelin Spor/Fitness bölümünün işletilmesinin davalı şirkete bırakıldığını, ancak davalının edimini layıkıyla yerine getirmediğini, yetkililere ve otel yönetimine haber vermeksizin bir kısmı da kendisine ait olan ekipmanları borçlularından mal kaçırmak için Fitness alanından götürmek suretiyle tesisi zamanla boşalttığını, müvekkilince ihtarname çıkarıldığını ve davalının durumu düzelteceğini beyan ederek müvekkilini oyaladığını beyanla taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında ödenmeyen alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; öncelikle görev ve yetki yönünden itirazlarının olduğunu, “işletme sözleşmesi” olarak tanımlanan sözleşmenin gerçekte “kira sözleşmesi” olduğunu bu nedenle görevli mahkemenin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin otelin spor salonunu 5+5 yıl süreyle kiraladığını, davacının asayişi ve güvenliği tesis edemediğini, basiretsiz ve ilgisiz olduğunu, sürekli hırsızlık olaylarının yaşandığını, müşterilerinin yüksek miktarda nakit para ve mücevherlerinin çalındığını, temizlik ve düzen konularında da ilgili olmadıklarını, müvekkilinin spor salonunun bir çok eksiğini kendisinin karşıladığını beyanla karşı davalarının kabulü ile asıl davanın reddini talep ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğinde olmayıp, spor alanının işletilmesine yönelik olduğunu, müvekkilinin, davalının akde aykırı davranışlarına rağmen iyi niyetli olarak yaklaştığını, akde aykırılıkların giderilmesi için süre verdiğini, ancak davalı karşı davacının akde aykırılıkları gidermek yerine aksine müvekkili otel hakkında gerçek dışı sırf kendini haklı çıkarmak çabası ile asılsız iddialarda bulunduğunu, bu durumun davalı karşı davacının basiretli bir tacir olarak davranmadığının da göstergesi olduğunu, davalı karşı davacının müvekkiline haber vermeksizin hizmet sağlanan alandaki ekipmanları kısmi olarak boşalttığını, tesiste fitness eğitmeni bulundurulması gerekirken davalı karşı davacının bu akde de aykırı davrandığını, tesiste bulunan ekipmanlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yasal şartların oluştuğunu, davalının müvekkilinin sürekli zaman isteyerek oyaladığını beyanla asıl davalı karşı davacının haksız itirazının iptalini, icra takibinin devamını, tesis içindeki ekipmanlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili ikinci cevap ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı karşı davalının, müvekkilinin sözleşme kapsamında fitness alanı için temin edilen ekipmanlarının bedelinin ödenmemesi nedeniyle alacaklı üçüncü firmalar tarafından davacı karşı davalı şirkete gelindiği ve ilgili ekipmanların müvekkil şirketin borcuna karşılık götürüldüğü iddialarının ve müvekkilinin bir takım ekipmanları gece götürdüğü iddialarının asılsız olup, gerçeği yansıtmadığını, ayrıca davacı karşı davalının ekipmanlar üzerinde ihtiyati tedbir talep etmesinin de eşyaların kimse tarafından bir yere götürülmediğini kanıtladığını beyanla karşı davanın kabulü ile şimdilik 1.000 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyasında… esas, … nolu kararı ile 06/06/2017 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş olup, davacı vekilinin talebi üzerine dosya İstinaf incelemesine gönderilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 25/12/2017 tarihli, 2017/2874 Esas, 2017/2101 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine 87.036,30 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde işletme iktisatçısı bilirkişi… ile hukukçu Prof. Dr. … ve sektör bilirkişisi spor salonu işletme uzmanı …marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 26/03/2019 tarihli bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“Yerinde Yapılan Keşifteki İncelemeler
Sayın Mahkemenin 15/10/2018 tarihli ara karar gereğince yerinde yapılan inceleme neticesinde, aşağıda listelenen cihaz ve ekipmanlar tespit edilmiştir.
Fitness Alanı Zeminin Kaplamaları İle İlgili Tespitler
Dosyada bahsi geçen Fitness alanının zemin kaplamalarının, orijinal fitness alanı kaplamasının (… floor) gri zemin, sarı çizgi olarak yapılmış olduğu, kullanıma bağlı bazı bölgelerde aşınma, yıpranma meydana geldiği. Cihazların taşınması ve cihazların sabitlenmesi nedeniyle çizikler oluştuğu, Dumbell ve ağırlık çalışmalarına bağlı zeminde zorlanmalar olduğu görülmüştür.
Fitness Malzemeleri Ve Ekipmanları İle İlgili Tespitler
Davalı/ Karşı davacı tarafından dosyaya konulan faturalarda olup, keşifte Fitness Salonunda tespit edilen malzeme ve ekipmanlar aşağıda listelenmiştir.
12/12/2015 ve 14/01/2015 tarihli …Malzemeleri tarafından kesilen faturalar dahilinde aşağıdaki malzemeler tespit edilerek, marka bilinirliği ve mevcut durumlarına göre değerlemeleri yapılmıştır.
Yerinde yapılan keşifte tespit edilen Fitness Cihazları ve Ekipmanlarının listesi yapılmıştır. Tespit edilen cihazların faturaları istenilmiş, yetkililerce fatura arşivde denilmiş olup, Davacı taraf vekilleri tarafından 31/10/2018 tarihinde mahkemeye sunulan Faturalar tek tek incelenerek, tespit edilenlerle karşılaştırılmıştır. Cihazların … marka, ithal cihazlar olduğu, incelendiğinde faturalardaki cihazlar olduğu anlaşılmıştır. Cihaz ve Ekipmanlar değerlemeye alınmamıştır.
Değerlendirmeler;
Spor Bilirkişisi Değerlendirmesi;
Bilirkişi Heyetine verilen görevle; istenilen, sorulan konuların dosya kapsamında bilgi, faturalar incelenerek ve yerinde yapılan keşifte mevcut cihazların ve teçhizatların sayımı yapılmış, cihazların son durumları kullanıma bağlı oluşmuş yıpranmalar ve taşınması sırasında oluşmuş olduğu düşünülen çizikler ve zamana bağlı mekanik durumları göz önüne alınarak,… kaplamalarda ve …bölümlerinde oluşan yırtık veya aşınmalar, Cihazların üretim tarihi ile modele bağlı kullanım fonksiyonları değerlemede göz önüne alınmıştır.
Rayiç Bedeller; cihazlarda mekanik durum, metal kaplamanın, korozyona uğrayıp uğramaması, makaralı cihazlarda fonksiyonlar, … ve diğer cihazlarda bulunan … kaplamaların yıpranma payları, cihazın sektörel bilinirliği, bakım ve servisinin oluşu, 2. El piyasasında istenilen, aranılan cihaz ve ekipman oluşu, tekrar kullanılabilme durumları göz önüne alınarak değerlemeler yapılmıştır.
Fitness Alanı zemin kaplamalarıyla ilgili dosyaya konulan faturaların toplam bedeli 56.621,00 TL olduğu, ancak; zeminde esnemeye bağlı ufak yırtılmalar olduğu, …ve ağırlık çalışılan bölgelerde aşınmalara rastlandığı, bazı bölgelerde cihazların ağırlığı ve taşınması esnasında derin çizikler ve yıpranmalar olduğu görülmüştür.
Fitness Malzemeleri ile ilgili olarak, … Spor, … Medikal, …firmaları tarafından Davalı/ Karşı Davacı tarafa kesilen 8.277,76 TL olan faturalar incelenmiş, yerinde yapılan incelemede, tarafımızca tespit edilen ve faturalarda olup tespitte olanlarla karşılaştırılarak (Tablo 1)’de gösterildiği gibi, rayiç bedelleri hesaplanmıştır.
Tartı cihazı ile dosyaya konulan faturanın, cihazın faturası olarak değil, bakım bedeli olarak alındığı, bu nedenle değerlendirmeye konulmamıştır.
…Ltd. Şti. tarafından dosyaya konulan…Ltd. Şti. tarafından faturalandırılmış cihaz ve ekipmanlar Tablo-3’te gösterildiği üzere 77.288,57 USD ve 1.257,30 TL olarak toplam değerleri saptanmıştır. Ancak yerinde yapılan keşifte, faturada bahsi geçen cihaz ve ekipmanlar tespit edilememiştir. Heyetimizce dosya incelemelerinde; satın alınan … Ltd. Şti.’ne 31/05/2016 tarihinde iade faturaları kesildiği anlaşılması üzerine bu cihazlarla ilgili değerleme yapılmamıştır.
Fitness Malzemeler olarak dosyaya konulan faturalarda olup, keşifte tespit edilen malzemelerin rayiç bedel üzerinden yapılan değerleme sonucunda 1.015,00 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı keşifte olduğu … Ltd. Şti.’ne ait olduğunu beyan ettiği malzemelerin değerlemesi 2.650 TL olarak yapılmıştır.
Davacı… A.Ş. Tarafından 24/04/2018 tarihinde dosyaya yedinde bulunan cihazların listesinde bulunan cihazlar, keşifte tespiti yapılarak değerlemeleri yapılmış, 23.525 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı …A.Ş.’ne ait olduu tespit edilen listeli cihazların değerlemesi yapılmamıştır.
Hukuk Bilirkişisi Değerlendirmesi;
Günümüzdeki ticari yaşamın gelişme düzeyi ve uzmanlık alanlarının çoğalması karşısında, özellikle ticaret şirketlerinin profesyonel yönetim ve bilgi edinme ihtiyaçlarını kendi bünyeleri içinde karşılamak yerine, özel tipte sözleşmelerle dışarıdan sağladıkları gözlenmektedir. Yönetim Sözleşmesi yönetici tarafın işletme sahibi tarafa ait bir işletmeyi bir ivaz karşılığı olmak üzere kısmen veya tamamen yönetmeyi üstlendiği sözleşmenin adıdır. Somut olaydaki yönetim sözleşmesine göre mal sahibi olan davacı, malın kullanımını davalıya devrederken, davalıdan bedel talep etmemekte, tam tersine devrettiği malın işletilmesi karşılığında, davalıya üyelik bedellerinden oluşan cironun belli bir kısmına tekabül eden bir bedel ödemeyi taahhüt etmektedir. Davacı dava konusu yeri, kendi müşterilerine, davalı tarafından sağlanacak hizmet karşılığında davalıya bir bedel ödemek suretiyle devretmektedir.
Davacı taraf davalıya noterden gönderdiği 27/04/2016 tarihli, 02/05/2016 tarihli ve 06/05/2016 tarihli ihtarnamelerinde özetle davalını fitness ekipmanlarını fitness salonundan tahliye ettiğini, bunların fitness alanına geri getirilmesini ve salonda fitness eğitmeni hazır bulundurulmasını, aksi takdirde sözleşmeyi fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla her türlü hukuki yola başvurulacağını bildirmektedir. Yine davacı davalıya keşide ettiği 05/10/2016 tarihli noter ihtarnamesinde davalının hukuki ve ticari ilişkin kapsamında doğmuş olan 98.318,81 TL borcunu üç gün içinde ödemesi gerektiğini, aksi takdirde sözleşmeyi fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla her türlü hukuki yola başvurulacağını beyan etmektedir. Yine davacı 12/10/2016 tarihli noter ihtarnamesinde 3 gün içinde fitness alanında fitness eğitmeni hazır bulundurulmasını, aksi takdirde sözleşmeyi fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla her türlü hukuki yola başvurulacağını bildirmektedir. Nihayet davacı 04/11/2016 tarihli ihtarnamesinde 87.036,30 TL alacağının ödenmesini talep etmiştir. Davacı tarafından aradaki yönetim sözleşmesinin fesih olunmadığı görülmektedir.
Buna karşılık, davalı taraf, davacıya keşide ettiği 31/10/2016 tarihli noter ihtarnamesinde, ihtarnamede belirttiği nedenlerle sözleşmeyi, ifa için herhangi bir süre tayin etmeden, doğrudan fesih etmiştir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, mütemerrit borçlu karşısında sözleşmeyi fesih etmek isteyen alacaklı, ona ifa için son bir fırsat tanıyarak ifa için uygun bir süre tayin etmelidir. Davalının yaptığı gibi herhangi bir süre tayin etmeden doğrudan doğruya sözleşmeyi feshetmek, ancak haklı bir sebebin mevcudiyeti halinde söz konusu olabilir. Haklı sebep sözleşmeye devamı taraflardan biri veya her ikisi bakımından çekilmez, katlanılmaz hale getiren, önceden öngörülemeyen ve kestirilemeyen bir nedendir. Kanunda haklı sebebin tanımı yapılmamış ve takdiri mahkemeye bırakılmıştır. Davalının fesih sebebi olarak ihtarnamede belirttiği sebepler, sözleşmeyi süre tayin etmeksizin doğrudan feshe imkan sağlayacak bir haklı neden olarak telakki edilmezler. Bu nedenle davalının 31/10/2016 tarihli fesih beyanının haklı olmadığı değerlendirilmektedir. Bununla beraber sözleşmeye ilişkisinin işbu tarih itibariyle fiilen son bulduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların talepleri bakımından asıl ve karşı davanın irdelenmesine gelince; asıl davada davacı itirazın iptalini istemekte olup, davalı itirazına esas olan icra takibinde talep ettiği 87.036,30 TL asıl alacağın sebebi olarak “cari hesap ve fatura alacağı” gösterilmiştir. Taraflar arasında yönetim sözleşmesi hükümleri arasında davalının davacının cari hesabından sorumlu tutulacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, davacı defterlerinin kesin delil sayılacağı ve davalıyı bağlayacağı doğrultusunda bir hükme de rastlanmamaktadır. Bilindiği üzere fatura tanzim etmek ve işbu faturayı kendi ticari defterlerinde alacak olarak göstermek, maliyeye vergisini ödemek hep tek taraflı tasarruflardır. Başkaca delillerle desteklenmedikçe özel hukukta hiç kimse, tek taraflı tasarrufları ile karşı sözleşenine karşı bir alacak hakkı ihdas edemez.
Davacının icra takibine esas olan cari hesap ekstresi incelendiğinde; başlıca alacak kalemini, Ocak 2016’dan itibaren her ay tahakkuk ettirilmiş 15.340 TL tutarında ” işletme masrafları paylaşım bedelinin oluşturduğu gözlenmektedir. Taraflar arasındaki yönetim sözleşmesinin mali hükümleri düzenleyen 4. Md. 2. Fıkrasında davalı yönetim sahibinin sorumlu olduğu “spor/fitness aylık sabit masraf bedeli” 01/10/2015 tarihli sözleşmenin birinci yılı için net 13.000 TL olarak belirlenmiştir. Ekstrede tahakkuk ettirilen işletme masrafları paylaşım bedeli 2016 Ocak’tan itibaren beher ay için olmakla, sözleşmede belirtilen miktar ile tahakkuk ettirilen miktar arasında uyuşmazlık bulunduğu görülmektedir. Diğer yandan sözleşmenin 4/2 maddesinde davalının taahhüdünde bulunan mali yükün adı “spor/fitness aylık sabit masraf bedeli” olup, cari hesap ekstresinde ise “işletme masrafları paylaşım bedeli” denmektedir. Bu ikisinin aynı olup olmadığı ve eğer aynı olduğu kaaatine ulaşılırsa sözleşmede belirlenen miktardan niçin daha fazla bir meblağ içerdiği anlaşılamamakta, davacının cari hesap alacağının kabulü için bu noktalar açıklanmaya ve ispata muhtaç bulunmaktadır.
Karşı davada ise davalı karşı davacı, karşı davalı yedinde kalan malzemelerinin aynen iadesini, olmazsa bunların değerinin bilirkişi tarafından tespitini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin tazminini talep etmektedir. Davalı karşı davacı, ancak davacı karşı davalı yedinde, mülkiyeti kendisine ait ekipman bulunduğunu kuşkuya yer kalmayacak biçimde ispat ederse, bu ekipmanın tazminini isteyebilecektir.
İşletme İstisatçısı Bilirkişi Değerlendirmeleri;
Asıl dava yönünden, alacak davasına konu olan cari hesabın işletme masraf paylaşım gelirleri, cari bedeli, işe giriş bedeli gibi kalemlerden ibaret olup, davacı tarafça düzenlenen faturalardan dolayı taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı sabittir.
Davalının kendi kayıtlarına göre, davacı cari hesap bakiyesi için herhangi bir ödeme yapmamıştır.
Ticari defter ve cari hesap kayıtlarına göre davacı şirketin davalı firmadan icra takibi itibariyle 87.036,30 TL alacaklıdır.
Davalı şirket kayıtlarına göre davacı şirketin alacağı 85.883,49 TL’dir. Bu bakiye davalı taraf şirket tarafından tanzim edilen 31/10/2016 tarihli ve aynı tutardaki fatura ile kendi kayıtlarında kapatılmıştır. Davacı şirket ise bu faturayı, ilgili herhangi bir mal ve/veya hizmet alımının veya başka herhangi bir kaynağın bulunmaması nedeniyle iade etmiştir.
Sonuç olarak;
Dosyada mevcut bilgi, belge, davacı ve davalının beyanları, dosyaya incelemeye sunulan faturalar üzerinden yapılan incelemeler ile yukarıda açıklamaya çalıştığımız tablo ve değerlendirmeler sonucunda;
1.Davacı dava konusu yeri, kendi müşterilerine, davalı tarafından sağlanacak hizmet karşılığında ve davalıya bir bedel ödemek suretiyle devrettiği,
2.Davacı tarafından aradaki Yönetim sözleşmesinin fesih olunmadığı,
3.Davalının fesih sebebi olarak ihtarnamede belirttiği sebeplerin, sözleşmeyi süre tayin etmeksizin doğrudan feshe imkan sağlayacak bir haklı neden olarak telakki edilmeyeceği, bu nedenle davalının 31.10.2016 tarihli fesih beyanının haklı olmadığı, ancak sözleşmeye ilişkisinin işbu tarih itibariyle fiilen son bulduğu,
4.Fatura tanzim etmek ve işbu faturayı kendi ticari defterlerinde alacak kaydedip maliyeye vergisini ödemenin tek taraflı bir tasarruf olduğu, başkaca delillerle desteklenmedikçe özel hukukta hiç kimsenin tek taraflı tasarruflar ile karşı sözleşenine karşı bir alacak hakkı ihdas edemeyeceği,
5.Davalı karşı davacının, davacı karşı davalı yedinde mülkiyet kendine ait ekipman bulunduğunu kuşkuya yer kalmayacak şekilde ispat etmesi durumunda bu ekipmanın tazminini isteyebileceği,
6.Hem asıl davanın hem de karşı davanın ispata muhtaç olduğu, yani her ikisinin de kabule şayan olmadığı,
7. Fitness Alanı Zemin Kaplamalar: 66.621,00 TL olduğu, ancak; zeminin yıpranmış, çizilmiş, bazı yerlerde yırtıklar olmasının göz önüne alınması,
8.66.621 TL tutarındaki harcamaların kiralanan iş yerine yapılan dekorasyon işi niteliğinde olduğu bu itibarla bu nevi harcamaların iş yerinin mütemmim cüzü olduğu ve muhasebe uygulamasında da özel maliyet adı altında itfa edilerek vergi matrahından indirildiği,
9… Spor. … Medikal, … firmaları tarafından davalı karşı davacı tarafa kesilen faturaların toplamının 8.723,76 TL olduğu,
10.Fitness Cihaz ve Ekipmanları: …Ltd. Şti’ne kesilen faturalar toplamının 77.288,57 USD ve 1.257,30 TL olduğu, ancak dosya kapsamında incelendiğinde söz konusu faturalardaki cihazların, Satıcı firmaya iade faturası kesildiğinden değerlemesi yapılmamıştır.
11.Fitness Malzemeleri olarak dosyaya konulan faturalarda olup, keşifte tespit edilen malzemelerin Rayiç bedel üzerinden yapılan değerleme sonucunda 1.015,00 TL olduğu,
12.Davacının keşifte … Ltd. Şti’ne ait olduğunu beyan ettiği malzemelerin değerlemesi 2.650 TL olarak yapılmıştır.
13.Davacı …Ş. tarafından 24/04/2018 tarihinde dosyaya yedinde bulunan cihazların rayiç değerinin keşifte 23.525 TL olarak tespit edildiği,
14.Davacıya ait olduğu tespit edilen cihazların değerlemesinin yapılmadığı,
15.Asıl dava yönünden, alacak davasına konu olan cari hesabın işletme masraf paylaşım gelirleri, ciro bedeli, işe giriş bedeli gibi kalemlerden oluştuğu, davacı tarafından düzenlenen faturalar sonucunda ticari ilişkinin sabit olduğunu gösterdiği,
16.Davalının kendi kayıtlarına göre, davacı cari hesap bakiyesi için herhangi bir ödeme yapmadığı,
17.Davacı şirketin davalı firma ile ilgili fatura ve belgeleri muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2015-2016 yılı defter kayıtlarına işlediği, defter ve belgelerdeki dikkati çeken düzen ile basiretli bir iş adamı gibi davrandığı defter ve belgelerine itibar edileceği ve eklerde yevmiye kaydı ve detayı verilen tüm faturalardan oluşan icra takibi itibariyle 87.036,30 TL alacaklı olduğu,
18.Davalı taraf Şirket’in kayıtlarında Davacı taraf Şirket’in 1.10.2016 tarihi itibariyle 85.883.49 TL alacaklı olduğu, bu itibarla tarafların cari hesap bakiyelerindeki farkın sadece 1.152,81 TL olduğu,
19.Yukarıda açıklanan 85.883,49 TL alacak bakiyesini davalı taraf şirketinin 31/10/2016 tarihinde aynı tutarda tanzim ettiği 35 numaralı “ciro bedeli” faturasının davacı şirketin cari hesabına borç kaydererek kapattığı ve bu nedenle davacı şirketin alacağının kalmadığı,
20.Davacı şirketin faturaya konu olabilecek herhangi bir mal veya hizmet alımının veya başka herhangi bir kaynadığın bulunmaması nedeniyle, faturayı iade ettiği, bu itibarla söz konusu faturanın muhteviyatı itibariyle sadece cari hesap bakiyesini kapatmak için yapılan muhasebe kaydına dayanak teşkil etsin diye tanzim edilmiş olabileceği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraf vekillerinin itirazlarının tetkiki, raporda tespit edilen 23.525 TL’lik bedelin açıklanması ve neticeten her dava bazında hükme esas alınabilecek tarafların hak ve borçlarının belirlenmesi amaçlarıyla ek rapor alınmış ve konuya ilişkin 09/09/2019 tarihli 1. ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 1. ek raporlarında özetle;
“İtirazların Karşılanması Ve Heyetimizin Ek İnceleme Ve Değerlendirmeleri:
Davacı taraf davalı ile arasında 01.10.2015 tarihli Yönetim Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkili şirkete ait otelin spor bölümünün işletilmesinin davalıya bırakıldığını, ancak davalının edimini layıkıyla yerine getirmediğini, yetkililere ve otel yönetimine haber vermeksizin bir kısmı da kendisine ait olan ekipmanları borçlularından mal kaçırmak için spor alanından götürmek suretiyle tesisi zamanla boşalttığını, müvekkilinin gönderdiği ihtarnameye karşı davalının durumu düzelteceğini beyan ederek müvekkilini oyaladığını beyanla, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında ödenmeyen alacağın tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf işletme sözleşmesi olarak tanımlanan sözleşmenin gerçekte kira sözleşmesi olduğunu, bu nedenle görevli Mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi bulunduğunu, müvekkilinin otelin spor salonunu 5 + 5 yıl süreyle kiraladığını, davacının asayiş ve güvenliği tesis edemediğini, basiretsiz ve ilgisiz olduğunu, sürekli hırsızlık olaylarının yaşandığını, müşterilerinin yüksek miktarda nakit para ve mücevherlerinin çalındığını, temizlik ve düzen konularında da ilgili olmadıklarını, müvekkilinin spor salonunun bir çok eksiğini kendisinin karşıladığını, asıl davanın reddi gerektiğini, karşı dava olarak da karşı davalı yedinde bulunan ekipmanların fiziken kendisine teslimini ve bu mümkün olmaz ise bedellerinin konusunda uzman bir bilirkişi tarafından hesaplanarak kendisine ödenmesini talep etmiştir. Davacı İstanbul … İcra Dairesinin… E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine giriştiği 07.11.2016 tarihli ilamsız icra takibinde 87.036,30 TL talep etmektedir ve işbu alacağın sebebini cari hesap ve fatura alacağı olarak belirtmiştir. Davalının takibe itirazı üzerine huzurdaki itirazın iptali davası açılmıştır.
Taraflar arasında 01.10.2015 tarihli Yönetim Sözleşmesi imzalanmıştır. 1.maddeye göre işbu sözleşme kapsamında davacı şirket “…” ve davalı şirket ise “Yönetim Sahibi” olarak anılacaktır. 2.maddede sözleşmenin konusu düzenlenmiştir. Buna göre “…’nin maliki bulunduğu …Otelin bünyesinde bulunan Spor/Fitness bölümü için müşterilere sağlanacak her türlü hizmetin, ilgili personel, ekipman, demirbaş, dekorasyon ve işletme malzemelerinin yönetim sahibi tarafından aşağıdaki yazılı hüküm ve şartlar çerçevesinde sağlanması, yürütülmesi ve yönetilmesi amacıyla ekte krokisi bulunan alanın işletilmesine ilişkin sözleşmedir”. Ayrıca taraflar arasında 06.11.2015 tarihinde Ek Protokol imzalanmış olup, davalının gerçekleştireceği tadilat işlemlerine ilişkin hükümler yanında 5.maddede Sözleşmenin süresi 001.10.2015 tarihinden itibaren 5 yıl olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşenlerin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen 3.maddenin 1. Bendine göre “Yönetim sahibi, işbu Sözleşmenin 2.maddesinde belirtilen … Otelin bünyesinde bulunan Spor/Fitness’in işletilmesi ile ilgili olarak mevcut üyelerin üyeliklerinin devam edeceğini ve işletmeyi bu hali ile devraldığını kabul, beyan ve taahhüt etmiştir”. Aynı maddenin 2. Bendine göre “…’ın yaptığı müşteri üyelikleri 2 kalemden oluşmakta olup, % 50’si Spa, % 50’si fitness’ten oluşmaktadır. Spa’ya denk gelen % 50’lik kısım Yönetim Sahibine ödenmeyecektir… Haziran 2015’ten itibarenz müşterilere satmış olduğu üyeliklerden Spa’nın net gelir (üyeliğin % 50’si) düşüldükten sonra fitness için kalan % 50 ciro payının % 50’sini Yönetim Sahibine vermeyi kabul, beyan ve taahhüt eder.” Yönetim Sözleşmesinin 3/9.maddesine göre “…’ın fitness bölümünde bulunan bazı ekipmanlar (Ek.1) tam ve çalışır vaziyette ehil firma yetkililerinin kontrolleri akabinde tutanakla Yönetim Sahibine teslim edilecektir”. Sözleşmenin 4.maddesinde ise mali hükümler yer almaktadır. Davacının defterlerinin kesin delil teşkil edeceğine dair bir hükme sözleşmede rastlanmamaktadır.
Ticari yaşamın gelişme düzeyi ve uzmanlık alanlarının çoğalması karşısında, özellikle ticaret şirketlerinin profesyonel yönetim ve bilgi edinme ihtiyaçlarını kendi bünyeleri içinde karşılamak yerine, özel tipte sözleşmelerle dışarıdan sağladıkları gözlenmektedir. Yönetim Sözleşmesi yönetici tarafın işletme sahibi tarafa ait bir işletmeyi bir ivaz karşılığı olmak üzere kısmen veya tamamen yönetmeyi üstlendiği sözleşmenin adıdır. Somut olaydaki Yönetim Sözleşmesine göre mal sahibi olan davacı, malın kullanımını davalıya devrederken, davalıdan (Yönetim Sahibi) bedel talep etmemekte, tam tersine devrettiği malın işletilmesi karşılığında, davalıya, üyelik bedellerinden oluşan cironun belli bir kısmına tekabül eden bir bedel ödemeyi taahhüt etmektedir. Davacı dava konusu yeri, kendi müşterilerine, davalı tarafından sağlanacak hizmet karşılığında ve ona (davalıya) bir bedel ödemek suretiyle devretmektedir.
Davacı davalıya Noterden gönderdiği 27.04.2016 tarihli, 02.05.2016 tarihli ve 06.05.2016 tarihli ihtarnamelerinde özetle davalının fitness ekipmanlarını fitness salonundan tahliye ettiğini, bunların fitness alanına geri getirilmesini ve salonda fitness eğitmeni hazır bulundurulmasını, aksi takdirde sözleşmeyi fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla her türlü hukuki yola başvurulacağını bildirmektedir. Yine davacı davalıya keşide ettiği 05.10.2016 tarihli Noter ihtarnamesinde davalının hukuki ve ticari ilişki kapsamında doğmuş olan 98.318,81 TL borcunu üç gün içinde ödemesi gerektiğini, aksi takdirde sözleşmeyi fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla her türlü hukuki yola başvurulacağını beyan etmektedir. Yine davacı 12.10.2016 tarihli Noter ihtarnamesinde 3 gün içinde fitness alanında fitness eğitmeni hazır bulundurulmasını, aksi takdirde sözleşmeyi fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla her türlü hukuki yola başvurulacağını bildirmektedir. Nihayet davacı 04.11.2016 tarihli ihtarnamesinde 87.036,30 TL alacağının ödenmesini talep etmiştir. Davacı tarafından aradaki Yönetim Sözleşmesinin fesih olunmadığı görülmektedir.
Buna karşılık, davalı taraf, davacıya keşide ettiği 31.10.2016 tarihli Noter ihtarnamesinde, ihtarnamede belirttiği nedenlerle sözleşmeyi, ifa için herhangi bir süre tayin etmeden, doğrudan fesih etmiştir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, mütemerrit borçlu karşısında sözleşmeyi fesih etmek isteyen alacaklı, ona ifa için son bir fırsat tanıyarak ifa için uygun bir süre tayin etmelidir. (TBK m. 123). Davalının yaptığı gibi herhangi bir süre tayin etmeden doğrudan doğruya sözleşmeyi feshetmek, ancak haklı bir sebebin mevcudiyeti halinde söz konusu olabilir. Haklı sebep sözleşmeye devamı taraflardan biri veya her ikisi bakımından çekilmez, katlanılmaz hale getiren, önceden öngörülemeyen ve kestirilemeyen bir nedendir. Kanunda haklı sebebin tanımı yapılmamış ve takdiri mahkemeye bırakılmıştır. Davalının fesih sebebi olarak ihtarnamede belirttiği sebepler, sözleşmeyi süre tayin etmeksizin doğrudan feshe imkân sağlayacak bir haklı neden olarak telakki edilmezler. Bu nedenle davalının 31.10.2016 tarihli fesih beyanının haklı olmadığı değerlendirilmektedir. Bununla beraber sözleşme ilişkisinin işbu tarih itibariyle fiilen son bulduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların talepleri bakımından asıl ve karşı davanın irdelenmesine gelince: Asıl davada davacı itirazın iptalini istemekte olup, davalı itirazına esas olan icra takibinde talep ettiği 87.036,30 TL asıl alacağın sebebi olarak “CARİ HESAP VE FATURA ALACAĞI” gösterilmiştir. Taraflar arasındaki Yönetim Sözleşmesi hükümleri arasında davalının davacının cari hesabından sorumlu tutulacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, davacı defterlerinin kesin delil sayılacağı ve davalıyı bağlayacağı doğrultusunda bir hükme de rastlanmamaktadır. Bilindiği üzere fatura tanzim etmek ve işbu faturayı kendi ticari defterlerinde alacak olarak göstermek, maliyeye vergisini ödemek hep tek taraflı tasarruflardır. Başkaca delillerle desteklenmedikçe özel hukukta hiç kimse, tek taraflı tasarrufları ile karşı sözleşenine karşı bir alacak hakkı ihdas edemez.
Davacının icra takibine esas olan cari hesap ekstresi incelendiğinde, başlıca alacak kalemini, Ocak 2016’dan itibaren her ay tahakkuk ettirilmiş 15.340 TL tutarında “İşletme Masrafları Paylaşım Bedeli” nin oluşturduğu gözlenmektedir. Taraflar arasındaki Yönetim Sözleşmesinin Mali Hükümleri düzenleyen 4.maddesinin 2. fıkrasında davalı yönetim sahibinin sorumlu olduğu “spor/fitness aylık sabit masraf bedeli” 01.10.2015 tarihli Sözleşmenin birinci yılı (01.10.2015-01.10.2016) için net 13.000 TL olarak belirlenmiştir. Ekstrede tahakkuk ettirilen işletme masrafları paylaşım bedeli 2016 Ocak’dan itibaren beher ay için olmakla, sözleşmede belirtilen miktar ile tahakkuk ettirilen miktar arasında uyuşmazlık bulunduğu görülmektedir. Diğer yandan Sözleşmenin 4/2.maddesinde davalının taahhüdünde bulunan mali yükün adı “spor/fitness aylık sabit masraf bedeli” olup, cari hesap ekstresinde ise “işletme masrafları paylaşım bedeli” denmektedir. Bu ikisinin aynı şey olup olmadığı ve eğer aynı olduğu kanaatine ulaşılırsa sözleşmede belirlenen miktardan niçin daha fazla bir meblağı içerdiği anlaşılamamakta, davacının cari hesap alacağının kabulü için bu noktalar açıklanmaya ve ispata muhtaç bulunmaktadır. Karşı davada ise davalı-karşı davacı, karşı davalı yedinde kalan malzemelerinin aynen iadesini, olmazsa bunların değerinin bilirkişi tarafından tespitini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin tazminini talep etmektedir. Davalı-karşı davacı, ancak davacı-karşı davalı yedinde, mülkiyeti kendisine (karşı davacıya) ait ekipman bulunduğunu kuşkuya yer kalmayacak biçimde ispat ederse, bu ekipmanın tazminini isteyebilecektir.
Sektörel Bilirkişinin kök rapora dayalı açıklamaları: Davalı/ Karşı davacı … Ltd. Şti. (… Ltd. Şti.) dosyaya sunduğu faturalarda olup, Heyetimizce yerinde yapılan keşifte, tespit edilen cihaz ve malzemeler, faturalardakiler karşılaştırılarak kök raporda tablolar yapılarak gösterilmişti; dosyadaki faturalarla kök raporda gerekli açıklamalar yapılmıştır.
66.621 TL tutarındaki harcamaların kiralanan iş yerine yapılan dekorasyon işi niteliğinde olduğu bu itibarla bu nevi harcamaların iş yerinin mütemmim cüzü olduğu ve muhasebe uygulamasında da özel maliyet adı altında itfa edilerek vergi matrahından indirildiği,
Faturalarda olup, yerinde yapılan keşifte tespit edilen malzemelerin rayiç bedeli 1.050 TL olarak Tablo 4’te gösterilmiştir. 27/01/2016 tarihli…Spor firmasının kestiği faturalara dayalı malzemeler, tespit edilememesi nedeniyle değerlendirmeye alınmamıştır. 12/02/2016 tarihli … firmasının faturası; bakım bedeli olduğu anlaşılmasından değerlendirmeye alınmamıştır.
Faturalarda olup, yerinde yapılan keşifte bulunamayan, Dosya incelendiğinde aynı cihaz ve ekipmanların iade faturası kesilmiş olduğu anlaşılmış, Heyetimizce bu faturalar değerlendirmeye alınmamıştır.
… Ltd. Şti.’nin dosyaya koyduğu faturalarda bulunmayan, yerinde yapılan keşifte; sözlü beyanla… Ltd. Şti.’ne ait olduğu cihazlar …marka malzemelerin piyasada kabul gören malzemeler olduğu göz önüne alınarak rayiç bedel 2.650 TL olarak değerlemesi yapılmıştır.
Davacı …Ş. yedinde bulunan ve 24/04/2018 tarihli vekilinin Sayın Mahkemeye sunduğu listede olup, Heyetimizce yerinde yapılan keşifte tespit edilen cihazlar arşılaştırılıp değerlendirmeler yapılmıştır. İthalatçı firmaların liste fiyatları göz önüne alınarak; piyasa bilinirliği, servis ve yedek parça bulunması, 2. El aranırlığı ve cihazların, metal kısımlarının korozyon ve çiziklerinin olup olmaması, … ve … kaplı bölümlerinin yıpranma ve kullanımdan oluşmuş durumları değerlemeye alınarak 2. El alınıp satılabilen piyasa koşullarına göre değerleme yapılmıştır.
Yerinde yapılan keşifte tespit edilen Fitness Cihazları ve Ekipmanlarının listesi yapılmış, Cihazların çoğunun … marka cihaz olduğu görülmüştür. Cihazların Davacı/Karşı davalı …Ş.’nin olduğu beyan edilmiş, bunun üzerine faturaları istenmiş, arşivde olduğu söylenmiş ve sonrasında 31/10/2018 tarihinde vekilleri tarafından Sayın Mahkemeye sunulmuş olup sunulan faturalarda bulunan cihaz ve ekipmanlar, keşifte tutulan listelerdekilerle tek tek incelenerek eşleştirilerek, … marka cihaz ve diğer marka ekipmanların ithalatçısı firma… Tic. tarafından …’ne kesilmiş cihazlar ve ekipmanlar olduğu anlaşılmış, Heyetimizce değerlendirme yapılmamıştır. Bütün bu nedenlerle tarafların kök raporumuza yönelik itirazlarına katılmak olanağı bulunamamıştır.
Sonuç olarak; arafların kök rapora vaki itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, kök rapordaki tespit, hesaplama ve görüşlerin aynen muhafazası icap ettiği, hem asıl ve hem de karşı davanın dayanağının bulunmadığı kanaatine ulaşmıştır. ” şeklindeki hükme dayanmaktadır.
Mahkememizce davalı karşı davacının iade olunan 85.883,49 TL’lik ciro bedelli faturasının yerindeliği raporda denetlenmemiş olmakla, iş bu defa gerekirse taraf ticari defter ve belgeleri yeniden incelenerek bu fatura bedelinin yerinde olup olmadığı, fatura tarihi itibarıyla davalı karşı davacının davacı karşı davalıdan ciro bedeli alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında taraf itirazları da karşılanmak suretiyle bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin bila tarihli 2. Ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler 2. Ek raporlarında özetle;
“… Turizm A.Ş. Vekili imzalı 12/12/2016 tarihli dava dilekçesinin 1 nolu eki olarak dava dosyasında yer alan Yönetim Sözleşmesi’nin 2. Maddesinde tanımlanan ciro payı toplam üyelik gelirinin 50’sini oluşturan Spa üyelik gelirleri hariç tutularak sadece fitness üyeliklerinin %50’sidir. Aynı madde kapsamında, …bu ciro payını yönetim sahibine ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Ödenmesi gereken ciro payı, sadece sözleşme tarihinden sonra işleyecek üyelik sürelerine denk gelen KDV hariç fitness ücretlerinden kredi kartı komisyonları düşüldükten sonra ortaya çıkan net tutardır.
Ayrıca yönetim sözleşmesinin 6. Maddesine göre fitness bölümünde bulunan vitamin bardan üyelere yapılan muhtelif yiyecek-içecek satışlarından elde edilen cironun %75’nin…tarafından yönetim sahibine ödeneceği yazılıdır.
Tarafların tutmakla yükümlü bulundukları yasal defterleri, daha önceki raporumuzda da belirtildiği gibi mali ve ticari düzenlemelere uygun olup delil vasfına haizdir. Bununla birlikte taraflar arasındaki yönetim sözleşmesi hükümleri arasında davalının davacının cari hesabından sorumlu tutulacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, davacı defterlerinin kesin delil sayılacağı ve etmek ve işbu faturayı kendi ticari defterlerinde alacak olarak göstermek, maliyeye vergisini ödemek hep tek taraflı tasarruflardır. Başkaca delillerle desteklenmedikçe özel hukukta hiç kimse, tek taraflı tasarrufları ile karşı sözleşenine karşı bir alacak hakkı ihdas edemez.
Bu bağlamda ciro primine ilişkin faturanın yerindeliğinin tespiti için söz konusu faturaya konu teşkil eden işleme ait bilgilerin, bu bilgilerden hesaplamaya temel teşkil eden paremetrelerin nasıl ayıklandığını ve hesaplamanın nasıl yapıldığını gösteren bir fatura ekinin olması şarttır. Bahse konu bilgilerin tarafların yasal defterlerine işlenmiş muhasebe kayıtlarından derlenmesi, kontrol edilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla davalı karşı davacının ciro payı hesaplamasının detayını gösteren fatura ekini, faturayı tanzim eden taraf olarak, dava dosyasına sunması gerekmektedir.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davalı karşı davacı vekilinin 06/11/2020 tarihli dilekçesi ile; 10.000 TL’lik davasını 13.525 TL arttırarak toplamda 23.525 TL olarak ıslah ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
Asıl dava, taraflar arasındaki Yönetim Sözleşmesi uyarınca davacının cari hesaptan kaynaklı alacağına istinaden başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteminden ibaret olup; karşı dava, sözleşme ilişkisinin feshi nedeniyle davalı karşı davacının uğradığı zararın tazmini, ödenmeyen hakediş bedeli ile davacı karşı davalı yedinde bulunan cihaz bedellerinin iadesi taleplerine ilişkindir.
Asıl dava kapsamında davalı karşı davacı yan görev ve yetki itirazında bulunmuş olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 25/12/2017 tarihli, 2017/2874 Esas, 2017/2101 Karar sayılı ilamı ile mahkememizin görevsizlik kararının kaldırılması nedeniyle istinaf ilamında açıklanan gerekçelerle mahkememizin görevli olduğu, tacir olan taraflar arasındaki sözlemede İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmakla yetki şartı geçerli olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Asıl dava kapsamında ileri sürülen talebin, Yönetim Sözleşmesinden kaynaklı cari hesap alacağına ilişkin olduğu, davalı karşı davacı yanın sözleşmeye aykırı davranıldığı iddiaları ile ödemezlik definde bulunduğu, davalı karşı davacı yanca; davacı karşı davalı çalışanlarının saygısız oldukları, binanın güvenliğinin sağlanmadığı, birçok hırsızlık olayının gerçekleştiği, fitness bölümünde elektrik kaçağı oludğu, fitness bölümünün temizliğinin uygun şekilde yapılmadığı, bu ve benzeri nedenlerle karşı davacının mevcut üyeliklerinin kaybedildiği ve üyeliklerin yenilenmediği, yeni paket alınmadığı, bu nedenle zarara uğranıldığı iddia edilmiş ise de bu iddiaları destekler somut delillerin dava dosyasına sunulmadığı gibi bu iddialara konu ihlallerin giderilmesi için davalı karşı davacı yanın fesih öncesinde çekmiş olduğu bir noter ihtarnamesinin bulunmadığı, bu haliyle ödemezlik define konu iddiaların ispata muhtaç kaldığı, ayrıca tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde; davalı karşı davacı defterlerine göre davacı karşı davalıya kesilen faturadan önce karşı tarafa 85.883,49 TL borçlu olduğu, davacı karşı davalının ise kayıtlarındaki 1.152,81 TL’lik fark ile kendi defterlerine göre davalı karşı davacıdan 87.036,30 TL alacaklı olduğu, davacı karşı davalı yanın alacak talebine konu meblağın 2016 yılından itibaren kesilen aylık 15.340 TL’lik “işletme masrafları paylaşım bedeli” açıklamalı kayıtlar neticesi oluştuğu, her ne kadar kök raporda sözleşmenin 4. maddesinin 2. fıkrasına göre ödenmesi gereken 13.000 TL ile defterlerdeki meblağ arasında fark olduğu beyan edilmiş ise de 15.340 TL’nin sözleşmede kararlaştırılan 13.000 TL’nin %18 KDV eklenmiş hali olduğu anlaşıldığından, sözleşme uyarınca davalı karşı davacı yanca ödenmesi taahhüt edilen aylık işletme masrafı paylaşım bedeline ilişkin olup cari hesap bakiyesini oluşturan alacağın sözleşmesel dayanağının bulunduğu, anılı borcun ödenmesi için davacı karşı davalı tarafından 05/10/2016 ve 04/11/2016 tarihlerinde ihtarname keşide edildiği, davalı karşı davacı yanın 31/10/2016 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği ve aynı tarihte kendi kayıtlarına göre davacı şirketin alacak bakiyesi olan 85.883,49 TL’lik bir fatura tanzim ederek kaydı kapattığı, davacı karşı davalı yanın ise bu faturayı mal hizmet alımı olmadığı gerekçesiyle iade ettiği, davalı karşı davacı yanca faturaların öncesinde deftere kaydedilmesi karşısında borcun ödenmesi ihtarı üzerine sözleşmeyi feshettiğini bildirerek cari hesabı kapatmak adına düzenlediği faturasının bir dayanağının olmadığı, bu nedenle asıl dava kapsamında davacı karşı davalı yanın davalı karşı davacı defterlerine kaydedilmekle ispatlanan 85.883,49 TL kadar alacaklı olduğu anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı karşı davalı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Karşı davada talep konusu ödenmeyen hakediş bedeli ve ekipman bedeli davalı karşı davacı yanca tespit edilebilir nitelikte olup bu davaların belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığı, nitekim karşı dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair bir ibarenin de bulunmadığı, mahkememizin 10/04/2018 tarihli celse ara kararına istinaden, davalı karşı davacı yanca 10.000 TL’lik artırım yapıldığına ilişkin 17/04/2018 tarihli dilekçe sunulmuş olup, bu dilekçede de belirsiz alacak davasına ilişkin herhangi bir ifadenin bulunmadığı, bu nedenle harcı yatırılmak suretiyle 10.000 TL’ye çıkarılan karşı davada davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı hususu nazara alındığında 17/04/2018 tarihli dilekçenin talep artırım dilekçesi olarak kabul edilemeyeceği ve ıslah dilekçesi olarak kabulünün gerektiği, sonrasında karşı davanın ıslahı açıklaması ile sunulan 06/11/2020 tarihli dilekçenin de ıslahın davada yalnızca bir kez yapılabilecek olması nedeniyle mahkememizce ıslah dilekçesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle davalı karşı davacı yanın 06/11/2020 tarihli ıslah adı altında sunulan ikinci dilekçesi işleme alınmaksızın 17/04/2018 tarihli ilk dilekçesi kapsamında talebin ele alınmasının gerektiği, 06/11/2020 tarihli dilekçede karşı davada 200 TL’nin ödenmeyen hakediş ve 325 TL’nin uğranılan zarara ilişkin olduğu beyan edildiğinden ekipman bedeline ilişkin olarak 9.475,00 TL’nin istendiği görülmekle, bu kapsamda karşı davaya konu talepler yönünden yapılan incelemede; taraflar arasındaki sözleşmenin 31/10/2016 tarihinde davalı karşı davacı yan tarafından süre verilmeksizin doğrudan feshedildiği, karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde mütemerrit borçlu karşısında sözleşmeyi fesih etmek isteyen alacaklının borçluya ifa için son bir fırsat tanıyarak ifa için uygun bir süre tayin etmesinin gerektiği, herhangi bir süre tayin etmeden doğrudan doğruya sözleşmeyi feshin ancak sözleşmeye devamın taraflardan biri veya her ikisi bakımından çekilmez, katlanılmaz hale getiren, önceden öngörülemeyen ve kestirilemeyen haklı bir sebebin mevcudiyeti halinde söz konusu olabileceği, davalı karşı davacının fesih sebebi olarak ihtarnamede belirttiği sebepler sözleşmeyi süre tayin etmeksizin doğrudan feshe imkan sağlayacak haklı sebepler olmadığından feshin haksız olduğu, davalı karşı davacı yanın tarafınca yapılan feshin haksız olması nedeniyle talep edebileceği bir tazminatın bulunmadığı, davalı karşı davacı yanca kesilen 85.883,49 TL bedelli faturanın cari hesap bakiyesinin kapatılması için kesilmesi nedeniyle hakediş alacağı olarak yorumlanamayacağı, ancak bilirkişilerce tespit edilmekle davacı karşı davalı yedinde bulunan davalı karşı davacıya ait ekipman bedellerinin iadesinin mümkün olduğu, bilirkişi raporunda 23.525,00 TL’lik ekipman bedeli tespit edilmekle az önce açıklandığı üzere davalı karşı davacı talebinin 9.475,00 TL olduğu kabul edildiğinden davalı karşı davacının aynı zamanda ekipman bedellerini talep ettiği 31/10/2016 tarihli fesih ihtarnamesinin davacı karşı davalı çalışanına 01/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmekle, ihtarnamede gün verilmediğinden 02/11/2016 tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilerek talep nazara alınarak 9.475 TL’nin 02/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, hakediş bedeli ve uğranılan zarara ilişkin fazla talebin reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
A)ASIL DAVA YÖNÜNDEN,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 85.883,49 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 85.883,49 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Alacağın % 20’si oranındaki 17.176,69 TL icra inkar tazminatının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
Alınması gerekli 5.866,70 TL karar harcından 1.051,19 TL peşin harcın mahsubu ile 4.815,51 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı karşı davalı tarafından yatırılan 1.051,19 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.080,39 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
Davacı karşı davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 11.964,85 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
Davalı karşı davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 1.152,81 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
Davacı karşı davalı tarafından yapılan 2.823,50 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s posta masrafları) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 2.786,10 TL’sinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, bakiye kısmının davacı karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
B)KARŞI DAVA YÖNÜNDEN,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Talep nazara alınarak ekipman bedeline ilişkin 9.475 TL’nin 02/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Hakediş bedeli ve uğranılan zarara ilişkin fazla talebin REDDİNE,
Alınması gerekli 647,23 TL karar harcından 29,20 TL peşin harç, 154,00 TL tamamlama harcı ve 231 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 414,20 TL’nin mahsubu ile 233,03 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı karşı davalı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç ve 154,00 TL tamamlama harcı ve 231 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 414,20 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
Davalı karşı davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
Davacı karşı davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 525,00 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
Davacı karşı davalı tarafından yapılan 791,80TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s posta masrafları) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 750,23 TL’sinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, bakiye kısmının davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

TASHİH ŞERHİ

Mahkememizin … Esas ve… Karar sayılı dosyasında 16/02/2021 tarihinde verilen kararın karşı dava yönünden başlığı altındaki hüküm kısmının 2. bendinde; “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ifadesi yazılması gerekirken sehven “davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ifadesi yazılmış ise de; anılı husus yazım hatasından kaynaklı maddi hata olduğundan, hükmün daraltılması ve genişletilmesi yoluna gidilmediğinden karara sehven ”davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde geçen ibarenin “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” olarak tashihen düzeltilmesine karar verilmiştir. 16/03/2021
Katip Hakim
e-imza e-imza