Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1221 E. 2023/7 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1221 Esas
KARAR NO : 2023/7

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 04/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların murisi …in 10.04.2018 günü… adına kayıtlı ve sürücü, … yönetimindeki … plakalı araçta yolcu olarak seyrederken davalı … yönetimindeki … plakalı araçla karıştığı kazada öldüğünü, kazadan sonra polis tarafından tutanak düzenlendiğini, sürücü … 0,9 promil alkollü olmasına rağmen kusurun tamamının davalı …e yüklendiğini, tutanağa itiraz ettiklerini, bilirkişi incelemesiyle iki sürücünün de olayda kusurlu olduğunun ortaya çıkacağını, murisin 11.04.1967 doğumlu olduğunu, ölümüne değin işçi veya kuaför olarak çalıştığını, ortak giderlere katkı yaptığını, ayrıca işi gereği bahşiş aldığını, aylık ortalama 7.000,00-8.000,00 TL kazancının olduğunu, kazada ölenin kusursuz olduğunu, davacıların destekten yoksun kaldıklarını, davalıların zarardan sorumlu olduklarını, davalı sigorta şirketlerine başvurulduğunu ancak bir geri dönüş olmadığını belirtmiş ve şimdilik 50.000,00 TLnin 10.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tashsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı torba yasa kapsamında başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddinin gerektiğini, olaya karışan … plakalı aracın… adına kayıtlı olduğunu, 31.05.2017/2018 vadeli …ZMSS poliçesiyle davalı şirkete sigortalı olduğunu, azami sorumluluğun kusur oranıyla sınırlı olmak üzere 360.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin kapsam dışı olduğunu, kusur oranında sorumlu olduklarını, kusur yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, ölen…in araçta yolcu olduğunu, emniyet kemeri takıp takmadığının tespitinin gerektiğini, ölenin araçtan fırlayıp düşerek öldüğünü, buradan emniyet kemeri takmadığının anlaşıldığını, bu nedenle müterafik kusurlu olduğunu, ceza dosyasının getirtilerek incelenmesi gerektiğini, ölenin davacıları desteği olduğunun ispatlanması gerektiğini, yardımının eylemli, ölümünden sonra da düzenli bir şekilde devam edeceğinin anlaşılması, destekten yoksun kalan kimsenin devamlı ve gerçek bir ihtiyacının olması ger….n destek yaş sınırını geçip geçmediklerinin tespitinin gerektiğini, ölenin anne ve babasının sağ olup olmadığının araştırılması gerektiğini, destek tazminat hesaplamasının sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı kimseler tarafından TRH 2010 mortalite tablosuna göre yapılması gerektiğini,ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ölümlü trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma sebebine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Davacıların mirasçılık sıfatını gösterir veraset ilamının, araç tescil kayıtlarının ibraz edildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketlerine yazı yazılarak poliçe ile kazaya konu hasar dosyaları celp ve tetkik edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılmış ve davacılara murislerinin vefatı nedeni ile herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Müteveffanın gelir/maaş durumunun tetkiki yönünden SGK kayıtları ile emsal ücret araştırması amacı ile kurum ve kuruluşlara yazı yazılmıştır.
…Cumhuriyet Başsavcılığının … esas sayılı soruşturma dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiş olup kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 26/12/2019 tarihli raporunda özetle; “…A)-Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile orta şeridi takiben seyri sırasında, önünde sol şeridi takiben aynı istikamette seyreden diğer sürücü idaresindeki otomobili nizamlara uygun şekilde, bu araç ile arasında yeterli açıklık bırakarak, yeterli mesafede geçmesi ve yine mahal şartlarını dikkate alarak kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde müteyakkız olarak seyrini sürdürmeye özen göstermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sol şerit üzerinde seyreden bu otomobili geçmek istediği sırada sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybederek bu otomobilin sağ arka kısımlarına çarpması neticesi meydana gelen olayda asli kusurludur.
B)-Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile nizami şekilde sol şerit üzerinde seyir halindeyken, aracının sağ arka kısmlarına diğer sürücünün dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde çarpması neticesi meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır.
SONUÇ :
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)Davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu,
B)-Davalı sürücü …’nın kusursuz olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Kusur incelemesi noktasında görevlendirilen İTÜ öğretim görevlilerinden oluşan bilirkişiler…,…,…,…tarafından hazırlanan 21/01/2021 tarihli raporda özetle; “…Kusur yönünden yapılan inceleme ve kanaat: 08.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda, olayda sürücü …in manevraları düzenleyen genel şartlara uymamaktan asli ve tam kusurlu olduğu, … marka aracın sürücüsü …nın ise kural ihlali yapmadığından kusursuz olduğu belirtilmiştir.
05.04.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda, olayda şüphei sürücü …in sola doğru kontrolsüz şerit değiştirdiğinden ve diğer araca çarptığından asli ve tam kusurlu olduğu, sürücü …nın ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
…C. Başsavcılığının … S ve … K sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında ölenin …olduğu, şüphelilerin … ve … olduğu, …nın alınan savunmasında, dün akşam saat 01:00 sıralarında İstanbula gitmek için yola çıktıklarını, Ankaradan Gerede yakınlarında bir yere kadar Sadıkın kullandığını, sonra aracı kendisinin kullanmaya başladığını, bir süre sonra … dinlenme tesislerinde durduklarını, yarım saat mola verdiklerini, yolun sol şeridinde 90 Km/s hızla giderken çok sisli olduğundan fazla hız yapamadığını, orta şeritte ilerleyen bir aracın kendi aracına sağ tarafından sürttüğünü, aracın darbesi ile direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, sol taraftaki bariyerlere çarptığını, sonra direksiyon hakimiyetini sağlayıp ileride emniyet şeridinde durduğunu, birkaç dakika araçtan inemediğini, sonra inip kaza yaptığı yere baktığında bir kişinin yerde yattığını gördüğünü, aralarında kimsenin alkol almadığını belirttiği, …in ifadesinde, olay günü abisi Hüseyin ile birlikte yola çıktıklarını, orta şeritte ilerlerken kendisine doğru hızla gelen bir aracı gördüğünü, bu aracın kendi aracına sürttüğünü, aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ taraftaki bariyerlere çarptığını, durunca abisinin araçta olmadığını fark ettiğini, abisinin emniyet kemeri takıp takmadığını bilmediğini, abisini arabanın 20 m gerisinde yolun sağındaki derede bulduklarını, etrafta bulunanların kendisine yardım ettiklerini, abisini bulduklarını, kazada kusursuz olduğunu belirttiği, araç üzerinde yapılan incelemede … plakalı araçtaki her iki emniyet kemerinin de takılmamış halde olduğunun görüldüğü, kazaya ilişkin trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 08.05.2018 tarihli raporda, …in asli ve tam kusurlu, …nın kusursuz olduğunun belirtildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 05.04.2019 tarihli raporda, …in olayda asli ve tam kusurlu olduğunun, sürücü …nın ise kusursuz olduğunun belirtildiği, tüm dosya kapsamına göre şüphelilerin üzerine atılı suçlar açısından … hakkında olayda kusursuz olması nedeniyle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, şüpheli … hakkında ise her ne kadar olayda tam kusurlu ise de sonucun kişisel ve ailevi durumu bakımından artık bir ceza hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez, bilinçli taksir halinde verilecek ceza altıda bire kadar indirilebilir şeklinde düzenlendiği, bu nedenle … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 26.12.2019 tarihli raporda, olayda sürücü …nın kusursuz olduğu, sürücü …in % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre:
Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak:
Madde 52 Sürücüler:
a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,
b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,
c) Diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak,
d) Kol ve grup halinde araç kullananlar, araçları arasında yönetmelikte belirtilen esaslara uygun olarak diğer araçların güvenle girebilecekleri açıklıklar bulundurmak zorundadırlar.
Ayrıca:
Karayollarında trafiğin akışı
MADDE 46- Karayollarında trafik sağdan akar.
Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler;
a) Araçlarını, gidiş yönüne göre yolun sağından, çok şeritli yollarda ise yol ve trafik durumuna göre hızının gerektirdiği şeritten sürmek,
b) Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte, sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek,
c) Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek,
d) Gidişe ayrılan en soldaki şeridi sürekli olarak işgal etmemek,
e) İki yönlü trafiğin kullanıldığı dört veya daha fazla şeritli yollarda aksine bir işaret bulunmadıkça, motosiklet, otomobil, kamyonet ve otobüs dışındaki araçları kullananlar, geçme ve dönme dışında en sağ şeridi izlemek, Zorundadırlar.
Dava konusu olayda davalı sürücü …, yönetimindeki … plakalı kamyonetiyle seyrederken aşırı süratli tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanmış, orta şeritte seyrederken sol şeride kontrolsüz şekilde geçmiş, bu sırada sol şeritte seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın geçmesini beklememiş, dikkatsiz ve tedbirsiz seyri ile bu araca yandan çarpmıştır. Bu nedenle davalı sürücü … olayda % 100 oranında tamamen kusurludur.
Davalı sürücü … ise, … plakalı aracıyla sol şeritte seyri sırasında orta şeritten dikkatsizce sola doğru gelip aracına yandan çarpan davalı sürücüye karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuzdur.
Olayda ölen davacıların murisi …ise, kaza anında yola düşerek ölümünden ve olay yeri inceleme raporundan da anlaşıldığı üzere yolculuğu sırasında emniyet kemeri takmak zorunda olmasına rağmen bu kurala uymamış, yolculuk yaptığı … plakalı aracın sağ bariyerlere çarpması sırasında aracın sağ camından dışarı doğru savrularak yol dışına düşmüştür. Bu nedenle olayda ölen …kendi ölümünde % 20 oranında müterafik kusurludur.
SONUÇ:
Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu olayda:
1.Davalı sürücü …in % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu,
2.Davalı sürücü …nın kusursuz olduğu,
3.Olayda ölen davacıların murisi …in kendi ölümünde % 20 (Yüzdeyirmi) oranında müterafik kusurlu olduğu…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen …,…,…tarafından hazırlanan 05/08/2021 tarihli ek raporda özetle;”…Dosya üzerinde yeniden inceleme ve kanaat: Davalılardan … Sigorta A.Ş. Vekili 26.01.2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunun tamamen yüzeysel olarak yapılmış olduğunu, hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, sigortalı sürücüye yüklenen kusurun hukuki ve teknik bir dayanağının olmadığını, sigortalının aşırı süratli ve dikkatsiz araç kullandığının ileri sürüldüğünü, ancak bu yönde bir araştırma veya belgenin olmadığını, bu yönüyle raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, kusur oranlarının doğru belirlenebilmesi için davacının uğradığı zararın taraflarca kusurları oranında hakkaniyetli bir şekilde düzenlenmesini açısından hayati önem taşıdığını, ancak fahiş kusur oranı ve eksik hatalı değerlendirme içeren raporu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, Karayolları Genel Müdürlüğünün kazada bir kusurunun olup olmadığının ve kazaya karışan araçlarda kazaya neden olacak bir teknik arıza olup olmadığının araştırılması gerektiğini, sisli havada gece vakti Karayolları Genel Müdürlüğünün kusurlu sayılması gerektiğini, bilirkişiler tarafından dosyadaki belge ve bilgilere ek bir araştırma yapılmadığını, eksik incelemeye dayalı raporu kabul etmediklerini, Yıldız T.Üniv. Hocalarından oluşacak heyetten rapor alınmasını istediklerini belirtmiştir.
Davacılardan …, … ve … vekili 02.02.2021 tarihli dilekçesinde özetle, kusurun tamamının davalı …’e yüklendiğini, davalı …’ya kusur yüklenmediğini, buna itiraz ettiklerini, olaya bizzat şahit olmayan polis memurları, yaşanan kazadan yara almadan kurtulan ve hastaneye götürülmeyen diğer sürücü ve yolcuların etkisi ve anlatımlarıyla kaza tutanağı düzenlediklerini, davalı …’in kazanın şokuyla polis memurlarına olayı tam anlatamadığını, itirazlarının tutanağa geçirilmediğini, polis memurlarının diğer tarafın etkisinde kaldığını, ayrıca gerek ATK ve gerekse İTÜ raporunda, kusurla ilgili değerlendirme yapılırken davalı …’nın 0,9 promil alkollü olduğunun, araçlardaki hasarların dikkate alınmadığını, davalı …’nın aracındaki tanık …’ın ifadesinde, orta şeritteki aracı geçtikleri sırada dediğini, buradan bu aracın daha süratli olduğunu, davalı …’in hakimiyetini kaybetmesi için bir neden olmadığını, …’nın aracıyla sürterek geçtiğinin kabulünün gerektiğini, …’in herhangi bir neden yokken aracının direksiyon hakimiyetini kaybedemeyeceğini, ilk çarpmanın … plakalı araç tarafından yapıldığı iddiasının araştırılması gerektiğini, davalı …’nın alkolün de etkisiyle yüksek hızla seyrederken sisin de etkisiyle diğer araca sürttüğünün kabulünün gerektiğini, kanaatlerince her iki sürücünün de kusurlu olduğunu, davalı …’nın kusursuz olamayacağını, bu nedenle eksik düzenlenen rapora itiraz ettiklerini, davalı Tolga’nın alkollü olmasının her iki raporda da dikkate alınmamasının bir izahının olması gerektiğini belirtmiş ve rapora itiraz ettiklerini belirtmiştir.
Dosya üzerinde yeniden yapılan incelemede, yukarıda özetlenen itiraz dilekçelerinde, dosyadaki eski dilekçelerin tekrar edildiği, dosyaya yeni bir belge veya bilgi sunulmadığı, kök rapor düzenlenirken tarafların bu iddialarının zaten incelendiği, dolayısıyla kök rapordaki değerlendirmelerin değişmesini gerektirecek bir durumun olmadığı anlaşılmakla kök rapordaki görüş ve kanaatimiz aynen sürmektedir.
Davacılar vekili davalı sürücü …’nın 0,9 promil alkollü olduğunu ileri sürmüşse de dosyadaki alkol test raporuna göre bu oran 0,9 değil 0,09 olup 10 kat daha azdır ve bu seviye alkolün varlığı nedeniyle, bilindiği üzere, sürücülerin alkollü olduğu kabul edilmemektedir. Ayrıca 2918 sayılı KTY’ye göre 0,5 promil’den daha fazla alkollü sürücülerin araç kullanmaları yasaktır.
Dava konusu olayda davalı sürücü …, yönetimindeki … plakalı kamyonetiyle seyrederken aşırı süratli tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanmış, orta şeritte seyrederken sol şeride kontrolsüz şekilde geçmiş, bu sırada sol şeritte seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın geçmesini beklememiş, dikkatsiz ve tedbirsiz seyri ile bu araca yandan çarpmıştır. Bu çarpmanın etkisiyle …’nın yönetimindeki araç sol tarafıyla sol bariyerlere çarpmıştır. Kaza anında bu aracın sağa doğru yönelerek orta şeritteki araca çarpması halinde sol taraftaki bariyerlere çarpması mümkün değildir. Bu nedenle davalı sürücü … hatalı şerit değiştirdiğinden olayda % 100 oranında tamamen kusurludur. Davalı sürücü … ise, … plakalı aracıyla sol şeritte seyri sırasında orta şeritten dikkatsizce sola doğru gelip aracına yandan çarpan davalı sürücüye karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuzdur. Olayda ölen davacıların murisi …ise, kaza anında yola düşerek ölümünden ve olay yeri inceleme raporundan da anlaşıldığı üzere yolculuğu sırasında emniyet kemeri takmak zorunda olmasına rağmen bu kurala uymamış, yolculuk yaptığı … plakalı aracın sağ bariyerlere çarpması sırasında aracın sağ camından dışarı doğru savrularak yol dışına düşmüştür. Bu nedenle olayda ölen …kendi ölümünde % 20 oranında müterafik kusurludur.
SONUÇ:
Yukarıda açıklandığı üzere tarafların itiraz dilekçeleri yönünden yeniden yapılan inceleme sonucu Kök rapordaki görüş ve kanaatinin aynen sürmekte olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen aktüerya bilirkişi … tarafından hazırlanan 05/10/2021 tarihli raporda özetle; “…I)Kusur durumu: dosyada mevcut ve en son heyetten alınan 21.01.2021 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde;
a)Davalı …’in(davalı…’nün maliki olduğu ve davalı … Sigorta tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı araç sürücüsü) %100 oranında kusurlu olduğu,
b)…’nın(davalı … Otomotiv Tic.Ltd.Şti’nun maliki olduğu ve davalı … Sigorta tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı araç sürücüsü) kusursuz olduğu,
c)Davacılar desteği …’in emniyet kemeri takmamış olması nedeniyle kendi ölümünde %20 müterafik kusurunun bulunduğu belirlenmiştir. Bu durumda;
d)İşbu raporda müteveffanın %20 müterafik kusur dışında kalan davalılar …, … ve … Sigortanın %80 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre maddi zarar hesabı yapılarak takdire sunulacaktır.
e)Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Davacılar desteğinin yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü … ile kardeş olması nedeniyle bu konudaki Yargıtay kararlarına göre hatır taşıması indirim koşulları bulunmamaktadır.
II)TAZMİNAT HESABI:
A)MÜTEVEFFANIN YAŞI VE BAKİYE ÖMRÜ
a)11.04.1967 doğumlu olan müteveffa …, 10.04.2018 vefat tarihinde (50)yıl, (10)ay, (29)günlük olup, (51)yaşında kabul edilerek TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrü (25) yıl ve muhtemelen (76) yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre kural olarak aktif çalışabilme yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (60-51)= 9 yıl ve pasif devresi (76-60)= 16 yıldır.
B)HAK SAHİPLERİ VE DESTEK SÜRELERİ
Her ne kadar müteveffanın annesi Hafıza davacı değil ise de; nüfus kayıtlarına göre annenin yaşıyor olması ve tazminat talep hakkının bulunması ile poliçe limitinin denetlenebilmesi bakımından zorunlu olarak dava dışı anne bakımından da hesaplama yapılacaktır. Buna göre;
Davacı eş bakımından müteveffanın bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak, orta öğrenimin zorunlu olduğu dikkate alınarak erkek çocuklar bakımından 20 yaşına kadar, anne bakımından kendi bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları süreler aşağıdadır.
Hak sahibi Doğum tarihi Vefat T.Yaşı Destek Süreleri
Eşi Emine 20.10.1982 35 (bakiye ömrü 44 yıl) 9+16 = 25 yıl
Oğlu Emirhan 26.06.2004 14 (20 yaşına kadar) 6 yıl
Oğlu İsmail 05.02.2000 18 (20 yaşına kadar) 2 yıl
Anne Hafıza 01.07.1930 88 (bakiye ömrü 4 yıl) 4 yıl
C)PAYLAR
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin bu konudaki son kararlarına göre müteveffanın gelirinin tamamı aşağıdaki oranlarda hak sahipleri arasında paylaştırılacaktır.
D)KAZANÇ DURUMU İLE BİLİNEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
a)SGK hizmet dökümünden müteveffanın kaza tarihindeki aylık brüt ücreti 2.029,50 TL olarak gözükmekte olup, bu tutar asgari ücrettir.
Dava dilekçesinde müteveffanın iyi geliri olan kuaför olduğu ve aylık kazancının 7.000,00- 8.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Dinlenen tanıklarda müteveffanın kuaförlük dışında ek işlerinin de olduğunu ve bu şekilde aylık gelirinin 6.000,00- 8.000,00 TL olduğunu beyan etmişlerdir.
Bu konudaki Yargıtay kararları dikkate alındığında sadece soyut tanık beyanına dayalı olarak belirlenen ücretin maddi zarar hesabında dikkate alınması mümkün gözükmemektedir. Yine bu konudaki Yargıtay kararlarına göre sendikalı olmayan çalışan için sendika tarafından toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre bildirilen emsal ücretin de dikkate alınması mümkün değildir.
Bunun dışında da müteveffanın SGK hizmet dökümünde gözüktüğü gibi asgari ücretin üzerinde kazanç sağladığını gösterir aksi yönde ve eşdeğer nitelikte Yargıtay kararlarına uygun yazılı belge bulunmadığından zorunlu olarak hesaplamalar asgari ücretlere göre(çocuğun birinin 18 yaşını ikmal etmiş olması nedeniyle evli ve bir çocuklular için agi dahil belirlenen asgari ücretlere göre) hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır. Buna göre;
b)Müteveffanın 10.04.2018-10.04.2021 arası geçen (3)yıllık işlemiş aktif devre net kazançları aşağıdadır.
E)BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
a)Müteveffanın işlemiş ve bilinen aktif devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
b)İşleyecek ve bilinmeyen bakiye aktif ve pasif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Müteveffanın işleyecek aktif devre başındaki bir yıllık geliri ise;
2.919,81 x 12 Ay = 35.037,72 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Pasif dönem zarar hesabına ise bu konudaki son Yargıtay kararlarına göre; rapor tarihi itibariyle bilinen brüt asgari ücretin, asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net yıllık tutarı olan (2.557,59×12=) 30.691,08 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
C)Peşin Değer
a)(6)yıllık işleyecek iskontolu aktif devrenin peşin değeri
Anne Hafıza bakımından 1 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı= 35.037,72 TL
Oğlu Emirhan bakımından 3 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı= 105.113,16 TL
Eş Emine bakımından 6 yıllık işleyecek iskontolu aktif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı = 210.226,32 TL
b)(16)yıllık işleyecek iskontolu pasif devrenin peşin değeri
Eş Emine bakımından 16 yıllık işleyecek iskontolu pasif devre net kazanç kaybı peşin değer toplamı = 491.057,28 TL
III)MADDİ TAZMİNATIN HESAPLANMASI:
1)Davacı Eş Emine’nin maddi zararı
Davacı eş olay tarihinde 35 yaşında ve 18 yaşından küçük 1 çocuk sahibidir. Davacı eşin yaşı ve çocuk sayısı dikkate alındığında AYİM tablosuna göre %12 oranında yeniden evlenme şansı bulunduğundan nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere hesaplanan maddi zarar tutarından %12 oranında yeniden evlenme şansı nedeniyle indirim yapılacaktır. Buna göre;
¸
¸
IV-DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ
a)… plakalı aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalamış olan davalı … Sigortanın kaza tarihindeki sorumluluk üst limiti 360.000,00 TL.dır.
Tüm hak sahiplerinin destek zararı poliçe limiti içinde kaldığından sigorta şirketi yukarıda belirlenen zarar tutarlarının tamamından sorumlu olacaktır.
b)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir.
Dava dosyasında başvuru belgesi bulunmadığından sigorta şirketinin 31.12.2018 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiştir.
Araç sürücüsü ve işleten bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 10.04.2018 tarihinde gerçeklemiş olacaktır.
c)Sigortalı aracın kullanım şekli hususi gözüktüğünden avans faizi talebine ilişkin takdir Sayın Mahkemeye aittir.
SONUÇ: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 22.10.2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat eden…’in geride kalan hak sahiplerinin;
Müteveffanın %20 müterafik kusur dışında kalan davalılar …, … ve … Sigortanın %80 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre;
a)Davacı Eş …’in destekten
yoksun kalma nedeniyle maddi zararının = 254.688,81 TL,
b)Davacı Oğlu …’in destekten
yoksun kalma nedeniyle maddi zararının = 25.475,47 TL,
c)Davacı Oğlu …’in destekten
yoksun kalma nedeniyle maddi zararının = 4.824,51 TL. olduğu,
d)Davacıların maddi zararı poliçe limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında olmadığı,
e)Davalı sigorta şirketinin 31.12.2018 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 10.04.2018 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
f)Sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü,
d) … plakalı araç sürücüsü …’nın kusursuz bulunması nedeniyle davalı sürücü …, araç maliki … Otomotiv Tic.Ltd.Şti ile anılan aracı sigorta eden Nippon Sigortanın işbu dava kapsamında sorumluluklarının söz konusu olmayacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Aktüerya bilirkişi Ayhan Tokat tarafından hazırlanan 24/12/2021 tarihli ek raporda özetle;
“…Müteveffanın %20 müterafik kusur dışında kalan davalılar …, … ve … Sigortanın %80 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre;
a)Davacı Eş …’in destekten
yoksun kalma nedeniyle maddi zararının = 382.745,14 TL,
b)Davacı Oğlu …’in destekten
yoksun kalma nedeniyle maddi zararının = 31.189,16 TL,
c)Davacı Oğlu …’in destekten
yoksun kalma nedeniyle maddi zararının = 4.824,51 TL. olduğu,

TOPLAM = 418.758,81 TL
d)Davacılar ile birlikte dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitler aşması nedeniyle 360.000,00 TL limit ile sınırlı olarak davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutarların aşağıdaki gibi olduğu;
Hak sahipleri Poliçe Limiti ele Sınırlı Olarak Talep Edilebilir Zarar Tutarı
Davacı Eş … = 317.766,40 TL
Davacı Oğlu … = 25.894,17 TL
Davacı Oğlu… = + 4.005,45 TL
Ara toplam = 347.666,02 TL
Dava dışı Anne … = + 12.333,98 TL
Genel Toplam = 360.000,00 TL
e)Yukarıdaki tespitlere göre davacıların toplam 418.758,81 TL.lık zararlarının 347.666,02 TL.sından davalılar … Sigorta, … ve…’nün müteselsilen sorumlu olacağı,
Geriye kalan (418.758,81- 347.666,02)= 71.092,79 TL.den davalılar … ve…’nün müteselsilen sorumlu olacağı,
f)Sayın Mahkemece takdir edilecek manevi tazminat tutarlarından davalılar … ve…’nün müteselsilen sorumlu olacağı,
g)Davalı … Sigortanın 31.12.2018 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup,
Araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 10.04.2018 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
h)Sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü,
ı) … plakalı araç sürücüsü …’nın kusursuz bulunması nedeniyle davalı sürücü …, araç maliki … Otomotiv Tic.Ltd.Şti ile anılan aracı sigorta eden… Sigortanın işbu dava kapsamında sorumluluklarının söz konusu olmayacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraf itirazları karşılanmak üzere bilirkişi değişikliğine gidilmiş olup aktüerya bilirkişi … tarafından hazırlanan 24/10/2022 tarihli raporda özetle; “…Kusur durumu: Dava dosyasına mübrez 05.08.2021 tarihli son bilirkişi heyet raporunda;
– … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %100 oranında tamamen KUSURLU olduğu,
– … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın kusursuz olduğu,
– Olayda ölen davacıların murisi …ise, kaza anında yola düşerek ölümünden ve olay yeri inceleme raporundan da anlaşıldığı üzere yolculuğu sırasında emniyet kemeri takmak zorunda olmasına rağmen bu kurala uymamış, yolculuk yaptığı … plakalı aracın sağ bariyerlere çarpması sırasında aracın sağ camından dışarı doğru savrularak yol dışına düşmüş, Bu nedenle olayda ölen Hüseyin Ünver’in kendi ölümünde % 20 oranında müterafik kusurlu olduğu,
Mütealâ edilmekte olup işbu ek rapora kusur yönünden esas teşkil edecektir.
KAZANÇ DURUMU:
a) Yüksek Yargıtay 4., 9., 10., 11., 19. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında Destekten yoksunluk tazminatlar müteveffanın olay tarihinden itibaren günümüze ve hüküm tarihine en yakın tarihe kadar geçen dönem içinde gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerektiği belirtilmektedir. Diğer yandan;
b) Dava dilekçesinde müteveffanın sağlığında Kadın Kuaförü olarak çalışmakta ve kazanç sağlamakta olduğu belirtilmiştir.
c) Sayın Mahkemece müteveffanın gerçek ücreti’nin tespit edilebilmesi için emsal ücret araştırması cihetine gidilmiş olup, bu konuda Sayın Mahkeme’nin müzekkeresine cevaben …kadın kuaförleri manikürcüleri odasının 21.09.2022 tarihli yazısında; 2018 yılı için Şişli, Nişantaşı semtinde kuaför olarak çalışan bir işçinin bahşiş ve primleriyle birlikte asgari 4.000,00 TL. kazanabileceği, yine bir kuaför işletmesi sahibi olan bir işletmecinin asagari 12.000,00 TL. net kâr elde edebileceği bildirilmektedir. Diğer yandan,
d) Yüksek Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında destek işyeri sahibi olsa bile o iş yerinin geliri değil o işyerini yönetici olarak görev yapan bir çalışanın geliri esas alınmalıdır demektedir.
Dava dilekçesinde, müteveffa desteğin bazen vergi mükellefi bazen de işçi şeklinde kuaför olarak çalıştığı belirtilmektedir. Buna göre;
Hukuki değerlendirme ve Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 4.000,00 TL. net toplam gelir işbu rapora esas teşkil edecektir.
e) 2018 yılından sonra ki bilinen dönem olan 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait emsal ücretler bilinmediğinden, Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda 2018 yılı için olduğu kabul edilen ve yukarıda tespit edilen AGİ siz (4.000,00 TL. – 287,78 TL. AGİ = 3.712,22 TL.) Net emsal Aylık ücret 2018 yılında uygulanan Yasal Asgari ücretin Net tutarı ile kıyaslandıktan sonra aynı şekilde 01.01.2019, 01.01.2020, 01.01.2021, 01.01.2022, 01.07.2022 tarihleri itibariyle uygulanan Net Aylık Yasal Asgari ücretleri ile kıyaslanarak anılan tarihler itibariyle ücret ve kazançlar belirlenecektir.
f) Net emsal Aylık ücret 2018 yılının tamamında uygulanan Yasal Asgari ücretin
¸
olduğuna göre Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da dikkate alınarak, 01.01.2019 dan 01.01.2023 tarihine kadar uygulanan Net Aylık Yasal Asgari ücretlerinde aynı şekilde (2,60) katı tutarı müteveffanın Net Aylık ücreti olarak kabul ve hesaba esas alınacaktır. Bu duruma göre müteveffanın aylık net ücreti aşağıdaki gibi olacaktır;
¸
g) Bu husustaki hukuki durumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağe kalmış olsa idi yukarıda belirtilen tarihler itibariyle belirlenen Net Aylık ücretler müteveffanın elde etmesi gereken ücretler olduğunun ve anılan Net Aylık ücretlere göre değerlendirme ve hesaplama yapılması gerektiğinin Sayın Mahkemece de kabulü halinde yukarıda tespit edilen Net Aylık ücretler hesaba esas alınacaktır. Bu duruma göre;
h) Müteveffanın 21.08.2013 – 21.08.2018 tarihleri arası (5) Yıllık İşlemiş Aktif Devredeki Net kazancı
¸
II) MADDİ TAZMİNATIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
A- a ) Müteveffanın 10.04.2018 – 10.04.2023 tarihleri arası geçen (5) yıllık işlemiş Aktif devredeki Net kazançları Meslek kuruluşları yazısı ve yukarıda açıklanan yöntemlere göre belirlemiş ve aynen esas alınmıştır. Öte yandan;
b) 10.04.2023 tarihinden itibaren işleyecek bakiye Aktif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Ekonomik konjonktür, iş hayatındaki toplu sözleşme ve pazarlık düzeni, sigortalının zamanla uzmanlaşma ve meslekte ilerleme olasılığı, işçi ücretlerinin henüz milletlerarası normların altında olması, ülke gerçekleri, milli gelirdeki artış ve bu artıştan çalışanlara ayrılabilen pay oranları gibi unsurlar ile uygulama ve yüksek Yargıtay’ca da benimsendiği üzere müteveffanın yıllık kazançlarında hak sahiplerinin işleyecek pasif devre içindeki destek süreleri sonlarına kadar meydana gelecek asgari artış nispetinin ve peşin ödeme nedeniyle yapılacak iskontonun %10 olarak belirlenmesinde yarar görüyoruz.
c) Yüksek Yargıtay 4., 9., 10.,11. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılacaktır. Öte yandan;
d) Davacının işleyecek Aktif Devre başındaki net aylık ücreti (14.300,91)TL. olduğuna göre;
e) İşleyecek Pasif Devre başındaki Net yıllık kazancı da; 14.300,91 TL. x 12 Ay = 171.610,92 TL. Net olup, işleyecek aktif devre hesabına esas alınacaktır.
f) 1 Yıllık Pasif Devre geliri:
Yüksek Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 25.09.2006 tarih ve 2006/8286 Esas ve 2006/8863 Karar sayılı ve diğer yerleşmiş içtihatlarında pasif devre zararının Yasal asgari ücrete göre hesaplanması gerektiği belirtildiğinden anılan içtihat doğrultusunda davacının Pasif devreye ait maddi zararı Yasal asgari ücrete göre tesbit ve hesaplanacaktır. Bu duruma göre;
01.07.2022-den itibaren uygulanmaya başlanan (6.471,00) TL. Aylık Brüt Yasal asgari üretin yasal kesintilerden sonra asgari geçim indirimine tabi tutulmayan Net Aylık tutarı (5.500,35) TL. olup buna göre (1) yıllık Emeklilik geliri (5.500,35) TL. x 12 Ay = 66.004,20) TL. olup, anılan yıllık emeklilik gelirinin her yıl asgari %10 artış kaydedeceği kabul edilerek, 10.04.2023 tarihinden itibaren (60) yaşına ulaşacağı (4) yıl sonraki baliğini bulmamıza yarayan ( n ) devre sonundaki Kn formülüne göre hazırlanmış tablodan istifade suretiyle (5.) yıl için bulunan (1,61051) % 10 artış baliğ kat sayısına itibar olunarak müteveffanın (60) yaşında ulaşacağı tarihte (1) yıllık ekmeklilik geliri (1,61051 TL. x 66.004,20 = 106.300,42 TL.) ye ulaşmakta olup, Pasif Devre hesabına esas alınacaktır.
B) P E Ş İ N D E Ğ E R:
a) 4 Yıllık İşleyecek Aktif Devrenin Peşin Değeri:
¸
b) 16 Yıllık İşleyecek Pasif Devrenin Peşin Değeri
¸
C) MADDİ TAZMİNATIN HESABI:
a) Davacıların (5) yıllık işlemiş maddi zararları 10.04.2018- 10.04.2023 tarihleri arası geçmiş yılları kapsamakta olup, Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak geçmiş yıllarda uğranılan işlemiş maddi zararların herhangi bir iskontoya tabi tutulması söz konusu olmadığından davacıların (9 ) yıllık işlemiş aktif devredeki maddi zararları iskontosuz olarak tespit ve hesaplanacaktır. Bu duruma göre
b) Davacıların destek süreleriyle orantılı olarak maddi zararları aşağıdadır.
¸
D) DAVACI HAK SAHİPLERİNİN NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARI:
a) Olayın meydana gelmesinde müteveffanın%20 Müterafik kusuru dışında kalan %80 kusur tutarı davacı hak sahipleri yararına Maddi Tazminat olarak nazara alınacaktır.
b) Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/2651 E. , 2020/70 K. İçtihat’ına göre davacı nikâhsız eşin evlenme ihtimali işbu rapor tarihine göre tespit edilmesi gerekmektedir. Buna göre;
Davacı eş halen (40) yaşında olup, (1) erkek çocuğu (23) yaşında üniversite öğrencisi, diğer erkek çocuğu ise (18) yaşında ve yukarıda açıklandığı üzere ömür boyu bakıma muhtaç durumdadır. Diğer yandan kaza tarihinden itibaren günümüze kadar aradan (4,5) yıllık bir süre geçtiği halde yeniden evlendiğine dair bilgi ve belge mevcut değildir. Bu duruma göre, yaşı, yaşadığı çevre ,fiziki durumu, çocuk sayısı ve çocuğunun yaşı da dikkate alındığında yeniden evlenme şansı ve ihtimalini önemli ve büyük ölçüde yitirmiş olmakla birlikte AYİM tarafından yapılan araştırmada (36-40) yaşları arası Dul bir kadın için yeniden evlenme şansı %9 olarak belirlenmiş, bu orandan (18) yaşından küçük her çocuk için (5) puan indirileceği belirtilmiş ki olayımızda 18 yaşında olsa bile bakıma muhtaç (1) çocuk annesi olduğuna göre belirlenen orandan (1) çocuk için (5) puan indirildiğinde davacı eşin (%4) oranında yeniden evlenme şansı ve ihtimali olduğu kabul edilerek hesaplanan Maddi tazminat miktarından %4 oranında yeniden evlenme şansı ve ihtimaline isabet eden tutarda indirim yapılarak kalacak olan %96 tutarındaki miktar davacı eş yararına Maddi Tazminat olarak nazara alınacaktır. Öte yandan;
c) Davalı sigorta şirketleri ve diğer davalılar tarafından davacılara ödeme yapıldığına dair herhangi bir belge ve bilgi olmadığından davacıların hesaplanan maddi tazminatlarından bu konuda bir tenzil yapılmayacaktır.
Diğer yandan;
d) SGK tarafından rücuya tabi davacı hak sahiplerine gelir bağlandığına ve ödeme yapıldığına dair bilgi ve belge mevcut olmadığından davacı hak sahiplerinin hesaplanan Maddi Tazminatlarından bu hususta da bir indirim yapılmayacaktır. Bu duruma göre
e) Davacı hak sahiplerinin Nihai ve Gerçek Maddi zararları aşağıdadır.
1) Davacı eş …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı
İndirime tabi tutulmayan maddi zararı = 800.504,49 TL
Müterafik kusur tenzili 800.504,49 TL x 20% = – 160.100,90 TL
Evlenme İhtimali Tenzili 640.403,59 TL x 4% = – 25.616,14 TL
Davacı eş …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı = 614.787,45 TL
2) Davacı oğlu …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı:
İndirime tabi tutulmayan maddi zararı = 407.484,42 TL
Müterafik kusur tenzili 407.484,42 TL x 20% = – 81.496,88 TL
Davacı oğlu …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı = 325.987,53 TL
3) Davacı oğlu …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı:
İndirime tabi tutulmayan maddi zararı = 69.769,21 TL
Müterafik kusur tenzili 69.769,21 TL x 20% = – 13.953,84 TL
Davacı oğlu …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı = 55.815,37 TL
4) Dava dışı anne …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı:
İndirime tabi tutulmayan maddi zararı = 113.162,26 TL
Müterafik kusur tenzili 113.162,26 TL x 20% = – 22.632,45 TL
Dava dışı anne …’in Nihai ve Gerçek Maddi zararı = 90.529,81 TL
E) ZORUNLU MALİ SORUMLULUK POLİÇESİ TEMİNATI LİMİTİ TUTARI :
a) İşbu rapora esas kusur raporuna göre kusurlu sürücü … tarafından kullanılan … aracın … Sigorta A.Ş ye ZMSS poliçeli olduğu anlaşılmaktadır.
Zeyilname yapılmasına bakılmaksızn kaza tarihinide kapsayan 01.01.2018-01.01.2019 tarihleri arası geçerli olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Teminat Limiti tutarının Sakatlık ve Ölüm halinde (300.000,00)TL. dir.
b) Dava dışı anne dahil olmak üzere davacı hak sahiplerinin yukarıda tespit ve hesaplanan Maddi zararları tutarı toplamı (1.087.120,16 TL.) olup, Poliçede belirlenen (360.000,00)TL. tutarındaki Teminat Limitini aşmaktadır. Bu duruma göre;
POLİÇEDE BELİRLENEN (360.000,00)TL. TUTARINDAKİ TEMİNATLA SINIRLI OLARAK DAVALI … SİGORTA A.Ş.NİN DAVACI HAK SAHİPLERİNİN HERBİRİNE KARŞI SORUMLULUĞU VE DAVACI HAK SAHİPLERİNİN POLİÇEDE BELİRLENEN TEMİNATLA SINIRLI NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARLARI AŞAĞIDADIR.
¸
F) DAVACILARIN DAVALI … VE KAAN TÜTÜNCÜDEN MÜTESELSİLEN TALEP EDEBİLECEKLERİ NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARLARI

¸
G) TEMERRÜT TARİHİ:
a) Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren (8) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir.
b) Dava dilekçesinde olay tarihinden itibaren avans faizi talep edilmektedir
c) Davacı tarafca davalı … Sigorta A.Ş.ye ödeme hususunda başvuruda bulunulduğu bildirilmekte ve bu başvuru … Sigorta A.Ş. tarafından da teyid edilmektedir. Ancak ne zaman tebellüğ edildiği dosya kapsamından tespit edilememktedir. Bu duruma göre;
Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tebellüğ edildiği tarihten (8) iş günü sonrası davalı … Sigorta A.Ş. bakımından Temerrüt ve faiz başlangıç tarihi olarak kabulü gerekmektedir.
d) Dava dilekçesinde faiz türü olarak “AVANS FAİZİ” talep edilmektedir. Ancak … plaka sayılı aracın tescil belgesinde kullanım amacı “HUSUSİ” olarak belirtilmekte olup faiz türünün “YASAL FAİZ” olarak kabulü gerekmektedir.
e) Diğer davalılar … ve… bakımından Temerrüt ve faiz başlangıç tarihinin olay tarihi olarak kabulü gerekmektedir.
S O N U Ç : Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 10.04.2018 tarihinde meydana gelen Trafik kazası sonucu vefat eden …’in geride kalan hak sahiplerinden;
1) Davacı eş …’in ;
a) Davalı … Sigorta A.Ş.den talep edebileceği nihai ve gerçek maddi zararının (203.580,00)TL.den ibaret bulunduğu,
b) Diğer davalılar … ve… den talep edebileceği Nihai ve gerçek maddi zararının (411.207,45)TL.den ibaret bulunduğu,
2) Davacı oğlu …’in;
a) Davalı … Sigorta A.Ş.den talep edebileceği nihai ve gerçek maddi zararının (107.964,00)TL.den ibaret bulunduğu,
b) Diğer davalılar … ve… den talep edebileceği nihai ve gerçek maddi zararının (218.023,53)TL.den ibaret bulunduğu,
3) Davacı oğlu …’in;
a) Davalı … Sigorta A.Ş.den talep edebileceği nihai ve gerçek maddi zararının (18.468,00)TL.den ibaret bulunduğu,
b) Diğer davalılar … ve… den talep edebileceği nihai ve gerçek maddi zararının (37.347,37)TL.den ibaret bulunduğu…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacılar vekilinin 01/12/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile belirsiz alacak davasına konu destekten yoksun kalma tazminat talebini arttırarak neticeten davacı eş yönünden 203.580-TL, davacı Emirhan yönünden 107.964-TL, davacı İsmail yönünden 18.468-TL’nin tahsilinin talep edildiği, dilekçenin davalılar vekillerine/ davalı asillere tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada; 10/04/2018 tarihinde tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle davacıların (eş ve 2 çocuk) destekten yoksun kalma sebebine dayalı olarak maddi tazminat isteminde bulunduğu, müteveffa …’in … plakalı araçta yolcu olduğu, kazanın çift taraflı gerçekleştiği, karşı aracın … plakalı araç olup davanın her iki aracın sürücüsü, malikleri ve ZMSS’yi düzenleyen sigorta şirketleri aleyhine ikame edildiği görülmüştür. Davanın hukuksal zemini kapsamında tatbiki gereken Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesi gereğince; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlendiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinin; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesinin ise; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlenmekle anılı hükümler kapsamındaki sorumluluğa dayalı olarak davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup anılı maddeye göre; gerek kasten, gerek ihmal yahut tedbirsizlik ile haksız surette bir başkasına zarar ikâ eden kimse, o zararın tazmini ile yükümlü olacaktır.
Destekten yoksun kalma tazminatı ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde düzenlenmiş olup haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada trafik kazası neticesinde vefat eden …’in davacı …’in eşi, diğer davacıların ise babası olduğu, ayrıca davacı …’in otizm tanısı ile ömür boyu %40 zihinsel engelinin bulunduğu, bu hali ile ölenin, ölüm vuku bulmasaydı davacılara destek olacağı açık olduğundan davacıların desteğini yitirdiği ve bu nedenle zarara uğradıkları kabul edilmiştir.

Anılı kanuni düzenlemeler ışığında ilk olarak davalı … sigorta şirketine (ZMSS) sigortalı, davalı … Ltd. şirketinin maliki olduğu … plakalı aracın sürücüsü davalı … ile davalı … sigorta şirketine (ZMSS) sigortalı, davalı…’nün maliki olduğu, … plakalı araç sürücüsü davalı …’in davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde kusurlu olup olmadığı meselesi üzerinde durulmuş olup savcılık aşamasında alınan ATK kusur raporu, mahkememizce alınan ATK kusur raporu, İTÜ öğretim görevlileri marifeti ile düzenlenen bilirkişi raporu, hasar dosyaları ve kaza tespit tutanağı tetkik edilmiştir. Bu noktada yapılan inceleme neticesinde; davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki kamyonet ile orta şeridi takiben seyri sırasında, önünde sol şeridi takiben aynı istikamette seyreden diğer sürücü idaresindeki otomobili nizamlara uygun şekilde, bu araç ile arasında yeterli açıklık bırakarak, yeterli mesafede geçmesi ve yine mahal şartlarını dikkate alarak kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde müteyakkız olarak seyrini sürdürmeye özen göstermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sol şerit üzerinde seyreden bu otomobili geçmek istediği sırada sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybederek bu otomobilin sağ arka kısımlarına çarpması neticesi meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, diğer davalı sürücü …’nın ise sevk ve idaresindeki otomobil ile nizami şekilde sol şerit üzerinde seyir halindeyken, aracının sağ arka kısmlarına diğer sürücünün dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde çarpması neticesi meydana gelen olayda atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacılar tarafından davalı sürücü …’nın 0,9 promil alkollü olduğu ileri sürülmüş ise de dosyadaki alkol test raporuna göre bu oranın 0,9 değil, 0,09 olup bu seviye alkolün yasal sınırların çok altında olduğu görülmüştür. Ayrıca kaza tespit tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi delillerden olup aksinin de aynı derecedeki deliller ile ispatlanması gerekmektedir. ( Emsal ilam: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/786 esas, 2021/2254 karar sayılı ilamı.) Ancak dosya kapsamında davalı sürücü …’nın kusurlu olduğu iddiasının tutanak ile aynı derecedeki delillerle ispat edilemediği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle kusuru bulunmayan davalı …’nın zarardan sorumlu tutulamayacağı gibi işbu davalının sevk ve idaresindeki … plakalı araç maliki … Ltd. şirketi ile davalı … sigorta şirketinin de tazmin sorumluğunun bulunmadığı anlaşılmakla; anılı davalılar yönünden davanın reddine dair hüküm kurulması gerekmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesindeki; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki; “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmekle birlikte ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile birlikte 1.8 teknik faizin uygulanamayacağından dolayı, uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirildiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerektiği anlaşılmakla; anılı yönteme uygun şekilde, müteveffanın SGK kayıtları ile emsal ücret araştırmaları ve davacı Emirhan’ın ömür boyu zihinsel engel durumu nazara alınarak yapılan son tarihli aktüerya bilirkişi raporundaki hükme esas alınmaya elverişli bulunan hesaplama neticesinde davacı eş …’in poliçe limiti kapsamında talep edilebilir maddi zararının 203.580-TL, davacı çocuk …’in poliçe limiti kapsamında talep edilebilir maddi zararının 107.964-TL, davacı çocuk İsmail Ünver’in poliçe limiti kapsamında talep edilebilir maddi zararının 18.468-TL olarak belirlenmesi gerekmiştir. Anılı tespitler ve kanuni düzenlemeler uyarınca asli kusuru ile kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren davalı sürücü …, davalı araç maliki… ve davalı … sigorta şirketinin (ZMSS) desteğini kaybeden davacı eş ve çocukların işbu maddi zararını tazmin ile yükümlü olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü yönünden inceleme yapılmış olup davalı sürücü ve davalı araç maliki yönünden temerrüt, haksız fiil tarihi olan 10/04/2018 tarihi itibari ile başlamıştır. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği düzenlenmekle davacıların dava tarihinden önce 07/12/2018 tarihli başvurusu neticesinde davalı … sigorta şirketi yönünden temerrütün 18/12/2018 tarihi itibari ile başladığı anlaşılmıştır. Kazaya neden olan aracın hususi kullanım vasfında olması nedeni ile yasal faize hükmedilmesinin gerektiği, değer arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla; davalı …, davalı… ve davalı … sigorta şirketi yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalılar … Sigorta Şirketi, … ve … Ltd. Şti aleyhine açılan davanın işbu davalılar yönünden REDDİNE,
2-Davalılar … Sigorta A.Ş, …, … aleyhine açılan davanın KABULÜ ile,
A-Davacı … yararına 203.580,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve… yönünden kaza tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-Davacı … yararına 107.964,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve… yönünden kaza tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
C-Davacı … yararına 18.468,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve… yönünden kaza tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 22.543,12 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 4.952,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.590,34 TL harcın davalılar … , … ve … Sigorta A.Ş.’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 4.100,00 TL bilirkişi ücreti, 323,00 TL adli tıp rapor ücreti ve 2.258,55‬ TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 6.681,55 TL yargılama giderinin, davalılar … , … ve … Sigorta A.Ş.’nden tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 49.201,68 TL vekalet ücretinin davalılar … , … ve … Sigorta A.Ş.’nden alınıp davacılara ödenmesine,
6-Davalılar … Sigorta A.Ş ile davalı … aleyhine açılan dava reddedildiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş ile davalı …’ya ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç ve 4.782,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.988,68 TL’nin davalılar … , … ve … Sigorta A.Ş.’nden alınarak tahsili ile davacılara ödenmesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır