Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1219 E. 2021/683 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1219
KARAR NO : 2021/683
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine yapılan icra takibinde, ödeme emrinin davalıya 29/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından süresi içerisinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında 12/02/2018 tarihinde ara bağlantı hizmeti sağlanmasını teminen “ara bağlantı sözleşmesi”nin akdedildiğini, müvekkili şirketin, işbu sözleşme kapsamında yüklendiği edimleri eksiksiz olarak ifa etmiş olmasına rağmen, davalı yanca ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi üzerine davaya konu icra takibine girişildiğini, söz konusu takibe davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı üzerine, davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesinde, işbu icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığı ileri sürüldüğünü, davalının bu iddiasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından, mezkur sözleşme kapsamında gerçekleştirilen ticari ilişki neticesinde düzenlenen; 30/04/2018 tarih ve … seri no’lu, 30/04/2018 tarih ve … seri no’lu, 31/05/2018 tarih ve … seri no’lu, 31/05/2018 tarih ve … seri no’lu, 30/06/2018 tarih ve … seri no’lu, 30/06/2018 tarih ve … seri no’lu e-faturalar davalı tarafa iletilmiş olmasına rağmen, davalı yanca bu tutarların ödenmediğini, müvekkili ile davalı arasında akdedilen ara bağlantı sözleşmesinin anlaşmazlıkların halli başlıklı 14. maddesi uyarınca, taraflar arasında anlaşmazlık bulunması halinde İstanbul Merkez mahkemeleri ve icra müdürlüklerine başvurabileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin mezkur sözleşmede yapılan yetki anlaşması çerçevesinde İstanbul icra daireleri nezdinde icra takibi başlattığını, açıklanan nedenlerle ve taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi mevcut olduğu değerlendirildiğinde davalının takibe yetkisiz icra dairesinde girişildiğine yönelik beyanlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kabul anlamına gelmemekle Mahkememizce yetki anlaşmasının geçersiz olduğuna kanaat getirilmesi durumunda da, TBK’nın 89. maddesi uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği göz önüne alınarak, icra takibinin yetkili icra dairesinde açıldığının kabul edilmesi gerektiğinin açık olduğunu, müvekkili şirket ile davalı yanca akdedilen mezkur sözleşme kapsamında davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, somut olayda para borcunun ifa edileceği yer olan müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu yer göz önüne alındığında, İstanbul icra dairelerinin özel yetkiye sahip olduğunun ortada olduğunu, açıklanan sebeplerle somut olayda İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında imzalanan ara bağlantı sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili şirket tarafından hem davalı tarafından itiraz edilmeyerek içeriği kesinleşen işbu faturaların ödenmemesi üzerine, hem de ilave teminat yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sebebiyle davalıya 20/04/2018 tarih ve … yevmiye numaralı, 18/06/2018 tarih ve … yevmiye numaralı, 02/08/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerin gönderildiğini, davalının sözleşmeden doğan ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin istendiğini, davalının işbu ihtarnamelere rağmen ödeme yükümlülüğünü ve ilave teminat yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine müvekkili şirketin, mezkur sözleşmenin “Sözleşmenin durdurulması ve fesih” bölümünde belirlendiği üzere, sözleşmeyi feshetme ve durdurma hakkını kullandığını, bunu müteakiben davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası üzerinden davaya konu icra takibinin başlatıldığını beyanla davalı tarafından, … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyasına yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, itirazın haksız olması sebebiyle müvekkili şirket lehine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ara bağlantı sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … İcra Dairesi’nin 2018/… takip sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından, davalı … aleyhine 906.507,09 TL asıl alacak, 5.961,00 TL gecikme zammı, 2.424,67 TL işlemiş faiz, 436,44 TL %18,00 KDV’si olmak üzere toplam 915.329,20 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak olarak 30/04/2018 tarih ve … seri no’lu, 30/04/2018 tarih ve … seri no’lu, 31/05/2018 tarih ve … seri no’lu, 31/05/2018 tarih ve … seri no’lu, 30/06/2018 tarih ve … seri no’lu, 30/06/2018 tarih ve … seri no’lu faturaların gösterildiği, ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edilemediği ancak davalı vekilinin 29/08/2018 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce sunulan deliller, icra takip dosyası ve tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibariyle davacının talep ettiği şekilde faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmek üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyeti 05/03/2020 tarihli raporunda özetle; davacı … A.Ş. ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında 12/02/2018 tarihinde “Ara Bağlantı Sözleşmesi” imzalandığını, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerden yevmiye ve defter-i kebir defterlerinin e-defter olduğunu, yevmiye ve defter-i kebir e-beratlarının oluşturma tarihlerinin süresi içerisinde olduğunu, envanter defterinin açılış noter tasdiklerinin zamanında yaptırılmış ve bu kapsamda davacının ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğunu, davalı şirket inceleme günü defter ve belgelerini Mahkememize ibraz etmediğinden defter ve belgelerinin incelenemediğini, davacının ticari defterlerinde davalı ile olan ticari ilişkisini müşteriler hesabı ve 128 kodlu şüpheli ticari alacaklar hesaplarında takip ettiğini, hesaba taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden takip tarihine kadar toplam 988.868,80 TL tutarında, 2019 Nisan-Mayıs-Haziran aylarına ait sms bedeli açıklamalı 6 adet satış faturasının davalı adına borç olarak kaydedildiğini, iş bu faturalara karşılık davalıdan hiçbir tahsilat yapılamadığını, hesaba sadece 03/08/2018 tarihinde 100.000 TL tutarında teminat mektup bedeli tahsilatının alacak olarak kaydedildiğini, tüm bu işlemlerin sonucunda davacının kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 888.868,80 TL alacaklı olduğunu, takip tarihinden sonra hesaba 13/08/2018 tarihinde 17.638,29 TL tutarlı faiz bedeli açıklamalı faturanın da borç olarak kaydedildiğini, dolayısıyla takip bakiyesinin 906.507,09 TL olduğunu, icra takibinin de bu tutar üzerinden açıldığını, davacının takipte talep ettiği tutarlarda alacaklı olduğunu, davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibinin, 906.507,09 TL asıl alacak + 5.961,00 TL gecikme zammı + 2.424,67 TL işlemiş faiz + 436,44 faizin %18 Kdv.’si olmak üzere toplam 915.329,20 TL tutarından devam etmesinin uygun olacağını tespit ve beyan etmiştir. Davacı vekiline bilirkişi raporunda bahsi geçen faiz faturasını sunması ve takipte talep edilen asıl alacak tutarı ile takip talebine eklenen fatura tutarları arasındaki farklılığı açıklaması hususunda süre verilmiş, davalının BS-BS formları celp edilmiş, bilirkişi heyetinden sunulan açıklama dilekçesi, BA-BS formları ile davacının hizmet verdiği sistem üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle, faturalara konu hizmetin verilip verilmediği, taraflar arasında mutabakat olup olmadığı ve her bir fatura bedeli yönünden temerrüt tarihi gösterilmek suretiyle faizin hesaplanması, teminat mektubu bedelinin işlemiş faizden mahsubu ile mahsup edildiği tarihten takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplanması, gecikme bedeli yönünden de hesaplama yapılması için ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 17/08/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacı şirket tarafından davalı adına 2018 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında tanzim edilen toplam 787.570 TL tutarlı 5 adet faturanın davalı tarafından bağlı olduğu vergi dairesine sunulan BA formlarında yer aldığını, bu şekilde faturaların davalının ticari defterlerine işlenmiş olduğunun anlaşıldığını, davacının hizmet verdiği sistem üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, takip ve dava konusu faturalardaki hizmetlerin davalıya verildiğinin tespit edildiğini, davacı tarafından teminat mektubunun 03/08/2018 tarihinde paraya çevrildiğini, bu tarih itibariyle davacının toplam 988.868,80 TL alacaklı, mahsup işlemi sonrasında 888.868,80 TL alacaklı olduğunu, bu tutara 03/08/2018 tarihine kadar faturalara işlemiş 17.638,29 TL bedelli faiz faturasının eklendiğini, buna göre davacının alacak tutarının 906.507,09 TL olduğunu, teminat mektubu bedelinin öncelikle 17.638,29 TL tutarlı faiz faturasından kalan 82.361,71 TL’lik kısmın ise fatura bedellerinden indirilmesi neticesinde 03/08/2018 tarihinden takip tarihine kadar her bir fatura bazında işlemiş faiz hesaplamasına göre toplam talep edilebilecek faiz tutarının 2.424,68 TL olduğunu, davacı tarafın başlattığı takibin 906.507,09 TL asıl alacak, 5.961 TL gecikme zammı ile 2.424,67 TL faiz ve 436,44 TL faizin kdv’si üzerinden devam etmesi gerektiğini tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce raporda gecikme zammı yönünden hesaplama yapılmadığı anlaşılmış ancak yargılamanın sürümcemede bırakılmaması amacıyla yeniden ek rapor alınmaksızın hesaplama yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin ortak hükümler başlıklı 3.2. maddesinin 3. fıkrasında, faturaların son ödeme tarihlerine kadar ödenmemesi halinde süresi içerisinde ödeme yapmayan tarafın diğer tarafa, alacağın muaccel olduğu tarihten ödemenin fiilen yapıldığı tarihe kadar T.C. Merkez Bankası avans faiz oranı esas alınmak suretiyle hesaplanacak gecikme faizinin yanı sıra, ayrıca yıllık %10 oranında gecikme cezası ödeyeceğinin, gecikme zammının sadece alacağın muaccel olduğu tarihten ödemenin fiilen yapıldığı tarihe kadar talep edilebileceğinin kabul edildiği, TBK’nın 179/2. maddesi uyarınca ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklının, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebileceği, buna göre takipte talep edilen gecikme zammı bedelinin ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğu ve davacı tarafından her bir faturanın vadesinden takip tarihi arasında geçen süre için avans faiz oranında talep edilebileceği anlaşılmış ve tablo halinde yapılan hesaplama neticesinde;
FATURA TUTARI TL
BAŞLANGIÇ
TAKİP TARİHİ
ORAN (%)
GÜN
GECİKME ZAMMI TL
280.275,04
03/08/2018
08/08/2018
10,00
5
383,94
1.062,88
29/06/2018
08/08/2018
10,00
40
11,65
435.991,17
29/06/2018
08/08/2018
10,00
40
4.777,99
467,13
31/07/2018
08/08/2018
10,00
8
1,02
188.710,87
31/07/2018
08/08/2018
10,00
8
413,61
906.507,09
TOPLAM
5.588,21
TALEP
-5.961,00
FARK
-372,79
Davacının toplam 5.888,21 TL gecikme zammı talep edebileceği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında imzalanan 12/02/2018 tarihli ara bağlantı sözleşmesi ile kurulan ticari ilişki kapsamında, davacı tarafından davalıya işletmekte olduğu GSM mobil telefon şebekesi ile işletmeci şebekesi arasında tesis edilecek arabağlantı ve ilgili diğer hizmetleri vermeyi üstlendiği, davacı tarafından verilecek hizmetlerin sözleşmenin 2.1.1. maddesinde düzenlendiği, davacının söz konusu hizmetler karşılığında aylık olarak faturalarını tanzim ettiği ve davalıya gönderdiği, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalıya, 18/06/2018, 02/08/2018 ve 06/08/2018 tarihli Noter ihtarnameleri tebliğ edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiği, ödeme yapılmaması nedeniyle davaya konu icra takibinin başlatıldığı, her ne kadar davalı taraf takibe borcu olmadığından bahisle itiraz etmiş ise de, teknik bilirkişi tarafından sistem üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafından faturalara konu hizmetin verildiğinin tespit edildiği, aynı zamanda davalının tebliğ aldığı faturaları iade etmeyerek bağlı olduğu vergi dairesine bildirdiği, bu şekilde davacının fatura bedelleri yönünden alacaklı olduğunu ispat ettiği, davalı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir kayıt sunulmadığı ve davacının usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde de davalı tarafından yapılmış ödeme kaydının olmadığı, alınan kök ve ek rapor uyarınca davacının kendi kayıtlarına göre takip konusu faturalar nedeniyle 03/08/2018 tarihi itibariyle 988.868,80 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından sözleşme uyarınca verilen 100.000 TL bedelli teminat mektubunun bu tarih itibariyle paraya çevrildiği ve alacak tutarından indirildiği, daha sonra her bir fatura için vadesinden (fatura tarihinden itibaren 30 gün sonrası), 03/08/2018 tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanarak takip alacağına eklendiği, bu şekilde 888.868,80 TL alacağa eklenen 17638,29 TL gecikme faizi faturası ile birlikte takibin 906.507,09 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, ek raporda yapılan hesaplama neticesinde teminat mektubu bedelinin öncelikle işlemiş faiz, sonra asıl alacaktan mahsubu ve kalan asıl alacağa 03/08/2018 tarihinden takip tarihine kadar faiz işletilmesi suretiyle davacının, takip tarihi itibariyle 906.507,09 TL asıl alacak ve 2.424,67 TL işlemiş faiz ve 436,44 TL faizin kdv’sini talep edebileceği, Mahkememizce, sözleşmeye göre her bir fatura vadesinden takip tarihine kadar avans faizi oranı üzerinden yapılan hesaplama neticesinde talep edilebilecek gecikme zammı bedelinin ise 5.888,21 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile açıklanan tutarlar üzerinden haksız itirazın iptaline, takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile davalının … İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasına itirazının asıl alacak 906.507,09 TL, işlemiş faiz 2.424,67 TL, faizin kdv’si 436,44 TL ve gecikme zammı 5.888,21 TL olmak üzere toplam 915.256,41 TL yönünden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan 915.256,41 TL alacak üzerinden hesaplanan 183.051,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 62.521,16 TL’den peşin alınan 15.480,88 TL harcın mahsubu ile kalan 47.040,28 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.150 TL bilirkişi ücreti, 188,20 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.338,20 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 3.330 TL ile ilk harç 15.516,78 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 62.812,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır